.

.

22 Haziran 2011 Çarşamba

Yeni TTK takvim ve dikkat gerektirenler noktalar.

ŞİRKETTEN ADİ İŞLETMEYE DÖNÜŞ TARTIŞILMALIDIR.


80 li ve 90 lı yıllarda gerek esen rüzgar nedeniyle gerekse Hayat Standardı uygulaması
nedeniyle şirketleşme furyası yaşandı.Yıllar geçtikçe de bir şirket mezarlığı gerçeğini görmeye ve yaşamaya başladık.Bizim için Neden ve niçin sorusuna cevap aramaktan çok bu sorun nasıl halledilir,daha önem kazandı.

Kısmi çözümlerle halledildi zannedilen sorun aslında halen ortada durmaktadır.6102 sayılı TTK kapsamında Anonim, Limited ile Adi Komandit Şirketleri ile ilgili olarak yeni yükümlülükler geliyor.

Öncelikle,
Yeni TTK da artık patronun söz hakkını ortadan kaldırıyor ve işini titizlikle yapan denetçiye büyük yetkiler veriyor,TTK' şirketlerde yönetsel, finansal anlamda şeffaflık getirdiği, halen var olan şirketlerin de yeni kanuna adapte olarak varlıklarını sürdürecekleri gerçeği ortadadır.
6102 sayılı TTK geç.4.md de kanunun yayım tarihinden itibaren 2 yıl içinde kendi statülerini değiştirme yetkisi vermektedir.Bu geçici maddeye göre denetime tabi olan şirketlerin şahıs şirketlerine dönüşmesine imkan vermektedir.(Bir başka görüşe göre de yoktur.) Ancak bu dönüşüm aşamasında, bu işlemlerin sonucunda vergisel yükümlülük
( KV ve KDV ) durumu göz önüne alınmadan düzenleme yapılmıştır. Bu nevi değişikliklerin KV ve KDV açısından istisnaya tabi tutulmaları için gerekli yasal düzenlemenin yapılması , dönüşüm zaman dilimi içinde vergi istisnasının sağlanması gereksinim görülmektedir.

Yeni TTK genel olarak 01/07/2012’de yürürlüğe girecektir.
Gerek Yeni TTK’da gerekse 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama şekli Hakkında Kanun’da belirtilen hükümler kapsamında dikkat edilmesi gereken tarihler şöyledir.
1 Ocak 2012 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm şirketler artık finansal tablolarını Türkiye Muhasebe Standartları’na göre hazırlamak zorunda olacaklardır. Ancak TMS’ye göre mali tabloların karşılaştırmalı olarak hazırlanması gerekmektedir. Bu sebeple 31.12.2013 tarihi itibariyle hazırlanacak mali tablolar 31.12.2012 tarihli mali tablolar ile karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. Ayrıca 2013 yılı muhasebe açılış kaydının TMS’ye uygun yapılması da diğer bir zorunluluktur. Bu sebeple ilgili tüm kesimler 1 Ocak 2012 tarihine kadar TMS’nın uygulamasına yönelik hazırlıklarını tamamlama yararlı olacaktır.
1 Temmuz 2012 6102 Sayılı TTK nun yürürlüğe girmesi. (Madde 1534)
14 Ağustos 2012 Anonim şirketler esas sözleşmelerini, limited Şirketler sözleşmelerini bu tarihe kadar TTK ile uyumlu hale getireceklerdir.(6103 Madde 22)
1 Ocak 2013 Bu tarihten itibaren muhasebe kayıtları ve finansal tabloların TMS/TFRS’ye göre düzenlenmesi gerekecektir. (Madde 1534/3)
1 Mart 2013 Bağımsız denetçi seçilmesi için son tarihtir. Atama yapmayan şirketlere mahkemece atama yapılacaktır. (Geçici Madde 6/3)
1 Temmuz 2013 Sermaye şirketleri için internet sayfalarının hazırlanması ve yayınlanması için son tarih.Bu tarihten itibaren 3 ay içinde internet sitesi kurma zorunluluğunu yerine getirmeyenler için ise çeşitli hapis ve para cezaları öngörülmektedir. (Madde 1534/1)
14 Şubat 2014 Anonim ve limited Şirketler,TTK nun yayımı tarihinden itibaren 3 yıl içinde yani 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermayelerini, Kanunun 332 ve 580 inci maddelerinde öngörülen tutarlara yükseltmek zorundadırlar.Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu süreyi birer yıl olarak en çok iki defa uzatabilecektir. (6103 Madde 20)


Tür değiştirmenin geçerli olması açısından TTK hangi şirket türlerinin tür değiştirmesine izin vermektedir? Yeni TTK’da öngörülen tür değiştirmeler sınırlı sayıda gösterilmiştir. Söz konusu hükme göre tür değiştirebilecek şirket türlerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;

1.Bir sermaye şirketi ancak; -Başka türde bir sermaye şirketine; -Bir kooperatife
2.Bir kolektif şirket; • Bir sermaye şirketine; • Bir kooperatife; • Bir komandit şirkete;
3.Bir komandit şirket; • Bir sermaye şirketine; • Bir kooperatife; • Bir kolektif şirkete;
4.Bir kooperatif bir sermaye şirketine dönüşebilir .

Tür değiştirme yukarıda sayılan şirket türleri için geçerli olup, yeni türe dönüştürülen şirket eskisinin devamı sayılacaktır. Genel olarak bakıldığında birleşme işlemleri için bahsedilen prosedürün tür değiştirme için de geçerli olduğu söylenebilir.(Md 180-181)

6102 sayılı TTK. İle şirketlerin finansal tablolarının bir diğer deyişle hesaplarının denetlenmesi sistemi tamamen değişmiştir. Önceki yasada A.Ş.de uzman olması bile istenmeyen bir murakıp sistemi bulunmakta idi ve ltd. şirketlerde ise bu organ da yoktu.Yeni yasa sermaye şirketlerinin ya bir bağımsız denetleme kuruluşu veya YMM ya da SMMM in DENETÇİ olabilecekleri hükmünü ve finansal tablolar ile raporların ve muhasebenin sürekli olarak denetlenmesi esasını getirmiştir.Yönetim kurulunun faaliyet raporları da denetçinin denetiminden geçecektir.

Denetim, noktasal değil, bütünseldir. Yasanın gerekçesinde belirtildiği gibi getirilen hükümlerle, kurumsal yönetim ve dürüst resim ilkeleri bağlamında tam bir denetimin sonuçlarının, açık, anlaşılabilir ve kamuyu aydınlatma ilkeleri uyarınca düzenlenmiş bir raporla pay sahipleri başta olmak üzere ilgililere sunulması amaçlanmıştır.Getirilen hükümlerle ve gerek UFRS ve gerekse TMS ye göre yapılacak denetlemenin ülkemiz şirketlerini, pazarlarını ve borsalarını, finansal sonuçlarına güvenilebilir konuma getireceği düşünülmüş ve işletmelerimizin dış pazarlarda rekabet güçlerinin yükseleceği kanısına varılmıştır.

TTK nun 397 maddesi genel olarak denetimi ele almakta ve sadece bu maddenin bile incelenmesinden sonra denetçilerin artık sermaye şirketlerinin en önemli organı haline geldiğini görüyoruz.

TTK ile birlikte karşılaşacağımız önemli bir sorun daha gündeme geliyor:TTK ile Ortakların Şirketlerinden Borçlanmaları yasaklanıyor.

"131. Ortaklardan Alacaklar:İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarların izlendiği hesaptır.Kâr dağıtımına bağlı stopajın tahakkuk etmemesi ve/veya tahakkukun belirli bir süre ertelenmesi amacıyla, ortaklar kurumdan para çekmekte ve ortaklar cari hesabı çalıştırılmaktadır. Bu işlemlere, göreli olarak, aile şirketi statüsünde olan ve kurumlaşma sürecini tamamlamamış şirketlerde daha sık rastlanmaktadır.
Teknik ve parasal olan bu nedene ilaveten; herkesin bildiği ve aynı zamanda herkesin bilmezlikten geldiği; tevsiki mümkün olmayan harcamaların vergi yükü kurumlar üzerinde kalmaya devam etmektedir.

Muhasebe ve vergi uygulamasında idari eleştiri ve uygulamadan sakınmak için, genellikle, ortaklar cari hesabına adat yöntemi ile faiz tahakkuk ettirilerek gelir kaydedilmekte ve hesaplanan faiz geliri bir finansman hizmeti karşılığı varsayılarak katma değer vergisi tahakkuk ettirilmektedir. Bu yolla, meşru hale gelinmektedir. Zira, yapılan işlemlerle ortaklardan alacaklar hesabının bakiyesinin ortaklar tarafından kullanıldığı kayden teyit edilmiş olmaktadır (VUK, md. 3, md. 227, KVK. md.13, KDVK. md. 1, md.4).

TTK nun "Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı" kenar başlıklı 358 md 1.fk sı uyarınca; iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahipleri şirkete borçlanamaz.
TTK 66.md sininin 'Envanter" kenar başlıklı 1.fk sında; her tacirin, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkaracağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda açıklanan kuralların yaptırımı ise kanunun 562.md sinde düzenlemiştir. Anılan maddenin (5) numaralı fıkrasının c ve d bentlerine göre; 358 inci ve 395 inci madde hükümlerine aykırı olarak şirkete borçlananlar, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

Bu türden alacaklar yukarıda anılan hesaplar yerine, mali tablolarda başka bir aktif hesapta raporlanabilir. Bu halde de; hileli envanter çıkarılmış olacağı ve envanterde alacaklar eksik ve yanlış raporlanmış olacaktır. Hile envanter çıkarılmasının yaptırımı ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 562 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinde hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre; hileli envanter çıkaranlar, ikiyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

Sonuç, 6102 sayılı T.T.K. unun geçici 4 üncü maddesinde kanunun yayım tarihinden itibaren iki yıl içinde kendi statülerini değiştirme yetkisi vermektedir.

Bu geçici maddeye göre denetime tabi olan şirketlerin şahıs şirketlerine dönüşmesine imkan vermektedir.(Bir başka yoruma görede imkan yoktur.)

Ancak bu dönüşüm aşamasında, bu işlemlerin sonucunda vergisel yükümlülük ( Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi) durumu göz önüne alınmadan düzenleme yapılmıştır. Bu nevi değişikliklerin Kurumlar Vergisi ile KDV açısından istisnaya tabi tutulmaları için gerekli yasal düzenlemenin yapılması , dönüşüm zaman dilimi içinde vergi istisnasının sağlanması gereksinim görülmektedir.

6102 sayılı TTK kapsamında Anonim, Limited ile Adi Komandit Şirketleri ile ilgili olarak
getirilen yeni yükümlülükler çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin altından kalkamayacağı sorunlar ve maddi yetersizlikler nedeniyle Şirket ten Adi işletmeye veya
Adi ortaklığa geçiş düzenlenmelidir.
Bu düzenlemede gözüken engeller : KDV ,Kar dağıtımı olarak öncelikle karşımıza çıkmaktadır.
Bu konulara makul ve zamana yayılacak tedbirlerle çözüm bulunabilir.
Aksi durumda Şirket Mezarlıkları sorununu şiddetle yaşar ve katlanırız.



Mümin Yüksekkaya-SMMM-Haziran/2011

Hiç yorum yok: