İncelemeye başlama tutanağı, incelemenin türünün, konusunun, döneminin, yapılacak yerin, gerekçesinin belirlendiği, mükelleflerin incelemeyle ilgili hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi alabildiği bir tutanaktır.Bu tutanak, mevzuatımıza son yıllarda 6009 sayılı Kanun(1) ile girmiştir. Daha önceki yıllarda, inceleme elemanları incelemeye başlarken genellikle böyle bir tutanak tutmaz hatta mükelleflere incelemeye alınma gerekçeleri hakkında izahat dahi vermezlerdi. Bu düzenleme, gerekçesinde de yer aldığı üzere, mükellefler kendileri nezdinde yapılacak inceleme hakkında gerekçesi dâhil sıhhatli bilgi alsınlar, inceleme ne zaman başlayacak ne zaman bitecek bilsinler diye getirilmiş çağdaş bir mükellef hakkıdır. Aynı zamanda incelemenin sıhhatini doğrudan etkileyecek bir usul hükmü olması dolayısıyla fevkalade önemde bir işlemdir.Bu makalede, incelemeye başlama tutanağının hukuki mahiyeti, önemi ve sonuçları incelenecektir.
II- İNCELEMEYE
BAŞLAMA TUTANAĞINA İLİŞKİN TEMEL DÜZENLEMELER
213
sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) “incelemede
uyulacak esaslar”ı düzenleyen 140. maddesinin 2. bendinde; vergi incelemesi yapanların
vergi incelemesine başlanıldığı hususunu bir tutanağa bağlayarak bir örneğini
nezdinde vergi incelemesi yapılana vereceği, ayrıca tutanağın bir örneğini
bağlı olduğu birime, diğer örneğini de ilgili vergi dairesine göndereceği
düzenlenmiştir.Yine aynı maddenin son fıkrasında bu
maddede belirlenen esaslar
çerçevesinde, vergi incelemelerinde uyulacak diğer usul ve
esasların yönetmelikle belirleneceği belirtilmiş ve bu kapsamda Vergi
İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik(2) yayımlanmıştır.
Söz konusu Yönetmeliğin 9. maddesinde; “...Vergi incelemesine, incelemeye tabi
olan nezdinde düzenlenecek “İncelemeye Başlama Tutanağı” ile başlanır.
Düzenlenen tutanağın bir örneği nezdinde inceleme yapılana teslim edilir.
Tutanağın bir örneği vergi incelemesi yapmaya yetkili olanın bağlı bulunduğu
inceleme ve denetim birimine, bir örneği ise mükellefin bağlı olduğu vergi
dairesine gönderilir.
İncelemeye başlama
tarihi, mükellefin tutanağı imzaladığı tarihtir. Tutanakta mükellefin imzasının
bulunmaması halinde tutanağın vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih
incelemeye başlama tarihi olarak kabul edilir; bu durumda incelemeye başlama
tutanağının bir örneği ayrıca mükellefin bilinen adresine vergi dairesince gönderilir.Ölüm, gaiplik, işin veya memleketin terki gibi nedenlerle,
nezdinde inceleme yapılacak olanla temas kurulamaması veya ilgili ile temas
kurulmasına rağmen verilen sürede defter ve belgelerin ibraz edilmemesi,
incelemeye başlama tutanağının imzadan imtina edilmesi gibi hallerde inceleme,
ilgilinin vergi dairesindeki dosyasında yer alan belgeler ve diğer kaynaklardan
elde edilen her türlü bilgi ve belgeler ile varsa Başkanlığın risk analizi
sonuçlarına dayalı olarak yürütülür.”esaslarına
yer verilmiştir. Genelde inceleme elemanları vergi incelemesine başlamadan
evvel, mükelleflere incelemeye başlama tutanağını imzalamaya davet yazısı
göndermektedirler. Söz konusu imzaya davet yazısında tutanağın tutulacağı gün,
yer ve zaman belirtilmektedir. Bu yazının Vergi Usul Kanunu hükümlerince
mükellefe uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve en az 15 gün süre verilmesi
gerekmektedir(3). Yazıda, “incelemeye başlama tutanağı” düzenleneceğinin belirtilmemesi ya
da 15 günden az süre verilmesi halinde yapılan incelemeye başlama tutanağını
imzalamaya davet yazısı hukuken geçersiz olacaktır.Mükellef
usulüne uygun olarak yapılan davete icap etmezse ne olacaktır?
Yönetmelik; “ölüm, gaiplik, işin veya memleketin terki gibi nedenlerle, nezdinde
inceleme yapılacak olanla temas kurulamaması veya ilgili ile temas kurulmasına
rağmen verilen sürede defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, incelemeye başlama
tutanağının imzadan imtina edilmesi gibi hallerde inceleme, ilgilinin vergi
dairesindeki dosyasında yer alan belgeler ve diğer kaynaklardan elde edilen her
türlü bilgi ve belgeler ile varsa Başkanlığın risk analizi sonuçlarına dayalı
olarak yürütülür” demektedir.
Bu durumda inceleme elemanı
incelemesini, ilgilinin vergi dairesindeki dosyasında yer alan belgeler ve
diğer kaynaklardan elde edilen her türlü bilgi ve belgeler ile varsa
Başkanlığın risk analizi sonuçlarına dayalı olarak yürütecektir.
Bizim bu konudaki
düşüncemiz; inceleme elemanlarınca vergi incelemesine başlamadan evvel,
mükelleflere incelemeye başlama tutanağını imzalamaya davet yazısı
göndermelerinin dahi yeterli olmadığı yönündedir. Aslında VUK’un öngördüğü
sistem, incelemeye başlarken mükellefi davet etmek değil, inceleme elemanının
mükellefin iş yerine gitmesi ve orada incelemeye başlama tutanağını tutması
şeklindedir. Nitekim mükellefin işyerinin inceleme yapmaya müsait olup olmadığı
hususu, mükellef ve inceleme elemanı tarafından beraberce ancak bu şekilde
tespit edilebilecektir. Geçmişten bu yana sürdürüle gelen ve işyerine
gitmeksizin, mükellefin yazılı ya da sözlü davet edilerek işyerinin sağlıklı
bir vergi incelemesi yapmaya uygun olmadığının incelemeye başlama tutanağına
yazılması kanaatimizce hatalı bir uygulamadır(4).
Yönetmeliğin 11. maddesinde de
incelemeye başlama tutanağında asgari bulunması gereken bilgilerin şu şekilde
olması gerektiği belirtilmiştir:
a- Nezdinde inceleme
yapılanın kimlik bilgileri, unvanı, adresi ve faaliyet konusu,
b- İncelemenin türü
(tam/sınırlı inceleme),
c- İncelemeye alınma
gerekçesi,
d- İncelemenin konusu,
e- İnceleme dönemi,
f- İnceleme dairede
yapılacaksa buna ilişkin nezdinde inceleme yapılanın muvafakati,
g- Tutanağın düzenlenme
yeri ve tarihi, inceleme elemanının ve hazır bulunması halinde mükellefin veya
temsile yetkili olan kişilerin imzası,
h- Mükelleflerin
incelemeyle ilgili hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi.
III- İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞININ
DÜZENLENMEMESİNİN HUKUKİ SONUÇLARI
A-
İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI DÜZENLENMEMESİ, MÜ-KELLEF HAKKININ İHLALİDİR-İncelemeye başlama tutanağının düzenlenmesinin
temel bir mükellef hakkı olduğunu düşünmekteyiz. İnceleme elemanı ile incelenen
mükellef arasında incelemeye başlama tutanağı düzenlenmesi, mükellefin
incelemeye dair birçok konuda bilgi sahibi olmasını sağlayacaktır(5).
Mükellefler; öncelikle kendisi hakkında incelemeyi kimin yaptığını
görecekler, incelemeyle ilgili hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi
alabilecekler, incelemenin konusunu, dönemini, türünü (tam-sınırlı), hangi
gerekçe ile inceleye alındığını öğreneceklerdir. Ayrıca incelemenin kendi
işyerlerinde mi, yoksa vergi müfettişinin dairesinde mi yapılacağına karar
vereceklerdir ve incelemenin başlama tarihini netleştireceklerdir.
Nitekim kanun
koyucu da bu düzenlemeyi bir mükellef hakkı olarak görmüş ve çağdaş
vergilendirmenin vazgeçilmez bir unsuru olarak algılamıştır. İncelemeye başlama
tutanağına ilişkin düzenlemenin yer aldığı Vergi Usul Kanunu’nun 140. maddesine
bu hükmü getiren 6009 sayılı Kanun’un 11. maddesinin gerekçesinde bu
düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğu şu şekilde ifade edilmiştir: “Çağdaş vergi
uygulamalarında mükellef hakları, vergi idarelerinin önem verdiği konuların
başında gelmektedir. Vergi incelemelerinin yapılmasında incelemenin başladığı
tarihin açık olarak belirlenmesi, incelemenin vergi mevzuatına uygun şekilde
yürütülmesi ve öngörülebilir bir süre içerisinde tamamlanması mükellef
haklarının vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu çerçevede, yapılması öngörülen
düzenlemeyle vergi incelemesine başlandığını gösteren tutanağın düzenlenerek
mükellefe bir örneğinin verilmesi ve vergi incelemesinin belirli süreler
içerisinde tamamlanması kuralı getirilmektedir.”
İlgili düzenlemenin gerekçesine
bakıldığında kanun koyucunun, incelemeye başlama tutanağını bir mükellef hakkı
olarak gördüğü çok açıktır. Dolayısıyla incelemeye başlandığında, bu tutanağın
düzenlenmemiş olması mükellefin hakkının ihlal edildiği anlamına gelecektir.
B- İNCELEMEYE
BAŞLAMA TUTANAĞI DÜZENLENMEMESİ, VER-Gİ İNCELEME RAPORLARININ SIHHATİNİ BOZAR-Vergi incelemesine, incelemeye
başlama tutanağı ile başlanmamasının doğuracağı diğer bir hukuki sonuç da vergi
inceleme raporlarının sıhhatinin bozulması olacaktır. Çünkü kanunlar ile
belirlenen usul ve esaslar, incelemelerin sıhhatini etkileyen hükümlerdir. Hem
idare hem de inceleme elamanları, mükellefler hakkında bir tarhiyat
önerdiklerinde, bu tarhiyatın düzenlenen usul hükümlerine tam uyması
gerekmektedir.
Aksi halde yargı mercilerinin bu
tarhiyatı bozacaklarına şüphe yoktur. Nitekim Danıştay’ın bu konuda çok sayıda
benzer kararı bulunmaktadır. Danıştay bu konuda vermiş olduğu bir
Kararı’nda; “vergi incelemesinin, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu
araştırmak, tespit etmek ve sağlamak şeklinde tanımlanan amacına ulaşmak için
yapılan çalışmalar sırasında Vergi Usul Kanunu’nun 139, 140 ve 141.
maddeleriyle düzenlenmiş bulunan “incelemede uyulacak esaslar”a uyulması
gerekir. Bu esaslara uyulmadan yapılacak inceleme neticesinde düzenlenecek
vergi inceleme raporu esas alınarak yapılacak tarhiyatta yasal isabet yoktur”(6)
demektedir. Söz konusu Karar’dan da görüleceği üzere, Danıştay çok net
olarak “incelemede
uyulacak esaslar”a uyulması gerektiğini, bu esaslara uyulmadan
yapılacak inceleme neticesinde düzenlenecek vergi inceleme raporlarının kabul
görmeyeceğini, bu raporlara istinaden önerilecek tarhiyatların reddedileceğini
ifade etmektedir.
C- İNCELEMEYE
BAŞLAMA TUTANAĞI DÜZENLENMEMESİ, VER-Gİ İNCELEMESİNE BAŞLANMADIĞI ANLAMINA
GELİR-İnceleme esas
ve usullerini düzenleyen Yönetmeliğe göre; vergi incelemesi, incelemeye tabi
olan nezdinde düzenlenen İncelemeye Başlama Tutanağı ile başlar ve inceleme
elemanı tarafından yapılan inceleme neticesinde düzenlenen vergi inceleme
raporlarının, rapor değerlendirme komisyonlarına intikal ettirilmek üzere
ilgili inceleme ve denetim birimine teslimi ile biter.İncelemeye başlama tarihi, mükellefin tutanağı imzaladığı
tarihtir. Dolayısıyla incelemeye tabi olan nezdinde bir incelemeye başlama tutanağı
düzenlenmemesi vergi incelemesine başlanmadığı anlamına gelecektir.
D- İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI
DÜZENLENMEMESİ İLE VERGİ İNCELEMESİ BAŞLAMADIĞINDAN,MÜKELLEFİN PİŞMANLIK
HÜKÜMLERİNDEN YARARLANMASI KESİLEMEZ- VUK’un 371. maddesine göre; beyana dayanan vergilerde
vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların
işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili
makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi halinde haklarında vergi
ziyaı cezası kesilmez. Ancak bu haber verme dilekçesinin yetkili memurlar
tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı günden
evvel verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması şartı aranır.Dolayısıyla mükellefler kendileri ile incelemeye başlama tutanağı
düzenlenmediği sürece, her zaman pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.
İnceleme elamanının mükellef nezdinde inceleme yürütüyor, defter ve belgelerine
bakıyor olması mükellefin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasını
kesemeyecektir.Yönetmelikte, incelemeye başlama tarihinin mükellefin tutanağı
imzaladığı tarih olduğu, düzenlenen incelemeye başlama tutanağının bir
örneğinin de mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine gönderileceği
belirtilmiştir. Bu sebeple, incelemeye başlama tutanağı düzenlenmemesi
durumunda, mükellef bağlı olduğu vergi dairesine, inceleme konusu yapılan
hususlar hakkında dahi pişmanlık hükümlerinden yararlanarak vergi ziyaı cezasız
beyanname verebilecektir.
E- İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI
DÜZENLENMEMESİ, KA-ÇAKÇILIK SUÇU İŞLEYENLERİN CEZASIZ KALMASINA SEBEBİYET VERİR Yukarıda
da belirttiğimiz üzere, incelemeye başlama tutanağının düzenlenmemesi
mükelleflerin inceleme konusuna ilişkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasını
ve bu kapsamda beyanname vermesini kesemeyecektir. VUK’un 359. maddesi
kaçakçılık suçları ile bu suçlara ilişkin cezaları düzenlemiştir.
Aynı madde de 371.
maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler
hakkında bu madde hükmü uygulanmayacağı özellikle vurgulanmıştır.Bu durumda, kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin
tespitinden önce mükelleflerin bu durumu ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe
ile haber vermesi halinde bu kişiler hakkında inceleme elemanınca kaçakçılık
suçundan dolayı rapor düzenleme imkânı bulunmamaktadır.
F- İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI DÜZENLENMEMESİ,
VUK’DA DÜZENLENEN İNCELEME SÜRELERİN HESAPLANAMAMASINA SEBEBİYET VERİR VUK’un 140. maddesine göre; incelemeye başlanıldığı tarihten
itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme
yapılması halinde ise en fazla altı ay içinde incelemelerin bitirilmeleri
gerekmektedir. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre
talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu
birim tarafından değerlendirilir ve altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.
Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim
tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme
yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu
birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli
tedbirleri alırlar.
Söz konusu vergi inceleme süreleri,
incelemeye başlanıldığı tarihten itibaren başlayacaktır. İncelemeye başlama
tutanağının düzenlenmemesi ile inceleme başlamayacak, ancak bu tutanağın
düzenlenmesinden sonra incelemenin tamamlanması için süreler hesaplanacaktır.
Görüleceği üzere, incelemeye başlama tutanağının düzenlenmemesi tıpkı domino
taşları gibi başka usul hükümlerinde hatalar yapılmasına sebebiyet vermektedir.
G- İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI
DÜZENLENMEMESİ, BA-ZI İDARİ TEDBİRLERİN UYGULANMASI SONUCUNU DOĞURABİLİR Vergi incelemesine incelemeye başlama tutanağı ile başlanmaması
inceleme elemanı için de sıkıntı yaratacak bir husustur. Çünkü yukarıda anılan
Yönetmeliğin 9. maddesine göre; vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların,
inceleme görevinin verilmesinden itibaren en geç otuz gün içinde incelemeye
başlayacağı, bu süre içinde incelemeye başlanılamaması halinde, durumun
gerekçeli bir yazı ile bağlı bulunulan inceleme ve denetim birimine
bildirileceği, inceleme ve denetim biriminin incelemeye başlanılamamasını haklı
kılan bir mazeretin varlığı halinde en fazla on beş gün ilave süre verebileceği
gibi inceleme görevini başka bir inceleme elemanına da verebileceği düzenlenmiştir.
Düzenlemeden de
anlaşılacağı üzere, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, inceleme görevinin
verilmesinden itibaren en geç otuz gün içinde haklı bir mazeretleri yoksa
incelemeye başlamak zorundadırlar. Bir önceki bölümde de
açıklandığı üzere vergi incelemesi, incelemeye başlama tutanağı düzenlenmesi
ile başlar ve bu tutanağın tutulmaması incelemenin başlamadığı anlamına gelir.
Dolayısıyla vergi inceleme elemanları, inceleme görevinin verilmesinden
itibaren en geç otuz gün içinde veya ilave süre verilmesi durumunda en geç
kırkbeş gün içinde incelemeye, incelemeye başlama tutanağı düzenlemek suretiyle
başlamak zorundadırlar.
IV- SONUÇ Vergi incelemesine, incelemeye başlama tutanağı
düzenlenmesi ile başlanması gerektiği artık tüm taraflarca kabul edilen bir
husustur. Bu düzenleme çağdaş bir mükellef hakkıdır. Bu tutanağın düzenlenmesi
ile mükellefler incelemenin türünü, konusunu, dönemini, gerekçesini,
incelemeyle ilgili hak ve yükümlülüklerini öğrenebileceklerdir. Aynı zamanda
her iki taraf için vergi incelemesine sağlıklı bir başlangıç yapılmış
olunacaktır.
Bu düzenleme aynı
zamanda VUK’un amir bir hükmüdür. Vergi incelemesine, usul hükümlerine
uyulmayarak incelemeye başlama tutanağı ile başlanmaması vergi inceleme
raporlarının sıhhatini bozacak ve tarhiyatın yargı mercilerince reddi sonucunu
doğuracaktır. Uygulamada, işe başlama tutanağı düzenleneceği hususu belirtilerek
mükelleflere 15 günden az olmamak üzere süre verilerek yazılı davetiye
çıkartılmakta ve bu davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmektedir.
Ancak
kanaatimizce VUK’un öngördüğü sistem gereğince, incelemeye başlama tutanağı
düzenleneceğinden bahisle mükellefler yazılı olarak davet edilmemeli, aksine
bizzat inceleme elemanı mükellefi işyerinde ziyaret etmeli ve incelemeye
başlanacağı hususunu bildirmelidir. Bu ziyaret sırasında işyerinin incelemeye
uygun olup olmadığı hususu mükellefle birlikte değerlendirilecek ve varılacak
sonuca göre incelemeye başlama tutanağı düzenlenecektir.
İşe Başlama
Tutanağının düzenlenmemesi vergi incelemesine başlanmadığı anlamına
geldiğinden, mükellef pişmanlık hükümlerinden yararlanarak vergi ziyaı cezasız
beyanname verebilir hatta
kaçakçılık suçu teşkil eden fiilleri için inceleme elemanınca kaçakçılık
suçundan dolayı rapor düzenleme imkânı bile kalmayabilir. İncelemeye başlama
tutanağının düzenlenmemesi tıpkı domino taşları gibi başka usul hükümlerinde
hatalar yapılmasına sebebiyet verecektir.
Bu sebeplerle; vergi incelemesine
incelemeye başlama tutanağı düzenleyerek başlamak, 6009 sayılı Kanun ile
yapılan düzenlemenin getiriliş maksadına uygun olarak, incelemenin hukuki
geçerliliği bakımından vazgeçilemez bir yükümlülüktür.
*
Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi)
** Dr.
(·)
Bu makaledeki görüşler, yazarlara ait olup, çalıştıkları kurumları bağlamaz,
görevleriyle ilişki kurarak kullanılamaz.
(1)
01.09.2010 tarih ve 27659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun.
(2) 31.10.2011 tarih ve
28101 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
(3)
Vergi Usul Kanunu’nun14. maddesinde; “Kanun’da açıkça yazılı olmayan hallerde
15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi, tebliği yapacak olan idare belirler
ve ilgiliye tebliğ eder” denmektedir.
(4) Bu konu, makalemizin
ana konusu olmadığından daha geniş değinilmeyecek, ancak ayrı bir makale konusu
yapılacaktır.
(5) Ahmet OZANSOY, “6009
Sayılı Kanun Sonrası Vergi İnceleme Süreci”, Yaklaşım,
Sayı: 214, Ekim 2010, s. 62
(6) Dn. 11. D.’nin, E.
1995/1334, K. 1995/2225 sayılı Kararı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder