.

.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

1/7/2010 Asgari ücret (16 yaşından büyük işçi)

1/7/2010 dan itibaren asgari ücretli işçinin işverene maliyeti:

net ücret..................544,44

sigorta primi.............277,59

vergisi....................101,98

toplam ................................924,01


yada

brüt ücret ................760,50

işveren sigorta payı...........163,51

toplam.........................................924,01

1/7/2010 Asgari ücret (16 yaşından büyük işçi)

1/7/2010 dan itibaren asgari ücretli işçinin işverene maliyeti:
net ücret..................544,44
sigorta primi.............277,59
vergisi....................101,98
toplam ................................924,01

yada
brüt ücret ................760,50
işveren sigorta payı...........163,51
toplam.........................................924,01

23 Temmuz 2010 Cuma

Vergi davasında usul.

iDARi YARGIDA DAVA ACILIRKEN DiKKAT EDiLMESi GEREKEN HUSUSLAR -2577-İYUK
Idari Davalarin Acilmasi MADDE 3.
1.Idari davalar,Danistay,idare mahkemesi,vergi mahkemesi baskanliklarina hitaben yazilmis imzali dilekcelerle acilir.
2. Dilekcelerde;
a) Taraflarin ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadlari veya unvanlari ve adresleri,
b) Davanin konusu ve sebepleri ile dayandigi deliller,
c) Davaya konu olan idari islemin yazili bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harc, benzeri mali yukumler ve bunlarin zam ve cezalarina iliskin davalarla tam yargi
davalarinda uyusmazlik konusu miktar,
e) Vergi davalarinda davanin ilgili bulundugu verginin veya vergi cezasinin nevi ve yili, teblig edilen
ihbarnamenin tarihi ve numarasi ve varsa mukellef hesap numarasi, gosterilir.
3. Dava konusu kararin ve belgelerin asillari veya ornekleri dava dilekcesine eklenir. Dilekceler ile bunlara ekli evrakin ornekleri karsi taraf sayisindan bir fazla olur.
Dilekcelerin Verilecegi Yerler MADDE 4.
Dilekceler ve savunmalar ile davalara iliskin her turlu evrak, Danistay veya ait oldugu mahkeme baskanliklarina veya bunlara gonderilmek uzere idare veya vergi mahkemesi baskanliklarina, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabanci memleketlerde Turk konsolosluklarina verilebilir.
Ayni Dilekce ile Dava Acilabilecek Haller MADDE 5.
1. Her idari islem aleyhine ayri ayri dava acilir. Ancak, aralarinda maddi veya hukuki yonden baglilik yada sebep-sonuc iliskisi bulunan birden fazla isleme karsi bir dilekce ile de dava acilabilir.
2. Birden fazla kisinin ortak dilekce ile dava acabilmesi icin davacilarin hak veya menfaatlerinde
istirak bulunmasi ve davaya yol acan maddi olay veya hukuki sebeplerin ayni olmasi gerekir.
Dava Acma Suresi MADDE 7.
1. Dava acma suresi, ozel kanunlarinda ayri sure gosterilmeyen hallerde Danistayda ve idare
mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gundur.
2. Bu sureler;
a) Idari uyusmazliklarda; yazili bildirimin yapildigi,
b) Vergi, resim ve harclar ile benzeri mali yukumler ve bunlarin zam ve cezalarindan dogan uyusmazliklarda: Tahakkuku tahsile bagli olan vergilerde tahsilatin; teblig yapilan hallerde veya teblig yerine gecen islemlerde tebligin; tevkif yoluyla alinan vergilerde istihkak sahiplerine odemenin; tescile bagli vergilerde tescilin yapildigi ve idarenin dava acmasi gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararinin idareye geldigi;Tarihi izleyen gunden baslar.
3. Adresleri belli olmayanlara ozel kanunlarindaki hukumlere gore ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, ozel kanununda aksine bir hukum bulunmadikca sure,son ilan tarihini izleyen gunden 15gun sonra islemeye baslar.
4. Ilanı gereken duzenleyici islemlerde dava suresi, ilan tarihini izleyen gunden itibaren baslar.Ancak bu islemlerin uygulanmasi uzerine ilgililer, duzenleyici islem veya uygulanan islem yahut her ikisi aleyhine birden dava acabilirler. Duzenleyici islemin iptal edilmemis olmasi bu duzenlemeye dayali islemin iptaline engel olmaz.
Surelerle Ilgili Genel Esaslar MADDE 8.
1. Sureler, teblig, yayin veya ilan tarihini izleyen gunden itibaren islemeye baslar.
2. Tatil gunleri surelere dahildir. Su kadarki, surenin son gunu tatil gunune rastlarsa, sure tatil
gununu izleyen calisma gununun bitimine kadar uzar.
3. Bu Kanunda yazili surelerin bitmesi calismaya ara verme zamanina(adli tatile) rastlarsa bu sureler, ara vermenin sona erdigi gunu izleyen tarihten itibaren yedi gun uzamis sayilir.
Gorevli Olmayan Yerlere Basvurma MADDE 9.
1.Cozumlenmesi Danistayin, idare ve vergi mahkemelerinin gorevlerine girdigi halde, adli ve askeri yargi yerlerine acilmis bulunan davalarin gorev noktasindan reddi halinde, bu husustaki kararlarin kesinlesmesini izleyen gunden itibaren otuz gun icinde gorevli mahkemede dava acilabilir. Gorevsiz yargi merciine basvurma tarihi, Danistaya, idare ve vergi mahkemelerine basvurma tarihi olarak kabul edilir. 2. Adli veya askeri yargi yerlerine acilan ve gorevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, gorevsizlik kararinin kesinlesmesinden sonra birinci fikrada yazili otuz gunluk sure gecirilmis olsa dahi, idari dava acilmasi icin ongorulen sure henuz dolmamis ise bu sure icinde idari dava acilabilir.
Idari Makamlarin Sukutu MADDE 10.
1 Ilgililer,haklarinda idari davaya konu olabilecek bir islem veya eylemin yapilmasi icin idari makamlara basvurabilirler.
2. 60 gun icinde bir cevap verilmezse istek reddedilmis sayilir. ilgililer altmis gunun bittigi tarihten itibaren dava acma suresi icinde, konusuna gore Danistaya, idare ve vergi mahkemelerine dava acabilirler. Altmis gunluk sure icinde idarece verilen cevap kesin degilse ilgili bu cevabi, isteminin reddi sayarak dava acabilecegi gibi, kesin cevabi da bekleyebilir. Bu takdirde dava acma suresi islemez. Ancak, bekleme suresi basvuru tarihinden itibaren 6 ayi gecemez. Dava acilmamasi veya davanin sureden reddi hallerinde, 60 gunluk surenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabin tebliginden itibaren 60 gun icinde dava acabilirler.
Ust Makamlara Basvurma MADDE 11.
1.Ilgililer tarafindan idari dava acilmadan once,idari islemin kaldirilmasi,geri alinmasi, degistirilmesi veya yeni bir islem yapilmasi ust makamdan, ust makam yoksa islemi yapmis olan makamdan, idari dava acma suresi icinde istenebilir. Bu basvurma, islemeye baslamis olan idari dava acma suresini durdurur.
2. Altmis gun icinde bir cevap verilmezse istek reddedilmis sayilir.
3. Istegin reddedilmesi veya reddedilmis sayilmasi halinde dava acma suresi yeniden islemeye baslar ve basvurma tarihine kadar gecmis sure de hesaba katilir.
Iptal ve Tam Yargi Davalari MADDE 12. Ilgililer haklarini ihlal eden bir idari islem dolayisiyla Danistaya ve idare ve vergi mahkemelerine dogrudan dogruya tam yargi davasi veya iptal ve tam yargi davalarini birlikte acabilecekleri gibi ilk once iptal davasi acarak bu davanin karara baglanmasi uzerine, bu husustaki kararin veya kanun yollarina basvurulmasi halinde verilecek kararin tebligi veya bir islemin icrasi sebebiyle dogan zararlardan dolayi icra tarihinden itibaren dava suresi icinde tam yargi davasi acabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci
madde uyarinca idareye basvurma haklari saklidir.
Dogrudan Dogruya Tam Yargi Davasi Acilmasi MADDE 13.
1. Idari eylemlerden haklari ihlal edilmis olanlarin idari dava acmadan once, bu eylemleri yazili bildirim uzerine veya baska suretle ogrendikleri tarihten itibaren bir yil ve her halde eylem tarihinden itibaren bes yil icinde ilgili idareye basvurarak haklarinin yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kismen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki islemin tebligini izleyen gunden itibaren veya istek hakkinda 60 gun icinde cevap verilmedigi takdirde bu surenin bittigi tarihten itibaren dava suresi icinde dava acilabilir.
2. Gorevli olmayan adli ve askeri yargi mercilerine acilan tam yargi davasinin gorev yonunden reddi halinde sonradan idari yargi mercilerine acilacak davalarda, birinci fikrada ongorulen idareye basvurma sarti aranmaz.
Dilekceler Uzerine Ilk Inceleme MADDE 14.
1. Dilekceler Danistayda Evrak Mudurlugunce kaydedilir ve Genel Sekreterlikce gorevli dairelere havale olunur.
2. Dilekceler, idare ve vergi mahkemelerinde, mahkeme baskaninin veya hakimin havalesi ile kaydolunur.
3. Dilekceler, Danistayda daire baskaninin gorevlendirecegi bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde
ise mahkeme baskani veya gorevlendirecegi bir uye tarafindan:
a) Gorev ve yetki, b) Idari merci tecavuzu,
c) Ehliyet, d) Idari davaya konu olacak kesin ve yurutulmesi gereken bir islem olup olmadigi,
e) Sure asimi, f) Husumet,
g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadiklari,Yonlerinden sirasiyla incelenir.
4. Dilekceler bu yonlerden kanuna aykiri gorulurse durum; gorevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirilir. Tek hakimle cozumlenecek dava dilekceleri icin rapor duzenlenmez ve 15.md hukumleri ilgili hakim tarafindan uygulanir. 3.fikraya gore yapilacak inceleme ve bu fikra ile 5.fikraya gore yapilacak islemler dilekcenin alindigi tarihten itibaren en gec 15gun icinde sonuclandirilir.
5. Ilk incelemeyi yapanlar, bu noktalardan kanuna aykirilik gormezler veya daire veya mahkeme tarafindan ilk inceleme raporu yerinde gorulmezse, tebligat islemi yapilir.
6.Yukaridaki hususlarin ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanin her safhasinda 15.md hukmu uygulanir.
Ilk Inceleme Uzerine Verilecek Karar MADDE 15.
1. Danistay veya idare ve vergi mahkemelerince yukaridaki maddenin 3. fikrasinda yazili hususlarda kanuna aykirilik gorulurse, 14. maddenin;
a) 3/a bendine gore adli ve askeri yarginin gorevli oldugu konularda acilan davalarin reddine; idari yarginin gorevli oldugu konularda ise gorevli veya yetkili olmayan mahkemeye acilan davanin gorev veya yetki yonunden reddedilerek dava dosyasinin gorevli veya yetkili mahkemeye gonderilmesi,
b) 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazili hallerde davanin reddine,
c) 3/f bendine gore, davanin hasim gosterilmeden veya yanlis hasim gosterilerek acilmasi halinde, dava dilekcesinin tespit edilecek gercek hasma tebligine,
d) 3/g bendinde yazili halde 30gun icinde 3,5.mdlere uygun sekilde yeniden duzenlenmek/noksanlari tamamlanmak yahut (c) bendinde yazili hallerde, ehliyetli olan sahsin avukat olmayan vekili tarafindan dava acilmis ise otuz gun icinde bizzat veya bir avukat vasitasiyla dava acilmak uzere dilekcelerin reddine,
e) 3/b bendinde yazili halde dilekcelerin gorevli idare merciine tevdiine, Karar verilir.
2. Dilekcelerin gorevli mercie tevdii halinde, Danistaya veya ilgili mahkemeye basvurma tarihi, merciine basvurma tarihi olarak kabul edilir.
3. Dilekcelerin 3.md uygun olmamalari dolayisiyla reddi halinde,yeni dilekceler icin ayrica harc alinmaz.
4.Ilk inceleme uzerine Danistay/mahkemelerce verilen;bu maddenin 1/a bendinde belirtilen idari yarginin gorevli oldugu konularda davanin gorev ve yetki yonunden reddine iliskin kararlarla, 1/c bendinde yazili gercek hasma teblig ve 1/d bendindeki dilekce red kararlari disinda, kararin duzeltilmesi veya temyiz yoluna; tek hakim kararina karsi ise itiraz yoluna basvurulabilir.
5. 1 inci fikranin (d) bendine gore dilekcenin reddedilmesi uzerine, yeniden verilen dilekcelerde ayni yanlisliklar yapildigi takdirde dava reddedilir.
Tebligat ve Cevap Verme MADDE 16.
1 Dava dilekcelerinin ve eklerinin birer ornegi davaliya,davalinin verecegi savunma davaciya teblig olunur.
2. Davacinin ikinci dilekcesi davaliya, davalinin verecegi ikinci savunma da davaciya teblig edilir. Buna karsi davaci cevap veremez. Ancak, davalinin ikinci savunmasinda, davacinin cevaplandirmasini gerektiren hususlar bulundugu, davanin gorulmesi sirasinda anlasilirsa, davaciya cevap vermesi icin bir sure verilir.
3. Taraflar, yapilacak tebliglere karsi, teblig tarihinden itibaren otuz gun icinde cevap verebilirler. Bu sure, ancak hakli sebeplerin bulunmasi halinde, taraflardan birinin istegi uzerine gorevli mahkeme karari ile otuz gunu gecmemek ve bir defaya mahsus olmak uzere uzatilabilir. Surenin gecmesinden sonra yapilan uzatma talepleri kabul edilmez.
4.Taraflar,surenin gecmesinden sonra verecekleri savunmalara veya 2.dilekcelere dayanarak hak iddia edemezler.
5. Davalara iliskin islem dosyalarinin asli veya onayli ornegi idarenin savunmasi ile birlikte, Danistay veya ilgili mahkeme baskanligina gonderilir.Idare ve Vergi Mahkemelerinde mahkeme baskani ve iki uyeden olusan bir heyet ile, kurul olarak calisma ve karar verme esastir. Konusu para ile olculebilen ve 2001 yili icin 1.560.000.000-liranin altinda kalan tam yargi davalarinde ise tek hakim karar vermekte ve bu kararlara karsi yapilan itirazlari Bolge Idare
Mahkemesi kesin olarak sonuclandirmaktadir.
Idari Dava Turleri MADDE 2.
1. Idari dava turleri sunlardir :
a) Idari islemler hakkinda yetki, sekil, sebep, konu ve maksat yonlerinden biri ile hukuka aykiri
olduklarindan dolayi iptalleri icin menfaatleri ihlal edilenler tarafindan acilan iptal davalari,
b) Idari eylem/islemlerden dolayi kisisel haklari dogrudan muhtel olanlar tarafindan acilan tam yargi davalari,
c)Tahkim yolu ongorulen imtiyaz sartlasma ve sozlesmelerinden dogan uyusmazliklar haric, kamu hizmetlerinden birinin yurutulmesi icin yapilan her turlu idari sozlesmelerden dolayi taraflar arasinda cikan uyusmazliklara iliskin davalar.
2. Idari yargi yetkisi, idari eylem ve islemlerin hukuka uygunlugunun denetimi ile sinirlidir.Idari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yurutme gorevinin kanunlarda gosterilen sekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kisitlayacak, idari eylem ve islem niteliginde veya idarenin takdir yetkisini kaldiracak bicimde yargi karari veremezler.
3. Cumhurbaskaninin dogrudan dogruya yaptigi islemler idari yargi denetimi disindadir.
DURUSMA MADDE 17.
1. Danistay ile idare ve vergi mahkemelerinde acilan iptal ve bir milyar lirayi asan tam yargi davalari ile tarh edilen vergi, resim ve harclarla benzeri mali yukumler ve bunlarin zam ve cezalari toplami bir milyar lirayi asan vergi davalarinda, taraflardan birinin istegi uzerine durusma yapilir.
2. Temyiz ve itirazlarda durusma yapilmasi taraflarin istemine ve Danistay veya ilgili bolge idare mahkemesi kararina baglidir.
3. Durusma talebi, dava dilekcesi ile cevap ve savunmalarda yapilabilir.
4. 1 ve 2 nci fikralarda yer alan kayitlara bagli olmaksizin Danistay, mahkeme ve hakim kendiliginden durusma yapilmasina karar verebilir.
5. Durusma davetiyeleri durusma gununden en az otuz gun once taraflara gonderilir.
Durusmalara Iliskin Esaslar MADDE 18.
1. Durusmalar acik olarak yapilir. Genel ahlakin veya kamu guvenliginin gerekli kildigi hallerde,
gorevli daire veya mahkemenin karari ile, durusmanin bir kismi veya tamami gizli olarak yapilir.
2. Durusmalari baskan yonetir.
3. Durusmalarda taraflara ikiser defa soz verilir. Taraflardan yalniz biri gelirse onun aciklamalari
dinlenir; hic biri gelmezse durusma acilmaz, inceleme evrak uzerinde yapilir.
4. Danistayda gorulen davalarin durusmalarinda savcinin bulunmasi sarttir.Taraflar dinlendikten sonra savci yazili dusuncesini aciklar. Bundan sonra taraflara son olarak ne diyecekleri sorulur ve durusmaya son verilir.
5. Durusmali islerde savcilar, kesif, bilirkisi incelemesi veya delil tespiti yapilmasini yahut islem dosyasinin getirtilmesini istedikleri takdirde, bu istekleri gorevli daire veya kurul tarafindan kabul edilmezse, isin esasi hakkinda ayrica yazili olarak dusunce bildirirler.
Durusmali Islerde Karar Verilmesi MADDE 19. Durusma yapildiktan sonra en gec onbes gun icinde karar verilir. Ara karari verilen hallerde, bu kararin yerine getirilmesi uzerine, dosyalar oncelikle incelenir.
Dosyalarin Incelenmesi MADDE 20.
1. Danistay ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta olduklari davalara ait her cesit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen sure icinde luzum gordukleri evrakin gonderilmesini ve her turlu bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diger yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararlarin, ilgililerce, suresi icinde yerine getirilmesi mecburidir. Hakli sebeplerin bulunmasi halinde bu sure, bir defaya mahsus olmak uzere uzatilabilir.
2. Taraflardan biri ara kararinin icaplarini yerine getirmedigi takdirde, bu durumun verilecek karar uzerindeki etkisi mahkemece onceden takdir edilir ve ara kararinda bu husus ayrica belirtilir.
3. Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin guvenligine veya yuksek menfaatlerine veya Devletin guvenligi ve yuksek menfaatleriyle birlikte yabanci devletlere de iliskin ise, Basbakan veya ilgili bakan, gerekcesini bildirmek suretiyle, soz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. (Ek cumle : 10/6/1994- 4001/10 md.) Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanilarak ileri surulen savunmaya gore karar verilemez.
5. Danistay, bolge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar, bu Kanun ve diger kanunlarda belirtilen oncelik veya ivedilik durumlari ile Danistay icin Baskanlar Kurulunca diger mahkemeler icin Hakimler ve Savcilar Yuksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip RG de ilan edilecek oncelikli isler gozonunde bulundurulmak suretiyle gelis tarihlerine gore incelenir ve tekemmul ettikleri sira dahilinde bir karara baglanir. Bunlarin disinda kalan dosyalar ise tekemmul ettikleri siraya gore ve tekemmul tarihinden itibaren en gec alti ay icinde sonuclandirilir.
Sonradan Ibraz Olunan Belgeler MADDE 21. Dilekceler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgeler, bunlarin vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadigina mahkemece kanaat getirilirse, kabul ve diger tarafa teblig edilir. Bu belgeler durusmada ibraz edilir ve diger taraf cevabini hemen verebilecegini beyan eder veya cevap vermeye luzum gormezse, ayrica teblig edilmez.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Kur farkları KDV ye tabi değil!

2. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2006/50, K.2006/286 sayı ve 18.10.2006 tarihli kararında
"Mal teslimi ve hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana geldiğinden, bedelin döviz olarak hesaplanması halinde vergiyi doğuran olayın meydana geldiği teslim tarihindeki cari kur üzerinden muhasebeleştirilerek gelir kaydedilmesi gerekmekte olup dövizin farklı zamanlarda ödenmesi nedeniyle oluşabilecek kur farklarının, bu bedeli menfi veya müspet olarak etkilemesi düşünülemez. Nitekim kanunun 20. maddesinde bedel kavramı açıkça tanımlanmış olmasına rağmen kanun koyucu aynı kanunun 24. maddesinin c bendinde vade farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğunu kurala bağlamış, ancak kur farkına bunlar arasında yer vermemiştir. Bu durumda, döviz üzerinden yapılan vadeli satışlarda, senedin tahsil edildiği tarihte malın teslimi ile oluşan vergiyi doğuran olay tarihine göre ortaya çıkan menfi veya müspet kur farklarının bedel kavramına dahil olmadığı, kur farkının kanunun 24/c maddesinde matraha dahil olduğu belirtilen unsurlar arasında sayılmadığı açık olduğundan, Katma Değer Vergisi'ne tabi tutulmasına hukuken olanak bulunmayıp ihtirazi kayıtla ödenen Katma Değer Vergisi'nin yükümlüye iadesi gerektiğinden"

Faydalı bir adres : Kobi Finans

http://www.kobifinans.com.tr/tr/alt_bilgi_merkezi/0205?gclid=CMb7xdTO_KICFUeK3god3EEBnQ

20 Temmuz 2010 Salı

ÇTV ve Zamanaşımı.

....................Belediyesi
Gelir Müdürlüğüne-İzmir

İlgi: M.35.6.....0.12(3)/2125-3749 sayı ve ÇTV konulu
12/7/2010 düzenlenme ve 20/7/2010 tebliğ tarihli yazınız hk.

15/6/2010 tarihli dilekçemizde 6183 sayılı AATUK yasanın 102.maddesi dikkate alınarak tarafımıza varsa ÇTV borcumuzun bildirilmesi ve bunu hemen ödeyeceğimizi bildirmiş olmamıza rağmen,bu dilekçemize yanıt niteliğinde olan ilgideki yazınıza eklenen listede ÇTV borcu 1994 yılında başlamakta ve 2010 yılına gelmektedir.

ÇTV , 2469 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun mükerrer 44.maddesinde açıklanan bir vergi türü, belediye gelirdir.Aynı yasanın 98.maddesinde Usul hükümleri açıklanmış olup, bu maddede vergi tahsilatının takibinin 6183 Sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılacağı yazılmıştır.

AATUHK yasanında 102-103-104. maddeleri vergi tahsilatında zamanaşımının nasıl işleyeceğini anlatır.
“6183 s. AATUHK Md.102-Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.”

Tabi hemen zamanaşımına uğramanın ne demek olduğuna bakmak gerekecektir:
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde zamanaşımının şu şekilde tanımlanmaktadır:
Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır.Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.’

Yukarıda vergi hukukundan alıntılar ile yapılan açıklamalar göre ;
2005 yılını izleyen 2006-1, 2007-2, 2008-3, 2009-4 ve 2010-5.yıl olduğu dikkate alındığında,1994 yılından 2005 yılına kadar olan ve listede yer alan vergilerin zamanaşımına uğramış olması gerekir.
Farklı ve tarafımızca bilinmeyen bir nedenden kaynaklanan ve belediyenize vergi yasalarında geçen 5 yıl değil (2010-1994) 16 yıla kadar alacak takibi olanağı tanıyan bir uygulama var ise o konuda tarafımıza bilgi verilmesini, yoksa 2005-2010 dönemine ait ödenmesi gereken ÇTV tutarının bildirilmesini saygılarımızla arz ederiz.

..................................Ltd.Şti.

Adres: ....................................İzmir

7 Temmuz 2010 Çarşamba

AYM kararına göre 2004 ve öncesine ait vergi ve ceza tarhiyatları hk.

2004 ve öncesinde takdir komisyonuna sevk edilerek "komisyonda geçen süre" sonsuza kadar zaman aşımı durdurulmasının, anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve iptal kararı 6 ay sonra yürürlüğe girmek üzere, 08 Ocak 2010 tarihli resmi gazetede yayımlanmıştır.Anayasa Mahkemesinin yasa koyucuya yasal boşluk doğmaması için tanıdığı 6 aylık süre 08 Temmuz 2010 tarihinde dolmaktadır.08 Temmuz 2010 tarihinde iptal olacak 213 sayılı VUK’nun 114/2. maddesi hükmünün Anayasa Mahkemesinin kararına göre yeniden düzenlenmesini öngören hükümet tasarısı TBMM’ne 25.05.2010 tarihinde sevk edilmiştir.Tasarının 8. maddesiyle “MADDE 8- 213 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.”” şeklinde değişiklik öngörülmüştür. Tasarıyla VUK 114.md değişiklik yapılarak, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması halinde "komisyonda geçen süre"de zamanaşımının durması bir yıllık süreyle sınırlandırılmakta, böylece Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında da ifade edilmiş olan belirsizlik sorunu ortadan kaldırılmaktadır.Diğer taraftan, anılan hükmün yürürlüğe girmesinden önce matrah takdiri için takdir komisyonuna intikal ettirilmiş olmakla birlikte komisyon tarafından henüz takdir edilmeyen matrahlar ile takdir edildiği halde ilgilisine tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler için ilgili tarh zamanaşımının ne şekilde uygulanacağına ilişkin geçici bir düzenleme ihtiyacı doğmuştur.Aynı tasarının 19. maddesi ile öngörülen geçici maddeyle 1/1/2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilen işlemlerde tarh zamanaşımı süresinin 31/12/2012 olarak belirlenmesi yönünde geçici bir düzenleme eklenmektedir.8/7/2010 kadar bu yasa tasarısı TBMM den geçerek yasalaşması gerekmektedir.Ne olursa olsun 2004 ve önceki yıllara ilişkin 08/1/2010 dan itibaren yapılmış ve 08/7/2010 a kadar ve/veya tasarı yasalaşmasına kadar tüm tarh ve tebliğler anayasaya aykırılığı nedeniyle, dava açılması halinde yargıda iptale mahkumdur.8/7/2010 dan sonra tarh ve tebliğ edilecek 2004 den önceki yıllara ilişkin tarhiyatlar ise yargıda,yok hükmünde karara varılacaktır.İdarenin hukuka ve anayasaya aykırı, yasaya uygun tarhiyatları için bazı meslektaşlarımız tarafından, mükelleflerine idare ile uzlaşma önerilmektedir. Uzlaşma komisyonlarının önerdiği tutar gecikme zammı belirtilmediğinden mükellef ödeme aşamasında çok yüksek oranlarda gecikme zamları ile karşılaşabilmektedir. 2004 ve önceki yıllara ilişkin tarhiyatları (özellikle yüksek tutarlılar) için mükellefin dava açmasına yardımcı olmak ve mükellefe 1 kuruş dahi ödetmemek mümkün ve gerekli ve de doğru olanı yapmak olduğu gibi mükellefin hukuksal bir hakkıdır.(Yalçın Önder’in makalesinden kısaltmadır)
----------------------------------------------------------------------------------------------
Takdir Komisyonu Kararına Dayalı Tarhiyat-Bumin Doğrusöz
VUK tarh zamanaşımı süresini düzenleyen 114.md vergiyi doğuran olayı izleyen yılbaşından itibaren 5 yıl içinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.Bu maddenin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder."Bu düzenleme, mükellef haklarını önemli ölçüde zedeleyen bir maddedir.Takdir komisyonlarına matrah belirleme konusunda süre verilmemiş, takdir komisyonlarının hizmetin gereklerine göre örgütlenmesi/iyi çalışma koşulları oluşturulmamış, komisyonlarda bekleyen sürenin zamanaşımına etkisi çerçevelenmemiştir. Bunun neticesinde de takdir komisyonlarında dosyalar, biraz da iş yoğunluğu sebebiyle yıllarca bekler hale gelmiştir. Dosyaların komisyonunda yıllarca beklediği süre, mükellef aleyhine gecikme faizinin işlediği dönem olarak uygulanmış, bu uygulamayı düzeltecek yasal düzenlemeler yapılmamıştır. Yani Hazine, idarenin kötü örgütlenmesi ve hizmetin geç çalışmasından nemalanır hale gelmiştir.Hukuk devleti ile bağdaştırılması mümkün olmayan bu düzenleme nihayet Diyarbakır VM Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştır.Yüksek Mahkeme, E. 2006/124 K. 2009/146 sayı ve 15.10.2009 günlü kararı ile anayasaya aykırılık sebebi ile iptal kararı vermiştir.İptal kararının gerekçesine göre "İtiraz konusu kuralda, vergi dairesince takdir komisyonuna başvuru yapıldıktan sonra matrahın tespiti, buna ilişkin kararın oluşturulması ve kararın gönderilmesinde bir süre öngörülmemekte,çalışma süresi tamamen komisyonun takdirine kalmaktadır.Zamanaşımının durmasının süreyle sınırlandırılmaması, vergi mükellefleri yönünden uygulamada keyfiliğe, haksızlığa, eşitsizliğe yol açacak sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.Zamanaşımının durma süresinin belirsizliği, makul ve adil bir sürenin bulunmaması, vergi dairesince matrah takdiri için başvurunun zamanaşımını durdurmak için keyfi olarak kullanılmasında güvence sağlamayacağı gibi yükümlüye vergi tahsilatının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden olabilir."
8/1/2010 RG de yayımlanan bu kararının hüküm fıkrasında "Kararın RG de yayımlanmasından başlayarak 6ay sonra yürürlüğe girmesine" karar vermiştir. Dolayısıyla bu iptal kararı, 8 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girecektir.VUK'nın 114. md iptal edilen fıkrası yeni yasa tasarısı ile yeniden düzenlenmekte ve takdir komisyonunda geçen sürenin zamanaşımını durduracağı yine kabul edilmekle birlikte “iptal gerekçesi doğrultusunda”duran sürenin 1yılı geçemeyeceği' hükmü getirilmektedir.
Tasarının bir başka maddesiyle de VUK'nın eklenmesi öngörülen geçici 28.md 1.1.2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak Torba Kanun Tasarısı'nın kanunlaşmasından önce takdir komisyonuna sevk edilmiş dosyalar için takdire dayalı olarak tarh edilecek vergilerde zamanaşımı süresinin sonu 31.12.2012 olarak belirlenmektedir.Bu düzenlemelerin ikiside anayasaya aykırıdır. Ne diyordu Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, zamanaşımının durması "yükümlüye vergi tahsilatının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden" olacaktır. Her şeyden önce Anayasa Mahkemesi'nin bu pek haklı ve yerinde gerekçesi karşılanmamıştır.
Öte yandan getirilmek istenen geçici madde ile eski düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı bertaraf edilerek 31.12.2012 tarihine kadar varlığını sürdürmesinin yolu açılmakta, 5–7 yıldır takdir komisyonundaki dosyalar için, yine ve mükellefler aleyhine gecikme faizi de işleyecek şekilde tarhiyat yolu açılmaktadır.
Görülen odur ki, idarenin hizmetin hızlı şekilde yürümesini sağlayamamış olmasının ceremesi yine mükellefe yüklenilmeye devam olunacaktır. Bunun önüne geçilmesinin tek yolu, zamanaşımı süresinin takdir komisyonu kararının beklenilmesi sebebiyle uzadığı hallerde gecikme faizinin işlemeyeceğine dair kanuna madde eklenmesidir.
Asıl yapılması gereken ise takdir komisyonlarının yapısını, altyapısını ve çalışma usullerini yeniden düzenleyerek hızlı çalışmalarını sağlamak ve komisyonda beklemenin zamanaşımına etkisini ortadan kaldırmaktır.

Anayasa Mahkemesi kararına göre

2004 ve öncesinde takdir komisyonuna sevk edilerek "komisyonda geçen süre" sonsuza kadar zaman aşımı durdurulmasının, anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve iptal kararı 6 ay sonra yürürlüğe girmek üzere, 08 Ocak 2010 tarihli resmi gazetede yayımlanmıştır.Anayasa Mahkemesinin yasa koyucuya yasal boşluk doğmaması için tanıdığı 6 aylık süre 08 Temmuz 2010 tarihinde dolmaktadır.08 Temmuz 2010 tarihinde iptal olacak 213 sayılı VUK’nun 114/2. maddesi hükmünün Anayasa Mahkemesinin kararına göre yeniden düzenlenmesini öngören hükümet tasarısı TBMM’ne 25.05.2010 tarihinde sevk edilmiştir.Tasarının 8. maddesiyle “MADDE 8- 213 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.”” şeklinde değişiklik öngörülmüştür.

Tasarıyla VUK 114.md değişiklik yapılarak, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması halinde "komisyonda geçen süre"de zamanaşımının durması bir yıllık süreyle sınırlandırılmakta, böylece Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında da ifade edilmiş olan belirsizlik sorunu ortadan kaldırılmaktadır.
Diğer taraftan, anılan hükmün yürürlüğe girmesinden önce matrah takdiri için takdir komisyonuna intikal ettirilmiş olmakla birlikte komisyon tarafından henüz takdir edilmeyen matrahlar ile takdir edildiği halde ilgilisine tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler için ilgili tarh zamanaşımının ne şekilde uygulanacağına ilişkin geçici bir düzenleme ihtiyacı doğmuştur.Aynı tasarının 19. maddesi ile öngörülen geçici maddeyle 1/1/2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilen işlemlerde tarh zamanaşımı süresinin 31/12/2012 olarak belirlenmesi yönünde geçici bir düzenleme eklenmektedir.
8/7/2010 kadar bu yasa tasarısı TBMM den geçerek yasalaşması gerekmektedir.Ne olursa olsun 2004 ve önceki yıllara ilişkin 08/1/2010 dan itibaren yapılmış ve 08/7/2010 a kadar ve/veya tasarı yasalaşmasına kadar tüm tarh ve tebliğler anayasaya aykırılığı nedeniyle, dava açılması halinde yargıda iptale mahkumdur.8/7/2010 dan sonra tarh ve tebliğ edilecek 2004 den önceki yıllara ilişkin tarhiyatlar ise yargıda,yok hükmünde karara varılacaktır.
İdarenin hukuka ve anayasaya aykırı, yasaya uygun tarhiyatları için bazı meslektaşlarımız tarafından, mükelleflerine idare ile uzlaşma önerilmektedir. Uzlaşma komisyonlarının önerdiği tutar gecikme zammı belirtilmediğinden mükellef ödeme aşamasında çok yüksek oranlarda gecikme zamları ile karşılaşabilmektedir.
2004 ve önceki yıllara ilişkin tarhiyatları (özellikle yüksek tutarlılar) için mükellefin dava açmasına yardımcı olmak ve mükellefe 1 kuruş dahi ödetmemek mümkün ve gerekli ve de doğru olanı yapmak olduğu gibi mükellefin hukuksal bir hakkıdır.(Yalçın Önder’in makalesinden kısaltmadır)

----------------------------------------------------------------------------------------------

Takdir Komisyonu Kararına Dayalı Tarhiyat-Bumin Doğrusöz

VUK tarh zamanaşımı süresini düzenleyen 114.md vergiyi doğuran olayı izleyen yılbaşından itibaren 5 yıl içinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.Bu maddenin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder."Bu düzenleme, mükellef haklarını önemli ölçüde zedeleyen bir maddedir.Takdir komisyonlarına matrah belirleme konusunda süre verilmemiş, takdir komisyonlarının hizmetin gereklerine göre örgütlenmesi/iyi çalışma koşulları oluşturulmamış, komisyonlarda bekleyen sürenin zamanaşımına etkisi çerçevelenmemiştir. Bunun neticesinde de takdir komisyonlarında dosyalar, biraz da iş yoğunluğu sebebiyle yıllarca bekler hale gelmiştir. Dosyaların komisyonunda yıllarca beklediği süre, mükellef aleyhine gecikme faizinin işlediği dönem olarak uygulanmış, bu uygulamayı düzeltecek yasal düzenlemeler yapılmamıştır. Yani Hazine, idarenin kötü örgütlenmesi ve hizmetin geç çalışmasından nemalanır hale gelmiştir.Hukuk devleti ile bağdaştırılması mümkün olmayan bu düzenleme nihayet Diyarbakır VM Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştır.Yüksek Mahkeme, E. 2006/124 K. 2009/146 sayı ve 15.10.2009 günlü kararı ile anayasaya aykırılık sebebi ile iptal kararı vermiştir.İptal kararının gerekçesine göre "İtiraz konusu kuralda, vergi dairesince takdir komisyonuna başvuru yapıldıktan sonra matrahın tespiti, buna ilişkin kararın oluşturulması ve kararın gönderilmesinde bir süre öngörülmemekte,çalışma süresi tamamen komisyonun takdirine kalmaktadır.Zamanaşımının durmasının süreyle sınırlandırılmaması, vergi mükellefleri yönünden uygulamada keyfiliğe, haksızlığa, eşitsizliğe yol açacak sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.Zamanaşımının durma süresinin belirsizliği, makul ve adil bir sürenin bulunmaması, vergi dairesince matrah takdiri için başvurunun zamanaşımını durdurmak için keyfi olarak kullanılmasında güvence sağlamayacağı gibi yükümlüye vergi tahsilatının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden olabilir."

8/1/2010 RG de yayımlanan bu kararının hüküm fıkrasında "Kararın RG de yayımlanmasından başlayarak 6ay sonra yürürlüğe girmesine" karar vermiştir. Dolayısıyla bu iptal kararı, 8 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girecektir.VUK'nın 114. md iptal edilen fıkrası yeni yasa tasarısı ile yeniden düzenlenmekte ve takdir komisyonunda geçen sürenin zamanaşımını durduracağı yine kabul edilmekle birlikte “iptal gerekçesi doğrultusunda”duran sürenin 1yılı geçemeyeceği' hükmü getirilmektedir.

Tasarının bir başka maddesiyle de VUK'nın eklenmesi öngörülen geçici 28.md 1.1.2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak Torba Kanun Tasarısı'nın kanunlaşmasından önce takdir komisyonuna sevk edilmiş dosyalar için takdire dayalı olarak tarh edilecek vergilerde zamanaşımı süresinin sonu 31.12.2012 olarak belirlenmektedir.Bu düzenlemelerin ikiside anayasaya aykırıdır. Ne diyordu Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, zamanaşımının durması "yükümlüye vergi tahsilatının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden" olacaktır. Her şeyden önce Anayasa Mahkemesi'nin bu pek haklı ve yerinde gerekçesi karşılanmamıştır.

Öte yandan getirilmek istenen geçici madde ile eski düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı bertaraf edilerek 31.12.2012 tarihine kadar varlığını sürdürmesinin yolu açılmakta, 5–7 yıldır takdir komisyonundaki dosyalar için, yine ve mükellefler aleyhine gecikme faizi de işleyecek şekilde tarhiyat yolu açılmaktadır.

Görülen odur ki, idarenin hizmetin hızlı şekilde yürümesini sağlayamamış olmasının ceremesi yine mükellefe yüklenilmeye devam olunacaktır. Bunun önüne geçilmesinin tek yolu, zamanaşımı süresinin takdir komisyonu kararının beklenilmesi sebebiyle uzadığı hallerde gecikme faizinin işlemeyeceğine dair kanuna madde eklenmesidir.

Asıl yapılması gereken ise takdir komisyonlarının yapısını, altyapısını ve çalışma usullerini yeniden düzenleyerek hızlı çalışmalarını sağlamak ve komisyonda beklemenin zamanaşımına etkisini ortadan kaldırmaktır.

1 Temmuz 2010 Perşembe

Vakıflar.

Vakfın Tanımı ve unsurları 01.01.2002-4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101.md vakfın tanımı "gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları" olarak yapılmıştır.Demekki malvarlığı ve amaç 2 temel unsurdur. Vakfın amacı; Hukuka uygun, belirli, anlaşılabilir olmalı ve süreklilik arz etmelidir. Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.Malvarlığı vakfın amacını gerçekleştirmeye yeterli olmalı, vakfın amaç veya devamını imkansız veya yararsız hale getirmemelidir.
Gerçek ya da tüzel kişiler vakıf kurabilirler. Ancak kurucu gerçek kişi ise Türk Medeni Kanununda belirlenen fiil ehliyetine sahip olmalı, tüzelkişi ise fiil ehliyetine sahip olmakla birlikte, kuruluş statüsünde vakıf kurabileceğine ve vakfa malvarlığı özgüleyebileceğine dair hüküm olması gerekir.Vakıfların yöneticilerinin T.C. uyruğunda olmaları esastır. Ancak, vakfa ait eğitim, bilim, sanat, tıp ve sağlık kuruluşlarının yönetim organlarında salt çoğunluk oluşturmamak şartıyla yabancı uyrukluların da görev almalarına ve vakıfların veya kuruluşlarının yurt dışındaki benzer amaçlı vakıf veya kurumlarla işbirliği yapmalarına Bakanlar Kurulu'nca izin verilebilir.Vakıflar özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir. Vakıflar Gen. Müdürlüğü denetim makamı olup, vesayet makamı değildir. Vakıflarda üyelik olmaz.
Kuruluş şekli-Kurucu sayısında limit yoktur.Vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.Ancak vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescilinin sağlanması gereklidir. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Resmî senetle vakıf kurma işlemi temsilci aracılığıyla yapılabilir. Ancak, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olması ve bu belgede vakfın amacı ile bağışlanacak mal ve hakların belirlenmiş bulunması gereklidir.
Vakıf senedinin içeriği Türk Medeni Kanununun 106.md ,vakıf senedinde vakfın adının, amacının, bu amaca vakfedilen mal ve hakların, vakfın örgütlenme ve yönetim şeklinin ile yerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur.Bu senette değişiklik yapılabileceği hükmü olmalıdır.
a)Vakfın adı; kanuna ahlaka adaba aykırı olmamalı ve vakfın amaçları ile uyumlu olmalıdır. 3.kişileri vakfın amacı konusunda yanıltıcı ya da yanlış çağırışımlar uyandıracak isimler verilemez. Her hangi bir kamu kurum ya da kuruluşunun ismi kullanılamaz. b) Vakfın amacı; Hukuka uygun, belirli, anlaşılabilir olmalı ve süreklilik arz etmelidir. c) Vakfedilen mal ve haklar; kurucuya ait olmalı ve amacı en azından başlangıç itibari ile gerçekleştirmeye yetmelidir.Malvarlığı nakit ise paranın vakıf adına bir devlet bankasına bloke edilerek dekontunun tescil başvurusu yapılan mahkemeye ibrazı, taşınmaz ya da taşınır bir malvarlığı ise değer tespitinin mahkemece yaptırılması ve ilgili sicillerine (tapu sicili, trafik sicili gibi) vakıf adına tescili sağlanmalıdır.Vakfın kurulması ile mal ve haklar vakıf tüzelkişiliğine geçer. d)Organları;Vakfın bir yönetim organı olması zorunludur. Vakfın işleyişinin kolaylaşması açısından, amacının kapsamına ve faaliyetlerine uygun olarak mütevelli heyeti, yönetim organı ve bir denetim birimi olması uygun olur.Bu sayılan organlar dışında onur kurulu,araştırma kurulu, çalışma kurulu gibi vakfın yönetimi ile ilgili olmayan kurulların vakıf organları arasında gösterilmemesi gerekir.Vakfın organlarının kaç kişiden oluşacağı, toplantı ve karar yeter sayılarının senet metninde gösterilmesi, organların görev ve yetki sınırlarının yeterince belirtilmesi halinde, vakfın işleyişinde sıkıntıya düşülmesinin önüne geçilmiş olur. e) Vakfın yerleşim yeri; vakfın faaliyetlerini yürüttüğü merkezin bulunduğu yerdir. Vakıf senedinde gösterilecek adresin açık olarak ayrıntılı şekilde yazılması zorunludur.
Vakıf senedinde değişiklik yapılma yöntemi,vakfın sona ermesinin hangi durumlarda sözkonusu olabileceği ve geçici hükümler olarak kuruluşa kadar nasıl yönetileceği yazılabilir.
Vakfedilen mal varlığı için mahkemeye başvurmadan önce tapuya şerh yapılmalıdır.
Vakfın tescili Vakfın tesciline ilişkin açılan davada mahkemece davanın reddine ya da vakfın tesciline ilişkin vereceği karar, tebliğ tarihinden başlayarak 1ay içinde, başvuran veya Vakıflar GM tarafından temyiz edilebilir.Aynı şekilde, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı hâlinde, Vakıflar GM veya ilgililer, iptal davası açabilirler.Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir.
Yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezî sicile kaydolunur ve Resmî Gazete ile ilân olunur.
VAKFIN KURULUŞUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER
04.5.1990-20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa göre, vakıfların idare organlarında görev alanlar Vakıflar GM mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelikleri ile Komisyon Üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde verilmesi zorunludur.
Bütün vakıfların, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile olan her türlü işlemlerinde önce bağlı bulundukları Vakıflar Bölge Müdürlüğü kanalı ile yazışma yapmaları gerekmekte olup, vakıflar tarafından doğrudan Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılacak yazışmalar işleme konulmamaktadır.
Vakıfların; gayrimenkul alım, satım, kat mülkiyeti esasına göre inşaat yaptırmaları, işlemleri için Genel Müdürlüğümüzden izin alınması gerekmektedir.Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin (5) numaralı bendi uyarınca işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına izin verilenler dışında kalan vakıflar, bilanço esasına göre defter tutarlar. Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapıları gereği bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya gerek görülmeyenlerin işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına izin verilebilir. Ancak; yeni kurulan vakıflar, tescili izleyen en geç bir yıl içinde Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılacak teftişe kadar işletme hesabı esasına göre defter tutabilirler. Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların bilanço esasına göre defter tutmaları zorunludur.Ayrıca, 06.08.1999 tarih ve 23778 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıfların İş ve İşlemlerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğe uyulması gerekmektedir.
Örnek vakıf senedi:
... VAKFI SENEDİ
VAKIF:Madde 1-Vakfın adı ....... .......Vakfı'dır.İşbu resmi senette sadece vakıf denilecektir.( vakfın adı amaçları ile uyumlu olmalıdır. Her hangi bir kamu kurum veya kuruluşunun ismini alamazlar)VAKFIN MERKEZİ:Madde 2-Vakfın merkezi .......İli, ...... ilçesinde olup, adresi ................' dir. İlgili mevzuat çerçevesinde vakıf yönetim kurulu kararı ve yetkili makamlardan izin almak kaydıyla yurt içinde veya dışında şube ve temsilcilikler açılabilir.VAKFIN GAYESİ:Madde 3- (Gaye Türk Medeni Kanununun 101.maddesinin son fıkrasına aykırı olmamalı, açık, somut olmalı ve süreklilik arz etmelidir.)
VAKFIN FAALİYETLERİ:Madde 4- (Vakfın amacını gerçekleştirmek için yapacağı faaliyetler yazılır. Faaliyetler amaç ile uyumlu olmalıdır)VAKFIN GAYESİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN YAPABİLECEĞİ İŞ VE İŞLEMLER:Madde 5- Vakıf gayesine ulaşmak için yasal sınırlamalar dışında, miktar ve değeri kısıtlanmamış taşınır ve taşınmaz mallara bağış, vasiyet, satın alma ve kiralama suretiyle sahip olmaya ve kullanmaya, vakıflara ilişkin yasa hükümleri uyarınca sahip olduklarını satmaya, devir ve ferağ etmeye, gelirlerini almaya ve harcamaya, vakıf malvarlığına giren bir ya da birden çok taşınmaz mal veya gelirlerini bir ya da bir çok kez yatırımda kullanmaya, vakıf amaç ve hizmet konularına aykırı olmamak koşulu ile yapılacak bağış ve vasiyet, satın alma ve diğer yollarla mal ettiği taşınır ve taşınmaz malları ve paraları yönetim ve tasarrufa, menkul değerleri almaya ve vakfın amacı doğrultusunda bunları değerlendirip satmaya, vakfın amaçlarına benzer çalışmalarda bulunan yurtiçi ve yasal izin alındığında yurt dışındaki vakıflar, gerçek ve tüzel kişiler ile işbirliği yapmaya, kamu kurum ve kuruluşları dışındakilerden yardım almaya, bu yardımı sağlamak için anlaşmalar yapmaya, taşınmaz malların irtifak, intifa, sükna, üst, rehin, ipotek gibi mülkiyetten gayri ayni haklarını kabule, bu hakları kullanmaya, olan ya da olacak gelirleri ile kuracağı sözleşmeler için taşınır ve taşınmaz malların rehin ve ipoteği dahil her türlü güvenceleri almaya, geçerli banka kefaletlerini kabule, vakfın amaç ve hizmet konularını gerçekleştirmek için gerektiğinde ödünç almaya, kefalet, rehin, ipotek ve diğer güvenceleri vermeye, vakfın amaç ve hizmet konularına uygun olarak yürütülen ve yürütülecek projelerden ve her türlü çalışmalardan gelir elde etmeye ve vakfa gelir sağlamak amacı ile olağan işletme ilkelerine göre çalışacak iktisadi işletmeler, ortaklıklar kurmaya, kurulu olanlara iştirake, bunları doğrudan işletmeye yada denetimi altında bir işletmeciye işlettirmeye, vakfın amaç ve hizmet konularından birinin yada tümünün gerçekleştirilmesi için yararlı ve gerekli görülen girişim, tasarruf, mal edinme, inşaat ve benzeri sözleşmeleri yapmaya Türk Medeni Kanununun 48. Maddesinde belirtildiği üzere izinli ve yetkilidir.Vakıf bu yetki ve gelirlerini Türk Medeni Kanunu ile yasaklanan maksatlarla kullanamaz.VAKFIN MAL VARLIĞI:Madde 6- Vakfın kuruluş malvarlığı kurucular tarafından vakfa tahsis edilmiş olan ......'dır.(Nakit, ya da yeterli bir miktarı nakit olmak kaydıyla nakdi değeri olan menkul ya da gayrimenkul olabilir. Nakit ise paranın vakıf adına Vakıflar Bankası ya da bir devlet bankasına bloke edilerek dekontunun mahkemeye ibrazı, gayrimenkul ise tapu bilgilerinin senette belirtilmesi gereklidir.)Kuruluş malvarlığı, vakfın kurulmasını müteakip, malvarlığına yapılacak ilavelerle arttırılabilir.VAKFIN ORGANLARI:Madde 7- Vakıf (. ) kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetilecektir.Yönetim kurulu üyeleri, kendilerinden sonra görev yapmak üzere yerlerini almasını istedikleri üç kişinin adını önceden belirleyerek yazılı olarak yönetim kuruluna verirler. Yönetim kurulu üyeliği listedeki sıraya göre ilk sıradan başlamak üzere adaylara teklif edilir.Yönetim kurulu üyelerinin aday bırakmamaları, adaylardan hiçbirinin görevi kabul etmemeleri veya vakıf yöneticiliğinden uzaklaştırılmaları halinde boşalan yönetim kurulu üyeliğine seçim, kalan yönetim kurulu üyelerinin ortak kararı ile yapılır.VAKIF BAŞKANI VE YARDIMCISI:Madde 8- Yönetim kurulu ilk toplantısında kendi üyeleri arasından bir başkan ve bir başkan yardımcısı seçer. Başkan yardımcısı başkanın yokluğunda onun yetkilerini kullanır.YÖNETİM KURULUNUN TOPLANTI VE KARAR İLKELERİ:Madde 9- Yönetim kurulu ayda en az bir kere vakıf başkanı veya iki üyenin çağrısı ile çoğunlukla toplanır. Kararlar çoğunlukla alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu iki oy sayılır. Üst üste üç toplantıya katılmayan üye istifa etmiş kabul edilir. Toplantıya katılamayacak üye bir başka üyeye vekalet verebilir.YÖNETİM KURULUNUN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI:Madde 10- Yönetim kurulu, vakfın idare, temsil ve icra organıdır.Bu sıfatla yönetim kurulu:a) Vakıf gayesi doğrultusunda her türlü kararı alır ve uygular.b) Vakıf faaliyetlerinin düzenli ve verimli olarak yürütülmesini sağlar. Bu bağlamda gerekli iç mevzuat tasarılarını hazırlar.c) Vakıf malvarlığının değerlendirilmesi ve yeni mali kaynaklara kavuşturulması hususunda gereken çalışmaları yapar.d) Vakıf tüzel kişiliği adına, bütün gerçek ve tüzel kişilerle hukuki, mali ve sair konularda gerekli girişimlerde bulunur ve işlemler yapar.e) Görev, yetki ve sorumlulukları açıkça önceden belirlenmek kaydıyla vakfa müdür atar, vakıf genel sekreterliği veya benzeri yardımcı birimler oluşturabilir, gerektiğinde görevlerine son verir.f) Vakıfta çalıştırılacak edilecek personeli belirler, atamasını yapar, ücretlerini tayin eder, gerektiğinde işlerine son verir.g) İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, yurtiçinde ve yurtdışında şube ve temsilcilik açılmasına ve kapatılmasına karar verir, bu hususta gereken işlemleri yapar.h) Vakfın muhasebe işlerini takip ve kontrol eder, hesap dönemi sonunda gelir-gider cetveli ve bilançoların düzenlenerek ilgili idareye gönderilmesini ve ilanını sağlar. i) Gerekli defterleri tutar, yıllık bütçeyi uygular. j) Gerektiğinde vakıf senedinde ilave ve değişiklikler yapar.k) İlgili mevzuat ile vakıf senedi ve vakıf iç mevzuatının gerektirdiği diğer görevleri yapar.VEKİL TAYİNİ:Madde 11- Yönetim kurulu, genel veya belli hal ve konularda, belirteceği esaslar dahilinde kendi üyelerinden bir veya birkaçını, yetkili memur ve memurlarından herhangi bir veya birkaçını, görevlendirebilir, temsilci veya vekil tayin edebilir.DENETİM :Madde 12- Vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğünce denetlenir.HUZUR HAKKI:Madde 13- (Kamu görevlileri dışındaki yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı veya ücret verilip verilmeyeceği, verilecekse bunun miktarı yazılır. Üyeler arasında kamu görevlisi bulunması halinde 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanunun 2. maddesinin (e) fıkrası gereğince huzur hakkı ödenmeyecektir)VAKFIN GELİRLERİ:Madde 14- Vakfın gelirleri aşağıda gösterilmiştir.a) Vakfın amacına uygun her türlü şartlı, şartsız bağışlar ile yardımlar.b) Vakıf faaliyetlerinden elde edilecek muhtelif gelirler.c) İktisadi işletmeler, iştirakler ve ortaklıklardan sağlanacak gelirler.Vakıf menkul ve gayrimenkulleri ile diğer varlık ve haklarının değerlendirilmesi ile sağlanacak gelirler.VAKIF GELİRİNİN TAHSİS VE SARF EDİLECEĞİ YERLER:Madde 15- Vakfın yıllık gelirlerinin en az üçte ikisi vakfın amaçlarına tahsis ve sarf olunur.RESMİ SENET DEĞİŞİKLİĞİ:Madde 16- Vakıf senedinde yapılacak değişiklikler yönetim kurulunun oy birliği ile alacağı kararla yapılır.VAKFIN SONA ERMESİ:Madde 17- Vakfın herhangi bir sebeple sona ermesi halinde vakfın tasfiyesinden arta kalan malvarlığı ........'na (boşluk kısmına vakfın malvarlığının devredileceği konusuna en yakın olan bir başka vakıf ya da kuruluşun ismi yazılacaktır.) devredilir. Vakfın feshi, yönetim kurulunun oybirliğiyle alacağı karar ile mümkündür.VAKIF KURUCULARI:Madde 18- Vakıf kurucularının adı, soyadı, ile vakfa özgüledikleri mali değerler aşağıda gösterilmiştir.1- .... ...... .. ....2- .... ...... .. .....Geçici Madde 1- Vakfın tescili için gerekli tüm işlemleri yapmak üzere ...... ....... yetkili kılınmıştır.

Kooperatif.

Kooperatif Nasıl Kurulur
Kooperatifler en az 7 ortak tarafından imzalanan ana sözleşme ile kurulur.
Kooperatif ana sözleşmesinde bulunması gerekli hususlar şunlardır:
a. Ana sözleşme onay tarihi,,
b. Kooperatifin unvanı ve merkezi,
c. Kooperatifin amacı ve çalışma konuları
d. Ortaklık sıfatını kazandıran ve kaybettiren hal ve şartlar,
e. Ortakların pay tutarı ve kooperetif sermayesinin ödenme şekli, nakti sermayenin en az 1/4 ünün peşin ödenmesi,
f. Ortakların ayni sermaye koyup koymayacakları,
g. Kooperatifin yükümlülüklerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve derecesi,
h. Kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev, yetki ve sorumlulukları,
i. Kooperatifin temsiline ait hükümler,
j. Yıllık gelir gider farklarının hesaplama ve kullanım şekilleri,
k. Kurucuların adı, soyadı, iş ve konut adresleri.


A) KURULUŞ
1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir.)
2. İlgili Bakanlık tarafından onaylanmış ana sözleşme kitapçığı (2 adet)
3. Bakanlık izin yazısı
4. Kurucuların fotoğraflı nüfus suretleri (noter/muhtar onaylı – 3 nüsha) ve ikametgah
5. Yönetim kurulu üyelerinin kooperatif unvanı altında imza beyannameleri (1 adet)
6. Noter onaylı ana sözleşme özeti (2 nüsha)
7. Taahütname (yetkililer tarafından imzalanmış olmalıdır) 2 adet
8. Yetkililerce İmzalanması ve ortakların resimleri bulunmalıdır.



10.1.2003 Tarih 24984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24.01.2002 tarih 2002/5089 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince; 1163 sayılı kooperatifler kanununa tabi kooperatiflerde 1 ortaklar payının değeri 1.YTL yükseltilmiştir.Daha sonrada 14/1/2010 da
R.Gazete No. 27462-R.G. Tarihi: 14.1.2010
Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: 1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNUNA TABİ KOOPERATİFLERDE
BİR ORTAKLIK PAYININ DEĞERİNİN 100 TL YÜKSELTİLMESİ VE YENİ PAY DEĞERİNE GÖRE KOOPERATİFLERCE YAPILMASI GEREKLİ OLAN İŞLEMLERE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2010⁄2)

23⁄7⁄2009 tarih, 27297 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14⁄7⁄2009 tarih, 2009⁄15233 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa bağlı kooperatiflerde, bir ortaklık payının değeri 100 (Yüz) Türk Lirasına yükseltilmiştir.
Yeni pay değerine göre kooperatiflerce yapılması gerekli olan işlemlere ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.
Bir ortaklık payının değerinin 100 (Yüz) Türk Lirasına yükseltilmesine yönelik söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ve dayanağını oluşturan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 19 uncu maddesi hükmü çerçevesinde;
1- Halen faaliyetlerini sürdüren kooperatifler ve üst kuruluşlarının sermayelerinin anasözleşme değişikliğine ve genel kurul kararına gerek kalmadan bir ortaklık payının değeri 100 (Yüz) Türk Lirası olacak şekilde tamamlanması,
2- Anasözleşmesinde bir ortağın birden fazla ortaklık payı taahhüt ve tediye etmesi öngörülmüş olan kooperatiflerde, bir payın yeni değerine (100.-TL) göre taahhüt ve tediye edilecek toplam sermaye tutarının fazla bulunması halinde, anasözleşme değişikliği yapılarak asgari ortaklık payı sayısının azaltılması,
3- Yeni kurulacak kooperatiflerde bir ortaklık payının değerinin 100 (Yüz) Türk Lirası olarak dikkate alınması, kooperatif sermayesinin de en az 7 kurucu ortak sayısı gözetilerek 700 (Yediyüz) Türk Lirası olması, anasözleşmelerin sermaye ve paylarla ilgili maddelerinde ve ayrıca anasözleşmenin sonundaki kuruculara ait beyan maddesinde buna göre düzenleme yapılması, Bakanlığımızca bastırılmış örnek anasözleşmelerdeki 1.-TL biçiminde yazılı olan bir ortaklık payının değerinin de 100 (Yüz) Türk Lirası olarak düzeltilmesi,
4- Yeni pay değerine göre taahhüt edilen pay tutarlarının ortaklarca ödenmesinde anasözleşmenin sermayenin ödenmesine ilişkin hükümlerine uyulması, zorunlu hallerde bu sürelerin uzatılmasına ilişkin anasözleşme değişikliğine gidilmesi,gerekmektedir.

B) ANASÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ
1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir)
2. Genel kurul tutanağı (2 nüsha noter onaylı)
3. Hazirun cetveli 2 nüsha
4. Bakanlık temsilcisi atama yazısı aslı
5. Tadil mukavelesi (2 nüsha)
6. Tadile ait bakanlık izin yazısı aslı.




C) GENEL KURUL
1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir)
2. Genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha noter onaylı)
3. Hazirun cetveli 2 nüsha
4. Bakanlık temsilci atama yazısı aslı
5. Genel kurulda yönetim kurulu seçimi var ise görev taksimi ve kooperatifin temsil ve ilzamının ne şekilde olacağına dair noter onaylı yönetim kurulu kararı (2 nüsha).Yetkililerin kooperatif unvanı altında düzenlenmiş imza beyannamesi (1 nüsha)Yönetim kurulu üyelerinin nüfus cüzdan suretleri (noter veya muhtar onaylı – 1 nüsha)Genel kurul ve yönetim kurulu kararında üyelerin adları kısaltılmadan yazılmalıdır.Sicil gazetesi ilanında yaşanan güçlük nedeniyle genel kurul tutanağı okunaklı yazılmalıdır.

D) MERKEZİ BAŞKA BİR SİCİLİN GÖREV ALANINDA BULUNAN KOOPERATİF ŞUBESİNİN AÇILIŞI
1. Dilekçe (Kooperatif kaşesi ile yetkili tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir)
2. Ana sözleşme, ana sözleşme değişikliklerine ilişkin tadil mukaveleleri, tadil mukavelelerinin kabul edildiği ve son yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul tutanakları ile bunların ilan edildiği Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerinin onaylı suretleri
3. Şube açılışına ilişkin 2 nüsha noter onaylı yönetim kurulu kararı. (bu kararda şubenin ticaret unvanı, açık adresi, temsilcileri ve temsil şekli açıkça belirtilecektir)
4. Şube temsilcilerinin şube unvanı altında düzenlenen imza beyannameleri ve noter veya muhtar onaylı nüfus cüzdan suretleri (1 nüsha)
5. Merkezin sicil memurluğundan sicil tüzüğünün 55. maddesine göre alınan belge
6. Taahhütname (yetkili tarafından imzalanmış olmalıdır)






E) MERKEZİ BAŞKA BİR SİCİLİN GÖREV ALANINDA BULUNAN KOOPERATİFİN ŞİRKETİN MERKEZ NAKLİ
1. Dilekçe (Kooperatif kaşesi ile yetkili imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir)
2. Merkezin bulunduğu sicil memurluğunca tescil edilen hususlara ait evrak ile bunların yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerinin onaylı suretleri
3. Genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha)
4. Bakanlık izin yazısı aslı 5. Tadil metni (2 nüsha)
6. Bakanlık temsilcisi atama yazısı aslı 7. Hazirun cetveli 2 adet
8. Eski sicil memurluğundan sicil tüzüğünün 47.md göre alınan merkez nakli belgesi
9. Temsil yetkisine sahip olanların kooperatif unvanlı imza beyannamesi (1 nüsha)
10. Yetkililerce İmzalanması, ortakların resimleri bulunmalıdır)
11. Taahhütname (yetkili tarafından imzalanmış olmalıdır)
F) TASFİYEYE GİRİŞ
1. Dilekçe (yetkililer tarafından imzalanmalı, ekindeki evrak dökümünü içermelidir. Vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya tasdikli sureti eklenmelidir)
2. Genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha)
3. Hazirun cetveli 2 adet
4. Bakanlık temsilci atama yazısı aslı
5. Tasfiye Memurlarının tasfiye halinde ile başlayan ünvanlı imza beyannamesi Tasfiye girişinin tescili sonrasında Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde alacaklılara çağrıya ait ilanın yapılması gereklidir. Bu yapılmadığı takdirde tasfiye süresinin uzaması durumu ortaya çıkmaktadır.Memurluğumuzda bulunan ilan formları kaşe ve tasfiye memurunun imzası ile ilana verilmelidir.Tasfiye işlemleri kooperatif merkezinden farklı bir adreste yürütülecek ise merkez bu adrese nakledilmelidir.
G) TASFİYE SONU
1. Dilekçe
2. Tasfiye sonuna ilişkin genel kurul toplantı tutanağı (2 nüsha)
3. Hazirun cetveli 2 adet 4. Bakanlık temsilci atama yazısı aslı
5. İ.İ.K’nun 44.maddesine istinaden düzenlenmiş mal beyanı (2 nüsha – kooperatif kaşesi ile tasfiye memuru tarafından imzalanmış olmalı)
Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye sonuna ait genel kurul alacaklıları 3.defa davetten itibaren 1 yıl sonra toplanabilir.Tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye soruna ait toplantıda evvelce yapılmayan olağan genel kurullar var ise bu dönemlerin de görüşülerek ibra edilmesi gerekmektedir.