.

.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Nace - Muhasebecinin 2012 kabusu

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLI
ĞI
İşverenler Prim Daire Başkanlığı

19/10/2012

DUYURU
E-BİLDİRGE SİSTEMİ ÜZERİNDEN ALTILI NACE KODU GÜNCELLEME İŞLEMLERİ HAKKINDA DUYURU

İşyeri sicil numaranızın dört basamaklı işkolu/NACE kodu, işyerinizde yapılan işin Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Tarifesine göre hangi işkoluna tabi olduğunu belirlemekte olup, bu koda karşılık gelen altı basamaklı işkolu/NACE kodunun, e-Bildirge ana menüde yeralan “İşkolu kodu alt sınıf giriş işlemleri” menüsünden güncellenmesi gerekmektedir.

Güncelleme işlemleri sırasında, dört basamaklı işkolu/NACE kodunun işyerinizde yapılan işin niteliği ile uyumlu olmaması halinde, karşılığı altı basamaklı işkolu/NACE kodu da farklı olabilmektedir.

Bu bakımdan, anılan Prim Tarifesinde belirtilen hükümler çerçevesinde sosyal güvenlik il müdürlüğünce/sosyal güvenlik merkezince işyeriniz için tespit edilen dört basamaklı işkolu/NACE kodu ile işyerinizde yapılan işin niteliğinin farklı olması halinde, işkolu kodu değişikliğinin yapılabilmesi amacıyla işyerinizin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne/ sosyal güvenlik merkezine başvurmanız gerekmektedir.

Ayrıca, altı basamaklı işkolu kodunun işverenlerce güncellenmesine yönelik zorunluluk uygulaması, işverenlerin mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesi amacıyla belgenin yasal verilme süresinin son üç gününde kaldırılmaktadır.

İşverenlerimize önemle duyurulur.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

21 Ekim 2012 Pazar

SGK İPC Zamanaşımı-Mustafa Kuruca/Naif Adar



Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İdari Para Cezalarında Zamanaşımı 
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda(1) düzenlenen ve en temel insan haklarından biri olan bireylerin,sosyal güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığının izlenmesi, denetlenmesi ve aynı zamanda sigortalı ve hak sahiplerine sosyal güvence sunulması görevi SGK’ya verilmiştir. SGK’nın sigortalılara kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından hizmet sunabilmesi kuşku yok ki; sigortalılığa ilişkin bildirimlerin süresinde ve eksiksiz olarak yapılmasına bağlıdır. Sigortalılığa ilişkin bildirimler sigortalılığın türüne ve statüsüne göre işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odaları tarafından yerine getirilmektedir(2). Bildirimlerin yükümlü olanlar tarafından 5510 sayılı Kanun’da öngörülen süreler içerisinde yerine getirilmemesi durumunda yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi gereği idari para cezası adı verilen yaptırım uygulanmaktadır.
5510 sayılı Kanun’un sağlıklı biçimde uygulanması diğer bir ifade ile sigortalıların hak kazandığı edimlerden tam ve eksiksiz yararlanmaları bildirim yükümlülerinin bildirimleri eksiksiz yapmalarına bağlı olduğuna göre bu bildirimleri süresinde ve tam olarak yerine getirmeyen işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odalarına karşı SGK’nın cezalandırma hakkını kullanması gerekir(3). SGK’nın temel amacı her ne kadar bildirimi aksatanlara yaptırım uygulamak olmasa da yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında cezai müeyyideye başvurmak da kaçınılmaz bir gereksinimdir(4). SGK’nın ceza uygulama yetkisi sınırsız olmayıp Kanun’un 102. maddesine göre süre yönünden bir kısıtlamaya tabi tutulmuştur. Kanun’un 102. maddesindeki “İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.” hükmü aynı zamanda fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl içinde ilgiliye para cezası tebliğ edilmezse ya da edilemezse zamanaşımına uğrar, bir daha uygulanamaz anlamını taşımaktadır.
İlk defa 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda(5) değişiklik yapan 3910 sayılı Kanunla(6) getirilen asgari ücrete endekslenmiş idari para cezası uygulamasında zaman aşımı süresi çeşitli kanunlarla üç kez değiştirilmiştir. Bu nedenle idari para cezalarında tahakkuk zamanaşımı sosyal güvenlik alanında en sık hataya düşülen konuların başında gelmektedir. Bu hataların nedeni konu hakkında SGK’nın açıklayıcı bir ikincil mevzuat çalışmasının olmaması ile de ilintilidir. 5510 sayılı Kanun’un uygulamaya geçmesinin üzerinden dört sene geçtikten sonra SGK tarafından idari para cezalarında zaman aşımını konulu Genelge’nin(7) düzenlenmiş olması konu hakkındaki eleştirileri haklı kılmaktadır(8). Bu çalışmada SGK tarafından uygulanacak idari para cezalarındaki tahakkuk zamanaşımı konusu irdelenerek fiil tarihine göre zamanaşımı süresi hakkında açıklayıcı bilgi verilecektir. 
II- İDARİ PARA CEZALARINDA ZAMANAŞIMI-Zamanaşımı, bir alacağın uzun bir süre ileri sürülmemesi ya da istenmemesi nedeniyle, alacaklının alacağını talep etme yetkisini kaybetmesidir(9). Borç ilişkisine dayanan alacak hakkının ileri sürülmesini engelleyen zamanaşımına, hak düşürücü zamanaşımı, hakkın belirli bir süre geçtikten sonra elde edilmesini sağlayan zamanaşımına ise kazandırıcı zamanaşımı denilmektedir. Belirtmek gerekir ki; hak düşürücü süre, zamanaşımından farklıdır. Zamanaşımında bizzat hak değil, hakkın ileri sürülmesi imkânı ortadan kalkar. Oysa hak düşürücü sürede bizzat hakkın kendisi ortadan kalkar(10). Zamanaşımı süresi dolduğu takdirde borç değil, bunu talep etme hakkı düşer. Alacaklı tarafından talep edilmese bile nihayetinde ortada doğal bir alacak bulunmaktadır(11).
5510 sayılı Kanun’da düzenlenen ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odaları hakkında uygulanması öngörülen idari para cezalarının Kanun’da belirlenen süre içinde uygulanmaması hak düşürücü zamanaşımıdır. Bu nedenle Kanun’da belirlenen süre içinde uygulanmamış bir para cezasının daha sonra uygulanması hukuken mümkün olamayacak, uygulanmış olsa bile müracaata bağlı kalmaksızın SGK tarafından cezanın iptal edilmesi gerekecektir.Kanun’un 102. maddesinde geçen “fiilin işlendiği tarih” kavramına da açıklık getirmemiz isabetli olacaktır. Belirtelim ki; fiilden kastedilen bildirim yükümlüsünün yapması gereken yasal bildirimi gecikmeli yaptığı tarih değil bildirimi aksattığı yani yerine getirmesi gerektiği son gündür. Dolayısıyla yasal bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi gereken son gün fiilin işlendiği tarih olmaktadır.
Örnek-1: 01.10.2007 tarihinde işe başlayan sigortalı adına işvereni tarafından işe giriş bildirgesi verilmesi gereken son gün 30.09.2007 tarihi olduğuna göre işe giriş bildirgesi 01.09.2010 tarihinde verilse bile fiilin işlendiği tarih 30.09.2007 tarihi olacaktır.
III- ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİ FİİL TARİHİ BELİRLER-Türk Hukukunda yasaların geçmişe etki etmesi yani geriye yürümesi konusunda bir yasaklama bulunmamakla birlikte yasaların geriye doğru yürümemesi ceza hukukunda katı bir kural, idare hukukunda ise genel bir ilke olarak benimsenmiştir. Bu ilkenin sonucu olarak cezaya konu olmayan her yasa hükmü yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç doğurmakta, yürürlüğe girmeden önceki olayları etkilememekte(12), ancak yeni yasa hükmü tamamlanmamış hukuki olaylara etki etmektedir(13). Dikkat edilirse burada düzenleyici yeni kural, yasaların derhal yürürlüğe girmesi ilkesi gereği geçmiş olayları da etkilemektedir. Bu nitelikteki düzenlemeler, kanunların geriye doğru yürümemesi değil, yasaların ani etkisi ilkesi ile açıklanmaktadır. Hatta yasaların ani etkisi geniş anlamda yasaların geriye doğru yürümesi olarak da nitelendirilmektedir. Yasaların ani etkisi ile geçmişte başlamış ama tamamlanmamış hukuki işlem ve olaylar yeni düzenlemenin etki alanına taşınır(14). Bu nitelikteki geriye yürüme, henüz son bulmamış hukuki ilişki ve olayların gelecek olarak etkilenmesi olarak tanımlanır(15). 
Özellikle belirtmemizde fayda var ki; ceza hukukunda yasaların geriye yürümesi ya da henüz uygulanmamış bir cezayı aleyhte etkilemesi söz konusu olamaz. Bu ceza hukukunun kendine özgü (sui-generis) katı bir ilkesidir ve evrensel bir nitelik kazanmıştır. Cezanın uygulanmasından önce fail lehine olabilecek yeni düzenleme yapılmışsa bu durumda fail hakkında yasanın yeni hükmünün uygulanması gerektiğini de özellikle belirtmek gerekir. Bu anlamda lehte olan yeni düzenleme aleyhte olan düzenlemenin aksine geçmişe etki edecektir.
Örnek-2: İşveren, 40 sigortalı adına 2007/Ekim dönemi için ek aylık prim ve hizmet belgesi vermiş ise işverene, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi gereği, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında idari para cezası değil fiil tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Kanun’un 140. maddesi dikkate alınarak (zamanaşımı süreleri ihlal edilmemek koşuluyla) sekizde bir asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır.506 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 3910 sayılı Kanun’un yürürlükte kaldığı 12.05.1993 ile 05.08.2003 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı zamanaşımı süresinin 10 yıl, 506 sayılı Kanun’un bu hükmünde değişiklik yapan 4958 sayılı Kanun’un(16) yürürlükte kaldığı 06.08.2003 ila 30.09.2008 tarihleri arasında işlenen fillerden dolayı zamanaşımı süresinin 5 yıl, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra işlenen fiillerden dolayı zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak değerlendirilmesi gerekmekle birlikte ilgili idari para cezaları en son değişiklik öncesinde uygulanmamış ise yeni bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(17) 7. maddesine göre, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun hükmü uygulanmaktadır. Kanun’un bu hükmü evrensel bir nitelik kazanan failin lehine olan hükmün uygulanması ilkesinin Türk Ceza Kanunu’na yansıtılmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi dikkate alındığında, idari para cezasına konu fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanundaki zamanaşımı süresi ile sonradan yürürlüğe giren kanundaki zamanaşımı süresi farklı ise, yükümlülüğünü aksatan ilgili hakkında lehte olan kanundaki zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekmektedir.Tüm bu açıklamalar doğrultusunda belirtmek gerekirse, ilgili belgenin/bildirgenin verilmesi gereken son gün 1 Ekim 2008 tarihi öncesi ise bildirgenin verilmesi gereken süreye 5 yıl ilave edilecek ceza bu süre içinde uygulanmamışsa SGK’nın cezalandırma hakkı ortadan kalkacaktır. Bildirgenin verilmesi gereken son gün 1 Ekim 2008 ve sonrası ise bildirgenin verilmesi gereken son güne 10 yıl ilave edilecek bu süre içinde tebliğ edilmeyen ceza daha sonra uygulanamayacaktır. m
Örnek-3: 01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 140. maddesi hükmüne göre idari para cezaları 5 yıllık zamanaşımına tabidir. 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde zamanaşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ceza hukukundaki yasaların geriye yürümemesi ilkesi gereği konusu 01.10.2008 tarihi öncesi olan fiiller için idari para cezalarında zamanaşımı 5 yıl olacaktır.
SGK tarafından bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere uygulanacak idari para cezalarında şu ilkeye göre hareket edilecektir.
● Fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunda, idari para cezalarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu öngörülmesine rağmen, sonradan yürürlüğe giren kanunda idari para cezalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun öngörüldüğü durumlarda, sonradan yürürlüğe giren Kanun’daki zamanaşımı süresi olan 5 yılın dolup dolmadığına,
● Fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunda, idari para cezalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu öngörülmesine rağmen, sonradan yürürlüğe giren kanunda idari para cezalarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun öngörüldüğü durumlarda ise fiil tarihinde geçerli olan kanun hükümleri olan 5 yılın dikkate alınması ve işlenen fiilin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına bakılması             gerekmektedir.Fiilin işlendiği tarihten itibaren kanunda öngörülen süre içerisinde işverenlere idari para cezası tatbik edilmemişse ceza zamanaşımına uğrar ve hukuken bir daha uygulanamaz. Tahakkuk zamanaşımına uğramasına rağmen hakkında sehven idari para cezası uygulanan işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odalarının Kanun’un 102. maddesini gerekçe göstermek suretiyle cezaya itiraz etmeleri menfaatlerine olacaktır.Örnek-4: 15.08.2007 tarihinde işe giren sigortalı adına işe giriş bildirgesinin verilmesi gereken son gün 14.08.2007 tarihidir. 15.08.2007 tarihinde işe giren sigortalının işe giriş bildirgesi 14.08.2012 tarihinden sonra verilmişse ya da daha önce verilmekle birlikte idari para cezası zamanaşımı süresi olan 14.08.2012 tarihine kadar işverene tebliğ edilmemişse/edilememişse idari para cezası zamanaşımına uğrayacak ve işverene 14.08.2012 tarihinden sonra idari para cezası uygulanamayacaktır. Bu yasal düzenlemeye rağmen işverene idari para cezası uygulanmışsa SGK’ya yazılı olarak itiraz edilmesi halinde idari para cezası iptal edilecektir. 
Tablo-1: Fiillere Göre Zamanaşımı Sürelerini Gösterir Tablo
Fiil                                                                                                  Zamanaşımı Süresi
İşyeri Bildirgesi-İlk Açılış-Devir (Verilmesi gereken süre 01.10.2008 Öncesi)      5 Yıl
İşyeri Bildirgesi-İlk Açılış-Devir (Verilmesi gereken süre 01.10.2008 Öncesi)      10 Yıl
İşe Giriş Bildirgesi (Verilmesi gereken süre 01.10.2008 Öncesi)                         5 Yıl
İşe Giriş Bildirgesi (Verilmesi gereken süre 01.10.2008 Sonrası)                       10 Yıl
İşten Çıkış Bildirgesi                                                                                      10 Yıl
Aylık Prim/Hizmet Belgesi(Verilmesi gereken süre 1.10.2008Öncesi) (Ek/Asıl)     5 Yıl
Aylık Prim/Hizmet Belgesi(Verilmesi gereken süre 1.10.2008Sonrası)(Ek/Asıl)    10 Yıl
Kayıt Geçersizliği (Kaydın dönemi 01.10.2008 Öncesi)                                      5 Yıl
Kayıt Geçersizliği (Kaydın dönemi 01.10.2008 Sonrası)                                     10 Yıl
Kayıtları İbraz Etmeme-Eksik İbraz Etme                                                                          (İbraz Tebligatının Alındığı Tarihten Sonraki 15. gün 01.10.2008 Öncesi)            5 Yıl
Kayıtları İbraz Etmeme-Eksik İbraz Etme                                                                         (İbraz Tebligatının Alındığı Tarihten Sonraki 15. gün 01.10.2008 Sonrası)          10 Yıl
Aylık Prim Belgesi ve 4 Aylık Bordrolar                                              Zamanaşımına Uğradı
SGK tarafından bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren,                ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odalarına uygulanacak idari para cezalarında öngörülen zamanaşımı süresi çeşitli kanunlarla üç kez değiştirilmiştir.
Bu nedenle idari para cezalarında tahakkuk zamanaşımı sosyal güvenlik alanında en sık hataya düşülen konuların başında gelmektedir.
Fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunda, idari para cezalarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu öngörülmesine rağmen, sonradan yürürlüğe giren kanunda idari para cezalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun öngörüldüğü durumlarda, sonradan yürürlüğe giren kanundaki zamanaşımı süresi olan 5 yılın dolup dolmadığına, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunda, idari para cezalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu öngörülmesine rağmen, sonradan yürürlüğe giren kanunda idari para cezalarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun öngörüldüğü durumlarda ise fiil tarihinde geçerli olan kanun hükümleri olan 5 yılın dikkate alınması ve işlenen fiilin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına bakılması gerekmektedir.
Fiilin işlendiği tarihten itibaren kanunda öngörülen süre içerisinde işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odalarına idari para cezası tatbik edilmemişse ceza zamanaşımına uğrar ve hukuken bir daha uygulanamaz.
Tahakkuk zamanaşımına uğramasına rağmen hakkında sehven ceza uygulanan işveren, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odalarının Kanun’un 102. maddesini ve SGK’nın 2012-27 sayılı Genelgesi’ni gerekçe göstermek suretiyle cezaya itiraz etmeleri isabetli olur.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Kültür Yatırım ve Girişimlerine Gelir Vergisi Stopajı, Sigorta Primi İşveren Payı ve Su Bedeli İndirimi İle Enerji Desteği Uygulanmasına Dair Yönetmelik



Kültür Yatırım ve Girişimlerine Gelir Vergisi Stopajı, Sigorta Primi İşveren Payı ve Su Bedeli İndirimi İle Enerji Desteği Uygulanmasına Dair Yönetmelik
 BİRİNCİ BÖLÜM-Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç-MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kültür belgesi verilen yatırım veya girişimlere, münhasıran kültür belgeli yatırım veya girişimde çalıştıracakları işçi ücretlerinden gelir vergisi stopajı, sigorta primi işveren payı ve su bedeli indirimi ile enerji desteği sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam-MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, kültür belgesi verilen yatırım veya girişimlere, münhasıran kültür belgeli yatırım veya girişimde çalıştıracakları işçi ücretlerinden gelir vergisi stopajı, sigorta primi işveren payı ve su bedeli indirimi ile enerji desteği sağlanmasına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak-MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 14/7/2004 tarihli ve 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanununun 5 inci ve 6 ncı maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar-MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Kültür ve Turizm Bakanlığını,
b) Girişim belgesi: Kanunun amacına uygun faaliyetlerin sürdürüldüğü girişimlere 16/8/2005 tarihli ve 25908 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kültür Yatırım ve Girişimlerinin Nitelikleri ve Nicelikleri Yönetmeliğinde düzenlenen esaslar doğrultusunda Bakanlıkça verilen belgeyi,
c) İl müdürlüğü: Kültür ve turizm il müdürlüğünü,
ç) Kanun: 14/7/2004 tarihli ve 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanununu,
d) Kültür belgesi: Kültür Yatırım ve Girişimlerinin Nitelikleri ve Nicelikleri Yönetmeliği gereğince Bakanlıkça verilen kültür yatırımı ve girişimi belgesini,
e) Yatırım belgesi: Kanunun amacına uygun yatırımlara Kültür Yatırım ve Girişimlerinin Nitelikleri ve Nicelikleri Yönetmeliğinde düzenlenen esaslar doğrultusunda Bakanlıkça verilen belgeyi ifade eder.
 İKİNCİ BÖLÜM-Gelir Vergisi Stopajı İndirimine İlişkin Esaslar
Gelir vergisi stopajı indirimi MADDE 5 – (1) Kanun uyarınca belge almış kurumlar vergisi mükellefi yatırımcı veya girişimcilerin, ilgili idareye verecekleri aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdikleri, münhasıran belgeli yatırım veya girişimde çalıştıracakları işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, yatırım aşamasında üç yılı aşmamak kaydıyla yüzde ellisi, işletme aşamasında ise yedi yılı aşmamak kaydıyla yüzde yirmi beşi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilir.  (2) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM-Sigorta Primi İşveren Payı İndirimine İlişkin Esaslar                                            Sigorta primi işveren payı indirimi MADDE 6 – (1) Kurumlar vergisi mükellefi olan kültür belgeli yatırımcı veya girişimcilerin, münhasıran belgeli yatırım veya girişimde fiilen çalıştıracakları işçilerin, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren paylarının yatırım aşamasında üç yılı aşmamak üzere yüzde ellisi, işletme aşamasında yedi yılı aşmamak üzere yüzde yirmi beşi oranındaki tutar, Bakanlık Bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Bakanlık, sigorta primi işveren paylarına ilişkin indirim tutarlarını, Sosyal Güvenlik Kurumunun talep tarihinden itibaren en geç bir ay içerisinde öder.(2) Sigorta primi işveren payı indiriminden yararlanabilmek için çalıştırılacak sigortalılara mahsus olarak düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79 uncu maddesinde belirtilen süre ve şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmiş olması şarttır. (3) Birinci fıkra hükmünün uygulanması ile kültür yatırım veya girişimlerinin nitelikleri dikkate alınarak işverence çalıştırılabilecek azami işçi sayısının belirlenmesiyle ilgili usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça müştereken belirlenir.
 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM-Enerji Desteği ve Su Bedeli İndirimine İlişkin Esaslar
Enerji desteği -MADDE 7 – (1) Enerji desteği, kültür belgeli yatırım veya girişimlerin münhasıran belgeli yatırım veya girişimde kullandıkları ve bedelini fatura döneminde peşin olarak ödemiş oldukları faturalarda kayıtlı doğalgaz ile aktif elektrik enerjisi tüketim bedeli üzerinden beş yıl süreyle yüzde yirmi oranında uygulanır. Beş yıllık süre kültür belgesinin verildiği, belgeli olarak faaliyete başlanmışsa faaliyete başlandığı tarihten itibaren başlar.(2) Enerji desteğinde faturalara kayıtlı aktif enerji gideri ile fiilen kullanılan doğalgaz gideri esas alınır. Vergiler ile gecikme bedelleri teşvik ödemesinde dikkate alınmaz. Geçmiş dönem borcu olanlar borçlarını tamamen ödedikten sonra enerji desteğinden yararlanabilirler.(3) Enerji desteğinden yararlanacak belgeli yatırım veya girişimlerin elektrik veya doğalgaz sayaçlarının müstakil olması gerekir.(4) (Değişik:RG-25/8/2012-28392) Firmalara ödenmesi gereken enerji desteği tutarları, Bakanlık Bütçesinden her altı ayda bir ilgililerin banka hesabına aktarılır.
Enerji desteğine ilişkin başvuru-MADDE 8 – (1) Enerji desteğinden yararlanmak isteyen belgeli yatırımcı veya girişimciler aşağıda belirtilen bilgi ve belgelerle birlikte (Değişik ibare:RG-31/7/2009-27305) il müdürlüğüne müracaat ederler.
a) Ekli örneğe uygun olarak hazırlanmış bilgi formu (Ek:1),
b) Ekli örneğe uygun olarak hazırlanmış taahhütname (Ek:2),
c) Kültür yatırım veya girişim belgesi sureti,  ç) T.C Ziraat Bankası şube adı ve hesap numarası.
(2) (Mülga:RG-31/7/2009-27305)
(3) (Değişik ibare:RG-31/7/2009-27305) İl müdürlüğünce uygun görülen yatırımcı veya girişimciler, enerji desteğinden yararlanmak için her ay destekten yararlanılacak döneme ait doğalgaz ve aktif elektrik enerjisi tüketim fatura veya ödeme belgelerinin asılları ile birlikte il müdürlüğüne başvururlar. İl müdürlükleri, bu Yönetmelik esasları çerçevesinde uygulanacak enerji desteği tutarını belirleyerek Bakanlığa bildirir. Başvuru belge ve bilgilerinde varsa eksiklik il müdürlüğü tarafından tamamlattırılır.
Su bedeli indirimi uygulaması-MADDE 9 – (1) Kültür belgeli yatırım veya girişimler, münhasıran belgeli yatırım veya girişimde kullanılan su bedelini yörede uygulanan en düşük tarifeden öderler.(2) Yörede su dağıtım hizmetini yürüten kuruluşlar, kültür belgeli yatırım veya girişimlerce kültür belgesi ve su tüketim faturalarının ibrazı halinde gerekli işlemleri yapar.(3) Su bedeli indirimi, kültür belgesinin geçerli olduğu sürece uygulanır.(4) Su bedeli indiriminden yararlanacak yatırım ve girişimlerin su sayaçlarının bağımsız olması zorunludur.
 BEŞİNCİ BÖLÜM-Çeşitli ve Son Hükümler
Ortak esaslar MADDE 10 – (1) Kanunda belirtilen teşvik uygulama süreleri, kültür belgesinin alındığı ve faaliyete başlandığı tarihten itibaren hesaplanır.(2) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerindeki teşvik ve indirim unsurlarından yararlanan kültür yatırım ve girişimleri için başka bir teşvik mevzuatında da benzer teşvik veya indirimlerin bulunması halinde, yatırımcı veya girişimcilerin lehine olan hükümler uygulanır.(3) Belgeli yatırımı veya girişimi Bakanlığın izni ile devralanlar, devir tarihinden itibaren kalan süreler içinde bu Yönetmelik esaslarına göre teşvik ve indirimden yararlanırlar. Devredilen belgelerde belgenin ilk verildiği tarih ve eski belge numarası belirlenir. (4) Aynı yatırımcı veya girişimcinin birden fazla belgeli yatırım veya girişiminin bulunması halinde, bu Yönetmelik çerçevesinde uygulanan teşvik ve indirimler her bir yatırım veya girişim için ayrı ayrı tespit edilir.(5) Kültür belgesinin hükümsüz olması veya Bakanlıkça iptal edilmesi gibi haller nedeniyle yatırımcı veya girişimcilerin teşvik veya indirim hakkını kaybetmeleri halinde durum, Bakanlıkça onbeş gün içinde uygulayıcı kurum ve kuruluşlara yazılı olarak bildirilir. (6) Kültür yatırımı veya girişimlerine yönelik olarak bu Yönetmelikte düzenlenen teşvik ve indirim unsurları ile bunlardan yararlanmaya yönelik diğer usul ve esaslar, Bakanlık ve ilgili bakanlıklar ile Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarlıklarınca müştereken tespit edilir.
Müeyyide-MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen teşviklerden yararlanan kültür belgeli yatırım veya girişimlerce ilgili kurum veya kuruluşlara yanlış veya yanıltıcı bilgi ve belge verilmesi, verilen belgelerde tahrifat yapılması veya teşviklerden yararlanma hakkını kaybetmiş olmalarına rağmen teşvikten yararlanmaya devam ettiklerinin sonradan anlaşılması halinde verilen bu Yönetmelikte belirtilen mali teşvikler, genel hükümlere göre tahsil edilir ve ayrıca Kanunun cezai hükümleri uygulanır. (2) Belirtilen durumların varlığını tespit eden ilgili kurum ve kuruluşlarca durum, gecikmeksizin Bakanlığa bildirilir.
Geçmişe yönelik ödemeler GEÇİCİ MADDE 1 –  (1) Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kanun uyarınca belge alanlara hak ettikleri teşvik unsurları talepleri halinde bu Yönetmelikte belirtilen hükümlere göre Bakanlık bütçesinden ödenir.Yürürlük MADDE 12 – (1) Sayıştay’ın görüşü alınarak hazırlanan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Enerji ve Tabii Kaynaklar ve Kültür ve Turizm Bakanları birlikte yürütür.
Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
14/7/2006 26628
Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazetelerin
Tarihi Sayısı
1.       
31/7/2009 27305
2.       
25/8/2012 28392
 EK 1 - BİLGİ FORMU
İşletmeci Kuruluşun
1. Adı veya Unvanı:
2. Vergi Numarası:
3. Haberleşme Adresi:
4. Telefon, faks no ve e-posta adresi:
5. Sermaye ve Ortaklık Yapısı:
Ortaklar                                                         Hisse Oranı(%)
Yabancı Ortaklar
1-……………………………….…….…     ………………
2-………………………………………..     ………………
Yerli Ortaklar
1-……………………………………..       ………………..
2-………………………………..……       ………………..
3-………………………………..……       ………………..
6. Bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası:
7. T.C Ziraat Bankası Şube adı ve Hesap Numarası:
8. Yatırım veya Girişimin;
İli:
İlçesi:
Bölgesi:
Ada:
Parsel:
Tahsisli ise Tarihi ve süresi:
9. SSK İşyeri Numarası:
10. Elektrik Abone Numarası:
11. Doğalgaz Abone Numarası:

 EK-2
TAAHHÜTNAME-BEYAN VE TAAHHÜT-5225 sayılı Kültür Girişimlerini ve Yatırımlarını Teşvik Kanununun 5 inci maddesi kapsamında enerji desteğinden yararlanmak üzere Kültür ve Turizm(1) İl Müdürlüğüne yaptığım/yaptığımız müracaat ekinde ibraz edilen bilgi ve belgelerin varlığını, muhteviyatı itibarıyla doğruluğunu beyan, destek uygulamasının herhangi bir aşamasında aksinin tespiti halinde ise yararlanılan desteğin 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde tahsil edileceğini kabul ve taahhüt ederiz.
 Firma
Adı veya Unvanı:
Yetkili imzalar
  (*) Müracaat ekinde yer alan tüm bilgi ve belgelerin her sayfasında firma kaşesi ile şirketi temsil ve ilzama yetkili imzalar bulunacaktır.  
 ____________
(1) Değişik ibare:RG-25/8/2012-28392



Vakıflar



Kuruluş şekli  Vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Ancak vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescilinin sağlanması gereklidir. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.Resmî senetle vakıf kurma işlemi temsilci aracılığıyla yapılabilir. Ancak, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olması ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunması gereklidir.
Vakıf senedinin içeriği Türk Medeni Kanununun 106'ıncı maddesi gereğince, vakıf senedinde vakfın adının, amacının, bu amaca özgülenen mal ve hakların, vakfın örgütlenme ve yönetim şeklinin ile yerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur.

a) Vakfın adı; kanuna ahlaka adaba aykırı olmamalı ve vakfın amaçları ile uyumlu olmalıdır. Üçüncü kişileri vakfın amacı konusunda yanıltıcı ya da yanlış çağırışımlar uyandıracak isimler verilemez. Her hangi bir kamu kurum ya da kuruluşunun ismi kullanılamaz.

b) Vakfın amacı; Hukuka uygun, belirli, anlaşılabilir olmalı ve süreklilik arz etmelidir.

c) Özgülenen mal ve haklar; kurucuya ait olmalı ve amacı en azından başlangıç itibari ile gerçekleştirmeye yetmelidir. Özgülenen malvarlığı nakit ise paranın vakıf adına Türkiyede kurulu bir bankaya bloke edilerek dekontunun tescil başvurusu yapılan mahkemeye ibrazı, taşınmaz ya da taşınır bir malvarlığı ise değer tespitinin mahkemece yaptırılması ve ilgili sicillerine (tapu sicili, trafik sicili gibi) vakıf adına tescili sağlanmalıdır.
Vakfın kurulması ile özgülenen mal ve haklar vakıf tüzelkişiliğine geçer.

d) Organları; Vakfın bir yönetim organı olması zorunludur. Vakfın işleyişinin kolaylaşması açısından, amacının kapsamına ve faaliyetlerine uygun olarak mütevelli heyeti, yönetim organı ve bir denetim birimi olması uygun olur.

Bu sayılan organlar dışında onur kurulu,araştırma kurulu, çalışma kurulu gibi vakfın yönetimi ile ilgili olmayan kurulların vakıf organları arasında gösterilmemesi gerekir.Vakfın organlarının kaç kişiden oluşacağı, toplantı ve karar yeter sayılarının senet metninde gösterilmesi, organların görev ve yetki sınırlarının yeterince belirtilmesi halinde, vakfın işleyişinde sıkıntıya düşülmesinin önüne geçilmiş olur.

e) Vakfın yerleşim yeri; vakfın faaliyetlerini yürüttüğü merkezin bulunduğu yerdir. Vakıf senedinde gösterilecek adresin açık olarak ayrıntılı şekilde yazılması zorunludur.


Vakfın tescili Vakfın tesciline ilişkin açılan davada mahkemece davanın reddine ya da vakfın tesciline ilişkin vereceği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebilir.Aynı şekilde, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı hâlinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililer, iptal davası açabilirler.Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir.Yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezî sicile kaydolunur ve Resmî Gazete ile ilân olunur.
VAKFIN KURULUŞUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER 4.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa göre, vakıfların idare organlarında görev alanlar Vakıflar Genel Müdürlüğüne mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelikleri ile Komisyon Üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde verilmesi zorunludur.Bütün vakıfların, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile olan her türlü işlemlerinde önce bağlı bulundukları Vakıflar Bölge Müdürlüğü kanalı ile yazışma yapmaları gerekmekte olup, vakıflar tarafından doğrudan Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılacak yazışmalar işleme konulmamaktadır.