.

.

15 Nisan 2010 Perşembe

Dövizli alış,satış vs.

DÖVİZLİ İŞLEMLERLE İLGİLİ BAZI SORULAR VE CEVAPLARI-Mehmet MAÇ
Soru 1. Döviz olarak kesilen faturalarda döviz kurunu belirtmek mecburi midir ?Hayır, böyle bir mecburiyet yoktur. Hernekadar, Vergi Dünyası dergisinin Aralık 2001 sayısında yayınlanan bir muktezada özetle “Fatura üzerindeki bedelin döviz cinsinden olması halinde, fatura üzerine o günkü döviz alış kuru esas alınmak suretiyle Türk Lirası karşılığının yazılması, faturada belirtilen meblağın faturanın düzenlendiği tarihten daha sonraki bir tarihte ödenmesi halinde, ortaya çıkan kur farkı için de fatura düzenlenmesi gerekmektedir” denilmiş ise de, yasal dayanağını göremediğimiz için bu muktezaya katılamıyoruz.
Soru 2. Eğer mecburi değilse ve de faturada belirtilmemişse, muhasebe kayıtlarına hangi döviz kuru üzerinden işlenecektir ? Taraflar, aralarında bir cari kur belirlemişlerse, faturadaki döviz tutarı, bu carî kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayda alınır. Taraflarca belirlenmiş bir kur (carî kur) yok ise, TCMB döviz alış kuru esas alınır. KDV Kanunu’nun 26 ncı maddesi de bu yöndedir.
Soru 3. Taraflar kendi aralarında kur belirleyerek ona uyabilirler mi? Eğer cevap evet ise, bunun bir sınırı var mıdır? (mesela TCMB efektif alış kurunun altında ve efektif satış kurunun üstünde olamaz gibi.) Yukarıda belirtildiği gibi, dövizli işlemlerde mükelleflerin resmi kura uymaları mecburiyeti yoktur. Bu konudaki detaylı görüşlerimiz Vergi Dünyası Dergisi’nin Haziran 2001 sayısında yayınlanan “RESMİ KURA UYMAYAN KURLAR ÜZERİNDEN BEDEL BELİRLENMESİ veya HESAP KAPATILMASI” başlıklı yazımızda açıklanmıştır. Özellikle 2001 yılı Şubat ayında meydana gelen anî ve çok yüksek kur artışları sonucunda öteden beri dövizli işlemlerde resmi kura itibar eden firmaların dahî, bu kuru kabul edememesi sonucunu doğurmuş yahut resmi kurun kabul edilmeyeceği şeklindeki talep ve bildirimlerle karşılaşılmıştır. Halen dövizli bir çok işlemde, dövizin TL. karşılığı resmi kurun altındaki kurlarla belirlenmekte, kur fiksleme olarak isimlendirilen uygulamalara rastlanmaktadır.Sözleşme serbestisi uyarınca tarafların carî kuru serbestçe belirleme hakları bulunmakla beraber, bu kurun uygulanması sonucu bulunan TL. tutar, kabul edilemez ölçüde yüksek ise, düşük ise veya açık bir muvazaa durumu var ise taraflardan birinin, diğerinin veya her ikisinin tarhiyata uğraması muhtemeldir.
Soru 4. Yurtdışı taşımacılık işi ile ilgili navlun faturasını -ithalatta-, TL. olarak kesebilir miyiz? Eğer cevap evet ise, doğacak kur farklarını da fatura etmek zorunluluğumuz var mıdır ve TL. kesilen bu faturada döviz karşılığını ve kuru belirtmek zorunluluğumuz var mıdır ?Bizim anlayışımıza göre kambiyo mevzuatındaki serbestiler ve sözleşme serbestisi uyarınca herhangi bir mal veya hizmetin faturasının TL. veya döviz olarak kesilmesi mümkündür.Fatura TL. kesilmekle beraber, taraflar bu faturadan doğan borca döviz gözüyle bakabilirler ve mutabık kaldıkları cari kur üzerinden yahut resmî kura göre bu faturaları dövizli fatura gibi kayıtlarına alabilirler. (Böyle bir durumda işlem dövizli veya dövize endeksli yapılmış gibidir. Dövize itibar edilen durumlarda faturanın da dövizli kesilmesi karışıklıkların önlenmesi bakımından isabetli olur.) Bu nedenle doğacak kur farklarının faturalamaya veya KDV ye tabi olup olmadıkları tartışmaya açık olup, işlemin doğrudan dövizi mi hedef aldığı, yoksa dövize endekslenmiş bir işlem mi olduğu neticeyi etkileyebilmektedir.
Soru 5. Faturayı döviz olarak kestiysek ve de karşılığını TL. olarak tahsil ettiysek, tahsil tarihi ile fatura tarihi arasında geçen sureyi gözetmeksizin, TL. tahsilatımızı fatura kuru üzerinden muhasebe kayıtlarına aktarabilir miyiz ?Faturanın döviz olarak kesilmesi halinde tahsilatın da o döviz cinsi ile yapılması mecburiyeti yoktur. Tahsilat TL. olarak veya başka bir döviz cinsi ile de yapılabilir. Faturanın düzenlenişi esnasında resmi kur dışında bir kura (cari kur) itibar edilebileceği gibi kurun fatura kesiminde sabitlenmesi (cari veya resmi kurdan TL. na çevrilerek dondurulması) da mümkündür. Keza dövizli faturadan doğan borcun kapanmasında da tarafların kur belirleme hakları vardır. Mesela döviz üzerinden kesilip resmi kur üzerinden kayda alınan fatura daha sonra resmi kura uymayan bir kura göre ödenen TL. ile kapanmış sayılabilir. Kur farkı da buna göre belirlenebilir. (3 no.lu cevapta bahsi geçen yazımıza bakınız.)
Soru 6. Tahsilat sırasında doğan kur farklarını 601 Yurtdışı Satışlar hesabına mı almak zorundayız. Bu tür kur farklarını, KDV beyannamesinde 7 nolu satırda göstermek zorunda mıyız ? Yurt dışına yapılan mal veya hizmet satışları ile ilgili olarak ortaya çıkan lehte veya aleyhteki kur farkları, yıl sonuna kadar 601 no.lu YURTDIŞI SATIŞLAR hesabında izlenir. Yıl kapandıktan sonra ortaya çıkmaya devam eden kur farkları ise, 646 no.lu KAMBİYO KARLARI veya 656 no.lu KAMBİYO ZARARLARI hesabında gösterilir. Bu kur farklarının KDV beyannamesinde gösterilmesi söz konusu değildir. Çünkü kur farkları bir mal teslimi veya hizmet ifası sonucunda ortaya çıkan bedel niteliği taşımadığı için, KDV nin konusuna girmemektedir. Maliye İdaresi’de ihracat dahil olmak üzere döviz ile yapılması mutad işlemlerle ilgili kur farklarının KDV kapsamında bulunmadığı görüşünü benimsemektedir. KDV nin kapsamına girmeyen unsurlar KDV beyannamesine de girmez.
Soru 7. Satış iskontolarını, fatura kesildikten sonra işleyebilir miyiz? Eğer cevap evet ise, kur farklarını satış iskontolarına almaya nasıl bir engel vardır?Satış iskontoları normal olarak, satış esnasında yapılır ve satış faturasında gösterilir. Sonradan yapılan iskontolar, iskonto olmaktan ziyade, ciro primi, fiyat farkı, nefaset farkı, reklamasyon gibi nedenlere dayanır ve ayrıca belgelenerek kayda alınır. Kur farkları ile bu gibi sonradan yapılan iskontolar tamamen farklı mahiyette işlemlerdir. Ancak duruma göre her ikisinin de aynı hesapta izlenmesi söz konusu olabilir.
Soru 8. Bankadaki döviz hesabımıza, yurtdışı müşterimizden gelen döviz miktarını muhasebe kayıtlarına hangi kur üzerinden aktarmamız gerekir ?Yurt dışı müşteri ve satıcılarla ile yapılan işlemlerde cari kur belirleme işlemlerine uygulamada rastlanmamaktadır. Bu nedenle yurt dışına kesilen veya yurt dışından gelen faturalarda, yurt dışına yapılan ödemelerde ve yurt dışından gelen ödemelerde genellikle TCMB döviz alış kuru kullanılmaktadır.
Soru 9. Yurtdışındaki bana borçlu olan şahıs, borcunu, benden alacaklı olan yurtdışındaki başka bir şahsa ödediğinde bu mahsubu hangi kur üzerinden muhasebeleştirmem gerekir ? 8 inci soru için verdimiz cevap bu soru için de geçerlidir.
Soru 10.Bankadaki döviz hesabıma yurtdışından gelen dövizi, o dövizi bozdurduğum tarihteki bankanın uyguladığı kurdan hesaba kaydetmem mümkün müdür ? (eğer döviz mesela 5 gün hesapta kaldıysa ilgili kaydı 5 gün sonraki bozdurma kurundan yapabilir miyim?).Döviz bozdurma işlemlerinde işlemin TL. karşılığı fiilen ele geçen TL. tutarına göre belirlenir. Ancak ele geçen tutar dövizi bozdurana ödetilmiş olan binde bir nisbetindeki BSMV düşülmeden önceki rakamdır. BSMV ise, ele geçen paradan düşülerek gider kaydedilir.ÖRNEK : Yurt dışından döviz gelmiş ve bir süre hesapta kaldıktan sonra bozdurulmuşsa, doğru kayıt şekli önce dövizin TCMB döviz alış kuru üzerinden kaydedilmesi bozdurulduğunda da ele geçen TL. tutarına göre kayıt düşülmesidir. Ancak 5 günlük gibi kısa bir süre aynı geçici vergi dönemi içinde ise, pratik olarak doğrudan bozdurma sonucu ele geçen TL. tutarın kayda alınmasında mahzur göremiyoruz.
Soru 11.Tüm borç/alacaklarımıza dönem sonlarında değerleme yapmak mecburiyetimizden haberdarım. Eğer benden önceki dönemlerde bu değerlemeler yapılmadı ise, alıcılar hesabındaki bu seneye ait açılış bakiyelerini, 31/12/.... tarihli merkez bankası değerleme kuruna bölerek, çıkan rakamı döviz üzerinden alacağımız şeklinde kabul ederek, bu sene ki işlemleri gerektiği şekilde yaparsam, sorumluluk sahibi olur muyum ? Ya da nasıl bir yol izlemeliyim ki, bu sene ki kv beyannamesini imzaladıktan sonra, önceki dönemlerden sorumlu olmayayım ? Açılış bakiyesi olarak neyi baz almalıyım ? Kur değerlemeleri ihmal edilmiş dövizli alacak ve borçlara, dönem sonunda TCMB döviz alış kuru üzerinden TL. karşılığı üzerinden itibar edilmesi mümkündür ve doğrusu da budur.Ancak geçmiş dönemlerde kur hesaplamalarının ihmal edilmesi, ortaya çıkacak kur farkının, geçmiş dönemlere ait kur farklarını da ihtiva etmesi sonucunu doğuracağı açıktır. Söz konusu kur farkının geçmiş dönemlere ait olan kısmı, vergisel açıdan geçmiş dönem gideridir veya geliridir.Geçmiş dönemlere ait olduğu halde kur değerlemesinin ihmali sonucu kayıt ve beyan dışı kalmış unsurlar, düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle düzeltilebilir. Ancak yapılacak düzeltme ek vergi doğuruyorsa bu vergi eksikliğinin pişmanlık (VUK Md. 371) yoluyla işleme tabi tutulacağını, Hazine aleyhine bir düzeltme söz konusu ise bu düzeltme talebinin incelemeye sevk edileceğini hatırlatmak isteriz.Düzeltme beyannamesi verilmeyip cari döneme gider kaydı tercih edildiği takdirde, söz konusu giderler kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınır.
Soru 12.Dövizli işlemlerin, döviz miktarı olarak karşılıklarını nazım hesaplarda izleme mecburiyeti var mıdır ? Hiçbir işlem için nazım hesap açma mecburiyeti yoktur. Ancak dövizli işlemler yasal defterlere TL. olarak yansıdığı için dövizli alacak ve borçlarda, bunların döviz cinsinden miktarlarının izlenmesi için nazım hesap kullanılması isabetli bir yoldur. Bu konuda kolaylık sağlanması bakımından, dövizli işlemlerde otomasyon sağlamış olan muhasebe programları tercih edilmelidir.
Soru 13.Yurtdışında sürekli olarak bana borçlu olan kişinin bana olan borcu oldukça yüksek miktarlarda ise ve hala çalışmamız devam etmekte ise bunun örtülü kazanç konusu ile bir bağlantısı olduğu sonucuna varılabilir mi ?Bir kurumlar vergisi mükellefi yasal açıdan kabul edilebilir gerekçe ve izahı olmaksızın, alacaklı pozisyonda bulunur ve bu alacak tatminkar bir faiz getirisi sağlamazsa KVK nun 17 nci maddesi hükmü, bu hükümle ilgili mevzuat ve içtihat uyarınca örtülü kazanç iddia ve uygulaması ile karşılaşabilir veya finansman giderlerinin bir kısmı reddedilebilir.

Hiç yorum yok: