T.C. DANIŞTAY 7. DAİRE E. 2000/7271 K. 2002/728
T. 19.2.2002
• KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİM ŞARTLARI ( KDV'nin Fatura ve
Benzeri Belgeler Üzerinde Gösterilmiş Olması - Yasal Defterlere Kaydedilmesi )
• YASAL DEFTERLERİN GEÇ TASDİK ETTİRİLMİŞ OLMASI ( Yasal
Defterlerin Geçersiz Sayılamayacağı - Katma Değer Vergisi İndirimlerinin
Reddedilemeyeceği )
• DEFTER TASDİKLERİNİN GEÇ YAPTIRILMASI ( Yasal Defterlerin
Geçersiz Sayılamayacağı - Katma Değer Vergisi İndirimlerinin Reddedilemeyeceği )
ÖZET : KDV indiriminden
yararlanabilmek için indirime konu vergilerin fatura ve benzeri belgelerde
gösterilmesi ve ayrıca belgelerin yasal defterlere kaydedilmesi gerektiği - Süresinden
sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmayacaktır ve KDV
İndirimleri reddedilemeyecektir.
İstemin Özeti : Davacının 1993 yılına ait defterlerinin
süresinden sonra, 30.3.1993 tarihinde tasdik ettirildiğinin tespiti üzerine,
söz konusu defterlerin hiç tasdik ettirilmediğinin kabulü suretiyle, takdir
komisyonu kararına dayanılarak Mayıs dönemi için yapılan tarhiyatı ve
kaçakçılık cezası kesilmesine ilişkin işlemi; olayda, yasal defterlerin kanuni
ve ek sürede takdik ettirilmemesi nedeniyle dönem matrahının tespiti amacıyla
resen takdir yoluna gidilmesinin yerinde olduğu, ancak, davacının alış
belgelerinde yer alan ve indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin, alış
faturası veya benzeri vesikalarda gösterilmediğine, bu belgelerin defterlere
kaydedilmediğine veya bu belgelerin gerçeği yansıtmadığına ilişkin herhangi bir
tespitin bulunmaması nedeniyle, yalnızca, defterlerin, kanuni ve ek
süreden sonra tasdik ettirildiğinden bahisle, davacıya tanınan indirim hakkının
ortadan kaldırılmasının, hakkaniyete ve vergi adaletine uygun düşmeyeceği
gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin 19.10.1999 günlü, E:
1999/97; K: 1999/226 sayılı kararının; kanuni ve ek süreden sonra defterlerini
tasdik ettiren davacı adına, takdir komisyonu tarafından takdir edilen matrah
esas alınarak cezalı tahriyat yapılmasında kanuna aykırılık bulunmadığı ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri
sürülen ididalar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında
sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın
onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında
belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın
dayandığı hukuki ve yasal nedenlar karşısında, anılan kararın bozulmasını
gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi
kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince
işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dosyanın
incelenmesinden, davacının 1993 yılına ait işlemlerinin incelenmesi sırasında,
ilgili yıla ait defterlerin, kanuni ve ek süreden sonra, 30.3.1993 tarihinde
tasdik ettirildiğinin tespiti üzerine, söz konusu defterlerin hiç tasdik
ettirilmediğinin kabulü suretiyle olayın takdir komisyonuna sevk edildiği,
takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden katma değer vergisi tarh
edildiği ve kaçakçılık cezası kesildiği, tarhiyat sırasında davacının
indirimlerinin kabul edilmediği anlaşılmıştır. Vergi Usul
Kanununun 221'inci maddesinde, bu Kanunda yazılı defterleri kullanacak
olanlardan, öteden beri işe devam etmekte olanların, defterin kullanılacağı
yıldan önce gelen son ayda tasdik ettirmeye mecbur oldukları belirtilmiş,
30'uncu maddesinin 3 nolu bendinde de, defterlerin tasdik ettirilmemesi, resen
takdir sebebi olarak sayılmıştır.
Söz konusu defterlerin, kanunda öngörülen süreden sonra tasdik
ettirilmesi halinde, söz konusu defterlere yapılan kayıtların kabul edilmeyeceği
ya da ispat güçlerini kaybedeceği yönünde herhangi bir düzenlemeye, anılan
Kanunda veya diğer vergi Kanunlarında yer verilmemiştir.
Vergi Usul Kanununun 352'nci maddesinin I nolu fıkrasının 8'inci
bendinin parantez içi hükmünde yer alan ve kanuni sürenin sonundan başlayarak 1
ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterlerin tasdik ettirilmemiş sayılacağı
yolundaki ibare ise, yalnızca özel usulsüzlük cezası kesilmesine yönelik olup,
söz konusu parantez içi hükmünden hareketle, süresinden sonra tasdik ettirilen
defterlerin hiç tasdik ettirilmediğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle, olayda, 1993 yılına ait defterlerin tasdik
ettirildikleri 30.3.1993 tarihinden sonraki vergilendirme dönemleri için resen
takdir sebebinin varlığından söz edilemeyeceğinden, mahkeme kararının bu yöne
ilişkin gerekçesi yerinde değildir.
Re'sen tarhiyat sırasında davacının defterlerine kaydettiği alış
belgelerinde yer alan katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilip
edilmeyeceği hususuna gelince:
Katma Değer Vergisi Kanununun 29'uncu maddesinin 1'inci
fıkrasında, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden
hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine bir hüküm olmadıkça,
kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen
fatura ve benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini
indirebilecekleri; 34'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında ise, yurt içinden
sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış
faturası veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmek ve bu belgeler yasal
defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği hükümleri yer almıştır.
Kanunun 29 ve 34'üncü maddesinin değinilen hükümleri karşısında,
yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirime
konu verginin fatura ve benzeri belgelerde hem ayrıca gösterilmesi ve hem de
alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olmasının zorunlu olduğu
sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda da, davacının, indirim konusu yaptığı katma değer
vergilerinin, kanunda indirim hakkının kullanılabilmesi için öngörülen her iki
şartı da taşıdığı anlaşıldığından; davacının katma değer vergisi indirimlerinin
kabul edilmemesi suretiyle tarhiyat yapılmasında kanuna uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, tarhiyatın iptali yolunda verilen mahkeme kararının
bu hususa ilişkin gerekçesi yerindedir.
SONUÇ : Açıklanan
nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 19.2.2002 gününde oybirliği ile karar
verildi.
T.C. DANIŞTAY 9. DAİRE E. 1999/1496 K. 2000/2774 T. 10.10.2000
• KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMİ ( Yevmiye Defterinin Dolması
Nedeniyle Tasdiksiz Olan Arka Yüzüne Yazılmış Olmasının KDV İndirimini
Engellememesi )
• USULSÜZLÜK CEZASI ( Yükümlünün Yevmiye Defterinin Dolması
Nedeniyle Tasdiksiz Olan Arka Yüzüne Yazmış Olması )
• YEVMİYE DEFTERİ ( Defterin Dolması Nedeniyle Tasdiksiz Olan
Arka Yüzüne Yazılmış Olmasının KDV İndirimini Engellememesi )
ÖZET : Yevmiye defterinin dolması
nedeniyle, tasdiksiz olan arka yüzüne yazılmış olması KDV indirimini
engellemez. Davacının fiili açıkça tespit edildiğine ve olayda resen takdir nedeni
de bulunduğuna göre kesilen cezada usulsüzlük yoktur.
İstemin Özeti : 1996 yılı
defter ve belgeleri incelenen davacının 1996 yılı için tasdik ettirmiş olduğu
yevmiye defterinin 8.7.1996 tarihinde dolması üzerine, bu tarihten sonraki
kayıtların, aynı yevmiye defterinin tasdiksiz olan arka yüzlerine ve tasdik
ettirilen defteri kebirin boş sayfalarına yapıldığının tespiti üzerine bu
durumun 3065 sayılı Kanunun 34/1. maddesinde indirim şartı olarak
belirlenen kanuni defterlere kayıt edilme şartının ihlali niteliğinde olduğu
ileri sürülerek katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle tarh olunan
katma değer vergisi ile kesilen ağır kusur ve usulsüzlük cezalarının terkini
istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Tasdik
Zamanı" başlıklı 221. maddesinin 4. fıkrasında, tasdike tabi defterlerin
dolması dolayısiyle veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya
mecbur olanların bunları kullanmaya başlamadan önce tasdik makamına tasdik
ettirmelerinin kurala bağlandığı, aynı Yasanın 30/2. maddesinde ise, tutulması
zorunlu defterlerin hepsinin veya bir kısmının tasdik ettirilmemiş olmasının
re'sen takdir sebepleri arasında sayıldığı, olayda yevmiye defterinin
dolmasından sonra yeniden defter tasdik ettirilmemesi resen takdir sebebi ise
de; inceleme elemanının kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden
sözkonusu kanuni defterlere kayıtlı matraha itibar ettiği, katma değer vergisi
indirimi yönünden itibar etmediği, bu durumun vergi hukuku açısından kabulünün
mümkün olmadığı, kaldı ki, indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin
belgeler üzerinde gösterildiği, defterlere kaydedildiği ve ödendiği hususları
açık olduğuna göre indirim hakkının kullandırılmamasının hukuka uygun
olmayacağı bu nedenle cezalı katma değer vergisi tarhiyatında isabet
bulunmadığı, kesilen usulsüzlük cezasına gelince; davacının fiili açıkça tespit
edildiğine ve olayda resen takdir nedeni de bulunduğuna göre kesilen cezada
isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek Ekim, Kasım, Aralık
1996 dönemleri için tarh olunan ağır kusur cezalı katma değer vergisini terkin
eden, usulsüzlük cezasını ise onayan ... Vergi Mahkemesinin 25.12.1998 tarih ve
1998/377 sayılı kararının; yasal defterlere kaydedilmediği anlaşılan katma
değer vergilerinin indiriminin mümkün olmadığı ve tarhiyatın onanması gerektiği
ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Cevap
verilmemiştir.
Savcı ...'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen
nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı
hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir
nitelikte görülmemiştir. Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi
ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. Tetkik
Hakimi ...'in Düşüncesi: İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi
Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz
isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren
Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Temyiz edilen
... Vergi Mahkemesinin 25.12.1998 tarih ve 1998/377 sayılı kararında, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan
bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin
reddine, anılan Mahkeme kararının onanmasına 10.10.2000 tarihinde oybirliği ile
karar verildi.
T.C. DANIŞTAY 11. DAİRE E. 1995/2092 K. 1995/1370
T. 3.5.1995
• RE`SEN TAKDİR ( Yetkili Noterde Onaylatılmayan Defterler
Hakkında )
• YETKİLİ NOTERDE ONAYLATILMAYAN RESMİ DEFTERLER ( Re'sen
Taktir )
213/m.223
ÖZET : Yetkili
noterden başka bir noterde onaylanan defterler hiç tasdik ettirilmemiş
sayılacağından re`sen takdir yoluyla yapılan cezalı tarhiyatta yasal
isabetsizlik yoktur
İstemin Özeti: Yükümlünün yasal defterlerini işyerinin bulunduğu yerdeki notere
tasdik ettirmemesi üzerine defterler hiç tasdik edilmemiş kabul edilerek re`sen
takdir yoluyla Aralık/1989 dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi
salınmıştır. Ankara 4. Vergi Mahkemesi 21.12.1993 gün ve E: 1993/1504, K:
1993/1166 sayılı kararıyla, 213 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinde defterlerin
işyerinin bulunduğu yerdeki noter tarafından tasdik olunmasının öngörüldüğü,
madde hükmü ile çift defter tasdik ettirmenin önlenmesinin amaçlandığı, ancak
böyle bir durumda bu fiilin varlığının ortaya konulması icabettiği, olayda ise
bu yönde yapılmış tesbit bulunmadığı, 213 sayılı Kanunda, 223. madde ile
belirlenen yetkili noterden başka bir noterde defter tasdik ettirilmesi halinde
hiç tasdik ettirilmemiş sayılacağı yolunda herhangi bir hüküm de bulunmadığı
gerekçesiyle cezalı tarhiyatı terkin etmiştir. Davalı idarece, re`sen takdir
yoluyla yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri
sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı G.G.`nin Düşüncesi:
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü
Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen
nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı
hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulma sını gerektirir
nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin
reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Nakimi, M.S.`nin Düşüncesi:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi 1. fıkrasında sayılan bozma
nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına Hüküm veren
Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Temyiz dilekçesinde ileri
sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında,
yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine,
Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 21.12.1993 gün ve E: 1993/1504, K: 1993/1166
sayılı kararının onanmasına 3.05.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
Hukukçu
rahmi68@hotmail.com
www.rahmiofluoglu.com
GSM 549 452 42 01
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder