.

.

30 Aralık 2012 Pazar

Vergi davasından önce yada paralel olarak üst makama başvuru...Yazı sahibi: Mehmet Yüce & Gökhan Sümer

Vergi Uyuşmazlıklarında Üst Makamlara Başvuru Yolu

Vergi Uyuşmazlıklarında Üst Makamlara Başvuru Yolu
8 Eki, 2012
1. Giriş
Vergilendirilmeye ilişkin işlemlerde, taraflar arasında, vergi uygulamalarına ilişkin zaman zaman ortaya çıkan görüş ve uygulama farklılıklarına vergi uyuşmazlığı denir. Tüm borç ilişkilerinde olduğu gibi vergileme ilişkisinde de bu ilişkinin tarafları olan alacaklı (devlet) ile borçlu (mükellef) arasında zaman zaman sorun ya da uyuşmazlıklar meydana gelmesi doğaldır. Vergi uyuşmazlıkları, genel olarak; vergi mevzuatının gereğince uygulanmaması veya yanlış uygulanması, vergiyi doğuran olay, mükellefiyet, tarh, tebliğ, tahakkuk, tahsil ve ceza uygulaması esnasında tarafları karşı karşıya getiren bireysel idari işlemlerden kaynaklanmaktadır. Bunun yanında kimi zaman da idarenin yapmış olduğu genel düzenleyici işlemler uyuşmazlık konusu olabilmektedir. Vergi uyuşmazlığı, mükellef ile vergi idaresi arasında bir hukuki durum olarak doğar ve hukuken belirlenen çözüm yöntemleri tüketilene kadar devam eder.
Devlet ile mükellef arasındaki çıkar dengesini kurmayı esas alan vergi hukukunda vergilemeye ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlıkları verginin tarafları olan mükellef/sorumlu/ceza muhatabı ile vergi idaresi arasında barışçıl yollarla çözümüne büyük önem verilmektedir. İşte vergi sorunların hukuki uyuşmazlık haline getirip yargı yoluna gidilmeden taraflarca çözüme kavuşturulmasına vergi sorunlarının idari aşamada çözüm yolları denir. Vergi sorunlarının idari aşamada çözümlenememesi ya da bu yollara başvurulmadan doğrudan dava açma yoluna gidilmesi haline ise vergi uyuşmazlıklarının yargı aşamasında çözüm yolları denir.
Bu çalışmada öncellikle vergileme ilişkisinden doğan uyuşmazlıkların verginin tarafları olan mükellef ile vergi idarisi arasında barışçıl yollarla çözümüne ilişkin vergi sorunlarının idari aşamada çözüm yolları genel olarak ele alınacak, akabinde vergi sorunlarının bir çözüm yolu olarak İdari Yargılama Kanunun 11. maddesinde yer alan üst makama başvuru yolu incelenecektir.
2.Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözüm Yolları
Verginin tarafları olan mükellef ile vergi idaresinin, uyuşmazlığı yargı yoluna başvurmadan kendi aralarında barışçıl bir biçimde çözüme kavuşturmalarına ya da idarî denetim ilkeleri çerçevesinde uyuşmazlığın ortadan kaldırılmasına ilişkin yöntemlere başvurmalarına vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözüm yolları denir. Ancak burada hemen belirtelim ki, mükellefin bu yollara başvurma zorunluluğu yoktur. Mükellef dilerse doğrudan doğruya yargı yoluna da başvurabilir. Yani, idari yola gitmek, yargı yoluna başvurmanın ön şartı değildir. Ayrıca mükellefin önce idari aşamada çözüm aramaya, eğer bu aşamada bir çözüm bulamazsa yargıya başvurma hakkı da bulunmaktadır. Ancak Gümrük vergilerine ilişkin uyuşmazlıklarda durum farklıdır. Burada sorunlar önce idari aşamada çözümlenmeye çalışılır. Eğer idari aşamada sonuç alınamazsa o zaman yargıya gidilebilir1.
Kanun koyucu, vergi uyuşmazlıklarının yargı mercilerine götürülmesinden önceki aşamalarda çözümlenebilmesi amacıyla bazı kurullar, müesseseler veya başvuru yolları öngörmüştür. Bu konunun yasal dayanağı Vergi Usul Kanunu, Gümrük Vergisi Kanunu, İdari Yargılama Kanunun ve Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunudur. Sözkonusu kanunlarda yer alan kurumları şematik olarak şöyle gösterebiliriz.
Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözüm Yolları
Yasal DayanakKurumlar
Vergi Usul Kanunu- Uzlaşma (VUK. Ek Mad.1-12)
- Hataların Düzeltilmesi (VUK. Mad.116-126)
İdari Yargılama Usulü Kanunu- Üst Makamlara Başvurma (İYUK. Mad.11)
Gümrük Kanunu – İtiraz (GK. Mad. 242-243).
- Uzlaşma (GK. Mad.244)
Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunudur- Kamu Denetçiliği (Ombudsman)
Vergi Usul Kanununa göre uzlaşma, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, mükelleflerin adlarına yapılan tarhiyatı ya da kesilen cezayı yargıya intikal ettirmeden önce vergi idaresi ile tahakkuk edecek vergi ve ceza hususunda anlaşmak için başvurabilecekleri idari bir müessese olarak, vergi uyuşmazlıklarının barışçıl çözüm yollarından biridir. Uzlaşma müessesesi faydalarının yanında bir takım sakıncaları da bünyesinde taşımaktadır. Her şeyden önce uzlaşma müessesinin sınırsız biçimde uygulanması vergide anayasal eşitlik ilkesini ve vergilendirmede adalet ilkesini zedeleyerek, vergi ile ilgili ödevlerin zamanında yerine getirilmemesini özendirici etki yaratmaktadır2.
Gümrük Vergileri Kanununun 244. maddesine göre, beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları ile bu Kanunda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezalar hakkında; yükümlü veya ceza muhatabı tarafından, söz konusu eksiklik veya aykırılıkların kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten veya kanun hükümlerini yanlış yorumlamaktan kaynaklandığının veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde yükümlüler veya cezanın muhatabı ile uzlaşabilir.
Vergi hataları, vergilendirme işleminin özüne ilişkin olmayan, nispeten kolay görülebilen, hukuken tartışma konusu olacak bir yapı arz etmeyen, doğrudan vergi miktarını etkileyerek eksik ya da fazla verginin tarh ya da tahakkukuna yol açan maddi veya yükümlülükte yapılan ve ilk bakışta anlaşılabilen basit değerlendirme yanlışlıkları şeklinde ortaya çıkan işlem sakatlıklarıdır. Vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması (VUK md. 116) şeklinde tanımlanabilir. Yapılan hatalı işlem vergi idaresi lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilmektedir. Ayrıca, hatalı işlem vergilendirme sürecinde tarh aşamasında olduğu gibi tahsil aşamasında da yapılabilir. Hata düzeltme kapsamı, VUK 116-118. maddelerinde yer alan vergi hataları ile sınırlı olduğunda hukuki uyuşmazlıklar bu müessesinin kapsamına girmemektedir. Zira kanun koyucu, hata niteliğindeki, görülmesi, giderilmesi nispeten kolay bir kısım yanlışlıkların ortadan kaldırılması için daha pratik bir yol olarak düzeltme işlemini öngörmüştür. Dolayısıyla vergi hatalarına özgü olarak tesis edilmiş bulunan bu yolun başka sakatlıklara karşı işletilmesi mümkün değildir3.
Gümrük kanununa göre, yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir. Kendisine başvuruda bulunulan idare yapılan itirazı 30 gün içinde karara bağlayarak durumu ilgili kişiye tebliğ eder. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır (GK., m. 242). Böylece Tarh edilen vergilere karşı idari yollardan bir sonuç alamayan mükellef, aleyhine kararın kendisine tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemelerine dava yoluna gidebilir.
Vergi uyuşmazlıkları idari aşamada çözümleyen bir diğer yol da 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum sonucu oluşturulan Kamu Denetçisi Kurumudur4. Denetçiliği Kurumu’nun oluşturulmasıyla günümüzün gittikçe genişleyen ve karmaşık bürokratik bir yapıya sahip olan, modern devletlerinde ortaya çıkan sorunları çözmek açısından önemli bir işlev görmektedirler. Özellikle üst düzey yöneticilere verilen takdir yetkilerindeki artışın neden olduğu yönetsel kararlarda meydana gelen haksızlıkların düzeltilmesi ve yönetim  bozukluklarına karşı yurttaşın korunması ihtiyacı, kurumun önemini daha da arttırmaktadır5.
3.Üst Makamlara Başvurma
3.1. Üst Makamlara Başvurma Kapsamı
Başvuru, bir şahsın, herhangi bir dilekte bulunmak üzere, devlet makamlarına başvurması olup, başvuru hakkı, başvurunun yöneltildiği yer dikkate alınarak idari, siyasi ve yargısal başvurma hakkı ve yolları biçiminde ifade edilmektedir6. İdari başvurma, idare edilenlerin bir idari merciden henüz yapılmamış bir idari işlem veya eylemin yapılmasını ya da yapılmış bir idari işlem veya eylemin değiştirilmesini veya kaldırılmasını istemeleridir7. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 10. ve 11. maddeleri, idari başvurulara ilişkin kurallar içermektedir.
Bilindiği üzere bir idari işlemi yapmış ya da bir idari kararı almış olan idari makam ya da organ, aksine bir hüküm bulunmadıkça, o idari işlem ya da idari kararı değiştirmeye, kaldırmaya ve geri almaya yetkilidir. Buna yetki paralelliği ilkesi denilir. Bu bağlamda vergi uyuşmazlıklarında da dava açılmadan önce uyuşmazlığın idari bünyede çözümlenmesi amacıyla vergi ödevlisine üst mercie ya da üst idari makama başvuruda bulanma hakkı tanınmıştır. Dolayısıyla üst makamlara başvuru vergi idaresi tarafından tesis edilen vergi tarhiyatı ve/veya ceza kesme işlemlerine karşı kullanılabilecek idari başvuru yolları arasında yer alır.
Vergi hukuku alanında idari başvurular, yöneldikleri makama göre isti’taf ve hiyerarşik başvuru olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İşlemi yapmış olan makama yapılan başvuruya isti’taf başvurusu (aynı mercie başvuru); işlemi yapmış olan makamın hiyerarşik üstüne yapılan başvuruya ise (şikayet yolu) hiyerarşik başvuru adı verilmektedir8. Bu müessese adından da anlaşılacağı üzere temel olarak üst makama başvuru esas olduğundan idari denetim türlerinden hiyerarşik denetime karşılık gelmektedir. Ancak üst makam yoksa işlemi yapmış olan makama başvurulur ki, bu da isti’taf başvurusuna karşılık gelmektedir.
İYUK Md. 11 hükmü gereğince,  ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce; idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. İdarenin 60 gün içinde bir cevap vermemesi durumunda istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
Üst makamlara başvurabilmek için mükelleflere konu bakımından herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle mükellef vergilemeye ilişkin her türlü bireysel idari işleme karşı üst makama başvuru talebinde bulunabilir. Ancak üst makamlara başvurunun vergi uyuşmazlıklarının çözümünde kullanılamayacağı şeklinde bazı görüşler bulunmaktadır. Bu konuda Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, “213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen haller dışında, üst mercii bulunmayan vergi dairelerince düzenlenen ceza ihbarnamelerinin tebliği üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından…” (VDDK, 18.10.2006 tarih ve E. 2006/75, K. 2006/300, T. 18.10.2006)  şeklindeki kararı örnek olarak verebiliriz.  VUK’ta düzenlenmiş olan vergi hatalarını düzeltme yolu ile İYUK’ta düzenlenmiş olan üst makamlara başvuru yolunun birbirinin alternatifi olarak gösteren bu kararı, yasanın ruhuna aykırı ve kanun koyucunun iradesini görmemezlikten gelen bir yaklaşım olarak görmek mümkündür.
Bilindiği üzere İYUK’un 11. maddesinin eski şeklinde, “Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz.” hükmü bulunmaktaydı. Ancak vergi uyuşmazlıklarına ilişkin bu kısıtlama 4001 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile kaldırılmıştır. Sözkonusu maddenin gerekçesinde şöyle denilmektedir:
“…Vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süre aşımı yönünden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak söz konusu fıkra yürürlükten kaldırılmaktadır…”
Dolayısıyla gerek vergi uyuşmazlıklarında üst makamlara başvuru yolu kısıtlayan İYUK 11. maddenin 4. fıkrasının kaldırılmış olması gerekse bu maddenin gerekçesinde vergi uyuşmazlıkları için de bu yolun kullanması gerektiği belirtilmesi üst makamlara başvuru yolunun vergi uyuşmazlıkları için kullanılabileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu konuda Danıştay 7. Dairesini verdiği şu karar oldukça isabetli olduğu kanısındayız:
“İdari Yargılama Usulü Kanununun “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11′inci maddesinde, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen maddenin 4′üncü fıkrasında yer alan, “Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz.” hükmü, 18.6. 1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4001 sayılı Kanunun 6′ncı maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
4001 sayılı Kanunun anılan 6′ncı maddesinin gerekçesinde, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Buna göre; 2577 sayılı Kanunun 11′inci maddesinin 4′üncü fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı diğer idari işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvuru yolunun açılması bu başvuru ile dava açma süresinin durdurulması ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır…” (Dnş. 7. D., K:2005/589, E. 2004/1493, T. 06.04.2005)
Ayrıca, idare tarafından tesis edilen işlemlere karşı İYUK ‘ta düzenlenmiş bulunan üst makamlara başvuru yolu ile vergi hatalarını düzeltme yolu aynı müesseseler değildir. Vergi hatalarını düzeltme yolu, sadece VUK’un 117 ve 118. maddelerinde tanımlanan hesap ve vergilendirme hataları için öngörülmüş olan “kısıtlı” bir başvuru yoludur. Buna karşın üst makamlara başvuru ise, vergi hatası kapsamında olmayan bütün vergilendirme ve ceza kesme işlemleri için geçerli olan bir yoldur9. Diğer taraftan vergi hatalarının idari yoldan düzeltilmesi ile ilgili olan başvuru yolu, vergilendirme işlemine karşı idari dava açma süresinin geçmesinden sonra işleyen bir idari başvuru yolu olması nedeniyle İYUK’nun 11. maddesinde düzenlenen hiyerarşik başvurudan farklı bir yoldur.
Sonuç olarak vergi uyuşmazlıklarında üst makama başvuru yolunun kullanılmasının engellenmemesi, hatta etkin olarak kullanılması yoluna gidilmesinin yolunun gösterilmesi vergi uyuşmazlıklarının idari yoldan çözümünün etkinliğini artıracaktır. İdari işlemde başvuru yollarının gösterilmesi, idarenin hukuka uygunluk denetimi ve idari işlem sonucu hakları etkilenen kişilerce hak arama özgürlüğünün kullanılabilirliği açısından önemli bir işleve sahiptir. İlke ile başvuru hakkının kişiler tarafından ne şekilde kullanılacağının belirtilmesi, idarenin işlemlerinde uymakla zorunlu olduğu somut bir yükümlülük olarak kurulmakta ve idari işlemin hukuki rejimine dâhil edilmektedir10.
3.2. Üst Makama Talep Şekli
Üst makamlara başvuruda bulunulması yolu ihtiyari bir müessese olup bu konuda tercih hakkı tamamen mükellefe bırakılmıştır. Mükellef bu yolu kullanacaksa ilgili makama başvuruda bulunması gerekir. Başvuru, işlemi yapan idari birimin üst makamına, işlemi yapan makamın üst makamı yoksa işlemi yapan makama yazılı olarak yapılır. Diğer bir ifadeyle, İYUK 11. maddesi idari işlemlerin düzeltilmesi için idari başvurunun öncelikle üst makamlara, üst maka yoksa işlemi yapmış olan makama yapılması zorunlu kılmaktadır. Mükellefler Vergi Dairesinin işlemlerine karşı Vergi Dairesi Başkanlıklarına, Vergi Dairesi Başkanlığı olmayan yerlerde ise Defterdarlıklara başvuracaktır.
Vergi Dairesinin işlemlerine karşı üst makamlara başvuru vergi davası açmak için belirlenmiş süreler içinde yapılmalıdır. Çünkü üst makama başvuru süresi dava açma süresi ile sınırlıdır. Üst makama başvuru süresi hak düşürücü bir süredir.  Dolayısıyla süresi içinde başvuruda bulunmayanlar süre geçtikten sonra üst makama başvuruda bulunma hakkından mahrum olurlar. Bu nedenle doğrudan dava konusu yapılabilecek işlemle ilgili dava açma süresi geçirildikten sonra üst makama başvuruda bulunulması mümkün değildir.
3.3. Üst Makama Başvuru Şartları
Vergi uyuşmazlıklarının yargıya götürülmeden önce söz konusu uyuşmazlığın çözümlemesini sağlayabilecek idari bir mekanizma olan üst makama başvuru yolu kurumundan yararlanılabilmesinin bazı şartları vardır. Söz konusu şartlar şunlardır11;
- Ortada dava edilebilecek nitelikte bir vergilendirme işlemi bulunmalıdır. Bu işlem tarh-tebliğ-tahakkuk evresine ilişkin olabileceği gibi tahsil evresine de ilişkin olabilir.
- Başvuru, kanunda belirtilen ilgili makama yapılmış olmalıdır. Bu makam kurul olarak üst makamdır. Ancak üst makam yoksa başvuru, işlemi yapan makama yapılacaktır.
- Başvuru idari dava açma süresi içinde yapılmış olmalıdır. Üst makama başvuru süresi hak düşürücü bir süre olduğundan süresi içinde başvuruda bulunmayanlar süre geçtikten sonra üst makama başvuruda bulunma hakkını kaybederler.
- Başvuru talebi, idarenin tek taraflı olarak tesis ettiği bir idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması konusunda olmalıdır.
İYUK 11. maddesinin yapısına bakıldığında sadece idari işleme karşı bir “itiraz”ın varlığına dikkat çekilmekte ve buna karşın “eylem” kavramından bahsedilmemektedir. Dolayısıyla burada söz konusu itiraz, idarenin ilgili hakkında aynı konuda yapmış olduğu bir işleme yönelik olacaktır. Diğer taraftan bu maddenin önemli özelliği de hiyerarşik başvuruyu zorunlu kılmaktadır.
3.4. Üst Makama Başvurunun Sonuçları
Üst makama dava açma süresi içinde yapılmış olan başvuru, dava açma süresini açık veya zımni cevap alınıncaya kadar durdurur. Duran süre, cevabın alındığı veya bekleme süresinin dolduğu tarihi izleyen günden başlayarak kaldığı yerden işlemeye başlar. Yani, üst makamın isteği reddetmesi durumunda ya da isteğin reddedilmiş sayılması durumunda durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlar. İdarenin bekleme süresi içinde cevap  vermemesi  dava  açma  süresinin kaldığı yerden işlemesini başlatır. Bekleme süresi geçtikten sonra idare tarafından verilecek ret cevapları ilgililere yeniden dava açma hakkı doğurmaz.
Üst makama başvuru talebinde bulunan mükellefin talebinin vergi idaresince karşılanması halinde uyuşmazlık çözümlenmiş demektir. Talebin kısmen ya da tamamen karşılanmaması halinde ise söz konusu uyuşmazlık için geri kalan dava açma süresi içinde yargı yoluna başvurabilir.
4. Sonuç
Vergi, kamu gelirleri içinde en önemli gelir kaynağı iken mükellefler açısından ağır bir yüktür. Doğal olarak devlet daha fazla vergi tahsil etmek isterken mükellefler de daha az vergi ödemek istemektedirler. Dolayısıyla mükelleflerin vergi vermek istememeleri ya da daha az vergi ödemek istemeleri, idarenin yaptığı işlemlerden dolayı verginin eksik veya hatalı hesaplanması ya da vergi incelemeleri sırasında yapılan bir takım hatalardan dolayı, mükellef ile idare arasında vergi uyuşmazlıkları ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan vergi uyuşmazlıklarının çözümü için idari ve yargısal çözüm yolları olmak üzere iki yol bulunmaktadır. Vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözümlenmesi hem mükellefe hem de idareye önemli bazı avantajlar sağlayacaktır. Vergi sorunlarının yargı yoluna gidilmeden idari aşamada çözümlenmesi her şeyden önce mükellefi uzun ve masraflı bir süreç olan yargılama süreci ile uğraşmaktan kurtaracaktır. Bu durumda Gelir İdaresi de yargılama süreci beklemeksizin uyuşmazlık konusu olan vergi gelirleri zamanında tahsil etmek olanağına kavuşacaktır.
Türk hukuk sisteminde vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada barışçıl bir şekilde çözümlenmesine olanak tanıyan birçok kurum bulunmaktadır. Bunlardan biri de İYUK mad. 11′de düzenlenen üst makamlara başvuru yoludur. İdarenin tesis etmiş olduğu işlemi bir kez daha inceleyerek hukuka uygun hale getirmesini sağlayan adeta otokontrol imkânını tanıyan bu düzenlemeden etkin bir şekilde yararlanılması halinde mükellef ile irade arasında çıkan vergi uyuşmazlıklarının önemli bir kısmı kaynağında çözümleme imkânı bulmuş olacaktır.
(1)Mehmet Yüce, Vergi Yargısı, 2. Baskı, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa, 2012, s.68-69.
(2)Turgut Candan, Vergilendirme Yöntemleri ve Uzlaşma, 2. Baskı, Ankara: Maliye ve Hukuk Yayınları, 2006.a.g.e., s. 261.
(3)Yüce, age, s.81.
(4)Geniş bilgi için bkz Mehmet Yüce, Ezel Altunay, “Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) ve Vergi Uyuşmazlıkları Açısından İşlevi”, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı: 355 (Mart, 2011), ss.177-188
(5)H. Galip Küçüközyiğit, “Ombudsmanlık Kurumu -Hukuksal ve Siyasal Bir İnceleme-”, Uluslararası Hukuk ve Politika, Cilt:2, No: 5, 2006,, s.93.
(6)Lütfi Duran, “İdari Müraacatler ve Bunların Karşısında, İdarenin Sükutu Meselesi”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, İstanbul 1946, C.12, S.1, s.132, 134.
(7)Lütfi Duran, “İdari Müraacatler ve Bunların Karşısında, İdarenin Sükutu Meselesi”, s.135.
(8)Karakoç, Vergi Yargılama Hukukunda Süreler, a.g.e., s. 103; Öncel, Kumrulu, Çağan, a.g.e., s. 173.
(9)Metin Taş, “Vergi Uyuşmazlıklarında Üst Makama Başvuru Yolu Kullanılabilir mi?”, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 200 (Ağustos, 2009), s. 23.
(10)Yeliz Şanlı Atay, “İdari İşlemde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğü”, TBB Dergisi 2011 (96), ss. 315.
(11)Bkz., Yusuf Karakoç,  Vergi Yargılama Hukukunda Süreler, Yetkin Yayınları, Ankara, 2000, ss. 102-104.
Bu Makale Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Ekim 2012 Sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok: