.

.

30 Nisan 2012 Pazartesi

ÜCRET PUSULASI


ÜCRET PUSULASI DEYİP GEÇMEMELİ-
18.11.2008 tarihinde yayınlanan yönetmeliğin 10.maddesi ile işverenler yanlarında çalıştırdıkları işçi sayısının en az 10 olması hâlinde, çalıştırdıkları işçilere o ay içinde yapacakları her türlü ödemeyi kanunî kesintileri düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemeye başladılar.Bu yönetmelikten sonra ücretler işverenler tarafından bankaya yatırılmaya başlamıştır. Uygulamaya geçtikten sonra bazı insan kaynakları yöneticileri ücret hesap pusulası düzenlememeye, bunun işçiye verildiğini ispatladığı için imzalatmaya gerek yok, bankadan yatıyor ücretler, eskiden elden ödendiği için imzalatılıyordu diyerek “ ÜCRET HESAP PUSULASI ” hazırlama ve işçiye verildiğini ispatlama için bir nüshasını imzalatma uygulamasından vazgeçmişler, işverenleri de bu yönde bilgilendirmişlerdi.Oysa ücretlerin bankadan yatırılması ile ilgili yönetmelik 4857 sayılı iş kanunun 37. maddesindeki yükümlülükleri kaldırmıyor ki.
Ücret hesap pusulası-MADDE 37. - İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.
Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
4857 sayılı kanuna göre ücret hesap pusulalarında;
* İşveren tarafından imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıması
* Ödeme günü ve ait olduğu döneme ilişkin fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının
* Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Hesap pusulası düzenlememenin idari para cezası da İş Kanununun 102/b maddesi gereği 2012 yılı için 487 TL dır.Dikkat edilirse, yukarda ki kanun maddesinde de İŞÇİYE İMZALATILMAK zorunluluğu vardır demiyor, işçiye vermek zorundadır diyor. İyi de, işçiye verdiğini ispatlamak işverene düşer, bunu nasıl yapacak? Mecburen verdiğine dair işçinin imzasını alacak. Yani kanunda işçi imzası olmalıdır diye doğrudan bir açıklama yok, ama dolaylı bir yönlendirme var.

Bazı işletmelerde ücret hesap pusulası ayrı ayrı çıkartılmamakta, bunun yerine tüm çalışanların bilgilerinin yer aldığı çarşaf bordolar kullanılmakta ve işçilerin imzaları bu bordoların sonuna alınmaktadır. Bu uygulamayı yapan işletmelerin dikkat etmeleri gereken husus, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 102. maddesinin e bendinde belirtilen niteliklere uygun olarak
ücret tediye bordosu düzenlemelidirler. İlgili kanuna göre işverenler, kuruma verdikleri aylık prim hizmet belgesindeki bilgilerle aynı olan ücret tediye bordosu düzenlemek zorundadırlar.5510 sayılı Kanunun 102’nci madde ( e ) bendinin 5’ini alt bendinde ücret bordrosunda asgari olarak aşağıda belirtilen hususların bulunmasının zorunlu olduğunu bildirmiştir.                             Bunlar;
a- İşyerinin sicil numarası,                      b- Bordronun ilişkin olduğu ay,
c- Sigortalının adı, soyadı,                       d- Sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası,
e- Ücret ödenen gün sayısı,                     f- Sigortalının ücreti,
g- Ödenen ücret tutarı
İlgili kanun maddesinde “Ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen (makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) tediye bordroları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik halinde her biri için aylık asgari ücretin yarısı tutarında idari para cezası uygulanır yazılıdır.

Bu noktadan sonra, insan kaynakları yöneticilerinin bazıları, biz ücret tediye bordosunu çıkarıyoruz, imzalatmıyoruz, çünkü bankadan ücretleri yatırıyoruz, kanunun maddesi açık şeklinde düşünerek, banka ödemelerini işçiye herhangi bir evrak imzalatmadan yaparak cezai yaptırımdan kurtulacaklarını düşünüyorlar. Oysaki iş hayatında asıl düzenleyici kanun 4857 sayılı kanundur, bu kanunun 37. maddesinde “ bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.” Yazılı. 4857 sayılı kanunda şekli özelliklerini belirtmediği için, insan kaynakları yöneticileri isterse tediye bordroları da düzenleyebilir, ancak bununda işçiye verildiğini ispatlamak için yukarıda da değindiğim gibi işçinin imzasını almalı.
Vergi Usul kanun 238.md aşağıdaki şekilde ücret bordosu ile ilgili açıklama yapmıştır.
Ücret bordrosu:Madde 238 – İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret (...) (1) üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.
Ücret bordrolarına en az aşağıdaki malumat yazılır.
1. Hizmet erbabının soyadı, adı; ücretin alındığına dair imzası veya mührü (Ücretin ödenmesinde ayrıca makbuz alan işverenlerin tutacakları ücret bordrosuna imza veya mühür konulması mecburi değildir.);
2. Varsa vergi karnesinin tarih ve numarası;
3. Birim ücreti (Aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti);
4. Çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre;
5. Ücret üzerinden hesaplanan vergilerin tutarı.
Bordronun hangi aya ait olduğu baş tarafından gösterilir. Bir aya ait bordro ertesi ayın yirminci gününe kadar hazırlanıp tarihlenerek, müessese sahibi veya müdürü ile bordroyu tanzim eden memur tarafından imzalanır.İşverenler ücret bordrolarını, yukarı ki esaslara uymak şartıyla diledikleri şekilde tanzim edebilirler.

Asgari geçim indirimi? Evet, işçiye her ay ödenen asgari geçim indiriminde ücret pusulası, ücret tediye bordosu, ücret bordosu ( kanun maddesine göre farklı isimlendirilmiş) gösterilmesi gerekmez mi? İşte bu eksikliğide 265 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 8,1. maddesinin 2.bendinde; “ Ücretliye yansıtılacak tutar ücret ödemesinin yapıldığı dönemde ücret bordrosunda açılan "Asgari Geçim İndirimi" satırında gösterilecek ve işveren tarafından ilgili aya ilişkin verilecek muhtasar beyannamede tevkif suretiyle kesilen vergiler toplamından mahsup edilerek kalan tevkifat tutarı ödenecektir.” Yazılarak giderilmiştir.

Şule KÖKÇÜ İş Hukuku Ve Sosyal Güvenlik Uzmanı (kısaltılarak alındı)

Hiç yorum yok: