I- GİRİŞ
KDV
Kanunu’nun 29. maddesi hükmü uyarınca, 28. maddesinin verdiği yetkiye
dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve
hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV
tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırı -2013 yılı için 17.000 TL- aşan
kısmı, 119 Seri No.lu KDV Tebliği’nin (4.2) bölümünde belirtilen
borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben,
izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla nakden ya da söz konusu
borçlara mahsuben iade edilebilecektir.www.ozdogrular.com
KDV
Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.1985 tarihinden beri indirimli orana
tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirimle giderilmeyen vergiler
iade edilmektedir.
İndirimli
oranda vergiye tabi işlemlerden doğan aylık ve yıllık iadenin usul ve
esasları 64, 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105 ve 106 Seri No.lu KDV Genel
Tebliğleri ile 27, 29 ve 41 No.lu KDV Sirkülerinde belirlenmiştir(1).
Öte
yandan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği(2) ile yukarda sayılan Genel
Tebliğlerde yer alan indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yapılacak
iadelere ilişkin bölümler yürürlükten kaldırılmış ve 23.06.2012
tarihinden sonraki uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler
kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar aşağıdaki şekilde
düzenlenmiştir.
II- İNDİRİMLİ ORANA TABİ OLMAKLA BİRLİKTE İADE EDİLMEYEN İŞLEMLER
Aşağıda
belirtilen işlemler İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte söz
konusu mal ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirilememesi
veya indirimle giderilmemesi halinde iadeye konu olması mümkün
bulunmamaktadır.
- KDV’nin konusuna girmeyenler KDV beyannamesine dâhil edilmeyecek,
-
Kısmi istisna kapsamına girenler dolayısıyla yüklenilen vergilerin
indirim ve iadesi söz konusu olmadığından, yüklenilen bu vergiler işin
mahiyetine göre gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak
dikkate alınacak,
- Tam istisna kapsamına girenler (ihraç kaydıyla teslimler hariç) dolayısıyla yüklenilen
vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenler ise, ilgili işleme
ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edilecektir.www.ozdogrular.com
III- İADE TUTARININ HESAPLANMASI
iade
tutarının hesaplanması konusunda 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde
yer alan açıklamalara göre; indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade
tutarının hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren
harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler dikkate alınacak, daha sonra
ilgili dönem genel yönetim giderleri için yüklenilen vergilerden pay
verilecektir. Bu şekilde hesaplanan tutarın, azami iade edilebilir vergi
tutarının altında kalması halinde, en fazla aradaki farka isabet eden
tutar kadar amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) dolayısıyla
yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilecektir.
A- YILI İÇİNDE MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARLARININ HESAPLANMASI
İndirimli
orana tabi işlemleri bulunan mükellefler, bu işlemleri nedeniyle
yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri için yılı içinde
mahsuben iadesini talep edecekleri KDV tutarını aylar itibariyle ve
kümülatif olarak hesaplayacaklardır. İade talebinin, ilgili
vergilendirme dönemleri itibariyle indirimli orana tabi tüm işlemleri
kapsaması gerekmekte olup, işlemlerin ayrıştırılıp sadece bir kısmına
yönelik hesaplama yapılması ve bu şekilde iade talep edilmesi mümkün
değildir.
Hesaplama aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
- Hesaplamaya her yılın Ocak ayı itibariyle başlanacaktır. Ay içindeki iade hakkı doğuran işlemin bünyesine giren vergiden, işlem dolayısıyla % 1 veya % 8 oranı uygulanarak hesaplanan KDV düşülecek ve ay içi itibariyle “iadeye esas KDV” tutarına
ulaşılacaktır. Bu tutar Ocak ayı devreden vergisi ile
karşılaştırılacaktır. Beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer
almıyorsa o dönem için dönem sonu iade hesabı “sıfır” kabul
edilecektir. Sonraki döneme devreden vergi mevcutsa ve iadeye esas KDV
tutarını (yüklenilen KDV - hesaplanan KDV farkı) aşıyorsa iadeye esas
KDV tutarı, aşmıyorsa devreden vergi tutarı “İade Edilebilir KDV” olarak kabul edilecektir. Bu tutar ilk ay sonu itibariyle iade edilebilir KDV tutarıdır.
- Ocak ayında indirimli orana tabi işlem yoksa, iade edilebilir KDV “sıfır” olarak dikkate alınacaktır. www.ozdogrular.com
-
Şubat ayında indirimli orana tabi işlemin bünyesine giren vergiden,
işlem dolayısıyla hesaplanan vergi düşülerek Ocak ayında yapıldığı gibi
ay içi iadeye esas KDV tutarına
ulaşılacaktır. Bu tutar, Ocak sonu iade edilebilir KDV tutarı ile
toplanacak ve toplam Şubat sonu devreden vergisi ile
karşılaştırılacaktır. Karşılaştırma Ocak ayındaki gibi yapılarak, Şubat
sonu “İade Edilebilir KDV” tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar, iadeye hak kazanılan iki aylık kümülatif KDV tutarıdır.
Şubat
ayında indirimli orana tabi işlem yoksa Şubat için iadeye esas KDV de
olmayacağından devreden vergi ile karşılaştırma Ocak sonu iade
edilebilir KDV esas alınarak yapılacaktır.
Yıl
içerisinde yapılacak tüm iade taleplerinde, önceki dönemlerde iade
talebinde bulunulup bulunulmadığına bakılmaksızın, ilgili yıl için
belirlenen alt sınır-2013 yılı için 17.000- ve
iadesi talep edilen tutarlar dikkate alınmadan iadenin talep edildiği
her bir döneme kadar yukarıda belirtildiği şekilde kümülatif bir
hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu hesaplama sonucu bulunan tutardan
ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben
iadesi talep edilen tutarlar çıkarılacak ve varsa kalan tutarın mahsuben
iadesi talep edilecektir. Bu işlem sonucunda herhangi bir tutar
kalmıyorsa bu dönemde iade talebinde bulunulması söz konusu değildir.
Dolayısıyla, ilk iade talebinden sonraki dönemlerde yapılacak iade
taleplerinde, kümülatif iade edilebilir tutar, ilgili yıl için
belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi talep edilen
tutar toplamını aşıncaya kadar herhangi bir iade talebinde
bulunulamayacaktır.
Öte
yandan ilk defa iade talebinde bulunulduğu dönemden önceki dönemlerden
herhangi birinde ödenecek verginin bulunması durumunda, ödenecek vergi
çıkan bu dönemden önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir iade
talebinde bulunulamayacaktır.
İndirimli
orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya
hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler
üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV
ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken,
indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler
nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar
arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından
düşülecektir.www.ozdogrular.com
B- ÖRNEKLER
Örnek: Tarım
aletlerinin ticaretini yapan mükellef (Z)’nin, 2011 yılında yapmış
olduğu indirimli orana tabi teslimleriyle ilgili bilgiler aşağıdadır.
1- Mükellefin Aralık/2010 vergilendirme döneminden devreden vergisi 50.000 TL’dir.
2-
Şubat/2011 vergilendirme döneminde 2011 yılı için belirlenen alt sınır
olan 14.300 TL’lik tutar aşılmış ve mükellef, bu tutarı aşan 5.700
TL’nin iadesini talep etmiştir. Bu tutarın tamamı mükellefin kendisine
ait vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir.
Mükellef
yukarıda belirtilen bilgiler çerçevesinde Şubat/2011 vergilendirme
dönemi iade talebi için aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır.www.ozdogrular.com
Tablo-1:
Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır.
a)
Mükellefin Ocak ayındaki indirimli orana tabi teslimlerine ilişkin KDV
hariç bedel 50.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 6.000 TL, bu teslim
üzerinden hesaplanan KDV 4.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar
arasındaki fark 2.000 TL’dir. Bu tutar Ocak dönemi devreden KDV
tutarından küçük olduğundan tamamı “Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” olarak hesaplanmıştır.
b) Şubat ayında yüklenilen ve hesaplanan KDV farkı 18.000 TL’dir. Bu tutarın “Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” tutarı
ile toplanması ile bulunan 20.000 TL, Şubat sonu devreden KDV tutarı
ile karşılaştırılmış, devreden KDV tutarı yüksek olduğundan 20.000
TL’nin tamamı “Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” olarak
hesaplanmıştır. 20.000 TL kümülatif tutardır. Bu tutar, Ocak ve Şubat
aylarını kapsayan 2 aylık dönem için hesaplanan toplam iade edilebilir
KDV tutarı olup Bakanlar Kurulunca 2011 yılı için belirlenen 14.300
TL’yi aştığından mükellefin mahsuben iade hakkı doğmuştur. Bu dönemde
mükellef 14.300 TL’yi aşan kısım olan 5.700 TL’nin mahsuben iadesini
talep edip bu tutarı devreden vergi tutarından çıkarmış ve iadesini
talep ettiği tutarın tamamı mükellefin vergi borçlarına mahsuben iade
edilmiştir.
Bundan
sonra örneğin Mart ve Nisan vergilendirme dönemlerinde mükellefin
indirimli orana tabi işlemlerinin bulunmaması halinde, iade talebinde
bulunabilmesi mümkün değildir. Bu tutar, Mart ve Nisan dönemlerine ait
devreden vergi tutarının da altında kaldığından cari dönem sonu iade
edilebilir KDV tutarı olarak “Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV Tutarı” esas alınarak “Nisan Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV” tutarının 20.000 TL olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
C- İZLEYEN YIL İÇERİSİNDE NAKDEN/MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARLARININ HESAPLANMASI
İzleyen
yıl içerisinde nakden veya mahsuben iadesi talep edilecek tutar, bir
önceki takvim yılının bütün vergilendirme dönemleri için yukarıda 1-Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması bölümündeki açıklamalara göre hesaplanacaktır.www.ozdogrular.com
Yılı
içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde nakden veya
belirtilen borçlara mahsuben iadesinde, yılı içinde mahsuben iade
edilen tutarlar dikkate alınmadan aylar itibariyle kümülatif hesaplama
yapılacak, bulunan tutardan yılı içinde mahsuben iadeler düşülecek,
kalan tutarın işlemin yapıldığı yıl için belirlenen iade edilmeyecek alt
sınırı aşan kısmının nakden veya mahsuben iadesi, izleyen yılın
Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin KDV beyannameleri ile talep
edilebilecektir.
İadesi
talep edilebilir tutar, izleyen yılın Ocak vergilendirme döneminden
iadenin talep edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan
devreden vergi tutarları ile karşılaştırılacaktır.
Buna göre;
-
Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar bütün
dönemlerde iadesi talep edilen tutarı aşıyorsa, talep edilen tutarın
tamamı iade edilebilecektir.
-
Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar herhangi bir
dönemde iadesi talep edilebilir tutarı aşmıyorsa, iadenin talep
edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan en düşük devreden
vergi tutarı iade edilebilecek tutar olarak dikkate alınacaktır.
-
İadenin talep edildiği döneme kadar aradaki dönemlerden herhangi
birisinde ödenecek vergi çıkması halinde iade talep edilmesi söz konusu
olmayacaktır.
Yıllık
iadelerde azami iade tutarının belirlenmesinde, iade talebinde
bulunulan yıldaki toplam işlem bedeli esas alınacak, ay içi
hesaplamalarda azami iade edilebilir tutarın aşılması bu durumu
değiştirmeyecektir.
D- İADE EDİLECEK AZAMİ TUTAR
İndirimli
orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz
konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın, % 1
oranına tabi işlemler için işlem bedelinin % 17’sini, % 8’e tabi
işlemler için ise işlem bedelinin % 10’unu aşan kısmı, iade hesabına
dahil edilmeyecektir. Azami iade tutarının belirlenmesinde iade
talebinde bulunulan döneme kadar yapılan toplam işlem bedeli dikkate
alınacak, ay içi hesaplamalarda azami iade edilebilir tutarın aşılması
bu durumu değiştirmeyecektir. Ancak işlemin bünyesine doğrudan giren
harcamalara ilişkin olarak yüklenilen verginin, azami iade tutarını
aşması halinde, mükellefin iade talebi, aşan kısım için münhasıran vergi
inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilecektir.www.ozdogrular.com
IV-
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDEN DOĞAN KDV İADE TUTARININ
HESAPLANMASINDA HESAPLANAN KDV İLE YÜKLENİLEN KDV ARASINDAKİ FARKIN
NASIL DİKKATE ALINACAĞI
Mükelleflerin
indirimli orana tabi işlemlerinden doğan KDV iade taleplerinde,
indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi
ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) (-) farkına ilişkin yapılacak
işlemler konusunda uygulamada tereddütler ve Gelir İdaresi ile
mükellefler arasında uyuşmazlıklar bulunmaktaydı.
Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’nde;
“Dolayısıyla
indirimli orana tabi işlemler nedeniyle hesaplanan verginin, indirimli
orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden büyük olduğu
dönemlerde ise (yüklenilen vergi indirim yoluyla telafi edildiği için)
indirimli orana tabi işlemler nedeniyle iade doğmayacağı gibi oluşan (-)
eksi farkın aylar itibariyle hesaplanan iade miktarından tenzil
edilmesi gerekmektedir.”(3) denilmektedir.
Öte yandan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile Gelir İdaresi konuya aşağıdaki şekilde açıklık getirmiştir.
Buna göre:
İndirimli
orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya
hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler
üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV
ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken,
indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler
nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar
arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından
düşülecektir. Beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer almıyorsa o
dönem için dönem sonu iade hesabı “sıfır” kabul edilecektir.www.ozdogrular.com
Öte yandan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın bir Tamiminde;
“mükelleflerin
indirimli orana tabi işlemlerinden doğan KDV iade taleplerinde,
indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi
ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) (-) farkına ilişkin yapılacak
işlemler 03.07.2009 tarihli ve 6651 sayılı yazımız ile Gelir İdaresi
Başkanlığı’na intikal ettirildiği, bu kapsamdaki iade tutarlarının
hesaplanmasında hesaplanan vergi ile yüklenilen vergi (-) farkı
tutarının bloke edilerek, blokede bırakılan tutara ilişkin işlemlerin
Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan alınacak cevabi yazıya göre
gerçekleştirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Konuya ilişkin olarak GİB’ndan alınan 28.02.2012 tarih ve 22300 sayılı cevabi yazıda;
…
Bu
çerçevede, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinin
halen yürürlükte bulunan genel tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde
yerine getirilmesi gerekmektedir.”(4) denilmektedir.
Bilindiği
üzere, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği öncesinde indirimli orana tabi
teslimlerden doğan KDV iade uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 74, 76,
82, 85, 99, 101, 105, 106, 111, 113 ve 114 Seri No.lu KDV Genel
Tebliğlerinde açıklanmış, söz konusu tebliğlerde talep edilecek iade
tutarının hesaplanmasında bir dönemde yüklenilen vergi ile hesaplanan
vergi farkının negatif olması halinde söz konusu negatif (-) farkların
ilgili dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülmesi gerektiği
yönünde bir belirleme yapılmamıştır.
Bu
defa, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(5), bu Tebliğ’in yayımından
sonraki iade taleplerinde uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler
kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup,
Tebliğ’in “2.1. Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması” başlıklı bölümünde;
“…
Hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
…
İndirimli
orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya
hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler
üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV
ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken,
indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler
nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar
arasından fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından
düşülecektir.” şeklinde konuya açıklık getirilmiştir. www.ozdogrular.com
Buna
göre, indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade talepleri ile
ilgili olarak, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayım tarihinden
önce yürürlükte olan genel tebliğlerde yüklenilen vergi ile hesaplanan
vergi arasındaki negatif farkların talep edilecek KDV iade tutarından
düşülmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığından ve bu yönde düzenleme
yapan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği yayım tarihinden sonraki iade
talepleri için uygulanacağından, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin
yayım tarihi öncesi talep edilmiş olan KDV iadelerine ilişkin ilgide
kayıtlı tamim yazımıza istinaden blokede tutulan yüklenilen vergi ile
hesaplanan vergi arasındaki negatif farklara tekabül eden tutarların
iadelerinin/mahsuplarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Diğer
taraftan, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin yayımından sonraki, KDV
İade taleplerinde ise iade tutarının hesaplanmasında, indirimli orana
tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle
yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark,
cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşüleceği tabiidir.” şeklinde idari görüşünü açıklamıştır(6).
V- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
İndirimli
oranda vergiye tabi işlemlerden doğan aylık ve yıllık iadenin
hesaplanmasına ilişkin olarak Kanunda yer alan sakıncalar doğal olarak
119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde de muhafaza edilmektedir.
Öte
yandan indirimli orana tabi mal ve hizmetler dolayısıyla iade edilecek
KDV’nin kapsamına girecek harcamaların belirlenmesi, hesaplanması ve
iadenin usul ve esasları KDV’de iade hakkını doğuran işlemlerin en
zorudur. Tamamen şekli kurallara bağlanmıştır. Bu nedenle bu işlemleri
yaparken çok dikkatli olunması ve belirlenen sürelere uyulması
gerekmektedir.www.ozdogrular.com
Bilindiği
gibi indirimli oran uygulamasından kaynaklanan KDV iadelerinde
indirimli orana tabi işlemin 18 ile çarpılıp, hesaplanan KDV düşüldükten
sonra kalan farkın devreden KDV ile karşılaştırılıp, iade edilecek
KDV’nin tespit edilmesi şeklinde uygulanmamaktadır.
İade
edilecek tutarın belirlenebilmesi için, işlemin bünyesine giren
yüklenilen KDV’nin sağlıklı bir şekilde hesaplanması gerekmektedir. Bu
işlem bir hayli zordur. Sağlıklı maliyet hesaplarını gerektirir. Çok
sayıda girdinin kullanıldığı imalatlarda bu hesaplama daha da
zorlaşmaktadır.
Nasıl
olsa firmalar maliyet hesabını yapıyorlar. Dolayısıyla bu hesaplama zor
değildir denilebilir. Ama bu iki hesaplama şeklini ayni kefeye koymak
mümkün değildir.
MB’nin 5732-117 sayılı Özelgesi’nde aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir.
“İşletmelerin
üretim yapısı, faaliyet gösterdikleri sektörler, yapılan işlemlerin
niteliği itibariyle önemli farklılıklara sahip olmaları nedeniyle
işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalara ait yüklenilen vergilerin
iade hesabına aktarılmasında standart bir yöntem verilememektedir.
Bu
nedenle işletmelerin, yapmış oldukları faaliyetler, bulunduğu sektör,
iş kolu, kullanmış olduğu muhasebe sistemi vs. gibi özellikler göz
önünde bulundurulmak suretiyle defter, kayıt ve belgeler esas alınarak
işlemin doğrudan bünyesine giren harcamalar ile genel giderlere ilişkin
yüklenilen vergileri kendi yöntemlerine göre hesaplamaları gerekir.”
İndirimli
orana tabi iade edilecek KDV tutarının hesaplama uygulanmakta olan
yöntem, KDV iade uygulamasında önemli güçlükler çıkarmaktadır. Mümkün
olan en kısa sürede terk edilmesinde fayda vardır.
Nuri Değer
Yaklaşım Dergisi
* YMM
(1) Nuri DEĞER, Açıklamalı ve Uygulamalı Katma Değer Vergisi Kanunu, Yaklaşım Yayıncılık, s. 1058-1075
(2) 23.06.2012 tarih ve 28332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 16.1.2009 tarih ve KDV-2-11/102 sayılı Özelgesi.
(4) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı B.07.1.GİB.4.34.17.01-130 (TAMİM-2012/KDV-2)-Seri: A Sıra No: 282 sayılı Tamimi.
(5) 23.06.2012 tarih ve 28332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(6) Zeki GÜNDÜZ, “Vergi Portalı”, Dünya, 5 Eylül 2012
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yukarıda
yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir.
Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın
içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan
sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.