.

.

27 Eylül 2011 Salı

İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesi

İsmail DÜLGER-Yeminli Mali Müşavir-ismaildulger63@mynet.com

İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesi Ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Kararına İlişkin Uygulamalar-Tarih: 26.09.2011-Dış Ticaret mevzuatı uygulamalarına, 32 sayılı TPKK ve Tebliğler,BKK,,DTM ,Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü uygulama Tebliğleri-Genelgeleri,TCMB Genelgeleri yön vermektedir. Ticari ve ticari olmayan işlemlerle ilgili olarak yapılan döviz ve efektif alım ve satım işlemlerinde uygulanacak döviz kurları; bankalar, yetkili müesseseler, PTT, kıymetli maden aracı kuruluşları ve aracı kurumlarca piyasa kuralları dahilinde serbestçe belirlenmektedir. Merkez Bankasınca her iş günü sonunda ilan edilecek günlük kurlar,uluslararası ve iç piyasalardaki gelismeler dikkate alınarak serbestçe belirlenmektedir. Bilindiği üzere; VUK md 280 ye göre değerlemelerde, Kasa ve bankada mevcut döviz cinsl yabancı para mevcutları Maliye Bakanlığınca belirlenen efektif döviz alış kuru, yabancı para cinsinden borç ve alacaklar ise MBca belirlenen döviz alış kuru ile değerlenmesi gerekmektedir. MBca belirleme yapılmaması halinde TCMB döviz alış kurlarının esas alınması gerektiği VUKGT 13 0 da açıklanmıştır.

-Efektif: Banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paralarını,

-Döviz (kambiyo): Efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev'i hesap, belge ve vasıtalar olarak tanımlanmaktadır.

-Döviz Alım ve Satım Belgeleri Bankalarca yapılan işlemler sırasında Merkez Bankasınca belirlenen esas ve usuller dikkate alınarak, döviz alım belgesi (DAB), döviz satım belgesi (DSB) ve Türk parası transfer belgesi (TPTB ) düzenlenmektedir.

İHRACAT İŞLEMLERİ :İhracat bedellerinin tasarrufu:İhracat bedelleri,TPKK 32 sk md 8 de yapılan değişiklik (08.02.2008-26781 RG -2008-13168 BKK.) bu Karara ilişkin 2008/32-34 sayılı Tebliğ ve Hazine Müsteşarlığı tarafından buna ek olarak yapılacak düzenlemeler çerçevesinde ihracat bedellerinin tasarrufu serbest bırakılmıştır.Bakanlık ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkili olup, ihracatçı ile ithalatçı arasındaki sözleşmeye ve uluslararası kurallar ile bankacılık teamüllerine göre firmaların yazılı beyanına istinaden döviz veya TL olarak tahsil edilmektedir.Bu bedellerin döviz tevdiat hesaplarına alınması veya TL çevrilerek kullanılması mümkün bulunmaktadır. İhracat bedelinin TL na dönüştürülmesi halinde bankalarca DAB düzenlenir. Bankalarca ihracat alışı talep eden ihracatçı firmalardan başka bir belge aramaya gerek kalmaksızın sadece firma beyanı ile gümrük beyannamesine (GB) ilişkin bilgilerin DAB'a yazılması mümkün bulunmaktadır.TL üzerinden yapılan ihracatta firmanın talebi halinde DAB düzenlenebilir. Ancak, özel fatura ile yapılan ihracatta MB ve DTM ’nın görüş ve talimatlarına göre hareket edilmesi gerekmektedir.

-Döviz alışının ihracat bedeli olarak yapılmasının talep edildiği hallerde bankalarca dövizin yurtdışı kaynaklı olması şartı aranmaktadır.

-Yabancı taşıtlar ile yabancı ülkelere sefer yapan yerli taşıtlara ihracat rejimine göre verilen yağ, yakıt, temizlik maddeleri ve kumanyaya ilişkin mal bedelinin, Türkiye’de yerleşik alıcı firmalar tarafından yurt içinden yapılan havalelerle ödenmesi halinde bu ödemenin ihracat bedeli olarak kabul edilmek suretiyle aracı bankalarca alışının yapılması mümkündür.

-Serbest bölgelerden gelen ihracat bedeli ile ilgili DAB istenilmesi halinde bu dövizlere ilişkin ihracatın serbest bölgelere yapıldığına ilişkin firmaların yazılı beyanı aranmaktadır.

İHRACAT BEDELLERİNİN TAHSİLAT ŞEKİLLERİ:-Bankalar aracılığıyla havale şeklinde, İlgililerce havale olarak gelen ihracat bedelinin , bankadan efektif olarak alınması halinde bu efektifin başka bir banka tarafından ihracat bedeli olarak alışı,bu efektiflerin yurt dışından geldiğine ilişkin aracı banka yazısının ibrazı veya alış işlemini yapacak bankaca efektif konusu dövizlerin havale olarak geldiğinin bankadan teyidinin alınması kaydıyla yapılmaktadır.

-İlgililerce havale olarak gelen ihracat bedelinin, bankadan efektif olarak alınması -İthalatçı, ihracatçı veya bunlar adına hareket ettiğini beyan eden Türkiye’de veya dışarıda yerleşik üçüncü kişilerce efektif olarak,

-İthalatçı, ihracatçı veya bunlar adına hareket ettiğini beyan eden Türkiye’de veya dışarıda yerleşik üçüncü kişilerce çek olarak,

-Kredi kartı ile tahsil edilebilir.

-İhracat bedeli Türkiye’deki bankalarca yurt dışındaki bankalar ile gerçek veya tüzel kişilere açılan kredilerden karşılanabilir.

-İhracat bedelinin, ihracatçı adına açılacak DTH'ye (Döviz Tevdiat Hesabı) alınması ve bu hesaptan kısmen veya tamamen ihracat bedeli olarak alışının yapılması mümkündür.

-İhracatçı firmanın vekili bulunan kişi veya firma adına yurt dışından gelen dövizlerle açılan DTH'lerden, vekaletnamenin ihraçtan önce düzenlenmesi şartıyla vekili bulunulan ihracatçı firma adına veya imalatçı/tedarikçi firma adına ihracat bedeli alışı yapılabilir.

İHRACAT BEDELLERİNİN EFEKTİF OLARAK TAHSİLİ:- Efektif olarak getirilen ihracat bedelinin yurt dışından getirildiğinin tespiti gümrük müdürlüklerince onaylı Döviz Beyan Tutanağı (DBT) ile yapılır.

NBF (Nakit Beyan Formu) konusu efektifin ihracat bedeli olarak alışının yapılabilmesi için;

-NBF’nin “Geliş Sebebi” bölümünde efektifin kaynağının “ihracat” olduğunun açıkca belirtilmesi,

-NBF’yi ibraz eden şahsın kimlik tespitinin yapılması,

-ihracatçının yazılı beyanının aranılması gerekir.

NBF de kayıtlı efektif tutarının tamamen DAB’a bağlanması halinde, NBF aslının ilgilisine iade edilmeyerek bankalar tarafından alıkonulması, kısmen bağlanması halinde ise, NBF aslı üzerine DAB’a bağlanan tutara ilişkin not düşülerk fotokopisi alındıktan sonra aslının ilgilisine iade edilmesi gerekir.

Bankalara tevdi edilen NBF’de kayıtlı efektifler, ilgililerce bankaya satılabilir veya yurt dışındaki alıcı veya Türkiye’deki ihracatçı firma adına açılan DTH’ye alınabilir. DTH’ye alınan bu dövizlerin daha sonra ihracatçı firma adına alışı yapılabilir.

NBF de kayıtlı efektif tutarının tamamen DTH ye alınması halinde NBF aslının ilgilisine iade edilmeyerek bankalar tarafından alıkonulması, kısmen alınması halinde ise, NBF aslı üzerine DTH ye alınan tutara ilişkin not düşülerek fotokopisi alındıktan sonra aslının ilgilisine iade edilmesi gerekmektedir.

Bankalarca;-Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan satış bedeli,

-Yabancı taşıtlar ile yabancı ülkelere sefer yapan yerli taşıtlara verilen yağ, yakıt ve temizlik maddeleri ile kumanya bedeli efektiflerin alışında DBT ibrazı aranmaz.

Ödeme şekilleri:İhracat bedelleri, satış sözleşmesinde belirlenen kurallar ve uluslararası ticari uygulamalar çerçevesinde “Akreditifli Ödeme”, “Vesaik Mukabili Ödeme”, “Mal Mukabili Ödeme”, “Kabul Kredili Akreditifli Ödeme”, “Kabul Kredili Vesaik Mukabili Ödeme”, “Kabul Kredili Mal Mukabili Ödeme” ve “Peşin Ödeme” şekillerine göre tahsil edilir.

İmalatçı/tedarikçi adına DAB düzenlenmesi -İmalatçı ya da tedarikçi tarafından yazılı olarak talep edilmesi durumunda imalatçı ve/veya tedarikçi adına gelen dövizin alışı yapılarak ihracat bedelinin TL karşılıkları imalatçı ve/veya tedarikçi firmalara ödenirken DAB aracı ihracatçı adına da düzenlenebilir.

-Aracı ihracatçı tarafından gerçekleştirilen ihracata ilişkin bedelin imalatçı ve/veya tedarikçiye döviz olarak temlikinden sonra tahsil edilmesi halinde, imalatçı veya tedarikçi tarafından söz konusu bedelin ihracat bedeli olarak alışının yapılmasının talep edilmesi halinde bu dövizlerin ihracat bedeli açıklaması ile imalatçı ve/veya tedarikçi firma adına alışı yapılabilir.

İhracat alacağının iskonto edilmesi İhracat alacağının iskonto edilmesine ilişkin talepler uluslararası bankacılık uygulamaları çerçevesinde poliçe, bono, vadeli akreditif vb karşılığında yerine getirilir. İhracatçı tarafından döviz veya TL olarak düzenlenen poliçe, bono, vadeli akreditif iskonto tarihindeki uluslararası para piyasasında geçerli faiz oranları dikkate alınarak yurt içindeki veya dışındaki bankalara iskonto ettirilebilir. Vadeli ihracat alacağının yurt içi bankalarca iskonto edilmesi işlemlerinde fon kaynağının yurt içi bankalardan sağlanması nedeniyle ödemenin yabancı para (YP) değil, Türk Lirası (TL) üzerinden yapılması gereklidir.

Döviz kazandırıcı işlemler Türkiye'de yerleşik kişiler, dışarıda yerleşik kişiler için veya bunlar adına yurt içinde veya dışında yapmış oldukları tüm hizmet (müteahhitlik hizmetleri dahil) karşılığı dövizler ile dışarıda yerleşik kişiler nam ve hesabına yapılan gider karşılığı dövizleri serbestçe tasarruf edebilirler.

Türkiye'den gidecek yerli sermaye Türkiye'de yerleşik kişilerin, yurt dışında yatırım yapmak veya ticari faaliyette bulunmak amacıyla şirket kurmaları, ortaklığa katılmaları ve şube açmaları için, nakdi sermayeyi bankalar aracılığıyla, ayni sermayeyi ise gümrük mevzuatı hükümleri çerçevesinde ihraç etmeleri serbesttir.

Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışında irtibat bürosu, temsilcilik ve benzerlerini kurmaları ve bunların kuruluş masrafları ile faaliyet giderlerinin bankalarca transferi serbesttir.

-Türkiye’de yerleşik kişilerce yurt dışında gayrimenkul ve gayrimenkule bağlı ayni hakların satın alınması amacıyla bankalar vasıtasıyla yurt dışına döviz ve Türk parası transfer ettirilmesi serbesttir.

Faktoring işlemi –TPKK 32 sk ilişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 11md nin 11.fk göre, bankalar ve faktoring şirketleri tarafından ihracatçıların doğmuş veya doğacak alacaklarının devralınması suretiyle ihracatçılara döviz üzerinden fon kullandırılması mümkün bulunmaktadır. Buna göre, bankalar ve faktoring şirketlerince faktoring sözleşmesine istinaden ihracatçılara yabancı para veya TL üzerinden ödeme yapılabilir.

-İhracat bedelinin faktör kuruluşun yurtiçi kaynaklarından ödenmesinde faktoring sözleşmesinin bankaya ibrazı üzerine,ihracat bedeli dövizler yurda getirildiğinde,faktör kuruluşun GB’nin tarih ve sayısı ile üzerinde temlik notu bulunan faturanın tarih ve sayısını içeren yazılı talimatına istinaden DAB ihracatçı firma adına veya imalatçı/tedarikçi adına düzenlenebilir.

Mahsup -İhracatçının, ithalat bedelleri ve görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ile yurt dışından sağladıkları döviz kredilerinin (faizi dahil) kısmen veya tamamen mal ve/veya hizmet ihracı bedeli dövizlerle mahsuben ödenmesi (ihracat bedelinin TL’ye çevrilmeden) herhangi bir süre kısıtlaması olmadan bankalarca gerçekleştirilebilir. Aracı ihracatçı tarafından yapılan ihracatta ihracat bedeli ihracatçının onayıyla imalatçının veya tedarikçinin döviz ödemelerinde kullanılabilir. Mahsup işlemleriyle ilgili döviz alım ve satım belgelerinin düzenlenmesinde işlem tarihindeki döviz alış kurları uygulanır.
-Firmalarca talep edilmesi halinde DAB/DSB düzenlenebilir. Bu durumda işlem yapan bankanın döviz alış kuru uygulanabilir.
-Peşin döviz olarak gelen ve alışı yapılmayarak döviz hesabına alınan bedeller, ihracatın gerçekleştiğinin gümrük beyannamesi ile tevsiki ve gelen peşin bedelin kullanılmadığının (ilgili hesaptan çıkışının yapılmadığının) tesbiti kaydıyla mahsuben ödemede kullanılabilir.İthalat ve transit ticaret işlemlerine ilişkin yurt dışına döviz ve TL transferi bankalarca yapılır.

Ticari olmayan İşlemler:Türkiye'de yerleşik kişiler ile, dışarıda yerleşik kişiler, bankalar vasıtasıyla yurt dışına serbestçe Türk parası gönderebilirler.Bankaların, özel finans kurumlarının, PTT’nin Türkiye’deki yerleşik kişiler ile dışarıdaki yerleşik kişilere döviz satması serbesttir. Yolcuların beraberlerinde en çok 5.000.- ABD Doları karşılığı Türk parasını yurt dışına çıkarmaları serbesttir.Ülkemize Türk parasının girişinde hiçbir kısıtlama bulunmamaktadır.

-Dışarıda yerleşik kişiler ile Türkiye'de yerleşik sayılmakla birlikte yurt dışında çalışan Türk uyruklu kişiler, yurda girişlerinde beyan etmiş olmak, Türkiye'de yerleşik kişiler ise görünmeyen işlemler çerçevesinde Bankalardan döviz satın aldıklarını tevsik etmek kaydıyla 5.000.- ABD Doları veya eşitini aşan miktarlardaki efektifi beraberlerinde yurt dışına serbestçe çıkarabilirler.

-Bankalar, ithalat, ihracat ve görünmeyen işlemler dışındaki yurt dışına yapılan 50.000.- ABD Doları ve eşiti dövizi aşan transferlere (Döviz tevdiat hesaplarından yapılan transferler dahil) ilişkin bilgileri, transfer tarihinden itibaren 30 gün içinde Bakanlıkça belirlenecek mercilere bildirirmekle yükümlü tutulmuşlardır.

-Yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait değeri 15.000.- ABD Dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyaları yurda getirebilirler ve yurtdışına çıkarabilirler. Daha fazla değerdeki ziynet eşyalarının yurt dışına çıkarılması, girişte beyan edilmiş olmasına veya Türkiye'de satın alındığını tevsik etme şartına bağlanmıştır.

HİZMET İHRACI-BAVUL TİC. KDV İADESİ:28.02.2008 tarih ve 2008/2 numaralı KDV İç Genelgesinde özetle,“ TPKK 321 sk da yapılan söz konusu değişiklik nedeniyle "hizmet ihracı" ile "bavul ticareti" ve "bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara ihraç kaydıyla teslimler"den kaynaklanan 8/2/2008 den sonraki kdv iade taleplerinde dab aranıp aranmayacağı hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşıldığından aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.İşlem bedeline ait dövizin Türkiye'ye getirilmesi ve bu durumu tevsik eden DAB ın ibrazı;KDVGT 26 (K) bölümü uyarınca hizmet ihracı istisnasının,KDVGT 6 ve 84 uyarınca da "Türkiye'de İkamet Etmeyenlere Döviz Karşılığı Satışlarda KDV İhracat istisnası" (Bavul Ticareti) ile bu kapsamda faaliyette bulunanlara "ihraç kaydıyla teslim" uygulamasının bir şartıdır. Dolayısıyla,TPKK 32 sk da yapılan değişikliğin, yukarıda belirtilen işlemlerde KDV ihracat istisnası ve tecil-terkin uygulaması bakımından bir etkisi bulunmamaktadır.Buna göre, "hizmet ihracı" ile "bavul ticareti" ve "bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara ihraç kaydıyla teslimler"den kaynaklanan kdv iade işlemlerinde döviz alım belgesinin aranacağı KDVGT 26,61,84 çerçevesinde işlem yapılmaya devam edileceği” belirtilmiştir.

KAYNAKÇA :

1-32 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma K. 2008/32-34 Sayılı Tebliğ.

2-Hazine Müst. Banka ve Kamb. Gn. Müd. 23.07.2009-2009-GNL-1

3-T.C. Merkez Bankası 1-M sayılı Genelge.

3-KDV Genel Tebliğleri (Seri No:26-61-84) -KDV 2008/2 İç Genelge.

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

23 Eylül 2011 Cuma

Yıl İçinde Mükellefiyetini Kapatan Müşterilerin Sözleşme İptalinin, Gelir İdaresine Bildirimi

Yıl İçinde Mükellefiyetini Kapatan Müşterilerin Sözleşme İptalinin, Gelir İdaresine Bildirimi Konusundaki Önerimiz

İstanbul. 19.09.2011 Sayı : 21738

TÜRMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA-ANKARA
II-GENEL BİLGİ:340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ ile 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan meslek mensuplarının, mükelleflerin vergi beyannameleri, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri zorunluluğu getirilmiştir.Elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi verilen meslek mensupları, aralarında hizmet sözleşmesi bulunan müşterilerine ait beyannamelerin yanı sıra, münferit olarak talepte bulunan müşterilerin beyannamelerinin gönderilmesine de aracılık edebileceklerdir. Bu durumda, VUK mük.257 uyarınca, meslek mensubu ile mükellef veya vergi sorumlusu arasında buna ilişkin özel bir sözleşme düzenlenmesi gerekmektedir.Yetki verilmiş meslek mensupları, aralarında hizmet sözleşmesi bulunan müşterilerine ait beyannameleri elektronik ortamda gönderebilmeleri için müşterileriyle (Ek:3) "Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi" ni, münferit talepte bulunan müşterileriyle de (Ek:4) "Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi" ni düzenleyecekler ve sözleşmelerin bir örneğini müşterilerine verecekler, bir örneğini de gerektiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edeceklerdir.

II-SÖZLEŞMELERİN BİLDİRİLMESİ:
A)-Sözleşme girişleri:405 seri numaralı VUK Genel Tebliğinin; 2.1 Sözleşmelerin Elektronik Ortamda Bildirilmesi bölümünde yapılan sözleşmelerin bildirimi aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.Meslek mensupları ile mükellefler arasında düzenlenen Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesine/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine ait bilgilerin, meslek mensupları tarafından sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren en geç 30 gün içerisinde elektronik ortamda https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine girişinin yapılması gerekmektedir.

B)-İptal/fesih bildirimi :Aynı tebliğin 2.2 bölümü ise iptal ve fesih bildirimlerinin nasıl yapılacağı belirtilmiştir.Söz konusu belirlemeye göre;“Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmelerinin/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmelerinin süresinin sona ermesi, iptal ya da feshedilmesi durumunda buna ilişkin bilgi girişinin, sürenin sona erme tarihinden ya da iptal/fesih tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde meslek mensupları tarafından elektronik ortamda https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan mükellefler, istemeleri halinde meslek mensupları ile aralarında düzenlenen sözleşmenin süresinin sona erdiğini ya da iptal/fesih edildiğini bir dilekçe ile sürenin sona erme tarihinden ya da iptal/fesih tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde gelir/kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine bildirebilecekleri gibi internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifrelerinin bulunması durumunda sözleşmelerin sona erdiğine ya da iptal/fesih edildiğine ilişkin bilgi girişlerini https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine elektronik ortamda yapabileceklerdir. Adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklar adına düzenlenmiş sözleşmelerde ise sözleşmenin süresinin sona erdiğine ya da iptal/fesih edildiğine ilişkin dilekçe ortaklığın katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir."

III- SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

SORUN: Gelir vergisi mükelleflerinin yıl içinde veya yılsonunda işi terk etmeleri halinde iptal ve fesih bildirimi: Gerek 405 gerekse 407 seri numaralı VUK genel tebliğlerinde bu konuda bir açıklama bulunmamaktadır. Söz konusu tebliğlerde müşterilerle yapılan sözleşmelerin feshi ve iptali açıklanmıştır. Oysa yıl içinde işi terk eden mükelleflerin sözleşmelerinin 15 gün içinde iptal edilmesi halinde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler GÖNDERİLEMEMEKTEDİR. Yapılacak düzenlemede fesih, iptal ve mükellefiyetin kapatılmasının tanımlamalarının yapılması gerekir.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Özellikle Gelir Vergisi mükelleflerinin, mükellefiyetlerinin sona erdirilmesinde 15 gün içinde fesih /iptal işleminin yapılması halinde verilmesi gereken beyanname ve bildirimler gönderilememektedir. Çünkü sözleşmeler iptal edilmiştir.
ÖRNEĞİN: 15/Ağustos/2011 tarihinde mükellefiyetini kapatan bir mükellef için özel bir düzenleme olmadığından tebliğdeki fesih ve iptal hükümlerine göre 30/Ağustos’a kadar sözleşme iptalinin yapılması gerekir. Ancak Ağustos dönemine ilişkin KDV beyannamesi, Muhtasar Beyanname, Ba, Bs formu, Kesin mizan bildirimi, 3. dönem geçici vergi beyannamesi ve Mart /2012 de verilmesi gereken Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi VERİLEMEYECEKTİR.
Bu konumda olan müşteriler için iptal işlemi; Son beyannamenin (ilgili takvim yılına
ilişkin yıllık beyanname) verilmesinden sonra 15 gün içinde yapılması sorunu çözecektir.

SORUN: Meslek mensubunun vefatı veya mükellefiyetinin sona ermesi halinde beyan
ve bildirimlerin verilmesi:
Meslek mensuplarımızın vefatı halinde veya mükellefiyetinin kapatılması halinde müşterilerinin veya kendisinin beyanname ve bildirimlerinin verilmesine ilişkin olarak bu konuyla ilgili yayımlanan VUK genel tebliğlerinde bir düzenleme bulunmamaktadır.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Vefat eden meslek mensuplarının ölümünden sonraki gün ve
aylarda müşterilerine ait beyannamelerinin gönderilebilmesi için;

1)- Vefat tarihini takip eden İKİNCİ ayın sonuna kadar meslek mensubunun şifresi ile meslek
odasının belirleyeceği üye tarafından gönderilmesi,

2)- Vefat eden meslek mensubunun E-beyan gönderme şifresinin yukarıdaki sürenin
dolmasından itibaren 15 gün içinde vergi dairesine bildirilerek iptalinin sağlanması,
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı nezdinde girişimde bulunularak yukarıdaki
önerilerimiz doğrultusunda işlem yapılması hususu
bilgilerinize arz olunur.

Saygılarımla,
Yahya ARIKAN

21 Eylül 2011 Çarşamba

İşletmelerde Suistimaller ve Önleme Uyarıları

Kasa işlemleri • Kasadan katma değer vergisi, sigorta veya benzeri bir ödeme yapılmışçasına çıkış yapılarak kasadan para alınır. Belge olarak ya hiçbir şey konulmaz ya tarihi farklı ya da daha önce ödemesi yapılan bir makbuz konulur.

• Kasadan personele avans verilmişçesine çıkış yapılarak para alınır. Düzenlenen avans makbuzlarında ya imza yoktur ya da imza taklit edilerek makbuz düzenlenir.Makbuz düzenlenmemiş de olabilir.

• Muhtelif kişiler adına gider makbuzu düzenlenerek kasadan ödeme yapılmış gibi para alınır.

• Bankaya repo yapılmış veya hesaba yatırılmış gibi işlem yapılarak para alınır (Mümkün olması halinde çok küçük ödemeler dışında kasa hesabı kullanılmamalıdır. Özellikle ödemeler bire bir belgeleri ile karşılaştırılarak kontrol edilmelidir).

Banka işlemleri • Bankadan çekilen para kasa hesabına hiç girmemek ya da noksan girmek.

• Bankadan satıcı adına çek düzenlenmiş ve borç ödenmiş gibi gösterilerek para alınır (Banka mutabakatları sıkça yapılmalı, ayrıca çek ve havale işlemlerinde nama yazılı olma hususunda çok titiz davranılmalıdır).

Mal alım işlemleri • Mal bedeli faturada yüksek gösterilerek/satıcıya düşük ödeme yapılarak . • Hiç mal alınmadığı halde mal alınmışçasına fatura getirilerek para alınır.

• Mal gerçekte alınmış bedeli ödenmiş ancak başka birinden daha yüksek bedelli veya miktarda alım yapılmış gibi fatura getirilerek suistimal yapılır (Mal alımlarında yazılı teklif alınmalı veya pazar araştırması yapılmalı, fiyat değişiklikleri iyi izlenmelidir).

Müşteriden yapılan tahsilat işlemleri • Müşteriden para tahsil edilmiş olmasına rağmen ödeme kayıtlara alınmaksızın suistimal yapılır.

• Müşteriden yapılan tahsilat gerçek tutarı üzerinden kayıtlara alınmamak suretiyle suistimal gerçekleştirilir (Müşterilerle sık sık ve değişik elemanlar aracılığı ile mutabakat yapılmalıdır. Müşterilerden alınan bilgiler iyi değerlendirilmelidir).

Stok işlemleri • Depo sorumluları satılan bir malı eksik yüklemek suretiyle farkı kendisi alır.

• Alıcı ile anlaşarak satılan malı miktar olarak fazlasını verip farkı kendi aralarında pay ederler.

• Satıcı ile anlaşarak, satın alınan malın miktarı, vasfı, tutarı daha yüksek gösterilir.

• Doğrudan doğruya mal çalınıp sayım noksanı, fire gibi adlandırmalarla suistimal yapılır.

• Mallar ambalajlarından çıkarılarak boş ambalajlar mal gibi saydırılarak envanterde mevcut gizlenerek uzun dönemli suistimal gerçekleştirilir (Stok sayımları ambalajlı olanların içeriği de bakılarak sık sık yapılmalı, müşterilerden alınan bilgiler iyi değerlendirilmeli ve satış teslimlerinde daha dikkatli davranılmalı, kontrol araçları veya elemanları devreye sokulmalıdır).

Fatura ve diğer belgelerin kullanımı • Alınarak notere onaylatılan ya da anlaşmalı matbaalarda basılan fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzlarının kaybolması, çalınması gibi yollarla elden çıkarılmış olduğu izlenimi verilerek muhtelif kişi ve kuruluşlar adına bu belgeler düzenlenmek suretiyle suistimal yapılır (Tüm belgeler sıra numarası dahilinde tek tek kontrol edilerek alınmalı ve düzenleme yetkisine sahip personele zimmet karşılığında verilip alınmalıdır).

Kullanıcının zimmetinde olmayan demirbaşlar • Kullanıcı sorumluluğunda olmayan demirbaşlar elden çıkarmak ya da kendine alıkoymak suretiyle suistimal gerçekleştirilir (Her personele kullandığı tüm demirbaş eşya imza karşılığı zimmetle verilmelidir).

Satıcılara yapılan ödemeler • Satıcılara ödeme yapılmış gibi hamiline çek düzenlenir

• Banka havalesi yapılıp gerekli imzalardan sonra havale hesap numarası değiştirilerek suistimal yapılır (Satıcılar da sık sık mutabakat yapılmalı ve çek nama yazılı olarak düzenlenmelidir).

Ücret bordrolarının düzenlenmesi • İşten ayrılan personel halen işte gibi gösterilip, banka havalesinde isim değiştirilmek suretiyle suistimal yapılır.

• Bir aydan az çalışmış olanlar bir ay çalışmış gibi veya mesai yapılmış gibi gösterilerek fark tutarlar, banka talimatı aşamasında kendi adına yönlendirilerek suistimal yapılır (İnsan kaynakları bordro ve bankaya verilen yazılı talimatları düzensiz aralıklarla karşılaştırmasını yapmalıdır).

Üretim artıklarının değerlendirilmesi • Üretim artıkları elden çıkarılırken arasına karıştırılmış ürünler artık gibi çıkartılmak yolu ile suistimal yapılır (Artıklar artık olarak elden çıkarılmasında ikinci bir el bunları kontrol etmelidir).

Hayali Birliğin Gerçek Maaşı Ne derece doğrudur, ya da ne derece gerçek veya hayal mahsulüdür bilmiyorum ama üstatlarımızın eğitim sırasında anlattığı bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Eskiden memur maaşları saymanlık adı verilen Maliye Bakanlığı’na bağlı birimlerden ilgili daireler tarafından görevlendirilen mutemet adı verilen kişilerce çekilir ve aynı gün memurlara elden dağıtılırdı.

Askeri saymanlıktan aybaşlarında maaş alan mutemetlerden biri ilk gün gelmeyince ikinci gün ilgili birlik aranır. Aranır ama böyle bir birlik bulunamaz. Bir yanlışlık olması ihtimaline karşı kayıtlar tekrar tekrar kontrol edilir. Ama geciken mutemedin maaşlarını aldığı birimlerden biri bulunamaz. Bulunamaz çünkü hayal ürünüdür.

Önce bir kişi ile başlayan fazla maaş çekme uygulaması giderek tamamı hayali askerlerden oluşan ayrı bir birim yaratmaya kadar götürülmüş, bu uygulama da mutemet hastalanıp da maaş çekmeye ilk gün gidemeyince tesadüfen çıkmıştır.

Belki aldıkları bu eğitimler nedeniyle müfettişler hep kuşkucudur.

(Dünya Gazetesi -2 Eylül 2011)Zeki Gündüz-PwC Türkiye.

20 Eylül 2011 Salı

ÖTVGT 21 21/9/2011

21 Eylül 2011 ÇARŞAMBA

Resmî Gazete

Sayı : 28061

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:21)

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa1 ekli (I) sayılı listedeki mallarda ÖTV uygulamalarına ilişkin ÖTV Genel Tebliğlerinde aşağıdaki düzenlemelerin yapılması uygun görülmüştür.

1. ÖTV KANUNUNUN 8/1 İNCİ MADDESİ KAPSAMINDAKİ TECİL-TERKİN UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 1 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinin2 (9.1.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

1.1. Tebliğin (9.1./d) no.lu bölümünün ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu kullanımın, üretimin gerçekleştiği takvim yılını takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar YMM tarafından düzenlenen üretim raporu ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığınca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM’ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar. Usulüne uygun düzenlenen raporun ibrazı ve uygulama kapsamında hesaplanan vergiden tecil edilen kısım düşüldükten sonra kalan tutarın ödenmiş olması halinde, tecil edilen vergi terkin edilecek ve teminat çözülecektir.”

1.2. Tebliğin (9.1./e) no.lu bölümünün altıncı cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“Tecil işleminin yapıldığı takvim yılını takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar uygulama kapsamındaki kullanımın YMM tarafından düzenlenen üretim raporu ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığınca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM’ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar. Usulüne uygun düzenlenen raporun ibrazı ve uygulama kapsamında hesaplanan vergiden tecil edilen kısım düşüldükten sonra kalan tutarın ödenmiş olması halinde terkin işlemi yapılacaktır.”

2. 2002/4930 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARININ 4 ÜNCÜ MADDESİNİN UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 2002/4930 sayılı BKK 3 4 üncü maddesi kapsamında teslim veya ithal edilecek mallar için uygulanmak üzere, 1 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinin (11.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

2.1. Tebliğin (11./b) no.lu bölümüne aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

Diğer taraftan 4760 sayılı ÖTV Kanununun 12 nci maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, bu Kararname kapsamında teslim edilecek mallar için ödenen ÖTV tutarı ile söz konusu malların normal teslimlerinde uygulanan ÖTV tutarı arasındaki fark ve bu farkın 12 aylık gecikme faizinin tutarı toplamı kadar teminat alınması uygun görülmüştür. Buna göre söz konusu Kararname kapsamında teslimin yapıldığı döneme ait beyanname ile birlikte satıcının bağlı olduğu vergi dairesine teminat verilecektir. Genel ve özel bütçeli idareler ile il özel idareleri ve sermayesinin %51’i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşların bu kapsamda yaptıkları mal teslimlerinde veya mal alışlarında teminat aranmayacaktır. Öte yandan, son iki takvim yılında düzenlenen vergi inceleme veya yeminli mali müşavir üretim raporlarında söz konusu uygulama kapsamında bu Tebliğde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak kullanıldığı belirtilen mal miktarları esas alınmak suretiyle tespit edilecek azami miktar ile sınırlı olmak üzere, yukarıda belirlendiği şekilde hesaplanan teminat tutarının “% 5” i kadar teminat verilmek suretiyle bu uygulama uyarınca mal teslimi yapılabilecektir. İndirimli teminattan yararlananlara bu kapsamda mal teslim eden mükelleflerin teslim ettikleri mal miktarı için % 5 oranında teminat verilmek suretiyle Kararname uygulamasından yararlanılabilecektir. (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları, aynı cetvelde yer alan malların üretiminde kullandığını tevsik edemeyen imalatçıların Kararname uygulaması kapsamında yapılan mal teslimlerinde % 5 oranında indirimli teminat uygulamasından yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

İmalatçılar, indirimli teminattan yararlanabilmek amacıyla bir dilekçe ekine ekleyecekleri söz konusu raporların birer örnekleri ile bağlı bulundukları vergi dairelerine başvuracaklardır. Bu başvuru üzerine, vergi dairesi ÖTV mükellefi satıcıların vergi dairelerinden söz konusu raporlar uyarınca Kararname uygulaması kapsamında gerçekleşen kullanım miktarlarına dair teyit alarak, imalatçıların indirimli teminattan yararlanabilecekleri azami miktarı hesaplayacak ve bu Tebliğ ekinde (EK:23) olarak yer alan “2002/4930 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü Maddesi Kapsamında % 5 Oranındaki İndirimli Teminattan Yararlananlara İlişkin Bilgi Formu”nu düzenleyerek imalatçılara verecektir.

İmalatçılar, ÖTV mükelleflerine bu formu ibraz ederek işlem yaptırmak suretiyle indirimli teminattan yararlanabileceklerdir. Söz konusu formun ilgili bölümleri mal teslimi sırasında teslim yapılan miktarla sınırlı olmak üzere, ÖTV mükelleflerince doldurulup kaşe tatbik edilerek imzalanacaktır. Bu şekilde kayıt düşülen belgenin imalatçı tarafından kaşe ve imza ile onaylanmış bir nüshası ÖTV mükellefine verilecektir.

Diğer yandan, indirimli teminattan yararlanabilecek olan imalatçıların, Kararname kapsamında kullanacakları malları doğrudan ithal etmeleri halinde, vergi dairesinden alınan formu gümrük idaresine ibraz etmek suretiyle ithal ettikleri mal miktarı için % 5 oranında teminat vererek ithalat işlemini gerçekleştirmeleri mümkündür. Söz konusu formun ilgili bölümleri ithalat sırasında ithal edilen miktarla sınırlı olmak üzere, gümrük idaresince doldurulup mühür tatbik edilerek onaylanacaktır. Bu şekilde kayıt düşülen belgenin imalatçı tarafından kaşe ve imza ile onaylanmış bir nüshası gümrük idaresine verilecektir.

(EK:23) bilgi formundaki indirimli teminattan yararlanılabilecek azami miktarın aşılması halinde, aşılan kısım için indirimli teminattan yararlanılamayacağı tabiidir.

Örnek 1: Sanayi sicil belgesi sahibi imalatçı (A) Kararname uygulaması kapsamında (I) sayılı listenin (B) cetvelinde 3814.00.90 G.T.İ.P. numarasında yer alan ve ticari ismi tiner olan malın imalinde kullanmak üzere aynı cetvelin 2710.11.21.00.00 G.T.İ.P. numarasında yer alan white spirit isimli maldan 2008 yılı Aralık ayında 800 kg., 2009 yılı Ocak ayında 700 kg., Haziran ayında 600 kg. satın almış, 2009 yılının Ekim ayında ise 500 kg. ithal etmiştir. 2008 yılı Aralık ayında satın alınan mal ve 2009 yılının Ocak ayında satın alınan malın tamamı ile 2009 yılı Haziran ayında satın alınan malın 500 kg.’ı süresinde tiner imalinde kullanılmıştır. 2008 yılı ve 2009 yılında satın alınan 2710.11.21.00.00 G.T.İ.P. numarasında yer alan white spirit isimli malın Kararname uygulaması kapsamında kullanıldığına dair YMM üretim raporları, 2009 ve 2010 yıllarında imalatçı (A)’nın mal satın aldığı ÖTV mükellefinin vergi dairesine süresinde ibraz edilmiştir. İmalatçı (A) indirimli teminattan yararlanabilmek amacıyla söz konusu raporların birer örneğini eklediği bir dilekçe ile bağlı bulunduğu vergi dairesine 2011 yılı Ocak ayında başvuruda bulunmuştur.Buna göre, imalatçı (A)’nın 2011 yılında % 5 oranında indirimli teminattan yararlanabileceği azami miktar; 2009 takvim yılı raporlarında Kararname kapsamında kullanıldığı tespit edilen 800 kg. ve 2010 takvim yılı raporlarında Kararname kapsamında kullanıldığı tespit edilen 1.200 kg. olmak üzere, toplam 2.000 kg. olacaktır.Diğer taraftan, son iki takvim yılındaki vergi inceleme veya yeminli mali müşavir üretim raporlarını ibraz ederek (EK:23) bilgi formunu alan imalatçılar takip eden takvim yılı veya yıllarında verecekleri söz konusu raporlara istinaden % 5 oranındaki indirimli teminattan yararlanmaya devam edeceklerdir.

Bu uygulamadan takip eden yıllarda da yararlanmak isteyen imalatçılar, (EK:23) bilgi formuna esas teşkil eden son iki takvim yılını takip eden takvim yılına ilişkin vergi inceleme veya yeminli mali müşavir üretim raporları ile birlikte kendilerinde mevcut bulunan (EK:23) bilgi formunu vergi dairelerine ibraz edeceklerdir. Vergi dairelerince, kendilerine ibraz edilen (EK:23) bilgi formunda varsa azami miktardan kullanılmayan miktarlar ile yeni ibraz edilen raporlarda yukarıda belirlendiği şekilde Kararname uygulaması kapsamında kullanıldığı tespit edilen mal miktarları esas alınmak suretiyle imalatçılara % 5 oranında indirimli teminattan yararlanabilecekleri yeni bilgi formu düzenlenebilecektir. Vergi daireleri imalatçılardan aldıkları bilgi formlarını ise muhafaza edeceklerdir.

Örnek 2: Sanayi sicil belgesi sahibi imalatçı (A) için ilgili vergi dairesi, 2009 ve 2010 takvim yılı raporlarında Kararname kapsamında kullanıldığı tespit edilen toplam 2.000 kg. için indirimli teminat kapsamında alınabilecek azami miktar tespiti yapmış ve imalatçı (A)’nın başvurusu üzerine (EK:23) bilgi formu düzenleyerek 2011 yılı Ocak ayında kendisine vermiştir. İmalatçı (A) 2009 yılı Haziran ayında satın aldığı 2710.11.21.00.00 G.T.İ.P. numarasında yer alan white spirit isimli maldan stokta kalan 100 kg. ve 2009 yılı Ekim ayında ithal edilen aynı maldan 500 kg.’ı Kararname uygulaması kapsamında süresinde tiner imalinde kullanmıştır. 2710.11.21.00.00 G.T.İ.P. numarasında yer alan white spirit isimli malın Kararname uygulaması kapsamında üretimde kullanıldığına dair YMM üretim raporu imalatçı (A)’nın mal satın aldığı ÖTV mükellefinin bağlı olduğu vergi dairesine, ithal edilen söz konusu malın kullanımına ilişkin üretim raporu ise kendisinin bağlı olduğu vergi dairesine 2011 yılı Mart ayında ibraz edilmiştir.

İmalatçı (A), 2011 yılı Mart ayında ibraz edilen YMM üretim raporları ve kullandığı (EK:23) bilgi formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak, (EK:23) bilgi formunun yenilenmesini talep etmiştir. Başvuru tarihi itibarı ile imalatçı (A)’nın (EK:23) bilgi formunda yer alan indirimli teminat kapsamında kalan miktar 500 kg.’dır. Buna göre, imalatçı (A)’nın başvuru tarihinden itibaren geçerli olmak üzere % 5 oranında indirimli teminattan yararlanabileceği azami miktar; 2009 ve 2010 takvim yılı raporlarına istinaden verilmiş olan (EK:23) bilgi formunda yer alan indirimli teminat kapsamında azami miktardan kalan kısım olan 500 kg. ile 2011 yılı Mart YMM üretim raporlarına istinaden Kararname kapsamında kullanıldığı tespit edilen 600 kg. olmak üzere toplam 1.100 kg. olacaktır. İlgili vergi dairesince eski bilgi formunda yer alan indirimli teminat için kullanılmayan miktarların aktarılması suretiyle yeni (EK:23) bilgi formu düzenlenerek imalatçı (A)’ya verilecek ve imalatçı (A)’dan alınan eski bilgi formu ise muhafaza edilecektir. İndirimli teminat kapsamında alınabilecek azami miktarın tespiti amacıyla kullanılan geçmiş yıl raporları sonraki yıl azami miktarın tespitinde esas alınmayacaktır. Ayrıca, normal teminat veya indirimli teminat verilerek Kararname kapsamında satın alınan veya ithal edilen mallara ilişkin teminatların, söz konusu raporlara istinaden kısmen çözülmesi mümkün bulunmaktadır.

2.2. Tebliğin (11./d) no.lu bölümüne ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.“Bu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığınca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM’ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar. Usulüne uygun düzenlenen raporun ibrazı, üretimde kullanılan ve üretilen malın tesliminde ödenmesi gereken vergi varsa bu verginin ödenmesi üzerine Kararname kapsamında alınan teminat çözülecektir.”

3. (I) SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR İÇİN GÜMRÜKTE ALINACAK TEMİNATLARA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 1 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinin “(I) Sayılı Listedeki Mallar İçin Gümrükte Alınacak Teminat” başlıklı 16.3. bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve 19 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinin4 “(I) Sayılı Listedeki Malların İthalinde Alınan Teminat” başlıklı (5.) bölümü yürürlükten kaldırılmıştır.

“16.3. (I) Sayılı Listedeki Mallar İçin Gümrükte Alınacak Teminat ÖTV Kanununun 16 ncı maddesinin 4 numaralı fıkrasının Maliye Bakanlığına verdiği yetki uyarınca, Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalinde, bu mallar için yürürlükte olan ÖTV tutarı kadar banka teminat mektubunun veya Türk Lirası olarak nakit teminatın gümrük idaresine verilmesi, bu şekilde teminat verilmediği sürece gümrükleme işlemi yapılmaması uygun görülmüştür.

Öte yandan, genel ve özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve sermayelerinin % 51’i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşlardan teminat aranmayacaktır. İthalatçılar, (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların tecil-terkin uygulaması kapsamında kullanılmak üzere ithalinde bu Tebliğin (9.1./b) bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde (EK:22) “Bilgi Formu”nda; 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü maddesi kapsamında kullanmak üzere ithalinde ise bu Tebliğin (11./b) bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde (EK:23) “Bilgi Formu”nda belirtilen indirimli teminattan yararlanılabilecek azami miktarla sınırlı olmak kaydıyla, % 5 oranında teminat vererek ithalat işlemini gerçekleştirebileceklerdir.

(I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların Kanunun 8/1 inci maddesi uyarınca tecil-terkin uygulaması ile 2002/4930 sayılı Kararnamenin 4 üncü maddesi uygulaması kapsamında imalatta kullanılmak üzere doğrudan ithali veya bu uygulamalar kapsamında kullanacak imalatçılara teslim edilmek şartıyla ithalinde düzenlenen (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca söz konusu mallar için izin belgesi verilmesi halinde imalatçılar tarafından bu belgede yazılı miktarlar dikkate alınacaktır) Tebliğ ekindeki (EK:14) “Talep ve Taahhütname” de gümrük idaresine verilecektir.Gümrük vergileri için götürü teminat alınmasına ilişkin uygulama, (I) sayılı listenin (A) cetvelindeki malların ithalinde vergi borcu olmayan mükellefler için de geçerlidir. Bu mallara ilişkin olarak gümrükçe onaylanmış kişi unvanı verilenler ile kapsam dışına çıkarılanlar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından takip eden ayın 10 uncu gününe kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecektir.

İthalatçılar, her bir parti ithalatları için münferit banka teminat mektubu verebilecekleri gibi, ileride yapacakları ithalatlarını da kapsayacak şekilde global bir banka teminat mektubu verebileceklerdir. Ayrıca gümrük idarelerine verilen teminat mektuplarının ÖTV için düzenlendiğinin belirtilmiş olması gerekmektedir. İthalat işlemi tamamlandıktan sonra gümrük idaresi, Tebliğ ekinde (EK:11) olarak yer alan “İthal Edilen Petrol Ürünleri ile Teminata Ait Bilgi Formu”nu düzenleyerek bu formla birlikte, indirimli teminattan yararlanılan dönemler için ithalatçı imalatçılardan alınan “Tecil-Terkin Kapsamında % 5 oranındaki İndirimli Teminattan Yararlananlara İlişkin Bilgi Formu” ve “2002/4930 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü Maddesi Kapsamında % 5 Oranındaki İndirimli Teminattan Yararlananlara İlişkin Bilgi Formu”nun bir örneğini on gün içinde ithalatçının bağlı olduğu vergi dairesine gönderecektir.”

4. EK:11 VE EK:12 BİLGİ FORMLARINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 1 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinin ekinde yer alan “İthal Edilen Petrol Ürünleri ile Teminata Ait Bilgi Formu (EK:11)” ile “İthal Edilen Petrol Ürünlerinin Tesliminde Beyan Edilen ÖTV’ye Ait Bilgi Formu (EK:12)” bu Tebliğ ekinde yer aldığı şekilde değiştirilmiştir.

5. 2003/6467 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARININ 1 İNCİ MADDESİNİN UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 2003/6467 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının5 1 inci maddesi kapsamında teslim edilecek mallar için uygulanmak üzere, 5 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinde6 aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

5.1. Tebliğin A/2 bölümünün dördüncü, A/3 ve A/4 bölümünün ise üçüncü paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“Diğer taraftan 4760 sayılı ÖTV Kanununun 12 nci maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, Kararname kapsamında satın alınan baz yağa ödenen ÖTV tutarı ile söz konusu malın normal teslimlerinde uygulanan ÖTV tutarı arasındaki fark ve bu farkın 3 aylık gecikme faizi tutarı toplamı kadar teminat alınması uygun görülmüştür. Buna göre Kararname kapsamında teslimin yapıldığı döneme ait beyanname ile birlikte baz yağ satıcısının bağlı olduğu vergi dairesine teminat verilecektir. Teminatın çözümü ise bu Tebliğde belirtilen usulüne uygun düzenlenen yeminli mali müşavir raporunun ibrazı ve imalatta kullanılan baz yağlar için ödenmesi gereken verginin ödenmiş olması üzerine gerçekleştirilecektir.”

5.2. Tebliğin A/2 bölümünün beşinci, A/3 ve A/4 bölümünün ise dördüncü paragraflarının sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiştir.“Söz konusu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığınca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM’ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.”Tebliğ olunur.

1 12.06.2002 tarihli ve 24783,2 30.07.2002 tarihli ve 24831 3 22.12.2002 tarihli ve 24971 4 09.07.2010 tarihli ve 27636 5 12.12.2003 tarihli ve 25314 6 22.12.2003 tarihli ve 25324 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/09/20110921.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/09/20110921.htm

16 Eylül 2011 Cuma

SAKINCALI MÜKELLEF KORKUSUNDAN KURTULMAK

16.09.2011 - SAKINCALI MÜKELLEF KORKUSUNDAN KURTULMAK Yeni uygulamanın adı KDV iadesi risk analiz projesi.Bu proje dayanağını KDVGT 84den almakta.Tebliğ,vergi iadeleri ile müteselsil sorumluluk ilkelerini belirtiyor.Özel ve genel esaslar olarak iki bölümü var.Olumsuz mükellef olduğu yönünde tespiti ya da raporu bulunanlar özel esaslara tabi oluyor.Diğer bir ifadeyle bu,kod listesine alınan sakıncalı mükellefler demek.Bu listelerden çıkmak başlı başına bir sorun. Örneğin yüzlerce mükelleften alışı olan bir işletme,alış yaptığı firmalardan birinin sakıncalı olması halinde kendisini de bu listede görüyor.Bu nedenle ticari itibar bozulan mükellef, listesinden çıkabilmek için çeşitli incelemelere muhatap oluyor ya da yargı süreci ile baş başa kalıyor.İşte adım adım mükelleflerin başına gelen olumsuzluklar ve korkulu rüyadan uyanmak isteyenler için izlenmesi gereken yol haritası
SAHTE BELGE DÜZENLEYEN MÜKELLEFLERDEN ALIŞLAR Mal/hizmet bedelinin banka kanalıyla veya çek yoluyla ödenmesi çare olmuyor.Bu olumsuzluktan kurtulabilmek için dört önemli işlem yapılabilir.
1.Düzeltme beyannamesi verilerek söz konusu alışlara ait KDV, indirim listelerinden çıkarılabilir.
2.Düzeltme beyannamesi verilmezse,olumsuz alışlara ilişkin KDV nin 4 katı tutarında teminat verilerek genel esaslara dönüş sağlanabilir.
3.Olumsuz alış zamanaşımına uğramışsa,mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.
4.Söz konusu alışlar için KDV tevkifatı yapılmış ve vergi dairesine ödenmiş ise,tevkifat yapılan alışlardan dolayı mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.
SAHTE BELGE KULLANAN MÜKELLEFLERDEN ALIŞLAR Sahte belge kullananlar listesine girenlerden mal veya hizmet alan mükelleflerin,yukarıda sıralananların yanı sıra bu alışların banka yoluyla ya da TTKdaki çeklerle yapılmış olduğunun vergi dairesine belgelendirilmesi gerekiyor. Adresinde bulunmayan veya mükelleflerden alışlar.Bu mükelleflerden alışları olan işletmeler şu 3 işlemi yapabilir.
1.Adreste bulunmama veya mükellefiyetin kapatıldığı dönemden önceki dönemler için,yani mükellefin faal olduğu dönemlerde yapılan alışlar için herhengi bir sorumluluk bulunmamaktadır.
2.İlgili dönemlerdeki sözkonusu alışlar için düzeltme beyanı verip KDV indirimlerinden çıkarılabilir
3.Düzeltme beyannamesi verilmezse ,olumsuz alışlara ilişkin KDV nin 4 katı tutarında teminat verilerek genel esaslara dönüş sağlanabilir.
DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEME ELEMANINA İBRAZ ETMEYEN MÜKELLEFLERDEN ALIŞLAR Bu durumda şunlar yapılmalıdır:
1.İlgili dönemlerdeki alışlar banka yoluyla ya da TTK da belirtilen çeklerle yapılmış ve belgelendirilebiliyorsa, alış yapan mükellefin müteselsil sorumluluğu yoktur.
2.Ödemeler,banka yolu ya da çekle yapılmamışsa,söz konusu alışlar için düzeltme beyannamesi vermek suretiyle KDV indirimlerinden çıkarılabilir.
3.Defter belge ibraz etmeyen mükellef hakkında olumsuzluk kalkarsa ,bu durum vergi dairesine bildirilmelidir.
Tüm bu açıklamalardan sonra bir önemli yöntem de yargı yoludur.İlgili listeden çıkmak isteyen mükellef,önce vergi dairesi müdürlüğüne başvurmalı,bu başvurunun reddi üzerine de işlemin iptali istemiyle vergi mahkemelerinde genellikle de yürütmeyi durdurma talepli dava açabilir.Olumlu sonuç almak mümkündür.Danıştay 4.Dairesinin,konuyu kişi hak ve hürriyetleri ile ilişkilendirerek mükellef lehine verdiği karar vardır. Anılan kararlarda, kod listesine alınan mükellefin,gerek vergi dairesinin gereksede ilgili hiyerarşik üst makamların,mükellefleri bu şekilde kategorize edecek yasal düzenlemeye sahip olmadıkları gibi anayasada buna izin veren bir hüküm olmadığı belirtilmiştir.Üstelik bu sınıflandırmanın,anayasa ile güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine aykırılık teşkil edeceği,mükellefin kod listesinde yer alması işleminin hukuka aykırı olacağı vurgulanmıştır.Ancak bazı yargı kararlarında ise kod listelerinin hazırlayıcı idari işlemler olduğu,yasal tespitlere hızlı bir şekilde ulaşabilmek için oluşturulmuş bu listelerin icrai bir etkisinin olmadığı yönünde kararlarda verilmektedir.Yahya Arıkan

60 nolu KDV sirküleri hk.

Son KDV açıklamaları-Recep BIYIK / VERGİ PORTALI

2003 yılından bugüne kadar yayımlanan 59 KDV sirküleri tek sirkülerde toplandı. Yeni yayımlanan 60 sayılı KDV sirküleriyle, daha önce yayımlanan 59 sirküler yürürlükten kaldırılmış, söz konusu sirkülerlerde yer alan açıklamalar tek sirkülerde toplanmıştır.

60 sayılı sirkülerin içeriği: Bu sirkülerinde esas olarak kaldırılanlardaki açıklamalar, ifadeleri değiştirilerek veya olduğu gibi korunarak yer almıştır.Bunun yanında sirkülerde, yeni bazı konulara ilişkin önemli açıklamalara da yer verilmiştir.Sirküler orta büyüklükteki bir kitap boyutundadır.

Sirkülerde yer alan önemli açıklamalar

- Türkiye'de yerleşik bir mükellefin, yine Türkiye'de yerleşik bir başka mükellefe yurt dışında verdiği hizmetin verginin konusuna girmediği, doktor ve avukat örneği üzerinden açıklanmıştır.Bu açıklama,Türkiye'de kdv yüklenildiği ancak hizmetin yurt dışında verildiği durumlarda, işlem hizmet ihracı sayılmadığı için yüklenilen KDV'nin iadesini ortadan kaldırması açısından önemlidir.

- Türkiye'deki bir firmanın yurt dışından ithal edeceği mallara ilişkin olarak yurt dışındaki firmalardan yurtdışında aldığı kalite kontrol ve benzeri hizmetler, hizmetten Türkiye'de yararlanıldığından, KDV'ye tabidir.

- İşin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmez.

- GV açısından gmsi olarak tanımlansada,bir işletme/müessesenin belirli bir bedel/süre dahilinde başkasının kullanımına bırakılması şeklindeki işletme hakkının kiralanması işlemleri KDV'ye tabidir. Bu çerçevede örneğin; kamu kurum ve kuruluşlarınca verilen işletme hakkı devirleri KDV'ye tabi olacaktır.

- Hasılat paylaşımı ve gelir paylaşımı gibi yöntemlerle yapılan inşaat işlerinde, bağımsız birimlerin üçüncü şahıslara satışında, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte sadece müteahhit tarafından üçüncü şahıslara fatura düzenlenir ve faturada gösterilen toplam bedel üzerinden bağımsız birimin niteliğine göre %1 veya %18 oranında KDV hesaplanır.

- Yurtdışındaki müşteriler için ifa edilen hizmetler,hizmetin ifa edildiği dönemde, bedelin döviz olarak Türkiye'ye gelmesi beklenilmeden ihracat istisnası kapsamında beyan edilir. Bu şekilde beyan edilen işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan vergilerin iadesi, hizmet bedeli döviz olarak Türkiye'ye gelmeden yerine getirilmez.

- Finansal kiralama şirketleri aracılığıyla gerçekleştirilecek yatırımlarda; finansal kiralama şirketi ile yatırımcı arasında yapılan sözleşmede belirtilen sürenin sonunda, makine-teçhizatın yatırımcının mülkiyetine geçmemesi veya yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, finansal kiralama şirketine yapılan teslim sırasında alınmayan vergi yatırımcıdan vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faiziyle birlikte tahsil edilir.

- Serbest bölge içinde gerçekleşen hizmet ifaları KDV'den istisnadır. Hizmeti ifa edenin serbest bölgede faaliyette bulunma ruhsatının olup olmamasının istisna uygulanmasına etkisi yoktur.

- Teknokentte üretilsedei,KDVK geç.20.md sinde sayılanlar dışındaki teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez.Dolayısıyla;oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımlar istisna kapsamında değildir. Bu yazılımların istisna kapsamında sayılmamasının gerekçesi sirkülerde yer almamaktadır. Açıklamada yer alan "gibi" ifadesinin hangi yazılımları nitelediği de anlaşılamamaktadır. Teknokentte faaliyette bulunan bir firmanın, bölgede ürettiği yazılım programı satışı ile bu yazılımın güncelleme işi KDV'den istisnadır. Güncelleme dışında bu yazılımla için bakım/destek hizmetleri istisna kapsamında yer almaz.

- İmalatçılardan ihraç kayıtlı alınan malları ihraç edenlerin yüklendiği KDV için iade talebinde bulunabileceği KDV tutarı, ihracat bedeline genel vergi oranı uygulanması sonucu hesaplanan tutar ile ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV arasındaki farkı aşamaz. Bu çerçevede, ihracatçıya yapılacak azami iade tutarı, ihracat bedeline genel vergi oranı uygulanarak hesaplanır.

- Geçmiş dönemlere ilişkin olarak bir düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, en son KDV beyannamesi de dâhil olmak üzere aradaki tüm KDV beyanlarının buna göre düzeltilmesi gerekir.Ancak,düzeltme beyannamesinin verildiği dönemden en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde ödenecek bir vergi çıkmaması kaydıyla,her dönem için ayrı beyannamesi verilmesine gerek yoktur. Bu tür durumlarda düzeltmenin yapıldığı vergilendirme dönemi ile en son vergilendirme dönemine ilişkin, düzeltme beyannamesi verilmesi yeterlidir.

- Finansal kiralamaya konu olup sözleşme süresi sonunda mülkiyeti kiracı şirkete geçen taşınmazların kiracı şirket tarafından satışında, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-r maddesindeki "Kurumların aktifinde iki tam yıl süreyle bulunma" koşulunun gerçekleşmesinde, taşınmazın kiracı şirket tarafından iktisap edildiği tarih esas alınır.

14 Eylül 2011 Çarşamba

Vergide Son Düzenlemeler Bir bakışta Ağustos- Eylül 2011 dönemi vergi düzenlemeleri


13.09.2011 - 2011/55- İçerik: Vergi
Vergide Son Düzenlemeler
Bir bakışta Ağustos- Eylül 2011 dönemi vergi düzenlemeleri

İçindekiler

1. Adli Tatil Tarihi Değişti

2. Organize Sanayi Bölgelerinde Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi İle İlgili Yönetmelik Yayımlandı

3. Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Yayımlandı

a) Uzlaşmanın Kapsamı

b) Başvuru Zamanı ve Şekli

c) Uzlaşmanın Bağlayıcılığı

d) Ödemeye İlişkin Düzenlemeler

4. KDV Sirkülerleri Tek Sirkülerde Toplandı

a) İşlemlerin Türkiye’de/Yurt Dışında Yapılması

b) Tazminatların Vergilemesi

c) Aidatların Vergilemesi

d) Kiralama İşlemlerinin Vergilemesi

e) Trafo Devirleri

f) Arsa Karşılığı İnşaat İşleri

g) Hizmet İhracı

h) Yabancı Bayraklı Gemilere Türk Liman ve Tersanelerinde Verilen Tadil, Bakım, Onarım Hizmetleri

i) Yabancı Taşımacılar ve Fuar Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

j) Deniz ve Hava Taşıma Araçları İçin Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetler

k) Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükelleflerin Finansal Kiralama Yoluyla Makine ve Teçhizat Temini

l) Serbest Bölgelerde İfa Edilen Hizmetler

m) Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Faaliyette Bulunanlara Yönelik İstisna

n) Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt Hizmetlerinde KDV Uygulaması

o) Hazinece Karşılanan Prim Tutarlarının İdarece Yüklenicinin Hakedişinden Kesilmesinde KDV Matrahı

p) İmalatçılardan İhraç Kayıtlı Olarak Temin Ettiği Malları İhraç Eden İhracatçılara KDV İadesi

r) KDV İade Taleplerinde Bazı Belgelerin Elektronik Ortamda Alınması ve Değerlendirilmesi

s) Düzeltme Beyanı

t) Finansal Kiralama Yoluyla İktisap Edilen Taşınmazların İktisap Tarihi

5. Vergi Usul Kanunu’nun Tekerrür Düzenlemesine İlişkin VUK Sirküleri Yayımlandı


Ağustos ayının yaygın olarak tatil dönemi olduğu dikkate alınarak, aşağıda son dönemde yapılan mali düzenlemeler hatırlatma amaçlı olarak özetlenmiştir.

1. Adli Tatil Tarihi Değişti

26.08.2011 tarih ve 28037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile adli dönemi değiştirilmiştir.

Yeni düzenlemeye göre adli tatil 20 Temmuz – 31 Ağustos döneminde olacaktır.

Değişiklik 01.01.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olup, yeni adli tatil dönemi ve adli tatil dönemi uygulamalarıyla ilgili ayrıntılı açıklamalar Temmuz 2012’de yayınlanacak Bültenle yapılacaktır.

2. Organize Sanayi Bölgelerinde Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi İle İlgili Yönetmelik Yayımlandı

Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na 29.03.2011 tarih ve 6215 sayılı Kanun’la eklenen geçici 9. maddeyle, OSB’lerde yer alan parsellerin tamamen veya kısmen bedelsiz olarak yatırımları tahsis edilebilmesine olanak sağlayan düzenleme yapılmıştır.

Organize sanayi bölgelerinde parsel tahsisine ilişkin uygulama, geçici 9. maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süre için geçerli olup, bu süre Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki defa ikişer yıl daha uzatılma olanağı bulunmaktadır.

Yapılan düzenlemeyle, uygulamayla ilgili istihdam, yatırıma başlama ve tamamlama süresi, tahsis ve devir işlemleri ile diğer hususların yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüş, söz konusu yönetmelik ise 26.08.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmelikte;

- Tahsis koşullarına,

- Başvuru şekli ve başvuruda istenen belgelere,

- Tahsiste yapılacak işlemlere,

- Bedel ödemelerine,

- Tahsis edilen taşınmazların geri alınmasına, tahliyesine ve mahsupların iadesine,

ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

3. Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Yayımlandı

6111 sayılı Kanun’un 137. maddesiyle Gümrük Kanunu’nun mülga 244. maddesi yeniden düzenlenerek gümrük mevzuatına “uzlaşma” müessesesi dahil edilmiştir.

27.08.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği” ile de uzlaşmanın kapsamı, Uzlaşma Komisyonlarının kimlerden oluşacağı, yetkileri, uzlaşmaya konu olacak vergilerin neler olduğu, yine uzlaşmaya konu olamayacak cezaların neler olduğu, uzlaşma prosedürü ve uzlaşmanın sonuçlarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Aşağıda konu kısaca özetlenecektir.

a) Uzlaşmanın Kapsamı

Gümrük idaresine yükümlünün beyanı ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen veya gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahibince bildirilen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri ile bunlara ilişkin olarak Gümrük Kanunu’nda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezaların tümü uzlaşma kapsamındadır ve yükümlüsünce ihtilaf yargıya intikal ettirilmeden önce gümrük uzlaşma komisyonlarından uzlaşma talebinde bulunabilir.

Uzlaşmaya konu olabilecek gümrük vergisi kavramı başta gümrük vergisi olmak üzere, ilave gümrük vergisi, tek ve maktu vergi, dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, ek mali yükümlülük, toplu konut fonu, tütün fonu, ek fon, kaynak kullanımı destekleme fonu, çevre katkı payı, telafi edici vergi (ihracat) ve TRT bandrol ücretini (ticari olmayan eşya için) kapsamaktadır.

Uzlaşmaya konu olabilecek para cezaları ise, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234, 235, 236, 237, 238, 239, 241. maddeleri, 2976 Sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 4. maddesi, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 51. maddesi ve 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca kesilen cezalardır.

Gümrük vergileri alacakları ile cezaların, 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarına ve kabahatlerine ilişkin olması halinde bu madde hükmü uygulanmaz,

b) Başvuru Zamanı ve Şekli

Uzlaşmaya yetkili komisyonlara uzlaşma talebinde bulunulabilmesi için yukarıda belirtilen vergi ve/veya cezaların yükümlüye veya ceza muhatabına tebliğ edilmiş olması ve henüz itiraz başvurusu yapılmamış olması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu’ndaki uzlaşma müessesesinden farklı olarak, vergi ve ceza ihbarnamesinin tebliğinden önce uzlaşma talep etme olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca uzlaşma başvurusunda bulunma hakkı vergi ve cezaların tarihinden itibaren onbeş gün içinde kullanılmalıdır.

Yükümlü, uzlaşma talep ettiği vergi ve/veya cezalar için, başvurusuna ilişkin süreç sonuçlanmadan itiraz veya dava yoluna gidemeyecektir. Uzlaşma talebinde bulunulması halinde, itiraz veya dava açma süresi işlemeyecek, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde bu süreler kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.

c) Uzlaşmanın Bağlayıcılığı

Gümrük uzlaşma tutanakları, hem idare hem de yükümlü ya da ceza muhatabı bakımından bağlayıcıdır. Yükümlü veya ceza muhatabının üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında sonradan fikrini dava ve şikayet yoluna gitmesi mümkün değildir.

d) Ödemeye İlişkin Düzenlemeler

Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, uzlaşılan vergi ve cezaların, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekir.

Gümrük Kanunu’nun uzlaşma müessesesini düzenleyen 244. maddesinde olmamasına karşın Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nin 24. maddesinin (2) numaralı bendinde, “Uzlaşılan tutarın belirtilen süre içinde ödenmemesi veya tecil/taksitlendirmeye konu edilmemesi halinde uzlaşma vaki olmamış sayılır. Bu durumda, uzlaşmaya konu edilen alacak, genel usullere göre tahsil edilir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.

Bu hükmün Gümrük Kanunu’nun uzlaşma tutanaklarının kesinliğini düzenleyen ve tutanakların gereğinin gümrük idarelerince yerine getirileceğine dair hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiği ve dava açılması halinde iptal edilme olasılığının yüksek olduğu düşünülmektedir.

4. KDV Sirkülerleri Tek Sirkülerde Toplandı

Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 60 sayılı KDV Sirküleriyle, daha önce yayımlanan 59 Sirküler kaldırılmış, söz konusu sirkülerlerde yer alan açıklamalar tek Sirkülerde toplanmıştır.

60 sayılı KDV Sirkülerinde esas olarak kaldırılan sirkülerlerde yer alan açıklamalar, ifadeleri değiştirilerek veya olduğu gibi korunarak yer almıştır.

Bunun yanında Sirkülerde, yeni bazı konulara ilişkin açıklamalara da yer verilmiştir.

Aşağıda, 60 sayılı Sirkülerde yer alan yeni açıklamalardan önemli görülen bir kısmı özetlenecektir. Değişiklik olmayan konulara ise yer verilmeyecektir.

a) İşlemlerin Türkiye’de/Yurt Dışında Yapılması

Sirkülerin 1.1. bölümünde, yurt dışındaki ve Türkiye’deki işlemler örneklerle açıklanmıştır.

Bu bölümde yer alan açıklamalardan özellikle;

- Türkiye’de serbest meslek faaliyeti dolayısıyla KDV mükellefi olan bir doktor veya avukatın, Türkiye’de KDV mükellefi olan bir firmaya yurt dışında verdiği hizmetlerin verginin konusuna girmediği,

- Türkiye'deki bir firmanın yurt dışından ithal edeceği mallara ilişkin olarak yurt dışındaki firmadan yurtdışında aldığı kalite kontrol, barkodlama, elleçleme vb. hizmetlerden Türkiye'de faydalanıldığından, bu hizmetlerin genel esaslar çerçevesinde KDV'ye tabi olduğu,

yönündeki açıklamalar dikkat çekmektedir.

Yukarıda özetlenen;

- Birinci açıklama, hizmetin yurt dışında verildiği gerekçesiyle hizmet ihracı sayılmaması nedeniyle yurt içinde yüklenilen KDV’nin iadesini ortadan kaldırması,

- İkinci açıklama ise yurt dışındaki işletmeden, yurt dışında alınan hizmetin KDV’ye tabi tutulmasının yasallığının son derece tartışmalı olması,

açısından önemlidir.

b) Tazminatların Vergilemesi

Sirkülerin 1.2. bölümünde, tazminat ödemelerinin KDV’ye tabi olup olmadığına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Bu bölümde yer alan açıklamalardan özellikle;

- İşin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemelerin, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmediği,

- Sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına yaptığı ve KDV'ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmediği,

- Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin, KDV matrahına dahil olduğu,

açıklamaları dikkat çekmektedir.

c) Aidatların Vergilemesi

Sirkülerin 1.3. bölümünde, aidat ödemelerinin KDV’ye tabi olup olmadığına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Bu bölümde, aidatların ilke olarak KDV’ye tabi olmadığı, ancak ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemelerinin KDV'ye tabi olduğu, kooperatif örneği üzerinden açıklanmıştır.

d) Kiralama İşlemlerinin Vergilemesi

Sirkülerin 1.4. bölümünde, kiralama işlemlerinin vergilemesine yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Bu bölümde yer alan açıklamalardan özellikle;

- Gelir vergisi açısından gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlansa dahi, bir işletme veya müessesenin belirli bir bedel ve süre dahilinde başkasının kullanımına bırakılması şeklindeki işletme hakkının kiralanması işlemlerinin KDV'ye tabi tutulacağı,

- Bu çerçevede örneğin kamu kurum ve kuruluşlarınca verilen işletme hakkı devirlerinin KDV’ye tabi olduğu,

yönündeki açıklama ve örnekler dikkat çekmektedir.

Bu bölümde ayrıca “Hazine” kavramı, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli 1 sayılı cetvelde sayılan "Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri” olarak tanımlanmıştır.

e) Trafo Devirleri

Sirkülerin 1.6. bölümünde, mevzuat gereği iz bedeliyle yapılan devirlerinin KDV karşısındaki durumu açıklanmıştır.

Açıklamaya göre, ortakların belirli ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan ve herhangi bir kar amacı gütmeyen; konut yapı kooperatiflerinin, işyeri yapı kooperatiflerinin, küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin, site yönetimleri ile site işletme kooperatiflerinin ve organize sanayi bölgesi yönetimlerinin mülkiyetlerinde bulunan trafoların mevzuat gereği iz bedeli karşılığında elektrik dağıtım şirketlerine devri KDV'ye tabi değildir.

f) Arsa Karşılığı İnşaat İşleri

Sirkülerin 1.8. bölümünde, arsa karşılığı inşaat işlerinin vergilemesi açıklanmıştır.

Bu bölümde, arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim olduğundan hareket eden İdarenin öteden beri gelen görüşü tekrarlanmış, ayrıca hasılat paylaşımı ve gelir paylaşımı gibi yöntemlerle yapılan inşaat işlerinde;

- Bağımsız birimlerin üçüncü şahıslara satışında, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte sadece müteahhit tarafından üçüncü şahıslara fatura düzenleneceği, faturada gösterilen toplam bedel üzerinden bağımsız birimin niteliğine göre % 1 veya % 18 oranında KDV hesaplanacağı,

- Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle hasılattan kendisine kalan pay için müteahhide arsa satış faturası düzenleyeceği, fatura bedeli üzerinden genel esaslara göre KDV hesaplanacağı,

belirtilmiştir.

g) Hizmet İhracı

Sirkülerin 3.1.1. bölümünde, hizmet ihracına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Bu bölümde;

- Yurt dışındaki müşteriler için ifa edilen hizmetlerin, hizmetin ifa edildiği dönemde, bedelin döviz olarak Türkiye'ye gelmesi beklenilmeden ihracat istisnası kapsamında beyan edileceği,

- Bu şekilde beyan edilen işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan vergilerin iadesinin hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye'ye gelmeden yerine getirilmeyeceği,

belirtilmiştir.

h) Yabancı Bayraklı Gemilere Türk Liman ve Tersanelerinde Verilen Tadil, Bakım, Onarım Hizmetleri

Sirkülerin 3.1.2. bölümünde;

- Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu araçların tadili, onarım ve bakımı şeklinde yapılan hizmetlerin KDV'den müstesna olduğu,

- Bu hizmeti ifa eden işletmelerin yabancı bayraklı gemilere yaptıkları tamir, bakım ve onarım işlerinin ise istisna kapsamında olmadığı,

açıklanmıştır.

i) Yabancı Taşımacılar ve Fuar Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

Sirkülerin 3.1.5. bölümünde, KDV Kanunu’nun 11/1-b maddesinde düzenlenen istisnanın uygulamasında, karşılıklılık sağlanan ülkeler açıklanmıştır.

j) Deniz ve Hava Taşıma Araçları İçin Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetler

Sirkülerin 3.2.2. bölümünde, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlere uygulanan KDV istisnasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Sirkülerin bu bölümünde özetle;

- İstisna kapsamına liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarına verilen hizmetlerin girdiği, bu kapsamda, hava ve deniz taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında verilen pilotaj, römorkaj, palamar, uçak ve gemilerin parkı gibi hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

- Liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarının seyrüseferine ilişkin olarak araçların yük ve yolcusuna verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetlerin de istisna kapsamına girdiği,

- Bu hizmetlerin gemi ve yük sahibi firmaların acentelerine yapılması, liman ve hava meydanı işletmeleri dışında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılması istisna uygulamasını etkilemediği,

Açıklandıktan sonra, Kanun’un 13/b maddesindeki istisna uygulamasının tek safhalı olduğu, gemiye veya acentesine doğrudan verilen hizmetlerin istisna kapsamında değerlendirildiği, alt yükleniciler tarafından verilen hizmetlerin ise istisna kapsamında olmadığı belirtilmiştir.

Bu bölümde ayrıca, istisna kapsamında olan ve olmayan hizmetler tek tek sayılmıştır.

k) Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükelleflerin Finansal Kiralama Yoluyla Makine ve Teçhizat Temini

Sirkülerin 3.3. bölümünde, teşvik belgeli yatırımlarda istisna uygulaması genel hatları itibariyle özetlendikten sonra, 3.3.2. bölümünde, yeni Yatırımlarda Devlet Yardımları mevzuatı çerçevesinde yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflerin finansal kiralama yoluyla makine ve teçhizat teminine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Yapılan açıklamada;

- Finansal kiralama şirketleri aracılığıyla gerçekleştirilecek yatırımlar için finansal kiralama şirketi adına ayrı bir teşvik belgesi verilmediğinden, adına teşvik belgesi düzenlenen yatırımcılara yazı verilirken, yazıda istisna uygulamasına ilişkin olarak Sirkülerde yer alan açıklamaya yer verileceği,

- Bu yazıya istinaden finansal kiralama şirketinin yatırım teşvik belgesi eki listede yer alan ve yatırımcıya kiralanacak olan makine ve teçhizatı istisna kapsamında temin edebileceği,

- Finansal kiralama şirketinin bu kapsamda temin edeceği makine ve teçhizatı, ilgili mevzuat uyarınca kiracının kullanımına bırakmasının "teslim" hükmünde olmadığı ve genel hükümlere göre KDV'ye tabi tutulacağı,

- Finansal kiralama şirketi ile yatırımcı (kiracı) arasında yapılan sözleşmede belirtilen sürenin sonunda, makine-teçhizatın yatırımcının (kiracının) mülkiyetine geçmemesi veya yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, finansal kiralama şirketine yapılan teslim sırasında alınmayan vergi tutarlarının KDV Kanunu’nun 13/d maddesi çerçevesinde yatırımcıdan (kiracıdan) vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edileceği,

belirtilmiştir.

l) Serbest Bölgelerde İfa Edilen Hizmetler

Sirkülerin 3.6.2. bölümünde, serbest bölgelerde ifa edilen hizmetlerin vergilemesine ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Sirkülerin bu bölümünde konu genel olarak özetlendikten sonra;

- Serbest bölge içinde gerçekleşen hizmet ifalarının KDV'den istisna olduğu,

- Hizmeti ifa edenin serbest bölgede faaliyette bulunma ruhsatının olup olmamasının istisna uygulanmasına engel teşkil etmediği,

- Türkiye'de veya yurt dışındaki firmaların bilfiil serbest bölge içinde sundukları temizlik, bakım, onarım, montaj gibi hizmetlerin KDV'den müstesna olduğu,

- Bir serbest bölgeden diğer bir serbest bölgeye verilen hizmetlerin KDV'den müstesna olduğu,

- Serbest bölgeden yurtdışına giden mallar için serbest bölgede verilen gümrük müşavirliği hizmetlerinin KDV'den müstesna olduğu,

- Serbest bölgeden Türkiye'ye, Türkiye'den serbest bölgeye gönderilen mallara ilişkin Türkiye'deki firmalarca serbest bölgede faaliyet gösteren firmalara verilen gümrük müşavirliği hizmetlerinin KDV'ye tabi olduğu,

- Yurt içinden serbest bölgeye verilen telekomünikasyon hizmetlerinin KDV'ye tabi olduğu,

- Türkiye'de faaliyette bulunan mükellefin, rapor, görüş, yazı, onay hazırlanması amacıyla serbest bölgeye gidip inceleme, kontrol, denetleme v.b. yapması söz konusu hizmetle ilgili ön hazırlık ve veri toplama mahiyetinde olduğu ve bu hizmetler, serbest bölgede ifa edilen bir hizmet olmadığından genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi olacağı,

açıklanmıştır.

m) Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Faaliyette Bulunanlara Yönelik İstisna

Sirkülerin 3.6.4. bölümünde, Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunanlara yönelik istisnanın uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Sirkülerde yapılan açıklamada, KDV Kanunu’nun geçici 20. maddesi hatırlatıldıktan sonra;

- Teknoloji geliştirme bölgesinde üretilse dahi, maddede sayılanlar dışındaki teslim ve hizmetlerin istisna kapsamına girmediği,

- Dolayısıyla, oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımların istisna kapsamında bulunmadığı,

- Teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimciler tarafından münhasıran bu bölgelerde üretilen yazılımlar için alınan her türlü mal ve hizmetin, söz konusu yazılım satışlarının vergiden istisna olup olmadığına bakılmaksızın genel esaslara göre KDV'ye tabi olduğu,

- Benzer şekilde, bölgede faaliyette bulunan bir firmaya bu bölgede verilen danışmanlık hizmeti de KDV'ye tabi olacağı,

- Geçici 20. madde kapsamında yapılan teslim ve hizmetler için yüklenilen KDV'nin indirim ve iadesinin mümkün olmayıp söz konusu vergi, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınabileceği,

belirtilmiştir.

Sirkülerde ayrıca, Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan bir firmanın;

- Bölgede ürettiği "hastane bilgi yönetim sistemleri yazılımı programı" satışı ile bu yazılıma yönelik güncelleme işinin geçici 20. maddeye göre KDV'den istisna olacağı, güncelleme dışında bu yazılımla ilgili verilen bakım, destek (otomasyon) hizmetlerinin istisna kapsamında yer almadığı,

- Bölgede ürettiği eğitim yazılımlarının KDV'den istisna olacağı, ancak bu yazılımı teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan firmadan alan firmaların satışları genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi tutulacağı,

- Geçici 20. madde kapsamındaki teslim veya hizmetlerin KDV'den istisna olacağı, web sitesi aracılığıyla verilen reklam hizmetinin ise bu kapsamda yer almadığından KDV'ye tabi tutulacağı,

- İşlevlerini yerine getirmek için yazılım kullanan ürün, aygıt, eşya vb. donanımlar ile bu donanımlara ilişkin hizmetlerin istisna kapsamına girmediği,

- Bölgede ürettiği yazılımı farklı kişilere satmasının ya da satışın CD veya elektronik ortamda yapılmasının istisna uygulanmasına engel olmadığı, ancak bu yazılımın bayilerce satışında istisna uygulanmayacağı,

- Bölgede üretilen yazılımın 11 ve 12. maddeler kapsamında ihraç edilmesi halinde, bu ihracata ilişkin yüklenilen KDV'nin 32. maddeye göre indirim ve iade konusu yapılmasının mümkün bulunduğu,

açıklanmıştır.

Sirkülerin bu bölümünde yapılan açıklamaların yeni sorunları ve tartışmaları beraberinde getireceği anlaşılmaktadır. Öncelikle Sirkülerde yer alan oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımların istisna kapsamında bulunmadığına ilişkin açıklamanın gerekçesi anlaşılamamakta, “gibi” ifadesinin hangi yazılımları nitelediği de bilinmemektedir. Bizim görüşümüz, oyun programları ve network uygulamaları da KDV Kanunu’nun geçici 20. maddesinde sayılan, teslimi istisna kapsamına giren yazılımlardan olup, Sirkülerde yapılan açıklamaya katılmak mümkün değildir.

Bunun yanında, Sirkülerde yer alan bölgede üretilen "hastane bilgi yönetim sistemleri yazılımı programı" satışı ile bu yazılıma yönelik güncelleme işiyle ilgili açıklamanın, hastane yönetim sistemine özgü olup olmadığı anlaşılmamaktadır. Açıklamanın bu yazılımla ilgili olmasının bir gerekçesi akla gelmemekle birlikte, kullanılan ifade genel bir ifade olmaktan uzaktır.

n) Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt Hizmetlerinde KDV Uygulaması

Sirkülerin 3.6.5. bölümünde, konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt hizmetlerinde KDV uygulaması genel olarak açıklandıktan sonra, istisna ve indirimli oran uygulaması kapsamına giren işlemler sayılmıştır. Söz konusu daha önce yayımlanmış olup, listeye bu Sirkülerle yeni eklenen işlemler şunlardır:

- Mantolama

- Dış cephe ısı yalıtımı

- Elektronik kapı sistemi kurulması

- Garaj kapısı imalatı-montajı

- Münhasıran yönetim amaçlı yaptırılan binalar

- Kooperatif arazisi üzerine güvenlik sistemleri, kamera ve kayıt cihazları montajı

- Kooperatif üyelerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere yaptırılan okul, hastane, sağlık ocağı, ibadethane gibi yapılara ilişkin inşaat taahhüt işleri.

o) Hazinece Karşılanan Prim Tutarlarının İdarece Yüklenicinin Hakedişinden Kesilmesinde KDV Matrahı

Sirkülerin 4.3. bölümünde Hazinece karşılanan prim tutarlarının İdarece yüklenicinin hakedişinden kesilmesinde KDV matrahıyla ilgili açıklamalar yapılmıştır.

Yapılan açıklamada;

- İşveren sigorta priminin belli bir tutarının Hazine tarafından karşılanması suretiyle yapılacak hakediş ödemelerinde, işveren sigorta priminin Hazinece indirilmeden önceki hakediş bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerektiği,

- Sigorta primi işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazine tarafından karşılanması nedeniyle işçilik maliyetleri içerisinde yer alan sigorta primlerinde, dolayısıyla da toplam maliyetlerde bu tutar kadar bir azalma meydana gelmekle birlikte, söz konusu tutar Hazine tarafından işveren adına ilgili Kuruma aktarıldığından, bu tutar indirilmeksizin belirlenen toplam işlem bedelinin KDV matrahı olarak dikkate alınması ve bu bedel üzerinden fatura düzenlenerek KDV hesaplanması gerektiği,

belirtilmiştir.

p) İmalatçılardan İhraç Kayıtlı Olarak Temin Ettiği Malları İhraç Eden İhracatçılara KDV İadesi

Sirkülerin 6.1. bölümünde imalatçılardan ihraç kayıtlı olarak temin edilen malların ihracında KDV iadesine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Bu bölümde yapılan açıklamalar esas olarak yeni olmamakla birlikte, bu bölümde yer alan, imalatçılardan ihraç kayıtlı olarak temin edilen malları ihraç edenlere getirilen yeni bir sınırlama dikkat çekmektedir.

Yapılan açıklamaya göre;

- İhracatçının genel giderler ve ATİK nedeniyle yüklendiği KDV için iade talebinde bulunabileceği KDV tutarı, ihracat bedeline genel vergi oranı uygulanması sonucu hesaplanan tutar ile ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV arasındaki farkı aşamayacak

- İhracatçıya yapılacak azami iade tutarı, ihracat bedeline genel vergi oranı uygulanarak hesaplanacaktır.

r) KDV İade Taleplerinde Bazı Belgelerin Elektronik Ortamda Alınması ve Değerlendirilmesi

Sirkülerin 6.2. bölümünde, KDV iade taleplerinde uygulamayla ilgili açıklamalar yer almaktadır.

Bu bölümde esas olarak 53 sayılı Sirkülerde yapılan açıklamalar tekrarlanmış olup, fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesinde uygulamanın kapsam dışına çıkartılmış olması dikkat çekmektedir.

s) Düzeltme Beyanı

Sirkülerin 7.3. bölümünde, düzeltme beyanlarıyla ilgili açıklamalar yapılmıştır.

Açıklama daha önce yayımlanan herhangi bir Sirkülerde yer almamaktadır. Ancak, Gelir İdaresince daha önce verilen ancak çoğu vergi dairesince uygulanmayan çeşitli özelgelerde yapılan açıklamaların tekrarı niteliğindedir.

Sirkülerde;

- KDV mükellefleri tarafından geçmiş vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bir düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, en son KDV beyannamesi de dahil olmak üzere aradaki tüm KDV beyanlarının buna göre düzeltilmesi gerektiği,

- Ancak, düzeltme beyannamesinin verildiği dönemden en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde ödenecek bir vergi çıkmaması kaydıyla, her bir dönem için ayrı ayrı düzeltme beyannamesi verilmesine gerek bulunmadığı,

- Dolayısıyla bu tür durumlarda düzeltmenin yapıldığı vergilendirme dönemi ile en son vergilendirme dönemine ilişkin, düzeltme beyannamesi verilmesinin yeterli olduğu,

açıklanmıştır.

t) Finansal Kiralama Yoluyla İktisap Edilen Taşınmazların İktisap Tarihi

Sirkülerin 8.2.4. bölümünde, finansal kiralamaya konu olup sözleşme süresi sonunda mülkiyeti kiracı şirkete geçen taşınmazların iktisap tarihiyle ilgili önemli bir belirleme yapılmıştır.

Sirkülerde yapılan açıklamaya göre, söz konusu taşınmazların kiracı şirket tarafından satışında, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki "kurumların aktifinde iki tam yıl süreyle bulunma" koşulunun gerçekleşmesinde, taşınmazın kiracı şirket tarafından iktisap edildiği tarih esas alınacaktır.

5. Vergi Usul Kanunu’nun Tekerrür Düzenlemesine İlişkin VUK Sirküleri Yayımlandı

Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 15.08.2011 tarih ve 49 sayılı Vergi Usul Kanunu sirküleriyle, Vergi Usul Kanunu’nun tekerrür ile ilgili düzenlemesinin uygulamasında, sürekli hale gelen yargı kararları doğrultusunda değişikliğine gidilmiştir.

Sirkülerde yapılan açıklamaya göre;

- Daha önce, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, tekrar ceza kesilmesi durumunda, tekerrürden dolayı artırılarak uygulanacak olan cezayı gerektiren fiilin, daha önce kesilen cezaya ilişkin fiilin işlendiği tarihten önceki veya sonraki bir tarihte işlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın artırımlı ceza kesilirken,

- Yeni uygulamada, bir vergi cezasının tekerrür hükmü sebebiyle artırımlı uygulanabilmesi için, tekerrüre esas alınacak sonraki fiilin her halde daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte işlenmiş olmasının aranacağı belirtilmiştir.

Sirkülerde ayrıca, ilk fiil için kesilen cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılın başına kadar olan süre içinde de aynı nev'iden bir ceza kesilmesini gerektiren fiilin işlenmesi durumunda, cezanın artırımlı olarak uygulanması gerektiği açıklanmıştır.

Bültende yer alan dokümanların metinlerine aşağıdaki bağlantıların yardımıyla ulaşabilirsiniz.

- Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname

- Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan parsellerin Gerçek Veya Tüzel Kişilere tamamen Veya Kısmen Bedelsiz Tahsisine Dair Yönetmelik

- Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği

- Vergi Usul Kanunu Sirküleri (15.08.2011 tarih ve 49 sayılı)

- Katma Değer Vergisi Sirküleri (Sayı 60)

Saygılarımızla,

Recep Bıyık

Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, YMM