.

.

26 Nisan 2016 Salı

İnternet Vergi Dairesinin Sistemine Yüklenilen Listeler Hakkında





 KDV İadesi talebinde bulunan kurumların, İnternet Vergi Dairesi aracılığıyla 
sisteme yüklemiş oldukları listelere ek olarak 01/2016 döneminden itibaren 
“ İndirimli Orana Tabi İşlemlere ait Satış Faturaları listesi “ ile
 “ İndirimli Oran Hesaplama Tablosu “  eklenmiştir. 
Konuyla ilgili açıklamalar aşağıda belirtildiği gibidir;
İnternet Vergi Dairesine Elektronik Ortamda Sunulan Listeler:
1-İndirilecek KDV Listesi
2-Yüklenilen KDV Listesi
3-GÇB Listesi
4-Satış Faturası (Mal İhracı) Listesi
5-Tevkifatlı Satış Faturaları Listesi
6-İhraç Kayıtlı Satış Faturaları Listesi
7-Satış Faturası Listesi (318 ve 321 Kodlu İade Türleri İçin)
8-İadesi Talep Edilen KDV Hesaplama Tablosunu
9-İndirimli Oran Hesaplama Tablosu
10- İndirimli Orana Tabi işlemlere ait satış faturası listesi
A- İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERE AİT SATIŞ FATURA LİSTESİNİN 
EXCEL DOSYASI OLARAK OLUŞTURULMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR:
Mükellefler İndirimli Orana Tabi İşlemlerden KDV İadesi talebinde bulunduklarında,
 İndirimli Orana Tabi Satış Fatura Listesini Excel dosyası aracılığıyla da gönderebilirler.
KDV iade listelerinin sisteme aktarılması işlemi ile ilgili olarak elektronik ortamda 
gönderilen verilerin alımı, excel dosyasının ilk çalışma sayfasındaki
 B sütunun 5. satırından (B5 Hücresinden) başlamaktadır.
Aşağıda ekran görüntüsü verilen excel dosyasında kırmızı 
dolgu ile gösterilen B sütunun 5. satırı (B5 Hücresi) veri alımına 
başlandığı hücredir. İndirimli orana tabi işlemlere ait satış fatura listesi, 
İnternet Vergi Dairesindeki örnek excel dosyasından indirilerek de doldurulabilir. 
İndirimli orana tabi satışlara ilişkin satış faturası listesi; 
01/2016 iade dönemi ve sonrası dönemler için ; 406 işlem kodundan –
İndirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade (yılı içinde aylık mahsuben iade.) 
439 işlem kodundan– İndirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade. (yıllık) ve 
405 işlem kodundan- (İndirimli orana tabi malların
 ihraç kaydıyla teslimleri ile ilgili yüklenilen KDV farkından)
 iade talep eden mükellefler tarafından doldurulacaktır.



1 No.lu Sütun- Satış Faturasının Tarihi: Bu sütuna satış faturasının tarihi 
 GG. AA.YYYY (gün/ay/yıl) formatında yazılmalıdır.
2 No.lu Sütun- Satış Faturasının Serisi: Bu sütuna satış faturasının 
serisi yazılmalıdır. Fatura serileri genelde “A” şeklinde sadece 
harflerden oluşabileceği gibi “A5” gibi harf ve rakamlardan da 
oluşabilmektedir. Faturaların serileri A-5, A 5, A/5 şeklinde olsa dahi 
harf ve sayı arasına herhangi bir işaret veya boşluk bırakmaksızın 
bitişik olarak “A5” şeklinde yazılmalıdır.
 Ancak, Satış faturası yerine Z raporu, mahsup fişi, ödeme kaydedici 
cihaz fişleri veya 421 Sıra No.lu V.U.K. Genel Tebliği gereğince elektronik 
fatura uygulamasında bulunan mükellefler tarafından düzenlenen 
 e-Faturalarda “Seri” alanı bulunmadığından “Alış Faturasının Serisi” 
bölümü boş bırakılacaktır.

3 No.lu Sütun Satış Faturasının Sıra Numarası: Bu sütuna satış faturasının 
sıra numarası yazılmalıdır. Bu alan nümerik ve alfa nümerik işaretlerin 
 kullanıldığı en fazla 20 karakterden oluşabilir. 
(Örnek: 576, 9624, 701602, A8F20120000000080000 vb.) 
421 Sıra No.lu V.U.K. Genel Tebliği gereğince elektronik fatura uygulamasına 
dahil olma zorunluluğu getirilen mükellefler tarafından düzenlenmesi gereken 
ve 16 karakterden oluşan (İlk üç karakter alfa nümerik işaretleri, sonraki dört 
karakter faturanın düzenlendiği yılı ve son dokuz karakter ise müteselsil numarayı 
ifade etmektedir.) e-Faturalar “Alış Faturasının Sıra No.su” alanına boşluk 
bırakılmadan bitişik olarak (GIB2013000000082, ABC2014000011437 gibi) yazılmalıdır.

4 No.lu Sütun- Alıcının Adı Soyadı/ Unvanı: Bu sütuna satış faturası düzenlenen alıcının gerçek kişilerde adı-soyadı, tüzel kişilerde tüzel kişiliğin unvanı yazılmalıdır.
5 No.lu Sütun- Alıcının Vergi Kimlik veya T.C. Kimlik Numarası: Bu sütuna alıcının vergi kimlik numarası yazılmalıdır. (alıcı gerçek kişi ise TC kimlik numarası da yazılabilir.) Ancak, bu alana satış faturası yerine Z raporu, mahsup fişi veya ödeme kaydedici cihaz fişleri yazılacak ise bu durumda vergi kimlik numarası alanına 10 tane üç (3333333333) yazılmalıdır.
6 No.lu Sütun- Satılan mal/hizmetin cinsi: Bu sütuna satılan mal/hizmetin cinsi yazılmalıdır. Girişi yapılacak satış faturası ile birden fazla mal/hizmet satındı ise bu sütuna -çok genel olmamak kaydıyla- ana başlıklar halinde virgül ile ayırarak alınan malların/hizmetlerin cinsleri yazılır. Bir faturada hem %1 hem de %8 orana tabi satış var ise bu mal/hizmetler KDV oranlarına göre ayrıştırılarak yazılması gerekir. Satış faturasında %18’lik satış varsa listeye hiç yazılmayacaktır.
7 No.lu Sütun-Satılan Mal/Hizmetin Miktarı: Bu sütuna satın mal/hizmetin miktarı yazılmalıdır. Bu alan harf ve rakamlardan oluşabilir. Girişi yapılacak satış faturası ile birden fazla mal/hizmet satılmış ise bu alana -çok genel olmamak kaydıyla- ana başlıklar halinde virgül ile ayırarak satılan mal/hizmetlerin miktarları ve birim/ölçü türleri yazılmalıdır.
8 No.lu Sütun-Satılan Mal/Hizmetin KDV Hariç Tutarı: Bu sütuna satış faturasının KDV hariç tutarı TL cinsinden yazılmalıdır. Bu sütun rakamlardan oluşmalıdır. Satış faturasında farklı KDV oranlarına tâbi mallar/hizmetler bulunursa fatura KDV oranlarına göre bölünerek KDV hariç tutarlarının toplamı yazılmalıdır.
9 No.lu Sütun-KDV Oranı: Bu alan rakamlardan oluşmalıdır. Bir faturada hem %1 hem de %8 orana tabi satış var ise bu mal/hizmetler KDV oranlarına göre ayrıştırılarak yazılması gerekir. Satış faturasında %18’lik satış varsa listeye hiç yazılmayacaktır.
10 No.lu Sütun- KDV’si: Bu alana satış faturasının KDV tutarı TL cinsinden yazılmalıdır.
11 No.lu Sütun- İade İşlem Türü: Bu alana ilgili satış faturasının, KDV beyannamesinde gösterilen 405,406 veya 439 iade işlem türlerinden hangisi için düzenlenmişe o işlem türü yazılmalıdır.
12 No.lu Sütun- GÇB Tescil Numarası (405 işlem türünden iadelerde): Bu alana sadece 405 işlem türünden iadelerde yapılan satışlara ait faturalardaki malların ihracatının yapıldığı gümrük çıkış beyannamesinin tescil numarası yazılmalıdır. Gümrük Çıkış Beyannamesi tescil numarası 16 karakterden oluşmaktadır ve formatı şu şekildedir. (########EX###### ). İhracat işlemi GÇB düzenlenmeden yapılması halinde bu alan boş bırakılacaktır.
13 No.lu Sütun- Satışı Yapılan Taşınmaza Ait İl/İlçe Kodu : İnşaat taahhüt işlerinde ve/veya konut teslimlerinde, teslimin yapıldığı konutun bulunduğu il/ilçe kodlarının yazılacağı alandır. İl/İlçe kodları yukarıda linki verilen Excel dosyasının çalışma sayfasında yer almaktadır.
14 No.lu Sütun- Satışı Yapılan Taşınmaza Ait UAVT Numarası : İnşaat taahhüt işlerinde ve/veya konut teslimlerinde, teslimin yapıldığı konutun belirlenmiş olan UAVT (Ulusal Adres Veri Tabanı) numarasının yazılacağı alandır. UAVT, adres kodlarının kayıtlı olduğu Ulusal Adres Veri Tabanı’nın kısa adıdır. Adres kodu ülke sınırları içindeki tüm konutlara ait 10 haneli özel bir numaradır. Her evin, işyerinin kendine özel bir adres kodu vardır. Detaylı bilgi için İç İşleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesine bakılabilir. 
B- İNDİRİMLİ ORAN HESAPLAMA TABLOSUNA BELGE GİRİŞİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR:
1
2015/04 dönemi ve sonraki dönemlerde, internet vergi dairesinden iade talep edilirken, İndirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade işlemlerinde (yılı içerisinde mahsuben –406 işlem türü– ve Yıllık –439 işlem türü– iade) ve İndirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimleri ile ilgili yüklenilen KDV farkından -405 işlem türü– iade işlemlerinde “İndirimli Oran Hesaplama Tablosu” nun verilmesi gerekmektedir. İndirimli oran hesaplama tablosunun doldurulması ile ilgili açıklamalara aşağıda yer almaktadır.
2
  • İşlem Türü: Bu alana ilgili dönem KDV beyannamesinde indirimli orana tabi işlemler ile ilgili olan kod otomatik olarak gelmektedir. Aynı dönemde hem 406 hem 439 işlem türünden iade talebi var ise bu durumda işlem türü seçilerek her ikisi için aynı ekran kullanılarak bilgiler girilmelidir.
  • Dönem: Bu alana beyannamedeki işlem türü 406 ise iade talep edilen yılın Ocak ayından iade talep edilen döneme kadar olan aylar gelecektir. Söz konusu alanda ilgili ay seçilerek o aya ait bilgiler girilmelidir. 439 işlem türünden iade talebi var ise bir önceki yılın 12 ayı ekrana gelecek ve ilgili aylar seçilerek bilgiler girilecektir.
  • İndirimli Orana Tabi İşlem Bedeli: Bu alana seçilen ayda indirimli orana tabi işlemlerden yapılan teslimlerin toplam KDV hariç tutarı yazılmalıdır.
  • İndirimli Orana Tabi Hesaplanan KDV: Bu alana seçilen ayda indirimli orana tabi işlemlerden yapılan teslimlere isabet eden toplam KDV tutarı yazılmalıdır.
  • İndirimli Orana Tabi Yüklenilen KDV: Bu alana seçilen ayda indirimli orana tabi işlemlerin den yapılan teslimlere isabet eden alımların KDV tutarı yazılmalıdır.
  • Fark: İndirimli Orana Tabi Yüklenilen KDV ile İndirimli Orana Tabi Hesaplanan KDV tutarı arasındaki fark sistem tarafından hesaplanıp otomatik olarak gelecektir.
  • Önceki Dönem Sonu İade Edilebilir KDV Tutarı: Bu alanda satışların yapıldığı ilk ayda tutar “0” olarak girilmelidir. Takip eden aylarda ise tablonun bir önceki ayında “ İadeye Esas KDV Tutarı” alanında yer alan tutar yazılmalıdır. Ancak, bu tutarın ilgili aya ait “Devreden KDV” tutarından yüksek olması halinde, iadeye esas KDV tutarı yerine, devreden KDV Tutarı yazılmalıdır.
NOT: Tablonun bu alanına Ocak ayına ait tutar her zaman “0” olarak girilmelidir.
  • İadeye Esas KDV Tutarı: Bu sütun “Fark” bölümü ile “Önceki Dönem Sonu İade Edilebilir KDV tutarı” nın toplamından oluşmakta olup sistem tarafından hesaplanıp otomatik olarak gelecektir.
  • İade Edilebilir KDV Tutarı: Bu sütuna “İadeye Esas KDV Tutarı – O Yıl İçin Belirlenen İstisna Sınırı – Daha Önceki Dönemler Mahsubu Gerçekleşen İade Tutarı” işleminin sonucu yazılacaktır. Ancak, bu tutarın ilgili aya ait “Devreden KDV” tutarından yüksek olması halinde devreden KDV Tutarı yazılmalıdır. Bu tutarın negatif çıkması halinde sıfır olarak yazılacaktır.
  • Devreden KDV Tutarı: Bu alana seçilen aya ait KDV beyannamesindeki “Sonraki Döneme Devreden Katma Değer Vergisi” tutarı yazılacaktır.
  • Mahsubu Gerçekleşen KDV Tutarı: Bu alana seçilen aylardan önceki dönemlerde gerçekleştirilmiş olan mahsup tutarları yazılacaktır.
NOT 1- İndirimli Oran Hesaplama Tablosunda her alana giriş yapılmalıdır. Ancak, yazılacak herhangi bir tutar yoksa o bölümlere sıfır yazılarak geçilecektir.
Örneğin; mükellefin 2015/04 döneminde 439 iade türünden iade talebinin bulunması ve işe başlama tarihinin 2014/05 olması halinde, 439 işlem türü için 2014/01-2014/12 dönemine kadar tüm dönemler açılacak olup, işe başlama tarihinden önceki dönemlere (2014/01-2014/04) ilişkin tüm alanlar sıfır olarak yazılacaktır.
NOT 2- Tablonun oluşturulmasında excel tablosundan veri çekilmeyecektir. Girişler manuel olarak bu ekrandan yapılacaktır.





Yurtdışı İnşaat, Onarım, Montaj ve Teknik Hizmetlerde Kurumlar Vergisi Avantajları Nisan 20, 2016




Kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan firmaların hem Türkiye hem de Türkiye dışında elde ettikleri kazançlar vergilendirilir.(KVK Md.3)

Ancak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’n da, yurt dışında elde edilen bazı kazançlar için mükelleflere farklı alternatifler sunulmuştur. Bunlardan birincisi; belli şartların sağlanması halinde bu kazançların vergiden istisna edilmesi yani Türkiye’de vergilendirilmemesi, ikincisi ise, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de ödenecek vergilerden mahsup edilebilmesidir. Aynı kazanç için bu iki imkanın birden kullanılması mümkün değildir.(1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği 33.3)

a)Kurumlar Vergisi İstinasından Yararlanma: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5/h’ye göre; yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.(yurtdışına yapılan inşaat ve onarım işi ile ilgili teknik hizmetler ister Türkiye’de isterse yurt dışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan yararlanabilecektir.)


Vergi kanunlarında inşaatın tanımı yapılmamıştır.4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda “inşaat” veya “yapı” kavramları yerine daha geniş kapsamlı olan “yapım” kavramı tanımlanmıştır. Buna göre yapım, bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işlerini ifade etmektedir. 10.11.1983 tarih ve 83/7376 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 06.12.1983 tarih ve 18243 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Kolları Tüzüğü’nde inşaat kavramı “Bina, yol, köprü, demiryolu, tünel, metro, kanalizasyon, liman, dalgakıran, havuz, istihkam, hava alanı, dekovil ve tramvay yolu, spor alanları yapımı gibi her çeşit yapıcılık işleri ile bunların etüt, proje, araştırma, bakım, onarım ve benzeri işleri” şeklinde tanımlanmaktadır.

Teknik hizmetlerden ne anlaşılması gerektiği ise 1 no.lu tebliğde ifade edilmektedir. Buna göre, teknik hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüd, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı ve yatırım yönetimi vb. hizmetleri kapsamaktadır.

 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği 5,9’a göre,  Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5.maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, kurumların yurtdışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan kurum kazançları kurumlar vergisinden istisnadır:

-Bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,

-kazançların elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması.

Ancak, Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar için yukarıda bahsi geçen şartlar aranmayacak olup 1 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği 5. 9. da belirtildiği üzere söz konusu işlerin yurtdışında işyeri veya daimi temsilcilik vasıtasıyla yapılmış olması ve ilgili ülkede vergiye tabi olması kâfidir. Uygulanan vergi oranı ise önemli değildir.

Buna göre, istisnadan yararlanabilmek için;

1-Yurtdışı inşaat, onarım ve montaj işlerinin yurtdışı şube ya da daimi temsilci aracılığı ile yapılması,

2-Kazancın yurtdışında vergilendirilmesi gerekir. Ancak yurtdışında uygulanacak vergi oranının önemi bulunmamaktadır.

Örneğin; A şirketi yurtdışında yapmış olduğu bir inşaat işinden 1.000.000,00 Usd kazanç elde etmiş olsun. İlgili ülke mevzuatı gereği bu kazanç üzerinden %1 vergi alınmış olsun. Bu durum Türkiye’de vergi alınmaması yani istisnadan yararlanılabilmesi için engel teşkil etmemektedir. Hâlbuki yapılan iş inşaat, onarım ve montaj işi dışında bir iş olsaydı istisnadan yararlanabilmek için şirketin ilgili ülkede en az %15 oranında vergilendirilmesi gerekirdi. Yurtdışı inşaat, onarım, montaj işlerinin vergi oranı şartının olmaması nedeniyle artı bir yönü vardır.

3-Yurtdışı inşaat onarım ve montaj işlerinden elde edilen ve yurtdışında bulunan kazançların Türkiye’ye getirilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Kazanç yurtdışında tasarruf edilebilir.

4-Yurtdışı işinin yapıldığı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibariyle ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye’de aynı tarih itibariyle genel sonuç hesaplarına kaydedilmelidir.

Faaliyet sonucunun Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye’ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilmesi yeterlidir.

Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, hesaplara intikal ettirilmesi gereken tarihte T.C. Merkez Bankasının o gün için tespit ve ilan ettiği döviz alış kurlarıyla değerlenecektir. T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunmayan yabancı paralarda ise Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit ve ilan ettiği kurlar dikkate alınacaktır.

Yurt dışı faaliyet sonucunda elde edilen kazançlar elde edildiği dönem itibariyle, Türkiye’de ilgili olduğu geçici vergi matrahının tespitinde de dikkate alınacaktır.

Teknik hizmetlerin istisnadan yararlanabilmesi için;

1-Teknik işlerin yurtdışındaki işyeri aracılığı ile yapılması şartı yoktur. Ancak yurtiçinde yapılsa bile muhakkak yurtdışındaki inşaat, onarım ve montaj işi ilgili olması gerekir. Bağımsız olması halinde hizmet ihracı sayılır.

2-Teknik işler yukarıda bahsi geçen işlerden bağımsız yapılacaksa, yurtdışındaki işyeri veya daimi temsilcilik vasıtası ile yapılmalıdır.

Kurumlar vergisi istisnasının tevsiki ise; Yurtdışı iş ile ilgili sözleşme, sözleşmenin onaylı tercümesi ve damga vergisine ilişkin evrakları ile mümkündür.

b) Yurtdışında Ödenen Vergilerin Mahsubu:  Yurtdışı kazançlar üzerinden ödenen vergilerin Türkiye’de ödenecek kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için, her şeyden önce bu kazançların Türkiye’deki sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi ve kurumlar vergisi matrahına dâhil edilmiş olması gerekir. Dolayısıyla, kurumlar vergisinden istisna edilmiş olan kazançlar için yurt dışında yapılan vergi ödemelerinin, yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi söz konusu değildir.


Mahsup ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekilde özetlenebilir:

1-İlgili kazanç için kurumlar vergisi istisnasından yararlanılmamalıdır.

2-Mahsup edilebilecek tutar, yurt dışı kazancın yurtiçindeki kurumlar vergisi oranına (%20) tekabül eden kısmı aşamaz.

3-Yurt dışı kazançlar üzerinden mahallinde ödenen vergilerin kısmen veya tamamen mahsubuna imkân bulunmazsa, bu mahsup hakkı izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar kullanılabilecektir. Bu süre içinde indirilemeyen verginin, herhangi bir şekilde iadesi veya gider yazılması söz konusu değildir.

4-Yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilmesi istendiğinde, Türkiye’deki vergi matrahına dâhil edilen yurt dışı kazanç tutarının bu vergileri de içerecek şekilde brütleştirilmiş olması gerekmektedir.

Yurt dışı kazançlardan dolayı ödenen vergilerin yurt içindeki vergilerden mahsubunda tevsik için;

-Vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösteren belgeler (ilgili ülkede yetkili makamlardan -Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik edilmiş olmalı) gereklidir.

Yurt dışında ödenen vergilerin geçici vergiden mahsubu da mümkündür. Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelir bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilecektir.

Yurt dışında ödenen vergilerde mahsup önceliği, kurumlar vergisinindir. Artan tutarın bulunması halinde yurt içinde kesinti suretiyle ödenen vergiler ve geçici vergi mahsup edilecektir.

Yurt dışı faaliyetten zarar edilmesi halinde, yurtdışı kazancı kurumlar vergisi istisnasına tabi değilse, bu zarar Türkiye’de elde edilen kazançtan indirilebilir, ilgili yılda indirilmesinin mümkün olmaması halinde izleyen beş (5) yılda indirim konusu yapmak mümkündür. Zararın indirim konusu yapılabilmesi için,

-Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması,

-Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye’deki ilgili vergi dairesine ibrazı gereklidir.

Rapor ekinde, vergi beyannamesi, bilanço, gelir tablosu bulunmalı. Bunlar ülkedeki yetkili makamlarca onaylanmalıdır. Ülkede denetim kuruluşu yoksa beyannameler Türk elçilik ve konsoloslukları vb. temsilcilikler tarafından onaylanmalı, aslı ve tercüme edilmiş bir örneği ilgili vergi dairesine ibraz edilmelidir.

Türkiye’de indirim konusu yapılan yurt dışı zararı, ilgili ülkede de mahsup edilmiş veya gider yazılmış ise, Türkiye’deki beyannameye dâhil edilecek tutar mahsup veya gider yazılmadan önceki tutar olacaktır.

İnşaat işinin Türkiye’deki şirketin yurtdışında kurulacak şirkete ortak olarak yapılması halinde vergileme:


Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/b’ ye göre; yurtdışındaki inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda, söz konusu şirketlere iştirak edilmesinden elde edilen kazançlara, yurtdışı iştirak kazançları istisnası uygulanır. Bunun için herhangi bir şart aranmaz. Sadece, şirketin özel amaç için kurulduğunun ana sözleşmelerinde belirtilmesi ve fiilen bu amaç dışında faaliyet gösterilmemesi gerekmektedir. Bu koşulları taşımayan ya da başka faaliyet konularıyla da uğraşan şirketlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Burada şu hususa vurgu yapmakta yarar var: 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu İstisnalar bölümünde yer alan iştirak kazançları ile ilgili diğer şartlar (iştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması, kazancın elde edildiği tarih itibariyle iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması, iştirak kazancının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi, yurtdışı iştirak kazancının kar payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dâhil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması) yurt dışındaki inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülkede ayrı şirket kurulması zorunlu olduğunda, söz konusu durumun sözleşmede belirtilmesi ve ilgili şirketin başka bir faaliyette de bulunmaması hallerinde aranmaz.


 Yazar:SMMM Duygu Doğan


22 Nisan 2016 Cuma

İşverenlere yeni bir teşvik geldi! Resul Kurt


6704 sayılı Kanun'la yapılan düzenleme ile işe başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdî düzenli sosyal yardımlardan en az bir defa yararlanmış olanların ikamet ettiği hanede 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanun'un 60/(c)-(1) numaralı alt bendi kapsamında bulunanlardan Türkiye İş Kurumu'na kayıtlı işsizler arasında olması kaydıyla, 4/a (SSK) kapsamında özel sektör işverenlerince istihdam edilen sigortalı için; SGK prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarın tamamı işe başladığı tarihten itibaren bir yıl süreyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından karşılanacağı yönünde düzenleme yapıldı. Ayrıca Bakanlar Kuruluna da bu süreyi bir yıl uzatma yetkisi verildi.

İşveren hisselerine ait primlerin karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak;

-          İşe alındıkları yıldan bir önceki takvim yılında işyerinden bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olması, 

-          Aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi, 

-          Sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanmayan tutarının yasal süresi içinde ödemesi ve,

-          Kapsama giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı SGK'ya prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şartları bulunmaktadır.  

-          SGK'ya olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının 6183 sayılı Kanuna göre tecil ve taksitlendirilmiş veya ilgili kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış olması, bu tecil, taksitlendirme ve yeniden yapılandırma devam ettiği sürece işverenler bu teşvikten faydalanmaya devam edebilecekler.

Ayrıca yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamayacak.

Bu madde hükümleri;

-          21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 30'uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile bu işyerlerinin yaptırdığı her türlü alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri,

-          Sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve,

-          Yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında,uygulanmayacak.

İşverenler bu maddeyle sağlanan prim desteğinden aynı sigortalı için işe başladığı tarihten itibaren bir yıl süreyle geçmemek üzere yararlanacak. Destekten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti hâlinde, yararlanılan teşvik tutarı gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte işverenden tahsil edilecek.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdî düzenli sosyal yardımlardan işe başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde en az bir defa yararlanmış olanların ikamet ettiği hanede 5510 sayılı Kanunun 60/(c)-(1) numaralı alt bendi kapsamında bulunanlardan çalışabilir durumda olanlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından bütünleşik sosyal yardım sistemi üzerinden Türkiye İş Kurumu sistemine kaydedilecek. 

Bu kişiler Türkiye İş Kurumu tarafından mesleki eğitime veya diğer aktif iş gücü programlarına tabi tutulacak. Mesleki eğitimi veya aktif iş gücü programlarını ya da Türkiye İş Kurumu tarafından teklif edilen işi üçüncü kez kabul etmeyenlerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdî düzenli sosyal yardımları, durumun bütünleşik sosyal yardım sistemi üzerinden Türkiye İş Kurumu veri tabanından tespit edilmesini takip eden aybaşından itibaren bir yıl süreyle kesilecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacak.

Bu teşvikle birlikte özellikle sosyal desteğe ve korunmaya muhtaç kişilerin iş ve meslek edinmeleri sağlanacağı gibi, iş bulmalarında da büyük bir kolaylık olacak.


18 Nisan 2016 Pazartesi

ELEKTRONİK DEFTERDE BERAT UYGULAMASI Seçkin Gülten


Açılış ve kapanış beratları alınmadığı taktirde 4.000,00 TL cezası bulunmaktadır. Tarih: 18-04-2016 Selçuk GÜLTEN


Elektronik defter uygulamasında eskiden olduğu gibi noter onaylı defter bulunmadığından kağıt çıktılar geçersizdir. Benzer şekilde e-defter beratları da elektronik ortamda saklanmalı ve ibraz edilmelidir. Beratların kağıt çıktıları da geçersizdir. Vergi inceleme elemanına, SGK müfettişlerine, Bilirkişilere veya diğer ilgililere e-defter ve beratları aynı anda ve elektronik ortamda ibraz edilecektir. Bu kişiler, mükellefin ibraz ettiği e-defter ve beratını aldıktan sonra, beratın bu e-deftere ait olup olmadığını “e-defter görüntüleme aracı” ile teyit edecektir.


Görüntüleme aracı ile:
• e-defterin firma mali mührünün doğru olup olmadığı,
• e-defter beratında bulunan mükellef mali mührünün doğru olup olmadığı,
• e-defterde bulunan mükellef mührü ile e-defter beratında bulunan deftere ait imza veya mühür değerinin birbiri ile eşleşip eşleşmediği,
• e-defter beratında bulunan GİB mali mührünün doğru olup olmadığı,
hususları mutlaka değerlendirilecektir. Bu sebeple elektronik defterin geçerli olabilmesi her aya ait beratların düzenli olarak alınması ve elektronik ortamda birazına bağlıdır.


Beratların alınmaması veya berat alınmasının unutulması durumunda hangi cezalar söz konusudur. Bu konuda çoğu meslektaşımızın ve mükelleflerin tereddütleri bulunmaktadır. Elektronik defterde esas olan aylık olarak oluşturmak ve takip eden üçüncü ay sonuna kadar paketleri GİB sistemine yüklenip berat dosyası almaktır. Sisteme tek seferde yüklenecek dosya boyutu 200 MB ile sınırlı, eğer bu boyutu aşan defter dosyaları varsa parçalara bölünmesi ve her bir parçanın ayrı ayrı onayının alınması gerekir. Hesap döneminin ilk ay beratı açılış tasdiki, son ay beratı kapanış tasdiki yerine geçer. Açılış ve kapanış beratları alınmadığı taktirde 4.000,00 TL cezası bulunmaktadır.


Elektronik deftere ilişkin olarak getirilen zorunluluklara uymayanlar, beratlarını zamanında almayanlar hakkında 213 sayılı VUK’nun ceza hükümleri tatbik olunur. Bunları kısaca özetleyelim :


a) E-defter zorunluluğu getirilen mükellefler artık kağıt ortamında defter tutamazlar. Bu mükellefler kağıt ortamında defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılacaklardır. Ayrıca kağıt defter tuttukları tespit olunursa 213.s VUK’nun 359.maddesindeki “vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetme”(çift defter) fiili işlenmiş olacaktır. Özellikle uygulamada bazı müfettişlerin “ben elektronik defterden anlamam bana yine eskisi gibi kağıt çıktı getirin” dedikleri görülmektedir. Kesinlikle çıktı bile olsa kağıt defter ibraz edilmemesi gerekir.


b) E-Fatura ve e-deftere ilişkin getirilen zorunluluklara uymayanlara V.U.K. Madde 355’e göre Özel Usulsüzlük Cezası kesilecektir.


c) Beratın alınmaması defterin tutulmadığı anlamına geleceğinden yasal defterlerden birinin tutulmamış olmasının 213 s. VUK’nda resen takdir nedeni sayılması nedeniyle mükellefin takdire sevk işlemi vergi idaresince gerçekleştirilecektir. Resen takdire sevk ise 2 kat birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesine yol açacaktır.


d) Berat alınmaması usulüne uygun defter tutulmadığı anlamına geleceğinden firmanın alış ve gider belgelerindeki KDV indirimleri reddi sonucunu doğuracaktır.

e) Vergi Kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan e-defterlerin gizlenmesi, kaçakçılık suçunu oluşturmaktadır. Bunun yaptırımı da 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır (VUK md. 359/a). Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, gizleme suçu olarak kabul edilmektedir. Açılış onayı (ilk ay beratı) olan, kapanış onayı (son ay beratı) olan bir e-defterin ibraz edilememesi ayrıca gizleme suçu olarak değerlendirilebilecektir.


f) Ticari defterlerin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut bu Kanuna uygun saklanmaması hallerinde üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezası (TTK Md.562/6) kesilmesini gerektirir.


Mutlaka meslektaşlarımızın e-defter ve e-fatura konularında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu konuda yetişmiş personel eksikliği, eğitimlerin azlığı veya sadece farkındalık eğitimleri olmaları gibi hususlar bu konuda cezalara muhatap olunacağını göstermektedir. Özellikle Maliye idaresi tarafından uygulamanın sık sık değiştirilmesi verilen özelgeler arasındaki tezatlar, konunun kanun yerine ikincil düzenlemelerle belirlenmesi e-defter, e-fatura davalarının artacağını göstermektedir. Bu konuda odalarımıza büyük görevler düşmektedir.