.

.

27 Aralık 2011 Salı

Yeni TTK Devrimi: Anonim şirket ortaklarına şirkete borçlanma yasağı 01.10.2011 - 08:59 Yavuz AKBULAK / SPK Başkanlık Danışmanı

Bilindiği üzere Türk şirketler hukukunda en önemli sorunlardan biri, ortakların şirkete olan kısa ve uzun süreli borçlarının izlendiği ortaklar cari hesabı (ortaklardan alacak hesabı) olup, hesabın borç kalanı vermesi, ortağın şirkete borçlu olması anlamı taşımakta, bilhassa sermaye (anonim) şirketlerinde, şirket ortağının şirkete borçlu olması, şirketin fonlarının ya da sermayesinin ortaklarca kullanıldığını, yani şirketin ortaklar için bir tür kredi kuruluşu işlevi gördüğünü ifade etmektedir. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 15/ son maddesi halka açık anonim şirketlerin yönetim, denetim veya sermaye bakımından dolaylı veya dolaysız olarak ilişkili bulunduğu diğer bir teşebbüs veya şahısla emsallerine göre bariz şekilde farklı fiyat, ücret ve bedel uygulamak gibi örtülü işlemlerde bulunarak karını ve/veya mal varlığını azaltamayacağını, 47/A-6 maddesi ise söz konusu işlemlerde bulunarak karı veya mal varlığı azaltılan tüzel kişilerin yetkilileri ve bunların fiillerine iştirak edenlerin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağını hükme bağlamıştır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren 13/f.1 maddesi de kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağını hükme bağlamıştır.

İşte, 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve esas itibariyle hükümleri 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK), anonim şirketler (AŞ) bakımından kurumsal yönetimi hakim kılabilmek amacıyla eşit işlem ilkesi ile şirkete borçlanma yasağını getirmiştir. Buna göre, pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur (Yeni TTK m.357). Bu hükümle, Yeni TTK'nın evrensel nitelikteki eşit işlem ilkesini yasal bir üst-kural haline getirdiği anlaşılmakta, anılan hüküm organların öznel ve keyfi karar ve uygulamalarını engellemeyi amaçlamaktadır. Yeni TTK m.358 ise iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahiplerinin şirkete borçlanamayacağı hükmünü getirmiştir. Bu düzenleme hukuk sistemimizde yeni olup, ticaret yaşamında yaygın ve kazandığı boyutlar dolayısıyla verdiği zararlar oldukça genişlemiş olan, kötü ve sakat bir uygulamayı önlemeyi amaçlamaktadır. Çünkü, hükümle pay sahiplerinin şirkete karşı borçlanmalarının, yani sermaye taahhüdü dahil, birçok iş ve işlemde şirket kasasını kullanmalarının, kişisel harcamalarını bu kanaldan yapmalarının, hatta şirketten para çekmelerinin engellenmesi hedeflenmektedir. Söz konusu hükme aykırılık, aynı zamanda cezai yaptırıma da bağlanmıştır.

Yeni TTK'nın 562'nci maddesinin beşinci fıkrasının (c) bendine göre Yeni TTK madde 358'e aykırı olarak şirkete borçlananlar, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak bu hükmün istisnasız bir şekilde ve katı bir tarzda uygulanması haksızlıklara yol açabileceğinden, m.358'in ikinci kısmında meğer ki borç, şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olsun ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulsun hükmüne yer verilmiş olup, böylece işletmesi dolayısıyla şirketle iş yapan paysahiplerinin, şirketin her müşterisi gibi vadeli, konsinye (tamamen güven esasına dayalı olarak, kesin satış tarihinden önce mal gönderilmesi yöntemi) veya benzeri yöntemlerle şirketten mal alabilmelerine olanak sağlanmıştır.

Diğer taraftan, Yeni TTK madde 395/f.2 uyarınca, AŞ'ler bakımından Yönetim kurulu üyesi, onun yakınları (yani yönetim kurulu üyesinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan (*) biri ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından (**) biri; Yeni TTK madde 393/f.1), kendisinin ve söz konusu yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ve en az %20'sine katıldıkları sermaye şirketleri, şirkete nakit veya ayın borçlanamazlar. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi halde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilirler.

Elbette, yukarıdaki tüm düzenlemeler, muhasebe hukukumuzda var olan ortaklar cari hesabının önüne geçme amacı taşımakta, A.Ş.'lerde kurumsal yönetim ilkelerini tesis etme hedefi gütmektedir. Yeni TTK m.644/f.1-b hükmü uyarınca, limitet şirketlerde de şirkete borçlanma yasağı konusunda da A.Ş.'lerle ilgili hükümler (Yeni TTK madde 358, madde 562/f.5-c) geçerli olacaktır. Öte yandan, 6102 sayılı Yeni TTK ile aynı tarihli resmi gazetede yayımlanan 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un Pay sahiplerinin ve limited şirket ortaklarının şirkete borçlanma yasağı başlıklı 24'üncü maddesi uyarınca, (yeni) Türk Ticaret Kanunu'nun 358'inci maddesine aykırı şekilde, anonim veya limited şirkete borçlu olan pay sahipleri ve ortaklar, borçlarını, anılan kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içinde, nakdi ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorundadır. Borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulması bu madde anlamında tasfiye sayılmaz. Burada belirtilen süre içinde tasfiye gerçekleşmemişse, (yeni) Türk Ticaret Kanunu'nun 562'nci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanır (cezai yaptırım). Tasfiye süresinin geçmesinden sonra, şirketin alacaklıları, alacakları için, şirkete borçlu olan pay sahibini veya limitet şirket ortağını takip edebilir. Kuşkusuz, tüm bu düzenlemeler ülkemiz ticaret hukuku sistematiği açısından devrim niteliğinde olup, asıl sonuçlar uygulamada görülecektir.

(*) Alt soy=kişinin çocuğu, torunu ve torunun çocuğu. Üst soy=biri öbürünün dölünden (sulbünden) gelenler arasındaki hısımlık; yani usul hısımlığı olup, örnek olarak çocuğun babasına olan hısımlığı verilebilir.

(**) Üçüncü derece kan hısımları, kardeşlerimizin çocukları yani yeğenler, amca, hala, dayı ve teyzedir. Üçüncü derece kayın hısımları ise, eşin kardeşinin çocukları yani eşin yeğenleri, diğer bir ifadeyle kayın, baldız ve görümce çocukları, eşin dayısı, amcası, halası ve teyzesinden oluşur.

LİMİTED ŞİRKETLERDE SERMAYE AZALTILMASI KONUSU-Tarih: 31.08.2009

Limited şirketlerde sermaye arttırılması veya azaltılması gibi konular ortaklar kurulu kararının alınması ile ilgilidir.Konuyla ilgili TTK’nun 396 ila 398. maddelerine göre işlem yapılabilmektedir.Bu madde hükümlerine göre ancak şirket alacaklılarının haklarının tamamını karşılayacak miktarda aktif mevcut olduğu,mahkeme tarafından atanacak bilirkişiler tarafından saptanmadıkça esas sermayenin azaltılmasına karar verilemeyecektir.

Limited şirketlerde,2 nedenle sermayenin azaltılmasına karar verilebilir.1-Şirketin faaliyetini karşılayacak kısımdan arta kalan sermayenin şirket bünyesinden çıkartılarak pay sahiplerine geri ödenmesi,yani sermayenin bir bölümünün fazla olup kullanılmıyor olması durumudur.2-şirket bünyesinde ortaya çıkan reel zararların ortadan kaldırılması talep edilmelidir.

Bilindiği gibi, TTK’nun 528. maddesi hükmü gereği esas sermayenin azaltılması hali müstesna olmak üzere, ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermayenin ödenmesi tecil olunamayacağı gibi ortakların bu borçtan ibra edilmeleri de caiz değildir.” hükümlerini taşımaktadır.Bu hükümlere göre, sermayenin azaltılmasında ortakların sermaye taahhüt borçları bulunduğu takdirde bu taahhüt tecil edilebilmektedir.

Diğer taraftan, sermaye azaltılmasında izlenecek usuller kısaca şöyledir:

1. Payların itibari değerlerinin düşürülmesi

2. Pay sayısının azaltılması

3. Payların birleştirilmesi: bu konuda ana sözleşmede açıklık bulunmalı yada genel kurul toplantısında ortakların izni alınmalıdır.

Sermayenin azaltılması ile ilgili yapılacak işlemler ise kısaca şöyledir:

  1. Yönetim kurulu kararının alınması
  2. Ana sözleşme tadil metninin hazırlanması
  3. Şirketin öz sermayesinin tespiti ve Türk Ticaret Yasası hükümlerine göre şirket alacaklılarının haklarının tamamını karşılayacak miktarda aktif mevcut olduğunun tespiti için mahkemece bilirkişi atanmasını isteme ve rapor alınması
  4. Anonim şirketlerde genel kurul kararının alınması
  5. Ticaret sicili memurluğunda tescil işleminin yaptırılması
  6. Türkiye ticaret sicili gazetesinde ilân

Limited şirketlerde sermaye azaltılması ile ilgili muhasebe kayıtları da kısaca şöyle yapılabilir: 40.000.000 TL ödenmiş sermayesi olan (A) Ltd. Şti.nin toplam 5 ortağı bulunmaktadır. Ortakların paylarının eşit olduğu varsayılmıştır. Ortaklardan Bay (X) şirketten ayrılmayı düşünmektedir. Bu durum karara bağlanmıştır. Geriye kalan (4) ortak ise sermayenin azaltılarak ortak (A)’nın çıkışını kararlaştırmışlardır. Bay (A)’nın çıkışı ile ilgili 8.000.000 TL nakit ödenerek çıkışına müsaade edilmiştir. Kalan ortaklar bu defa bakiye 32.000.000 sermaye payının 24.000.000 indirilmesine dair birlikte karar alarak işleme koymuşlardır.

Yevmiye kayıtları aşağıda olduğu gibidir:

……………….…..............… / ……....................…………….

500 SERMAYE 8.000.000

336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR 8.000.000

Bay (A)

Ortağı Çıkışı

………………….................. / .................……………………..

336 DİĞER BORÇLAR 8.000.000.

Bay (A)

100 KASA 8.000.000

Çıkan ortağın sermayesinin ödenmesi

…………………................... / ….............……………………

500 SERMAYE 8.000.000

336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR 8.000.000

Bay (B-C-D-E)

Sermaye Azaltılması kararına ilişkin

……………….................….. / …................…………………..

336 DİĞER BORÇLAR 8.000.000.

Bay (B-C-D-E)

100 KASA 8.000.000

Azaltılan sermayenin ortaklara ödenmesi

……………................……. / ………………................………

Dr.Mustafa Alpaslan.


26 Aralık 2011 Pazartesi

Defter tasdikinde dikkat edilmesi gereken hususlar

Vergi Usul Kanunu’na göre tasdike tabi defterlere Vergi Usul Kanunu’nun 220’nci maddesinde yer verilmiştir. Sözkonusu düzenlemelere göre aşağıda yazılı defterlerin tasdik ettirilmesi mecburidir:
1. Yevmiye ve envanter defterleri;
2. İşletme defteri;
3. Çiftçi işletme defteri;
4. İmalat ve İstihsal Vergisi defterleri; (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil)
5. Nakliyat Vergisi defteri;
6. Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri;
7 Serbest meslek kazanç defteri;
Bu defterlerin yanı sıra bunların yerine kullanılacak olanların da tasdik ettirilmesi zorunludur. Defter-i Kebir Vergi Usul Kanunu hükümlerince tutulması zorunlu, ancak tasdik ettirilmesi zorunlu değildir.
Ayrıca 43 ve 44 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğlerinde yer alan düzenlemelere istinaden sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirmek zorunda olan mükellefler ile zorunlu olmamakla birlikte ihtiyaren sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettiren mükelleflerin tutmak zorunda oldukları Damga Vergisi Defterinin de tasdiki zorunlu bulunmaktadır.
Tasdik zamanı
Tasdike tabi defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:
1. Ötedenberi işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;
2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;
3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;
4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.
Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.
Defterler, iş yerinin, iş yeri olmayanlar için ikametgahın bulunduğu yerdeki noter veya noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar, menkul kıymet ve kambiyo borsasındaki acentalar için borsa komiserliği tarafından tasdik olunur. Tasdik makamı, bu Kanuna göre tasdike getirilen defterleri sosyal güvenlik ile ilgili kuruluşların mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın tasdik eder.
Defterler anonim ve limited şirketlerin kuruluş aşamasında, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret sicili memuru veya noter tarafından tasdik edilir.


Defter Tasdikinde Ek Süre
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tutulan ve tasdik ettirilmesi zorunlu bulunan defterler, normal olarak yukarıdaki bölümlerde açıklanan süre içinde tasdik ettirilir.

Buna rağmen; bu defterlerin kanuni sürenin bitmesinden sonra bir aylık süre içinde tasdik ettirilmesi halinde, kanuni defterler yine süresi içinde tasdik ettirilmiş sayılır. Ancak, bu fiil Vergi Usul Kanunu’nun 352/II-6. maddesi hükmü uyarınca ikinci derece usulsüzlük fiili sayılır ve mükellef adına ikinci derece usulsüzlük cezası kesilir.

Defter Tutma Hükümlerine Uyulmaması Durumunda Uygulanacak Yaptırımlar
Tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birini tutmayan mükelleflere, birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun kayıt kurallarına ait hükümlerine uymayan mükelleflere, birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik işleminin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak bir ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler tasdik ettirilmemiş sayılır.), birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmektedir.
Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik işleminin, yasal süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması, ikinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmektedir.
Yukarıda yer alan usulsüzlük fiilleri re’sen takdiri gerektirirse, usulsüzlük cezaları iki kat olarak uygulanır.H.Özer Ermumcu -E.Hesap Uzmanı / YMM

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:280) 2012 de uygulanacak sayı ve oranlar.

26 Aralık 2011 PAZARTESİ

Resmî Gazete

Sayı : 28154

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığından:

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO:280)

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar ile 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2011 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1. Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 123 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasında, Kanunun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82 ve 86 ncı maddelerinde yer alan maktu had ve tutarların, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5’ini aşmayan kesirlerinin dikkate alınmayacağı, Bakanlar Kurulunun, bu surette tespit edilen had ve tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkili olduğu hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında da 103 üncü maddede yer alan vergi tarifesinin gelir dilimi tutarları hakkında da yukarıdaki hükmün uygulanacağı öngörülmüştür.

Bu hüküm göz önüne alınarak Gelir Vergisi Kanununun 21, 23/8, 31, 47, 48, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alıp, 2011 yılında uygulanan had ve tutarların 2011 yılı için % 10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında1 arttırılması suretiyle belirlenen ve 2012 takvim yılında uygulanacak olan had ve tutarlar aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

1.1. Gayrimenkul Sermaye İratlarında Uygulanan İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde yer alan mesken kira gelirleri için uygulanan istisna tutarı, 2012 takvim yılında elde edilen kira gelirleri için 3.000 TL olarak tespit edilmiştir.

1.2. Hizmet Erbabına İşyeri veya İşyerinin Müştemilatı Dışında Kalan Yerlerde Yemek Verilmek Suretiyle Sağlanan Menfaatlere İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan, işverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere 11.70 TL olarak tespit edilmiştir.

1.3. Sakatlık İndirimi Tutarları

Gelir Vergisi Kanununun 31 inci maddesinde yer alan sakatlık indirimi tutarları, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere; birinci derece sakatlar için 770 TL, ikinci derece sakatlar için 380 TL, üçüncü derece sakatlar için 180 TL olarak tespit edilmiştir.

1.4. Basit Usule Tabi Olmanın Genel Şartlarından Olan İşyeri Kira Bedeline İlişkin Tutar

Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinin (2) numaralı bendinde yer alan yıllık kira bedeli toplamı, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere büyükşehir belediye sınırları içinde 5.000 TL, diğer yerlerde 3.500 TL olarak uygulanacaktır.

1.5. Basit Usule Tabi Olmanın Özel Şartlarını Belirleyen Hadler

Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan hadler, 2012 takvim yılında uygulanmak üzere;

- 1 numaralı bent için 70.000 TL ve 105.000 TL,

- 2 numaralı bent için 35.000 TL,

- 3 numaralı bent için 70.000 TL

olarak tespit edilmiştir.

1.6. Değer Artışı Kazançlarına İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinde yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 8.800 TL olarak tespit edilmiştir.

1.7. Arızi Kazançlara İlişkin İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesinde yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 20.000 TL olarak tespit edilmiştir.

1.8. Tevkifata ve İstisnaya Konu Olmayan Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İratlarına İlişkin Beyanname Verme Sınırı

Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı, 2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 1.290 TL olarak tespit edilmiştir.

1.9. Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2012 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

10.000 TL’ye kadar % 15

25.000 TL’nin 10.000 TL’si için 1.500 TL, fazlası % 20

58.000 TL’nin 25.000 TL’si için 4.500 TL (ücret gelirlerinde 88.000 TL’nin

25.000 TL’si için 4.500 TL), fazlası % 27

58.000 TL’den fazlasının 58.000 TL’si için 13.410 TL (ücret gelirlerinde

88.000 TL’den fazlasının 88.000 TL’si için 21.510 TL), fazlası % 35

2. Kar Hadleri Emsallerine Göre Düşük Olarak Tespit Edilmiş Bulunan Emtia İçin Özel Hadler

Milli piyango bileti, akaryakıt, şeker ve bunlar gibi kar hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler belirleme yetkisi Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesi ile Maliye Bakanlığına verilmiştir. Bu yetki kullanılarak 2011 yılı için 278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği2 ile belirlenen tutarlar yeniden artırılmıştır.

Buna göre, anılan maddelerin ticaretini yapanların, 2012 takvim yılında da basit usulden yararlanabilmeleri için; alış, satış veya hasılatlarının 31/12/2011 tarihi itibariyle aşağıda belirtilen hadleri aşmaması gerekmektedir.

Emtianın Cinsi

Büyükşehir Belediye Sınırları

Dışında Kalan Yerlerde

Büyükşehir Belediye Sınırları

İçinde Kalan Yerlerde

Yıllık Alım Ölçüsü (TL)

Yıllık Satış Ölçüsü (TL)

Yıllık Alım Ölçüsü (TL)

Yıllık Satış Ölçüsü (TL)

Değerli Kağıt

110.000

129.000

150.000

170.000

Şeker – Çay

88.000

110.000

105.000

140.000

Milli Piy. Bileti, Hemen

Kazan, Süper Toto vb.

88.000

110.000

105.000

140.000

İçki (Bira ve Şarap Hariç) - İspirto– Sigara–Tütün

88.000

110.000

105.000

140.000

Akaryakıt ( LPG hariç )

129.000

140.000

170.000

190.000

Belirtilen bu malların alım satımı ile uğraşanlar hakkında, basit usulün özel şartları bakımından yukarıdaki hadler dikkate alınmak suretiyle, 136 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki3 hesaplamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.

3. Basit Usule Tabi Mükelleflerde Gün Sonunda Toplu Belge Düzenleme Uygulaması

Basit usulde vergilendirilen mükelleflerle ilgili 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği4 ile getirilen, belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemesine ilişkin uygulamanın, 31/12/2012 tarihine kadar devam etmesi Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden uygun görülmüştür.

4. 2011 Takvim Yılında Elde Edilen Bir Kısım Menkul Sermaye İradının Beyanında Dikkate Alınacak İndirim Oranı Uygulaması

Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinin 5281 sayılı Kanunun 44 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan ikinci fıkrasında, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5), (6), (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratlarına (döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kâr payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) fıkrada belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın, bu iratların beyanı sırasında indirim olarak dikkate alınacağı belirtilmişti.

Gelir Vergisi Kanununun indirim oranı uygulamasına yönelik 76 ncı maddesinin ikinci fıkrası 1/1/2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5281 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmakla birlikte, anılan Kanunun geçici 67 nci maddesinin (9) numaralı fıkrası hükmü gereğince 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde 31/12/2005 tarihinde yürürlükte olan hükümler esas alınacağından, indirim oranı uygulaması ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.

İndirim oranı; Vergi Usul Kanununa göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilmektedir.

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre 2011 yılı için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranı % 10,26’dır. Bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise % 8,12’dir.

Bu oranlar dikkate alındığında, 2011 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmaktadır.

Bu kapsamda, 2011 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir.

Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanında indirim oranı uygulanmayacaktır.

Ayrıca, ticari işletmelere dahil kazanç ve iratlar için indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

Diğer taraftan, geçici 67 nci maddenin (4) numaralı fıkrası uyarınca, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından 1/1/2006 tarihinden itibaren ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılmakta olup, bu gelirlerin beyanı ve bu gelirlere indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

Tebliğ olunur.

———————————

1 17/11/2011 tarih ve 28115 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 410 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklanmıştır.

2 29/12/2010 tarih ve 27800 6. mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

3 2/5/1982 tarih ve 17682 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

4 6/12/1998 tarih ve 23545 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
_____
www.vergiburosu.com

2012 de uygulanacak tutar ve oranlar.

VERGİ USUL KANUNUNDA YER ALAN VE 01/01/2012 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE UYGULANACAK OLAN HAD VE MİKTARLAR

MADDE NO – KONUSU

2012 Yılında

Uygulanacak Miktar (TL)

MADDE 104-

İlanın şekli

1- İlanın vergi dairesinde yapılması

1.700

3- İlanın;

- Vergi dairesinin bulunduğu yerde yayımlanan bir veya daha fazla

gazetede yapılması

- Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerden birinde ayrıca

yapılması

1.700-170.000

170.000 ve üzeri

MÜKERRER

MADDE 115-

Tahakkuktan vazgeçme

20

MADDE 177-

Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri

1- Yıllık;

- Alış tutarı

- Satış tutarı

140.000

190.000

2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı

77.000

3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı

140.000

MADDE 232-

Fatura kullanma mecburiyeti

770

MADDE 252-

Muhtarların karne tasdikinde aldığı harç

2

MADDE 313-

Doğrudan gider yazılacak demirbaş ve peştemallıklar

770

MADDE 343-

En az ceza haddi

- Damga vergisinde

- Diğer vergilerde

8,80

18

MADDE 352-

Usulsüzlük dereceleri ve cezaları

(Kanuna bağlı cetvel)

I inci derece usulsüzlükler

1- Sermaye şirketleri

105

2- Sermaye şirketi dışında kalan birinci sınıf tüccarlar ve serbest

meslek erbabı

66

3 - İkinci sınıf tüccarlar

33

4- Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi

olanlar

16

5- Kazancı basit usulde tespit edilenler

8,80

6- Gelir vergisinden muaf esnaf

4

II nci derece usulsüzlükler

1- Sermaye şirketleri

58

2- Sermaye şirketi dışında kalan birinci sınıf tüccarlar ve serbest

meslek erbabı

33

3 - İkinci sınıf tüccarlar

16

4- Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi

olanlar

8,80

5- Kazancı basit usulde tespit edilenler

4

6- Gelir vergisinden muaf esnaf

2,30

MADDE NO – KONUSU

2012 Yılında

Uygulanacak Miktar(TL)

MADDE 353-

Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer

şekil ve usul hükümlerine uyulmaması

1- Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek

makbuzu verilmemesi, alınmaması

- Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek

toplam ceza

180

88.000

2- Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu

taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük

müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenleme zorunluluğu

getirilen belgelerin düzenlenmemesi, kullanılmaması veya

bulundurulmaması

- Her bir belge nev’ine ilişkin olarak her bir tespit için toplam ceza

- Her bir belge nev’ine ilişkin bir takvim yılı içinde kesilecek toplam

ceza

180

8.800

88.000

4- Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme

mecburiyeti getirilen defterlerin; bulundurulmaması, günü gününe

kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ile levha

bulundurma ve asma mecburiyetine uyulmaması

180

6- Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve

mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik

bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara

uymayanlara

4.000

7- Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak

işlemlerde kullanılma zorunluluğu getirilen vergi numarasını

kullanmaksızın işlem yapanlara

220

8- Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine

getirmeyen matbaa işletmecilerine

- Bu bent uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek toplam özel

usulsüzlük cezası

660

130.000

9- 4358 sayılı Kanun uyarınca vergi kimlik numarası kullanma

zorunluluğu getirilen kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin

bildirimleri, belirlenen standartlarda ve zamanda yerine

getirmeyenlere

880

10-127 nci maddenin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel

işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi

adına

660

MÜKERRER MADDE 355-

Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257 nci

madde hükmüne uymayanlar için ceza

1-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında

1.170

2-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde

tespit edilenler hakkında

580

3-Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında

280

Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara bir takvim yılı içinde kesilecek toplam özel usulsüzlük cezası

880.000