VERGİ BORCUN DOLAYI
MÜKELLEFLERİN TAŞINMAZLARINA KONULAN HACİZLERİN KALDIRILMASI-Dr.
Mustafa ALPASLAN-SMMM “YAKLAŞIM
DERGİSİ, HAZİRAN 2013, SAYI:246, YIL:21 SAYISINDA
YAYINLANMIŞTIR”
Bilindiği gibi, 6183 sayılı AATUHK’nun 62. maddesine göre; amme
borçlusunun elinde bulunduğu menkul malları ile gayrimenkullerinden
alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı kadar
alacaklı tahsil daireleri tarafından haczedilmektedir.
[1] Ancak uygulamada vergi daireleri 62. maddede
yer alan kafi miktarda haciz yerine amme borçlusunun mevcut
bütün gayrimenkullerine haciz koymaktadırlar. Daha sonra bu
hacizlerin kaldırılması sorun olmaktadır. Haczi koyan vergi
dairesi haczi kaldırırken Türkiye çapında bütün vergi
dairelerinde borç araştırması yapmaktadır.
[2]
Önceden haczedilen menkul ve gayrimenkullerin bilahare serbest
bırakılması, gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin tapuda fek edilmesi
borcun ödenmesine bağlıdır.
[3] Borç ödenmediği takdirde haczin kaldırılması
mümkün değildir. Alacak tutarından fazla değerde yapılan ve konulan
hacizlerin vergi dairesi veya SGK tarafından kaldırılması
gerekecektir.
[4] Diğer taraftan, borçluya ait mallardan kamu
alacağını karşılamaya yetecek miktardan fazlası ise haciz edilemez.
[5]
6183 sayılı AATUK’nun 62. maddesine göre, alacaklı tahsil
dairesi haciz sırasında amme idaresi ile borçlunun
menfaatlerini telif etmek (dengelemek) zorundadır.
[6] Bu nedenle, haciz sırasında idare, icra memuru
borçlunun ileride düşebileceği durumları tahmin etmek ve buna
göre haciz yapmak zorundadır. Haczedilen mallara değer biçme
yetkisi menkul mallarda icra memuruna aittir. Bu nedenle, icra
memurlarının haciz sırasında haciz tutanakları üzerinde koyduğu değerleri
takdir ederken bir eksper gibi davranmak zorundadır. Afaki değer takdirleri
ileride bu malların satışa çıkarılması halinde satışını
güçleştirebilir. Rasyonel bir davranış haczedilen menkul mallarda makul
ve gerçeğe uygun değerin belirlenmesidir.
Bilindiği gibi, yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun hükümlerine göre taksite
bağlanan borçlar taksit süreleri içerisinde düzenli ödenmesi
zorunludur. Taksitlerin aksatılmaması esastır. Yıl içerisinde
iki kez aksatabilme imkanı getirilmiştir. Netice itibariyle,
ödemelerin düzenli yapılmış olması halinde, yapılan ödemelerin toplam
barca nispeti dahilinde hacizlerin çözülmesi prensip olarak kabul edilmiştir. Vergi
yada sigorta prim affından yararlanmak için başvuranlar, borçlarını örneğin 36
ay vadede ödemek için dilekçe verdiklerinde, bu borçlardan kaynaklanan hacizler
hemen kaldırılmayacaktır. Ödeme yapıldıkça, ödemeye isabet eden oranda
hacizler kaldırılacak ve alınan teminatların iadesi söz konusu olacaktır.
[7]
Diğer yandan, motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri hakkında
satışlar ve vizelerde ise yeni af kanunu aşağıdaki hükümleri
getirmektedir. 6111 sayılı Kanunun 2. maddesinin 4. fıkrası uyarınca Kanun
kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt
için, bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda
belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu
Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmadan,
taksit ödeme süresi sonuna kadar taşıtlarının fenni muayenelerini
yaptırmalarına ve uçuşa elverişli belgelerini almalarına imkan verilecektir.Ancak,
taşıtın satış ve devri halinde taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi
şartının aranılacağı tabiidir.
[8]
Diğer yandan, 6111 sayılı yasanın 20. maddesinin 3. bend
hükmü gereğince
“… bu kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak,
tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna
isabet eden teminatlar iade edilir” hükmü bulunmaktadır.Bu aşamada
borçlarını yapılandıranlar hakkında ihale makamlarına
“borcu
yoktur kağıdı” verilmektedir. Ayrıca, SGK borçlarını da
yapılandıran işverenlere
“ilişiksiz belgesi” verilebilmektedir.
Kesin hacizlerin çözümünde ise, mutlak surette borcun tamamıyla itfa dilmesi
gerekmektedir. Sonuç olarak, bu yeniden yapılandırma veya af yasası
evvelce vergi borcu nedeniyle haczedilmiş gayrimenkullerin satılmak
istenmesi durumunda borç bitmediği sürece hacziler çözülmez.
Yapılan ödemelerin toplam borca oranlaması yapılarak bu
ödemelere uygun olarak kısım kısım konulan hacizler
çözülecektir. Teminat takası ise bazı hallerde mümkün bulunmaktadır.
Üzerindeki haczi kaldırılacak olan gayrimenkulle eşdeğerde bir
başka gayrimenkul vergi dairesine verilmediği sürece hacizler
yine çözülmez. Teminat takası yapılmaz. Borca yetecek miktarda
banka teminat mektubu verildiği takdirde gayrimenkul hacizleri
çözülür.Bir gayrimenkul üzerine daha önceden rehinli bir alacak nedeniyle
rehin varsa, amme borcu nedeniyle konulacak hacizler rehinli
alacağın önüne geçemez.
[9] Rehinli alacakların, amme alacağına göre öncelik
sırası bulunmaktadır.Öte yandan, SGK kurumu tarafından
yayımlanan 18/3/2011 gün ve 166 sayılı 2011/29 genelge hükümlerine göre de kuruma
olan borçlarından dolayı üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına (maaş, aylık
veya gelir, kira, mevduat, istihkak, hak ediş vb) 6183 sayılı kanunun 79.
maddesine göre haciz konulmuş olan borçluların, söz konusu borçları için
yeniden yapılandırma başvurusunda bulunmaları halinde, üçüncü kişiler
nezdindeki hak ve alacaklar üzerine konulan hacizler;
a) Peşin ödeme yolunun tercih edilmesi
halinde, borcun tamamının ödenmesinin,
b) Taksitle ödeme yolunun tercih
edilmesi halinde ise, ilk taksitin ödenmesinin ardından kaldırılacaktır. Hal
böyle olmakla birlikte, hak ve alacaklar üzerine konulmuş olan hacizlerin
kaldırılmasından önce üçüncü kişiler tarafından kurum
hesaplarına yatırılan paralar,
c) 24/2/2011 ve öncesinde yatırılmış ise,
yeniden yapılandırma işlemlerinden önce cari usul ve esaslara göre,
d) 24/2/2011 tarihinden sonra yatırılmış ise,
yeniden yapılandırma işlemlerinin tamamlanmasının ardından
peşin veya taksitler halinde ödenecek tutarlara,mahsup edilecektir.
Kanunun yürürlük tarihinden önce haczedilip,
bu tarihten sonra kurum hesaplarına aktarılan tutarın,
yapılandırılan alacak tutarından fazla olması halinde ise,
söz konusu paralar varsa kapsama girmeyen diğer alacaklara mahsup
edilecek, yoksa 5510 sayılı kanunun 89. maddesine istinaden ilgililere iade
edilecektir.Diğer taraftan, taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hacizlerin
kaldırılması konusuna gelince; 6111 sayılı kanun kapsamına giren
alacaklardan dolayı daha önce taşınır ve taşınmaz mallar üzerine haciz tatbik
edilmiş ise, hacze konu malın birden fazla olması ve her
birinin değerinin ayrı ayrı belirlenebilir nitelikte ya da
ayrı ayrı tescile konu olması şartıyla, haczin devam edeceği
malın değerinin en az yeniden yapılandırma öncesindeki toplam borç tutarını
karşılaması ve borçlu tarafından yazılı talep edilmesi kaydıyla, daha önce
konuşmuş hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak, alınmış teminatlar
ise yine yapılan ödemeler nispetinde iade edilecektir.
[1] 6183 sayılı AATUHK’nun Genel Tebliğ Seri A Sıra No 1,
Seri A Sıra 2.
[2] Haczi koyan (A) Vergi dairesine mükellefin 40.000
TL borcunun olduğunu varsayalım. Borçlu mükellef (A) vergi
dairesine 40.000 TL’yi ödemesi halinde haciz hemen
çözülmemektedir. Borçlu bu mükellefin (A) vergi dairesi
dışındaki başkaca vergi dairelerine de borcunun olup olmadığı Türkiye çapında
bütün vergi dairelerine sorgulaması yapılmaktadır. Bu
sorgulama neticesinde başkaca vergi dairelerine da borç varsa bu
ödemelerin yapılmasıyla (A) vergi dairesinin haczi
ancak bu işlemlerden sonra kaldırılabilmektedir.
[3] Vergi dairesine amme borçlusu tarafından
verilmiş bir olan gayrimenkul teminatı takas edilerek
de yerine başka bir gayrimenkul konulup önceki teminat
kaldırılabilir. Böylece, kaldırılacak teminat değeri
kadar yeni bir teminatın verilmesi ile eski teminat
çözülmüş olabilir. Bu konuda alacaklı amme idaresi teminatı
kaldırırken yeni verilecek teminatın değerini
değerleyip buna göre kabul edebilir. Teminatın değerlendirilmesi
sırasında takas yapılacak gayrimenkulle ilgili
mükellefin elinde varsa bir ekspertiz raporu veya herhangi
bir değerleme tutanakları veya raporları alacaklı amme
idaresine sunulabilir.
[4] Bkz. YERLİKAYA G.Kürşat, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Şerhi, XII Levha
Yayınları, İstanbul, Ocak 2012.
[5] Danıştay 3. Dairesi, 21.04.1993 tarih ve
E:1991/3465-K:1993/1455 sayılı kararı.
[6] Danıştay 3. Dairesi, 22.01.1991 tarih ve
E:1991/1116-K:1992/189 sayılı kararı.
[7] 6111 sayılı yasa md.2.
[8] İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Usul Grup
Müdürlüğü yazıları, 30.04.2013 gün ve 2081 sayılı yazı.
[9] ALPASLAN Mustafa – SAKAL Mustafa, Vergi Hukuku Uygulaması – I,
İzmir, Ocak 2008, s.350.