.

.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

GELİR TABLOSUNDA TUZAĞA DÜŞÜREN HİLELER


Gelir Tablosunda Yatırımcıyı tuzağa düşüren hileler; Gelir Tablosu Makyajı
İnsanlardaki kan dolaşım sisteminin, gelişmiş ekonomilerdeki karşılığı bankalar değil, ‘Sermaye Piyasaları’ olmalıdır. Reel sektörü temsil eden sanayi şirketlerinin nakit akım tabloları da benzer amaca dönüktür. İşletmelerin nakit akış yeteneğinin veya finansal döngüsünün sağlıklı işlediğinin habercisi ise ‘gelir tablosu’ dediğimiz dönemsel kâr zarar raporudur.
Aynı zamanda, her gelir tablosu bilançoların (finansal durum tablosu) tamamlayıcısı ve en önemli unsurudur. Dolayısıyla mali tablolar içinde, bilançonun hemen ardından gelir tablolarının analiz edilmesi gerekir.
Gerçek makyaj mali piyasalara yapılıyor
Kitabın sonundan konuşmak gerekirse, bir şirketin mali tablolarındaki en büyük makyajlamalar gelir tablosu üzerinde yapılır. Bu özelliğin, bugüne kadar hiç gündeme gelmemiş olması ve sadece bilanço makyajı kavramının dillendirilmesi bile, bana göre sermaye piyasalarının en büyük makyajıdır. Hal böyle iken, gelir tablosu makyajı literatürümüze girmeye bile hak kazanamamış, hiçbir mali analiz kitabında alt başlık olacak kadar dahi kıymet görmemiştir.
Gerçekte ise bilanço makyajı denen olgunun yüzde 90’ı gelir tablosunda yer alan hesaplar üzerinden gerçekleştirilir. Yatırımcıyı ve devleti ilgilendiren en büyük çarpıtmalar gelir tablosu ile başlar, gerisi ise hak kaybı doğurmayan bir takım kozmetik kalem oynatmalardır. Özetle, dikkatler bilanço üzerine çekildiğinde, sahipsiz kalmış gelir tablosunun en çirkin oyunlara sahne olması kaçınılmaz olmaktadır.
Belli bir tarihteki mali bakiyelerin fotoğrafı diyebileceğimiz bilançolar, gelir tablosu olmadan eksiktir. Çünkü öz kaynaklar kısmının en önemli tamamlayıcısı gelir tablosudur. Gelir tablosu ise belli bir tarihte değil, belli tarih aralığındaki gelir-gider ile kazanç-zarar durumunu ve yine dikkat edelim bakiyeleri değil kümülatif tutarlarını tasnifli bir şekilde gösteren tablodur. Son olarak sistematiği gereği, ilgili tarih aralığındaki dönemin kârını veya zararını verir. Burada şöyle bir bilgi notu geçmekte fayda var; gelir tablosunun son satırında yer alan bu kâr/zarar rakamı pasifteki öz sermaye bölümüne aktarılarak bilanço eşitliği sağlanmış olur.
Gelir Tablosu’nun önemi
Önceki yazımızın giriş kısmını önemine binaen tekrar ederek konuya girelim. Yatırımcının ilk hedefi para kazanmak ise ikinci hedefi portföyünü korumaktır. Bunun yolu ise almayı veya satmayı planladığı menkul kıymetin, gelecekteki performansını doğru tahmin etmekten geçer. Sermaye piyasalarının en temel enstrümanlarından olan ‘Hisse Senedi’nin gelecekteki fiyatı hakkında öngörü sahibi olabilmek, mevcut durumun kaliteli analiz edilebilmesine bağlıdır. İşte bu aşamada, fikir sahibi olmak isteyen hisse senedi yatırımcısının ilk başvuru kaynağı bilançodur.
Buraya kadar söylediklerimiz doğru ancak yetersizdi. Bilançolarda ilk bakılan kalem olan ‘Dönem Kârı veya Zararı’ hesabı gelir tablosundan alınır. Dolayısıyla, dönem kârına ulaşmamızı sağlayan bu tablonun daha dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Zira, gerek temettü ödemelerine gerekse pek çok rasyo ve parametreye dayanak teşkil eden bu kalem, gelir tablosu ürünüdür.
Gelir tablosu, bilançonun statik görünümünden uzak olup insanın hayal gücüyle eş değer panoramik bir açıya sahiptir. Bu zenginlik, işletmelerin finansal durumunu film şeridi haline getiren gelir tablosu üzerinde sayısız oyun oynanmasına yani makyaj yapılmasına olanak tanır. Önemli gördüğüm makyaj çeşitlerini sıraladım. Detaylı gelir tablosu eşliğinde okumanızı tavsiye ederim.
Gelir Tablosu Makyajına konu edilen işlemler
Aşağıdaki gelir tablosu hilelerinin ilk kısmı, dönem kârını azaltmak için yapılırken diğer kısmı ise dönem kârını yüksek göstermek için yapılmaktadır. Okuyucularım kendi bakış açılarına farklı şekillerde kategorilere ayırabilir. Ancak hepsinin iki ortak noktası olup bunları hilelerin ardından konuşalım.
Dönem kârını artıran işlemler
*Miktar veya fiyat bakımından gerçeğinden yüksek tutarlarda satış faturası düzenlemek,
*Çalışanları düşük tutardan sigortalı göstererek istihdam vergilerini ve tazminat matrahları ile sigorta primlerini az göstermek,
*Şüpheli duruma gelmiş alacaklara veya tahakkuk etmiş yükümlülüklere karşılık ayırmamak,
*Sabit kıymet amortismanlarını düşük oranlardan hesaplamak,
*Dövizli borçları, bilanço tarihindeki kurun düşüğünden değerlemeye tabi tutmak,
*Dövizli alacakları, bilanço tarihindeki kurun yükseğinden değerlemek,
*Faturasız mal veya hizmet alımı yapmak, (gelir tablosunda hiç gözükmez)
*Sigortasız işçi çalıştırmak, (gelir tablosunda hiç gözükmez)
Dönem kârını azaltan işlemler
*Kayıt dışı satışlarla hasılatı gizlemek, (vergi kaçırmanın evrensel yolu)
*Miktar veya fiyat bakımından gerçeğinden düşük tutarlarda satış faturası düzenlemek,
*Hiç çalışmayan kişileri sigortalı göstererek giderleri artırmak, (şirket içi yolsuzluk)
*Mevduatlara ilişkin faiz veya kâr payı gelirlerini kayda almamak,
*Sabit kıymet amortismanlarını yüksek oranlardan hesaplamak,
*Dövizli borçları, bilanço tarihindeki kurun yükseğinden değerlemeye tabi tutmak,
*Dövizli alacakları, bilanço tarihindeki kurun düşüğünden değerlemek,
*Gerçeği yansıtmayan hizmet veya gider faturası temin etmek.
Hülle yapmak isteyene seçenek bitmez. Yukarıdaki örneklerin sayısı hayal gücüne bağlı. Özellikle bağımsız denetim yapılmadığı üç ve dokuz aylık mali tablolar bu açıdan çok daha fazla risk taşımakta. Bu usulsüzlükleri okurken göz atmanızı istediğim gelir tablosundaki her bir kalem doğrudan şirket kâr/zararını etkilemektedir. Ve yine o kalemlerin her birinin altında, çok sayıda alt kırımlar mevcuttur; Örneğin pazarlama kaleminin altındaki, ücretler, promosyon giderleri, primler gibi.
Gelir Tablosu Makyajı ile Bilanço Makyajı arasındaki farklar
Gelir tablosu makyajı yapan şirketlerin büyük çoğunluğu, maliyet ve giderlerini şişirerek daha az vergi ödemeyi düşünürler. Buradaki ilk amaç, her zaman vergi kaçırmaktır. Bunun yolu, gerçeğinden daha düşük kâr beyan etmekten geçer. Haliyle ortakların hak edecekleri temettü tutarları azalacaktır.
Bu çabaları sonuçsuz bırakmak isteyen mali idare, gerek hürriyeti bağlayıcı cezalar ile gerekse transfer fiyatlandırması gibi yasal düzenlemeler ile her geçen gün kendini yenilemektedir. Yeri gelmişken dikkat çekmek gerekirse, teknik olarak vergi ziyaı denilen vergi kaçırma fiilinin doğrudan borsa yatırımcılarının ve elbette ki tüm halkın zararına bir suç teşkil ettiğini hatırlatalım. Burası çok önemli. Bu nedenle daha detaylı irdelemek üzere konuyu başka bir yazıya bırakalım.
Bilançolardaki çoğu makyajın amacına gelince, ilgililerin doğrudan hak kaybına sebep olmayan ancak mali tablolar hakkında olduğundan daha farklı bir intiba yaratarak kamuoyunu yanıltmayı hedefler.
Komedinin trajediye dönüştüğü yer
Son olarak, yukarıda öne çıkarttığımız gelir tablosu usulsüzlüklerinde iki tane ortak özellik bulunmaktadır. Birincisi, yukarıda tadadî olarak saydığım belge ve muhasebe hileleri sonucunda kâr/zarar rakamı değişmektedir. İkincisi ise vergi gelirleri azaltmaktadır.
Bunların her biri, gelir dağılımdaki adaletsizlikten tutun işsizlik, cari açık, borçlanma, tasarruf eksiği gibi ekonomik sıkıntıların ve beraberinde eğitim, sağlık gibi sosyal problemlerin başta gelen sebebidir.
Dolayısıyla, sermaye piyasası yatırımcılarının hak ve yararlarının korunması, ufak bir burjuva kesimin meselesi gibi algılanmamalı, ülke ekonomisini doğrudan ilgilendiren sorunların kaynağı olduğu fark edilmelidir.
Özetle, bu tarz konular makyaj kelimesi altına kamufle edilemeyecek önemde olup tüm ülkeyi ilgilendiren yapısal soruna dönüşmüş durumdadır. Başka bir ifadeyle, gelir tablosu makyajının doğal uzantısı olan temettü üzerindeki hak kaybı meselesi, vergi kaçağı ile başlar. Bu süreç, ekonomi sayfalarına veya üniversite koridorlarına hapsedilmeyerek ‘Nomura Sarayı’ isimli kitapta resmedildiği üzere vatandaşlarımıza tek tek izah edilmelidir.
Toplum mühendisliği olarak tanımlanacak bu aşamada nitelikli yatırımcılara büyük görevler düştüğünü de belirtmeden geçmek istemem.
Dursun Ali Yaz

Hiç yorum yok: