.

.

14 Aralık 2015 Pazartesi

E-TEBLİGAT HAKKINDA MALİ MÜŞAVİRLERE ÖNEMLİ UYARILAR Eskişehir SMMMO



Sayın Meslektaşlarımız;


Bilindiği üzere vergi idaresi "e-tebligat uygulaması" ile vergi mükelleflerine(a) 01.01.2016 tarihinden itibaren tebligatlarını elektronik ortamda yapacaktır.
Dolayısıyla kağıt ortamındaki tebligat kalmış olacaktır.


Müşterileriniz içinde bilgisayarı olmayan ve dolayısıyla e-posta adresi kullanmayanların olması olağandır.


Bu müşterileriniz için kendi belirlediğiniz (veya kendinize ait) bir e-posta adresi ve cep telefonu kullanmanız ileri de sorunlar ile karşılaşabileceğiniz anlamına gelmektedir.
Ayrıca müşterilerinize konunun hassasiyetini tüm ayrıntılarıyla anlatıp gerekli uyarıları mutlaka yapınız. Özellikle duyarsız ve konunun önemini kavramak istemeyen müşterileriniz yönünden daha sonra yapılacak tebligatlarda müşterinizin ilgisizliği nedeniyle doğabilecek sorunlar olabileceğini düşünüyorsanız bir tutanak düzenlemeniz bile önerilebilir.


"e-Tebligat Uygulaması'nı belirlediğiniz (kendinize ait veya kendinizin edindiği) e-posta ve cep telefonu numarası ile kendiniz takip etmeniz durumunda;


(1) Eğer müşteriniz ile aranızda geçerli bir vekâletname yoksa doğabilecek hukuki işlemlerden, Borçlar Kanunu m. 40 hükmünde yer alan "temsilin hükmü" uyarınca sorumlu tutulabilirsiniz.(b)


(2) Müşteriniz ile aranızda geçerli bir vekâletname varsa bu defa "gelen tebligatı" unutma, yanılma, farkında olmama gibi durumlar ile müşteriniz ile aranızdaki sözleşmenin feshi, müşterinizin işi bırakması, (zira mükellefin işi bırakması ile e-tebligat sona ermiyor; gerçek kişilerde ölüm - tüzel kişilerde tasfiyeye kadar devam ediyor) müşterinizin ortadan kaybolması, aranızdaki ihtilaflar vb. nedenler ile müşterinize iletilmemesi veya iletilememesi durumunda Borçlar Kanunu m. 49 hükmüne göre "Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkisi" nedeniyle dava ile karşı karşıya kalabilir; zarar tazminine mahkûm edilebilirsiniz.(c)



Dolayısıyla müşteriniz vergi kanunları gereği üzerine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi vergi mükellefi olduğundan, sizin belirlediğiniz e-posta veya cep telefonunuza gelen mesajı hakkında bilgilendirmemeniz nedeniyle zarara uğradığını iddiasıyla, uğradığı zararı Borçlar Kanunu'nun 50., 51. ve diğer maddelerine göre size rücu edebilir.



(3) "e-Tebligat başvuru formu"na, sizin belirlediğiniz e-posta adresi veya cep telefonu numarasını yazdığınız ve buraya gelen bildirim hakkında kendisinin haberdar edilmediğini iddia eden ve bu konuda muhtemel bir zarara uğrayan müşteriniz, sizin hakkınızda 3568 sayılı Kanunu'nun m.47 hükmüne dayanarak Türk Ceza Kanunu'nun m.257 hükümlerine göre "görevi ihmal" ve/veya "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla dava da açabilir.(d)




Bu sayılan nedenlerle; sistemin amacına uygun çalışması ve sîzlerin muhtemel bir sorumluluktan kurtulmanız için;


(1) "e-Tebligat başvuru formu" na kendinize ait olan veya sizin belirleyip sizin takip edeceğiniz bir e-posta adresi ve cep telefonu değil, müşterinizin e-posta adresini ve cep telefonunu yazınız.


(2) Eğer müşterinizin e-posta adresi yoksa kendisinin bir e-posta adresi
edinmesini sağlayınız ve kendisine bu e-postayı mutlaka takip etmesi gerektiğini önemle vurgulayınız; müşterinizin konunun önemini kavramadığına kanaat getiriyorsanız bir tutanak düzenlemeyi
unutmayınız. Hiç bir şekilde sistemin takip edilmesini üzerinize almayınız; bu yönde bir söz vermeyiniz veya böyle bir sorumluluğu almayınız.


(3) Eğer şu ana kadar kendi şahsi e-posta adresinizi, kendinizin belirlediği ve takip edeceğinizi düşündüğünüz bir e-posta adresi ve cep telefonu yazmış iseniz bu müşterilerinizin bilgilerini vergi dairesinden güncelleyiniz ve sisteme müşteriye ait olan e-posta adresi ve cep telefonunu giriniz.


Üzerimizdeki sorumlulukların ağırlığı hepimizin malumlarıdır. Bu nedenle gerçek kişilere ölünceye kadar, tüzel kişilere ise tasfiye edilinceye kadar getirilmiş olan bu yükümlülükler ile ilgili bir sorumluluk almamanız önemle tavsiye edilmektedir.
Saygılarımızla...

Eskişehir SMMMO


  • Dipnotlar
    a) Uygulama kapsamına giren mükellefler; Kurumlar Vergisi mükellefleri, Gelir Vergisi mükelleflerinden ticari, zirai ve serbest meslek kazancı elde edenler. (Basit usulde vergilendirilen ticari kazanç sahipleri ile gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler uygulama dışındadır.)
    b) Borçlar Kanunu - m. 40 (Temsilin Hükmü): Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olanı bağlar. Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur.
    c) Borçlar Kanunu - m.49 (Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkisi- Sorumluluk): Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.
    d) Türk Ceza Kanun - m.257 (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


Hiç yorum yok: