.

.

28 Kasım 2011 Pazartesi

YTTK ya Göre Denetçilerin Atanması ve Görevden Alınması

I- GİRİŞ-İçerik ve sistematik olarak birçok yeniliği ihtiva eden YTTK’da,aş ve ltd organları yeniden organize edilmiş ve bir takım yeni düzenlemeler yapılmıştır.ETTK da şirket organlarından sayılan “Denetim Kurulu” kanuni ifadeyle murakıplık müessesi yerini uluslararası denetim standartlarına uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılması öngörülen bağımsız denetime bırakmıştır. Bağımsız denetimin serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler veya bunların ortak olduğu bağımsız denetim kuruluşları tarafından yerine getirilmesi öngörülmüştür.
Ayrıca, YTTK’da konuyla ilgili olarak, bağımsız denetimin nasıl yapılacağı, denetimin konusu ve kapsamının ne olacağı, kimlerin denetçi olabileceği, denetçilerin seçilmesi ve görevden alınmasının usulü, denetçilerin görev ve sorumlulukları, yapılan denetimin sonuçları ve etkileri gibi hususlarda düzenlemeler de yer almaktadır. Bu çalışmamızda 6102 sayılı Kanun’da büyük bir önem atfedilen bağımsız denetim kapsamındaki bağımsız denetçilerin atanması ve görevden alınması konusu üzerinde durulacaktır.
II-YTTK ya GÖRE BAĞIMSIZ DENETÇİLERİN ATANMASI-Şirketin finansal tablolarını uluslar arası denetim standartlarına uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlemekle görevli olan bağımsız denetçiler şirket genel kurulu, topluluk denetçisi ise ana şirketin genel kurulu tarafından seçilecektir (YTTK md. 399).
Şirketin denetimi aynı zamanda yönetiminin denetlenmesi anlamına geleceğinden kanun koyucu denetçinin seçilmesi görevini genel kurula vermiş ve bu görevin devredilemeyeceğini de hükme bağlamıştır (YTTK md. 408). Böylelikle yönetim kurulunun hem şirketin işlem ve faaliyetlerini yürütmesi hem de bu işlem ve faaliyetleri denetleyecek olan denetçiyi seçmesinin önüne geçilmiştir. Başka bir anlatımla, şirket faaliyetlerini yürüten organla bu faaliyetleri denetleyecek denetçiyi seçecek organı ayırmıştır.
Diğer taraftan, genel kurul toplantısından önce denetçinin seçimi konusunda bir çalışma yapılması gerekeceği açıktır. Bu kapsamda yönetim kurulu tarafından sözleşme imzalanması düşünülebilecek bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşları genel kurula sunulmalıdır. Zira olağanüstü haller dışında yılda 1kez toplanan genel kurulun hiçbir çalışma ve öneri olmadan denetçi seçmesi ve bu konuda karar alması beklenemez. Kanun’da bu konuda açık bir hüküm bulunmasa da söz konusu çalışmanın yönetim kurulu tarafından yerine getirilmesi gerekecektir.Pay sahiplerinin de bu konuda teklifleri varsa yönetim kurulunun önerilerinin yanında söz konusu tekliflerinde dikkate alınması ve genel kurulca bir değerlendirme yapılarak denetçi atanması uygun olacaktır.
Ayrıca, genel kurulca denetçi seçimine ilişkin yapılacak değerlendirmede ve alınacak kararda Kanunun 400. maddesinde belirtilen, denetçinin bağımsızlık şartlarını taşıyıp taşımadığı ve denetçi niteliklerine sahip olup olmadığı hususlarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Bağımsız denetçiyi seçme görevi genel kurulun yetkisinde olmakla birlikte yine Kanunda belirtilen özel durumlarda yönetim kurulu da denetçiyi seçebilecektir. Bu bağlamda, denetçinin fesih ihbarında bulunması durumunda yönetim kurulu geçici bir denetçi seçmek ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de genel kurulun onayına sunmakla yükümlüdür. Ancak her halükarda seçilen denetçi genel kurulun onayına sunulmak zorundadır (YTTK md. 399).
Diğer taraftan, denetçilerin her faaliyet dönemi için seçilmesi gerekmektedir. Denetçinin görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır. Bununla birlikte, eğer denetçi genel kurul tarafından faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilememişse, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya her bir pay sahibinin istemi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince bir denetçi atanacaktır (YTTK md. 399).
Seçilen denetçinin ticaret siciline tescil edilmesi ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile şirketin internet sitesinde ilan edilmesi gerekmektedir. Bu görev ise yönetim kuruluna verilmiştir.
III-YTTK ya GÖRE BAĞIMSIZ DENETÇİLERİN GÖREVDEN ALINMASI-
Kanun’da öngörülen denetimin arzulanan amaca ulaşması, bağımsızlık ilkesinin sağlanması, keyfi davranışların önüne geçilmesi amacıyla seçilen denetçinin görevden alınmasına belirli sınırlamalar getirilmiştir. Kanun’da denetçi ile yapılan sözleşmenin devamlılığı ilke olarak kabul edilmiş, gerek şirket tarafından denetçinin görevden alınması gerekse denetçi tarafından sözleşmenin feshedilmesi istisnai bir durum olarak düzenlenmiştir.Buna göre bir önceki bölümde ayrıntılı olarak belirtildiği üzere genel kurulca atanan denetçi, ancak şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince ve haklı sebeplerin varlığı halinde görevden alınabilir (YTTK md. 399).Haklı sebebin ne olduğu Kanunda açıkça belirtilmese de meslekî yetersizlik, denetçinin çalışma tarzı, şirkete zaman ayıramaması, bilgi sızdırması, taraf tutması gibi nedenler haklı sebep olarak değerlendirilebilecektir.
Belirtilen düzenleme ile Kanun denetçiye, denetim faaliyetini baskı altında bulunmadan gerçekleştirmesi, işini bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine uygun olarak yerine getirmesi amacıyla bir nevi güvence sistemi oluşturmuştur. Ayrıca, denetçi ile yapılan sözleşmenin ‑kural olarak- feshedilmemesi ilkesi kabul edilerek, yönetim kurulunun istemediği denetçiyi görevden uzaklaştırması olanağı ortadan kaldırılmıştır.
Burada bahsedilmesi gereken önemli bir husus da bir denetçinin görevden alınmasının, yerine yenisinin atanmış olmasına bağlı olduğudur. Yoksa denetçi azledilip daha sonra yerine yenisi atanamaz (YTTK md. 399). Mahkeme denetçinin görevden alınması yönündeki istemi değerlendirirken öncelikle haklı bir sebebin olup olmadığına bakacak ve haklı sebebin olduğuna kanaat getirirse başka bir denetçi atayacaktır. Yani mahkemenin bir denetçiyi görevden alma ve başka bir denetçiyi atama kararı, eşzamanlı olmalıdır. Başka bir deyişle, yönetim kurulu veya genel kurul, denetçi ile yapılan sözleşmeyi feshedip kendiliğinden başka bir denetçi atayamayacaktır.
Diğer taraftan, Kanun’da denetçinin görevden alınmasına ilişkin davanın kimler tarafından açılabileceği sınırlı sayı ilkesine göre belirlenmiştir. Buna göre denetçinin görevden alınmasına ilişkin istem, yönetim kurulu, sermeyenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin yüzde beşini oluşturan pay sahipleri tarafından yapılabilecektir. Ancak, azlığın bu davayı açabilmesi için, denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az üç aydan beri şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olması şarttır.
Yukarıda belirtilen kişiler, denetçi seçiminin Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesinden itibaren üç hafta içinde bu davayı açabilirler. Kanunda belirtilen üç haftalık dava açma süresinin hak düşürücü bir süre mi olduğu konusunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, söz konusu süre geçtikten sonra, seçilmiş olan denetçinin, denetçi niteliklerini kaybetmesi ya da bağımsızlığını zedeleyecek bir durumun gerçekleşmesi veya ortaya çıkması durumunda da açılabileceği düşünülmektedir.
IV- SONUÇ-YTTK ile ETTK’da şirket organlarından sayılan “Denetim Kurulu” yerini bağımsız denetime bırakmıştır.YTTK denetçilerin seçimi ve görevden alınmalarıyla ilgili bir takım sınırlamalar getirmiş ve şirket organlarına, pay sahiplerine ve yargı mercilerine bir takım görevler yüklemiştir.
Bu bağlamda Kanun, denetçilerin seçilmesi görevini şirket genel kuruluna vermiş ve bu görevin devredilemeyeceğini de ayrıca belirtmiştir. Yönetim kurulunun denetçiyi seçmesi hususu istisnai bir durum olarak öngörülmüş, ancak seçilen denetçinin her halükarda genel kurulun onayına sunulması zorunlu kılınmıştır. Genel kurulun denetçi seçme görevini yerine getirmemesi durumunda denetçinin mahkeme tarafından atanacağı da hükme bağlanmak suretiyle bu konudaki boşluk doldurulmaya çalışılmıştır.
Diğer taraftan, Kanun’da, denetçi ile yapılan sözleşmenin devamlılığı ilke olarak kabul edilmiş, gerek şirket tarafından denetçinin görevden alınması gerekse denetçi tarafından sözleşmenin feshedilmesi istisnai bir durum olarak düzenlenmiştir.
Buna göre, genel kurulca atanan bir denetçinin, ancak mahkeme tarafından ve haklı sebeplerin varlığı halinde görevden alınabileceği hüküm altına alınmış, bir denetçinin görevden alınabilmesi için yerine yenisinin atanmış olması şart koşulmuştur. Bu düzenleme ile Kanun denetçiye, denetim faaliyetini baskı altında bulunmadan gerçekleştirmesi, işini bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine uygun olarak yerine getirmesi amacıyla bir tür güvence sistemi oluşturmuştur. Yönetim kurulu veya genel kurulun, denetçi ile yapılan sözleşmeyi feshedip kendiliğinden başka bir denetçi ataması engellenmiştir.
Sonuç olarak, eski anlayış ve uygulama terk edilerek şirketler açısından denetimin önemi vurgulanmış, hali hazırdaki yeterli bilgiye sahip olup olmadığına bakılmaksızın genel kurulca rastgele denetçi seçilmesi uygulaması ve bu denetçiler tarafından hazırlanan çok kısa hiçbir muhasebe ve denetim tekniği kullanılmadan hazırlanan tahlil, inceleme, değerlendirme, analiz, öngörü ve delil içermeyen raporlama anlayışının yerine, denetimin, bu konuda yeterli bilgiye sahip, şirket organizasyonundan ayrı bağımsız denetçiler tarafından uluslararası denetim standartlarına uygun olarak yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenlemeler pay sahiplerine, yöneticilere, şirket alacaklılarına, yatırımcılara ve kamuoyuna doğru bilgilerin sunulması, mevcut durumdan hareketle alınması gereken önlemlerin belirlenmesi, doğru kararların alınması gibi olumlu etkilerinin olacağı düşünülmekle birlikte, söz konusu hükümlerin etkileri uygulamaya başlandıktan sonra netlik kazanacaktır.Hasan Tepeli-E Yaklaşım.

Herkese sağlık sigortası.

Genel Sağlık Sigortası,1/12012 de yürürlüğe girecek. Böylece yeşil kartı ve sosyal güvencesi olmayanlar da sağlık hizmetinden yararlanabilecek.Bu kişilerden ailedeki fert başına geliri asgari ücretin 1/3 den az olanların primini devlet ödeyecek. Hazine’nin üstleneceği sağlık primi ile bu kişiler, tıpkı sigortalılar gibi sağlık hizmeti alacak.Çalışırken işsiz kalanlarda bundan yararlanabilecek.
Halen işsiz kalan biri,100 gün sağlık hizmetinden yararlanabiliyor. İş bulamaması halinde 100 günden sonra sağlık hakkı sona eriyor. Yeni uygulamada başka bir geliri yoksa ya da ailenin geliri kişi başına asgari ücretin 1/3 den azsa primlerini Hazine ödeyecek. Brüt asgari ücret 837TL,1/3 ü 279TL.4 kişilik ve geliri 1,116TL’nin altında olan ailenin sağlık primini,1/1/2011 den itibaren Hazine üstlenecek.
Sosyal güvencesi olmayıp geliri asgari ücretin 1/3 ünden fazla olanlar gelirine göre kademeli olarak sadece sağlık primi ödeyip sağlık hizmeti alabilecekler.Ailedeki kişi başına geliri asgari ücretin 1/3ü ile asgari ücret arasında olanlar,33TL prim ödeyerek sağlık hizmeti alabilecek.Ailedeki kişi başına geliri asgari ücret ile asgari ücretin 2katı arasında olanlar 100TL,asgari ücretin 2 katından fazla olanlar ise 200TL ödeyip sağlık hizmeti alabilecekler.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre,özel sigortalar hariç kişilerin sadece sağlık primi ödeyerip sağlık güvencesinden yararlanma hakkı bulunmuyor.Bu hakka kavuşabilmesi için sigortalı olması ve emeklilik primi ile sağlık primini birlikte ödemesi şart.1/1/2012 den itibaren vatandaşa yalnız sağlık primi ödeyerek sağlık güvencesinden yararlanma hakkı geliyor.Artık isteyenler gelirine göre 33-200TL arasındaki primi ödeyerek genel sağlık sigortalısı olabilecekler.Böylece diğer sigortalılar gibi sağlık güvencesine kavuşacaklar.

27 Kasım 2011 Pazar

YTTK da denetim.

YTTK 'na göre yapılacak denetim şu anda uygulanmakta olan YMM tam tasdik vergi denetimi ile SPK bağımsız dış denetimden farklı. YTTK da yapılacak bağımsız denetim, şirketin tam tasdik vergi denetimini yapan yeminli mali müşavir ile bağımsız denetimini yapan şirket yapamayacak. Bağımsız denetim yapan kişi veya kuruluşun tam bağımsızlığı ve başka bir hizmetten dolayı şirketle ilişkisi olmaması gerekir.
Eski TTK da şirketlerin denetimi uzman bilgisine sahip olması zorunlu bulunmayan murakıplar eli ile yapılmakta idi.YTTK sermaye şirketlerini, bağımsız denetleme kurumu veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavirlerin denetimine bıraktı. YTTK na göre Bağımsız Denetim 2013 yılından itibaren yürürlüğe girecek.
Kimler denetçi olamayacak –YTTK denetimde uzmanlık, bağımsızlık ve şeffaflığa büyük önem vermekte. Bu nedenle denetçinin ve denetimin vasıf ve niteliklerini büyük bir titizlikle ayrıntılı olarak düzenlemiş.Buna göre büyük ölçekli şirketlerin denetimi ile KOBİ'lerin denetimi noktasında ikili bir ayrıma gidildi,büyük ölçekli sermaye şirketleri için denetçi, ortakları ancak yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan bağımsız bir denetleme kuruluşu olabilecek.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (KGMDSK) esasları belirleyecek-Bağımsız denetleme kuruluşlarının kuruluş ve çalışma esasları ile denetleme elemanlarının nitelikleri yönetmelikle düzenlenecek. Bu konuda yeni kurulan KGMDSK yetkili olacak. Maliye Bakanlığı'na ilgili kuruluş olarak bağlanan kurul tarafından bu konuda çıkarılacak ikincil düzenlemeler ile bağımsız denetçilik yeniden tanımlanacak.Orta ve küçük ölçekli anonim ve limited şirketler, bir veya birden fazla yeminli mali müşaviri veya serbest muhasebeci mali müşaviri denetçi olarak seçebilecek.
Yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, bağımsız denetleme kuruluşu ortaklarından biri denetim yapılacak şirketler ilişkisi ve bağlantısı bulunanların denetim yapmasını yasaklıyor.
Bağımsız denetim yapan diğer denetimleri yapamıyor -Ayrıca bir kişi ya da kurumun hem denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde (denetleme dışında) faaliyette veya katkıda bulunması hem de söz konusu şirketin denetçisi olmasına izin verilmemekte. Tabiri caizse yeni TTK bir koltukta birden fazla karpuz taşınmasına müsaade etmemekte. Bu durumda halka açık şirketlerde bir denetim grubu hem SPK açısından bağımsız dış denetimi, hem de TTK'ya göre denetimi yapamayacak. Yapması durumunda yapılan denetim geçersiz sayılacak.

Bunu bir yavru şirketi aracılığıyla da yapamayacak. Yeni TTK'ya göre bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi 7 yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse,o denetçi en az 2 yıl için değiştirilecek.

24 Kasım 2011 Perşembe

2011 den 12 ye ticari sınıf değiştirme:

Alış, satış veya Hasılat hadlerini aşan mükellefler 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 177. Maddesine istinaden Bilanço usulünde defter tutmak zorundalar.                                                                                                             

Birinci sınıf tüccarlar:Madde 177(Değ.0/12/1980/2365/26)Aşağıda yazılı tüccarlar,I.sınıfa dahildirler:
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 7200000000 (129000TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (180.000 TL) lirayı aşanlar;
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 3.600.000.000 (70.000 TL) lirayı aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 7.200.000.000 (129.000 TL) lirayı aşanlar;
4. Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukardaki bentlerden hangisine giriyorsa o bent hükmüne tabidir.);
5. Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzelkişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilir.);
6. İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler.

Sınıf değiştirme:Madde 179–a) I.den II.ye geçiş: İş hacmı bakımından I.sınıfa dahil olan tüccarların durumları aşağıdaki şartlara uyduğu takdirde, bunlar, bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlıyarak, II.sınıfa geçebilirler:
1. Dönemin iş hacmı 177.mdde yazılı hadlerden %20yi aşan nispette düşük olursa,veya;
2.Arka arkaya 3 dönemin iş hacmı 177.md deki hadlere göre %20 kadar düşüklük gösterirse.

Sınıf değiştirme:Madde 180–b II.den I.ye geçiş:İş hacmı bakımından II.sınıfa dahil tüccarların durumları aşağıda yazılı şartlara uyduğu takdirde bunlar bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlayarak I.sınıfa geçerler.
1.Dönemin iş hacmı 177.md deki hadlerden %20 yi aşan nispette fazla olursa, veya;
2.Arka arkaya 2 dönemin iş hacmı 177.md deki hadlere nazaran %20 ye kadar fazlalık gösterirse

VUK mük.298 md (B) fıkrasında “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre TÜİK ÜFE de meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oranı MB RG de ilan eder.” hükmü yer almaktadır.

YDO 2011 için %10,26 olarak tespit edilmiştir.Buna göre;
 

1-Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan;
Yıllık Alışları 129.000+ 13.235.40= 142.000 x 1,2=170.400TL veya
Yıllık Satışları 180000+18468,80=198.000 x1,2=237.600TL aşanlar,

 

2- Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanlar;
Gayri safi iş hasılatı 70.000+7.182=77.000 x 1,2= 92.400TL
 

3- 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde ;
G.S.İ.H x5 + Yıllık Satış Tutarı 129.000+13.235,40=         142.000 x1,2=170.400TL



23 Kasım 2011 Çarşamba

Yurt Dışına Götürülen Türk İşçilerle İlgili İş-Kur İşlemleri


I- GİRİŞ İş-Kur tarafından yurt dışı işçi talepleri takip ve kontrol edilse de işverenler İş-Kur’un bilgisi dışında da Türk işçileri yurt dışına götürmektedir.Makalemizde yurt dışına gerek Türk işverenler gerekse yabancı işverenler tarafından götürülen Türk işçileri için İş-Kur’daki yapılması gereken işlemler izah edilecektir([1]).
II- TÜRK İŞÇİLERİN YURT DIŞINA GÖTÜRÜLMESİNDE İŞ-KUR’DA YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu’nun 3. maddesi gereği; “İşçi isteme ve iş aramanın düzene bağlanmasına ilişkin çalışmalar yapmak, işgücünün yurt içinde ve yurt dışında uygun oldukları işlere yerleştirilmelerine ve çeşitli işler için uygun işgücü bulunmasına ve yurt dışı hizmet akitlerinin yapılmasına aracılık etmek…” konusunda İş-Kur görevlidir. Yut dışına Türk işçisi götürecek işverenlerin (ister Türk olsun ister yabancı)([2]) yapacakları işlemler sırası ile şu şekildedir.
A- BAŞVURU YAPILMASI Türk işçisi götürecek firmalar, yurt dışı iş gücü istemlerini Kurum kayıtlarından karşılamak veya yurt dışından aldıkları işlere kendi işçilerini götürmek ve sözleşmelerini onaylatmak için doğrudan il/şube müdürlüklerine başvururlar. Yurt dışı ile ilgili iş ve işlemler aksine bir hüküm olmadıkça il/şube müdürlüklerince yerine getirilir. Yurt dışı iş arayan kayıt, işgücü istemleri, seçme, davet ve gönderme hizmetleri aksine bir hüküm olmadığı sürece yurt içi işlemleri ile ilgili kısımlarına göre yapılır.
İl/şube müdürlüklerine işlem yaptırmak üzere başvuran her firma için dosya açılır.
B- BAŞVURUDA GEREKLİ BELGELER Başvuruda gerekli belgeler([3]) işverenin Türk ve yabancı olmasına göre ayrı ayrıdır.
Buna göre; 1- Türk İşverence Türk İşçilerin Yurt Dışına Götürülmesi
İşgücü isteminin karşılanması ya da ilan izni için Türk firmalar;
a) Ticaret sicil gazetesi örneğini (bir defaya mahsus olmak üzere),
b) Taahhüt işleri için işin alındığı ülkedeki dış temsilciliğimizce ya da ülkemizdeki yetkili kamu kurumundan alınacak yazı veya İş Alındı Belgesini,
c) Taahhüt işleri dışındaki işler için işyerinde çalıştırılacak işçi sayısını belirten dış temsilciliğimizden alınacak yazı veya Uygun Görüş Belgesinin aslı veya dış temsilciliğimizce gönderilen faksı
d) Yurt dışında yapı, tesis, bakım, onarım işleri; sınaî ve teknolojik imalât, tesisat ve montaj işleri; işletme, yönetim, bakım ve idame işleri; proje, mühendislik, müşavirlik işleri yapacak olan firmalardan; Bayındırlık ve İskân Bakanlığından alınan Yurt Dışı Müteahhitlik Belgesi veya Yurt Dışı Geçici Müteahhitlik Belgesini (Irak için bu belge istenmez.),
e) Firmaların yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri gereğince işçilerin sosyal güvenliğini sağladığına ilişkin belgeyi([4]).
e) Firma yetkililerinin noterce onaylanmış imza sirküleri, işlemlerin vekil aracılığıyla yapılacağı hallerde vekaletname veya yetki belgesinin aslı ya da aslı görüldükten sonra Kurum tarafından onaylanacak örneğini (bir defaya mahsus olmak üzere)il/şube müdürlüklerine ibraz etmeleri gerekmektedir. Sadece İsrail’de iş alan firmalardan İsrail İş ve İşçi Bulma Başmüdürlüğünce düzenlenen ve İçişleri Bakanlığınca onaylanan Yabancı İşçi Getirme İzni -Şerut Ha Taasuka- de ibraz etmeleri gerekir.

2- Yabancı Uyruklu Firmalardan İstenilecek Belgeler

İşgücü isteminin karşılanması ya da ilan izni için yabancı firmalar;
a) Firmanın kuruluşuna dair belgenin dış temsilciliklerimizce onaylı örneği veya yeminli tercüme bürolarınca yapılmış Türkçe çevirisini (bir defaya mahsus olmak üzere),
b) Taahhüt işleri için işin alındığı ülkedeki dış temsilciliğimizce ya da ülkemizdeki yetkili Kamu Kurumundan alınacak yazı veya İş Alındı Belgesi ile taahhüt işleri dışındaki işler için işyerinde çalıştırılacak işçi sayısını belirten dış temsilciliğimizden alınacak yazı veya Uygun Görüş Belgesinin aslı veya dış temsilciliğimizce gönderilen faksı
il/şube müdürlüklerine ibraz etmeleri gerekmektedir.
Sadece İsrail’de iş alan firmalardan Müteahhitler ve İnşaatçılar Birliğince düzenlenen Müteahhit Çalışma Ruhsatı ile İsrail firmasınca düzenlenen ve Türkiye’den işçi getirme konusunda verilen Vekaletname -İpuy Koah- belgelerini sunarlar.
C- İLAN İZNİ ALINMASI İl/şube müdürlüklerince istenilen belgeleri([5]) ve yayımlanacak ilan metnini ibraz etmiş firmalara işgücü istemlerini gazete, internet veya benzeri araçlarla karşılayabilmeleri için ilan izni verilir. Ancak yapılacak ilanda iznin hangi il/şube müdürlüğünden alındığı ve verilen iznin tarih ve sayısı belirtilir.
Diğer taraftan, yurt dışından alınan iş ile ilgili henüz anlaşma imzalanmamış olması halinde, söz konusu işin alındığına ilişkin herhangi bir belgenin (işi alan ile işi yaptıracak firma arasındaki yazışma vb.) il/şube müdürlüğüne ibraz edilmesi halinde gerekli değerlendirmeler il/şube müdürünce yapılarak, alınan işle ilgili ön hazırlık yapılması amacıyla yönetici konumunda eleman temini için ilan izni verilebilir.
Firmaların yayımlayacakları ilanın bir örneği ile il/şube müdürlüklerine başvurmaları; ayrıca, ilan yabancı dilde yayımlanacak ise Türkçe metninin de başvuru esnasında verilmesi gerekir. Yayımlanan ilan metni ile firmaların il/şube müdürlüklerine verdikleri ilan metni arasında farklılıklar olması halinde, firmadan, il/şube müdürlüklerine verilen metne uygun olarak ilanın yeniden yayımlatılması istenir ve tekrarı halinde bir daha ilan için izin verilmez.
D- İZNİN SÜREYE TABİ OLMASI Verilecek ilan izninin süresi alınan işin süresinden fazla olamaz. Aynı işle ilgili olmak ve alınan izindeki metin ile aynı olmak şartı ile izin süresince birden fazla ilan verilebilir.
Bununla birlikte; Türk ve yabancı firmalara İş Alındı Belgesi veya Uygun Görüş Belgesi’nde işin yapılacağı süre içerisinde götürmek istedikleri işçi sayısında herhangi bir sınırlama getirilmeyecektir. Bu süre dışında işçi götürmek isteyen firmalar işin yapıldığı ülkedeki yurt dışı temsilciliklerinden alacağı bir belge ile söz konusu işin devam ettiğini belgelendirmesi koşuluyla, işin süresi uzatılır.
E- HİZMET AKİTLERİNİN YAPILMASI Firmaların, Kurum ya da özel istihdam büroları kanalıyla veya kendilerinin doğrudan temin ettikleri işçileri için, örneği Genel Müdürlükçe (İstihdam Dairesi Başkanlığı) hazırlanan hizmet akdini([6]) imzalamaları ve il/şube müdürlüklerine onaylatmaları zorunludur. Tarafların yurt dışı hizmet akitlerinin imzalanması esnasında hazır bulunması esas olmakla birlikte, kendi olanağıyla iş bulan işçiler, işveren tarafından adlarına düzenlenmiş vekâletnameleri ibraz etmeleri halinde işveren tarafı bulunmasa dahi hem kendi hem de işveren adına hizmet akdini imzalayabilirler([7]).
İşveren vekili, firma adına yetkili olduklarını belgelemek suretiyle sözleşmeyi imzalayabilir, bu belgelerle sözleşmeyi işveren veya işveren vekili olarak imzalayan kişinin yetki belgesi (şirket kararı, vekâletname vb) ve imza sirküsü firma dosyasında muhafaza edilir (Vekâletnamelerde “Kurum nezdinde hizmet akitlerini imzalamaya, ücretleri belirlemeye ve diğer tüm işlemleri yapmaya yetkilidir.” ibaresinin bulunması gerekir).
Hizmet akitlerinin işçi, işveren veya vekili tarafından imza edilmiş olmasına ve iki dilde imzalanması gereken sözleşmelerin de Türkçe ve yabancı dil karşılıklarının yazılmış olmasına dikkat edilir. Sözleşmede belirlenen ücret Türkiye’de 16 yaşından büyükler için belirlenmiş olan brüt asgari ücretten düşük olamaz.
F- HİZMET AKİTLERİNİ ONAYLATILMASI Hizmet akdinde taraflarca doldurulacak kısımların eksiksiz ve okunaklı olmasına; kaşelerin, imzaların ve mührün belirgin olmasına dikkat edilir. Sözleşmelerin yazımında yapılacak hatalar okunacak biçimde çizilir ve doğrusu yazılarak, onaylayan il/şube müdürlüğü personeli tarafından parafe edilerek mühürlenir([8]).
Hizmet akitlerinin seri numaralarının bulunmaması halinde her nüshaya, “İşverene, Kuruma, İşçiye ve vize işlemleri için düzenlenmişse, ayrıca Konsolosluğa ait” olduğunu gösteren kaşe basılır.Özel istihdam bürolarınca, işçi ve işverenlere il/şube müdürlüklerinde imzalatılan hizmet akitlerinin aynı gün, özel istihdam bürolarında imzalanan hizmet akitlerinin ise en geç 15 gün içerisinde (İşçiler yurt dışına çıkmadan önce) il/şube müdürlüklerine onaylatılması zorunludur.
Üç nüsha olarak düzenlenen hizmet akitleri işçi, işveren veya vekili tarafından il/şube müdürlüğü yetkililerinin huzurunda imzalanabileceği gibi,işçi ve işveren tarafından Kurum dışında imzalanmış olarak işveren veya vekilince getirilmesi halinde de son sayfasına, tarih kaşesi basılıp mührün üstüne isim/unvan belirtilmek suretiyle bir yetkili tarafından imza edilerek onaylanabilir.

G- HİZMET AKDİNİN UYGULANMASINDAN DOĞAN ANLAŞMAZLIKLAR

Yurt dışına götüren işveren ile işçi arasında hizmet akitlerinde doğan uyuşmazlıklarda;
1- İşçi ve işveren arasındaki hizmet akdinin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesi hizmet akdinde gösterilen yetkili mercilerce çözüme kavuşturulur.
2- Çalıştırılmak üzere yurt dışına götürülen işçilerin mağdur edildiğine dair resmi makamlardan gelen veya yurt dışına götürmek maksadıyla işçilerden menfaat temin edildiğine dair belgeler mevcut olması durumunda işveren böyle bir mağduriyetin veya menfaat temininin mevcut olmadığını ispat etmedikçe hizmet akitleri onaylanmaz.
3- Mahkeme kararlarıyla, işçi simsarlığı ve benzeri nedenlerle ceza alan gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların vekillerinin yurt dışına işçi götürme talepleri kabul edilmez.
III- SONUÇ Yurt dışına götürülen Türk işçilerle ilgili 4904 sayılı Kanun’daki belirtilen hükümlere göre hareket edilmesi gerekir. Bu hükümlere uymayanlar ile ilgili idari para cezaları uygulanır. Yurt dışına götürülen Türk işçilerle ilgili İl/Şube Müdürlükleri tarafından aşağıda belirtilen eylemleri gerçekleştiren kişi ya da firmalara uygulanacak idari para cezası uygulanır.
Buna göre 2011 yılında;
a) 4904 sayılı Kanun’un 3/d maddesine aykırı olarak, Kurum izni olmaksızın yurt dışında kendi iş ve faaliyetleri için çalıştıracakları işçileri yurt dışına götürenler için 2.466 TL,
b) 4904 sayılı Kanun’un 3/d maddesine aykırı olarak, Kurum’dan izin almaksızın yurt dışına götürülecek işçilerin teminine yönelik olarak (yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ile) ilan verenler için; 2.466 TL,
c) Kurum’dan izin almasına rağmen izin aldığı işle ilgili olarak yurt dışına götürdüğü işçilerinin hizmet akitlerini Kurum’a onaylatmayanlar (izinsiz götürdüğü her bir işçi için) 369 TL,
ç) 4904 sayılı Kanun’un 3/d maddesine aykırı olarak, yurt dışı iş ve işçi bulma faaliyetlerine ilişkin hizmet akitlerini Kurum’a onaylatmayanlar için 369 TL,
d) 4904 sayılı Kanun’un 17. maddesine aykırı olarak, yurt dışı iş ve işçi bulma faaliyetlerine ilişkin hizmet akitlerini Kurum’a onaylatmayan özel istihdam büroları için 12.327 TL
idari para cezası uygulanmaktadır. Ersin UMDU E-Yaklaşım 

 ([1])   Makalede genel işlemler izah edilecek olup Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde Almanya’ya götürülmesi esnasında yapması gereken işlemlere yer verilmeyecektir.
([2])    Türkiye İş Kurumu,  İş-Kur El Kitabı; 3.1., Ankara, 2011                                                            ([3])    İşgücü istemi özel istihdam büroları aracılığıyla karşılanacaksa, özel istihdam bürolarının belirtilen belgeleri bulundurmaları ve il/şube müdürlüğünce istenilmesi halinde ibraz etmeleri gerekir.
([4])    Türk firmaları hizmet akitleri onaylanmadan önce işçilerin sosyal güvenliklerinin sağlandığına ilişkin belgeyi il/şube müdürlüklerine ibraz etmek zorundadır.
([5])    Türk firmaları sosyal güvenliğin sağladığına ilişkin belgeyi hizmet akdinin onaylamasından sonra ibraz edeceklerdir.
([6])    Hizmet akdi matbu olup www.iskur.gov.tr adresinden temin edilebilir.
([7])    Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu Kararı Doğrultusunda Hac Döneminde Suudi Arabistan’da Çalışacak Geçici İşçiler İle İlgili Tebliğ kapsamında yurt dışına gidecek geçici işçiler için, işverenle tüm işçileri temsilen bir işçi arasında tek bir hizmet akdi imzalanabilir.
([8])    Özel istihdam büroları, il/şube müdürlüğünce onaylanan hizmet akitlerini saklamak ve bir nüshasını işçiye bir nüshasını da Kuruma vermek zorundadır. Özel istihdam bürosunda imzalanan hizmet akitlerinin 15 gün içerisinde işçiler yurt dışına çıkmadan önce il/şube müdürlüklerine onaylatılması gerekmektedir.

21 Kasım 2011 Pazartesi

TTK cezalar.

A-) Şirket Ortaklarının Şirketten Borç Para Alması Yasaklanmıştır. MD 358 “İştirak taahhüdünden doğan borç hariç,şirket ortakları şirkete borçlanamaz. Bu duruma aykırı hareket edenler.562/5-d maddesine istinaden 300günden az olmayan adli para cezasıyla cezalandırılır.
B-) Ticari Defterlerin Açılış Ve Kapanış Tasdiklerini Yaptıramayanlar,Md 64/3 ; her Tacir, Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini notere yaptırması zorunlu olup Bu zorunluluğa uymayanların iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları gerektiği kanun 562. md de yer almaktadır. 
C-) Gerçeği Yansıtmayan Envanter çıkaranlar,    Kanun 66’üncü maddesi; Her tacir yılsonunda ticari işletmesinin envanterini çıkarması ve çıkardığı envanterin gerçeği yansıtması gerektiğini belirtilmiştir. Bu madde hükümlerine aykırı davranan yani Gerçeği yansıtmayan Envanter çıkaranlara iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları kanun 562. maddesinde öngörülmüştür.
D-)Saklaması Zorunlu Belgelerini İbraz Etmeyenler Kanun 86’ıncı maddesine göre; saklanması zorunlu olan belgeleri sadece dijital ortamda ibraz edebilen kimse, giderleri kendisine ait olmak üzere o belgelerin okunabilmesi için gerekli olan yardımcı araçları kullanıma hazır bulundurmalı; icap ettiği takdirde belgeleri, giderleri kendisine ait olmak üzere bastırarak ve yardımcı araçlara ihtiyaç duyulmadan okunabilen kopyalarını sunabilmelidir.” Bu yükümlülüğe uygun olarak saklanması zorunlu belgelerini ibraz etmeyenler iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları 562. maddesinde yer almaktadır.
E-) Defter Tutma Yükümlülüğüne Uymayanlar  Defter tutma yükümlülüğü md 67 de düzenlenmiş olup bu maddeye göre her tacir, ticari defterlerini Türkiye Muhasebe standartlarına uygun olarak tutmak ve İşletmenin ticari işlemlerini ve mal varlığını gerçekçi bir şekilde ticari defterlere yansıtmak zorundadır. Ayrıca tacir defterlerini üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutmalıdır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen tacirler iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları kanunda öngörülmüştür.
F-) Belgelerin Kopyasını Saklamayanlar  Kanun 64/2göre; her Tacir, işletmesi ile  ilgili olarak gönderilmiş olan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikro fiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklaması gerektiğini, bu belgelerin yetkili mercilerce istenmesi durumunda ibraz etmeyen tacirlerin,200günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılması gerektiği 562.md de yer almaktadır. 
G-)Usulüne uygun olarak defterlerini tutmayanlar, Kanun 65’üncü maddesine göre; her Tacir Ticari defterlerini ve gerekli diğer kayıtları Türkçe tutması. Kısaltma, rakam, harf, ve sembol kullanıldığı takdirde bunların anlamları açıkça belirtmesi, Defterlerin yazımları ve diğer gerekli kayıtların, eksiksiz, doğru zamanında ve düzenli olarak tutması, yazılı kayıtlarda yanlışlık varsa tek çizgi ile çizmesi, dijital kayıtla ilgili değiştirmelerde, Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yapmaması, Defterler elektronik defter ortamında tutacaksa tutulan defterler TMS uygun olması, Ayrıca Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların elektronik ortamda tutması durumunda, bilgilerin saklanma süresinde bunlara ulaşılmasının ve bu süre içinde bunların her zaman kolaylıkla okunmasının temin etmesi gerekmektedir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranan tacirler iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları kanun 562. maddesinde yer almaktadır
H-)Türkiye Muhasebe Standartlarına Aykırı Hareket Edenler md 64-88 hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari defterlerini tutarken, gerçek münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken TMSK  tarafından yayımlanan,TMSna, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara aynen uymak ve bunları uygulamak zorundadırlar. Bu kurala uymayan tacirler TTK’nun 562/2’inci maddesine göre; yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla karşı karşıya kalacaklardır.
I-) YTTK Göre Denetleme Yetkisine Sahip Denetin Elemanlarına Defter Ve Belge Sunmamak Denetime yetkili olanlarca istenmesine rağmen vermeyenler veya eksik verenler ya da bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler TTK’nun 562/4’üncü maddesine göre; fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İ-) Yeni TTK’nın 524’üncü maddesindeki ilanı yaptırmayanlar   Anonim şirketler ve toplulukların finansal tablolarını düzenlemekle yükümlü yönetim kurulları bilanço gününden itibaren altı ay içinde; finansal tablolarını, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, kar dağıtımına ilişkin genel kurul kararını, denetçinin 403’üncü madde uyarınca verdiği görüşü ve genel kurulun buna ilişkin kararını, Türkiye Sicili Gazetesinde ilan ettirmeyen ve şirketin internet sitesine koymayan yönetim kurulları ”TTK’nun 562/6 maddesine göre;  iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
J-) Sermaye Şirketlerinin İnternet sitesi açmaması  1524.md göre; sermaye şirketlerinin; internet sitesi açma zorunluluğu veya mevcut olan internet sitelerinde yayınlanması zorunlu olan bilgileri  1/7/2013 den  itibaren yayınlamaları gerekmektedir. Bu tarihten itibaren 3ay içinde internet sitesi kurma zorunluluğunu yerine getirmeyenlere. 562/12md göre 3 aya kadar hapis ve 100güne kadar adli para cezası uygulanacaktır.Sedat ERYÜREK

17 Kasım 2011 Perşembe

Borç taksitlendirmede rasyolar.

SGK Yönetim Kurulu'nun 30/01/2008 tarihli ve 2008/41 sayılı kararı ile yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde borçlunun "çok zor durum" halinin tespitinde;
"Kasa+banka+kısa vadeli alacaklar/ Kısa vadeli borçlar"formülü sonucu bulunacak rasyonun "2,00" ve altında olması halinde, bu durum borçlu açısından "çok zor durum" hali olarak kabul edilmiştir.
Rasyonun, "1,50" ve altında olması Borçların kademeli ödeme planına göre tecil ve taksitlendirilebilmesi için, rasyonun "1,50" ve altında olması, borçlunun da bu yönde talepte bulunması gerekmektedir. Ras-yosu "1,50" ve altında olmakla beraber kademeli ödeme talebinde bulunulmaması halinde ise borçlar en fazla 24 aya kadar eşit taksitler halinde ödeme planına bağlanacaktır.
Ancak, rasyosu "1,51" ve üzerinde çıkan borçlular talep etseler dahi borçlarının kademeli ödeme planına bağlanmasına imkan bulunmamaktadır.Diğer taraftan, tecile yetkili makamlarca, borcun miktarına ve borçlunun çok zor durumuna bakılarak, borcun talep edilen tecil süresinden daha az bir sürede ödenebileceğine kanaat getirilmesi halinde daha az süreli taksitlendirme işlemi yapılabilecektir.
Rasyonun "1,51" ila "2,00" aralığında olması Rasyonun "1,51" ila "2,00" aralığında olması durumunda, tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan işverenlerin borçları, azami 20 aya kadar eşit taksitler halinde olmak üzere ödeme planına bağlanabilecektir. Bu durumdaki işverenlerin borçlarının, kademeli ödeme planına göre taksite bağlanması ve borcun 20 aydan fazla taksitlendirilmesi talepleri kabul edilmeyecektir.
Yine, tecil ve taksitlendirmeye yetkili makamlarca borç tutarına ve borçlunun çok zor durumuna bakılarak borcun talepte bulunulan tecil süresinden daha az bir sürede ödenebileceğine kanaat getirilmesi halinde 20 aydan veya talepte bulunulan tecil süresinden daha az süreli taksitlendirme işlemi yapılabilecektir.
Rasyonun "2,01" ve üzerinde olması Rasyonun "2,01" ve üzerinde olması halinde, işverenin çok zor durum halinin bulunmadığı, mali durumunun SGK alacağını defaten ödemeye uygun olduğu kabul edilerek borçluların tecil ve taksitlendirme talepleri reddedilmektedir.
Cari ay primlerinin aksatılması Tecil ve taksitlendirmeye konu borca ilişkin son ayı izleyen ayların (cari ayların) ödenmemiş olması durumunda; cari ay primlerinin, en geç önceden belirlenmiş olan tecil süresi dahilinde ödenmesi şartıyla, tecil ve taksitlendirme işleminin bozulmaması uygun görülmüştür.Buna göre, diğer taksitlendirme şartları yerine getirildiği sürece borç türü bazında tecile konu olan borca ilişkin cari ay borçlarının ödenmemesi halinde, ödenmemiş cari ay borçlarının sayısına bakılmaksızın en geç önceden belirleniş olan tecil ve taksitlendirme süresinin sonuna kadar ödenmesi kaydıyla, taksitlendirme işlemi bozulmayacaktır.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Defter tasik de yeni uygulama!

Noterlerin yaptığı defter/belge onay işlemleri VUKGT 406 gereği 1/4/2011 den itibaren elektronik ortamda GİB'na bildirilmektedir.İşlemlerinin yoğunluğunun Aralıkda olduğu ve iş kaynağını ise muhasebecilerin daha önceden hazırlamış olduğu listelerin oluşturduğu bilinmektedir.Aralıkda yaşanmakta olan yoğunluğun hatasız, hızlı ve eksiksiz tamamlanabilmesi için, muhasebecilerin daha önce kağıt ortamında noterliklere getirdiği defter onay listelerini, bilgisayar ortamında girmeleri için gerekli çalışmalar tamamlanmıştır.Defter Onay listelerinin muhasebeciler tarafından bilgisayar ortamında oluşturulabilmesi için uygulama yazılımı, 'Muhasebeci Defter Bilgi Girişi' bölümünde TNBOnline web sayfası üzerinde hazırlanmış, 26.10.2011 tarihinde Bilişim Komisyonu noterliklerine pilot uygulamaya açılmıştır.Bu uygulamada muhasebeciler bir kereye mahsus noterliklerden "Kullanıcı Adı" ve "Şifre" alacaklardır. Burada bahsi geçen "Kullanıcı Adı" ya tüzel kişilik vergi numarası ya da muhasebecinin (gerçek kişi) TC Kimlik Numarası olacaktır. Kullanıcı adı ve şifre verme yazılımı hazırlanmış olup,10.11.2011 tarihinde Noterlerin/yetkilendirecekleri Noter personelinin kullanımına açılacaktır.Muhasebeciler almış oldukları "Kullanıcı Adı" ve "Şifre" ile TNBOnline Web sayfalarında 10.11.2011de yayınlanacak olan 'Muhasebeci Defter Bilgi Girişi' ekranından sisteme giriş yapacaklardır. Burada defter listelerini hazırlayabilecek, meşruhat ve liste dökümlerini alabileceklerdir.Defter listelerinin onaylanması için defter liste numaraları ile istedikleri noterde işlemlerini tamamlayabileceklerdir. Noterlik, muhasebeci tarafından kendisine getirilecek olan defter liste numarası ile Vezne tahakkuk bölümünde bulunan "İşlemler" - "Toplu Defter Sorgulama" menü seçeneğinden toplu makbuz kesebilecektir.Muhasebeciler hazırladıkları listelerini gelecek yıllardada bilgileri güncelleyerek kullanabileceklerdir.
Muhasebeci Defter Bilgi Girişi ve Sisteme Muhasebeci Kaydı (Muhasebecilere yetki ve şifre verilme işlemleri) sayfaları için hazırlanan Kullanım Kılavuzu 10.11.2011 den önce TNBOnline sayfalarında yayınlanacaktır.İşlemlerde sorun yaşanmaması için sistemin açılacağı 10.11.2011 tarihinden itibaren her noterliğin, muhasebecilere bilgi vererek sisteme tanıtması ve defter listelerini elektronik ortamda girmeleri hususunda bilgi vermeleri gerekmektedir.
Bilgi İşlem Müdürlüğü’ndeki yeni dönem bilgi sistemleri dönüşüm çalışmaları sürdürülmektedir.Çalışmalar,yeni yazılımlarının hazırlanması,iş sürekliliği için gerekli ağ altyapısının kurulması,yardım masasının yeniden yapılandırılması,bilgi güvenliği altyapısının kurulması başlıklarında devam etmektedir. Bunların dışında mevcut çalışan yazılımların desteği de sürdürülmektedir.
Yeni dönem yazılımlarının gerçekleştirme çalışmaları uluslararası yazılım geliştirme standartlarına (CMMI) uygun yürütülmektedir. Standartlara uyumluluk için altyapılar kurulmuş,çalışacak olan teknik personelin eğitimleri tamamlanarak yazılım geliştirme işlemleri başlatılmıştır.5000den fazla kullanıcısı olan yazılımların internet hattı olmadan da çalışabileceği tarzda bir altyapı hazırlanmaktadır.