Bilindiği üzere, işe devam eden mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak yüklenip indiremedikleri KDV’yi, indirilmek üzere sonraki dönemlere devretmeleri gerekmektedir.
Ancak, işi bırakan (faaliyetini
terk eden) mükelleflerin indiremedikleri KDV’yi, faaliyetlerini terk etmeleri
nedeniyle bir daha indirebilmeleri mümkün olmadığından, indirilmek üzere
sonraki dönemlere devretmeleri söz konusu bulunmamaktadır.
Bu ise, faaliyetini
terk eden mükelleflerde indirilemeyen KDV sorununa neden
olmaktadır. Bu sorun, özellikle yıl sonlarında ortaya çıkmaktadır.KDV Kanunu’nda, mükelleflerin faaliyetlerine
ilişkin olarak yüklendikleri KDV’lerin telafisinde;
• İndirim,
• İade,
• Gider yazma veya maliyete
intikal ettirme,
olmak üzere 3
yöntem düzenlenmiştir.
1- İndirim yöntemi, işi bırakan
mükelleflerde indirilemeyen KDV sorununu çözememektedir
KDV Kanunu’nun 29-34. maddelerinde düzenlenen indirim
yöntemine göre, mükelleflerin bir vergilendirme döneminde yüklendikleri KDV’yi,
mal ve hizmet satışları üzerinden hesapladıkları KDV’den indirmeleri,
yüklenilen vergilerin, hesaplanan KDV’den büyük olması halinde aradaki fark
verginin indirilmek üzere sonraki dönemlere devredilmesi gerekmektedir. Ancak,
işi bırakan mükelleflerin indiremedikleri KDV’yi işi bırakmaları nedeniyle
indirilmek üzere sonraki dönem devretmeleri kanunen mümkün
değildir. Dolayısıyla, indirim yönteminin, işi bırakan mükelleflerin
indirilemeyen KDV sorununu çözmesi mümkün bulunmamaktadır.
2- İşi
bırakan mükelleflere indiremedikleri KDV iade edilebilir mi?
İşi bırakan mükelleflerin
yüklenip indiremedikleri KDV’nin, işi bırakma fiilinin KDV Kanunu’nda
düzenlenen iade hakkı doğuran işlemler arasında sayılmaması nedeniyle iade
edilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
3- İşi
bırakan mükellefler indiremedikleri KDV’leri doğrudan gider
olarak dikkate alabilirler mi?
KDV Kanunu’nda, işi bırakan
mükelleflerin indirim konusu yapamadıkları KDV’lerle ilgili olarak yapılacak
işlem konusunda özel bir düzenleme bulunmamakla beraber, Kanunun
58. maddesinde, mükelleflerce indirilebilecek KDV’nin gider yazılamayacağı
hükme bağlanmıştır. Buna göre, işi bırakan mükelleflerce yüklenilip
indirilemeyen KDV, işi bırakma nedeniyle “İndirilemeyecek KDV” haline
dönüşmekte olup, KDV Kanunu’nun 58. maddesinden hareketle GVK ve KVK
yönünden gider olarak dikkate alınması gerekir.
Yüklenilip indirilemeyen ve işi bırakma nedeniyle de bir daha
indirilmesi mümkün olmayan KDV’nin, gider yazma yoluyla telafisine olanak
sağlanmaması, işi bırakan mükellefleri nihai tüketici konumuna getirir ki, bu
da KDV’nin genel teorisine aykırıdır.
Nitekim, bu konuda Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği
bazı özelgelerin özetleri aşağıdadır:
• “31.08.2010 tarihinde işi bırakmanız nedeniyle yüklendiğiniz ve
indirim yoluyla gideremediğiniz KDV’yi 2010 yılı gelir vergisi matrahının
tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate almanız mümkün
bulunmaktadır.” (GİB. Balıkesir VDB’nin, 26.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2010/107-1308/-107
sayılı Özelgesi)
• “Mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla
giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi matrahının
tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.Diğer
taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece
faaliyeti bırakan mükellefler için geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince
devreden vergilerin gider veya maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün
olamayacağı tabiidir.” (MB. İstanbul VDB’nin, 27.08.2011 tarih ve
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.58-1443 sayılı Özelgesi)
• “İşi bırakan mükellefler, devreden vergilerini indirim yoluyla
telafi etme imkânı ortadan kalktığı için işin bırakıldığı dönem itibariyle
indirim yoluyla telafi edemedikleri bu vergileri gider veya maliyet unsuru
olarak dikkate alabileceklerdir.
Buna göre;
– İşin bırakılması veya şirketin tasfiyesi dolayısıyla, işletmede
bulunan vergiye tabi malların işin bırakılması veya şirketin tasfiyesinden önce
satış vb. yollarla tasfiye edilmesi halinde teslim bedeli üzerinden, tasfiye
edilmemiş ise bu malların işletmeden çekilen değer olarak KDV Kanunu’nun 3/a
maddesi gereğince emsal bedel üzerinden KDV hesaplanarak ilgili dönem
beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir.
– İndirim konusu yapılamayan KDV ise sonraki döneme devreden KDV
olarak kalacaktır. Sonraki döneme devreden KDV’nin, iade hakkı doğuran bir
işlem bulunmaması kaydıyla, iadesinin talep edilmesi mümkün
bulunmamaktadır. Ancak, mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle
indirim yoluyla giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.
• Diğer taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile
ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için
geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince devreden vergilerin gider veya
maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı tabiidir.” (MB. İstanbul
VDB’nin, 25.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01- KDV.29-1875 sayılı Özelgesi)
• “Terk ettiğiniz faaliyetinize ilişkin olarak katma değer vergisi
beyannamenizde yer alan sonraki döneme devreden KDV’nin tamamının,
iade hakkı doğuran işlemleriniz bulunmaması halinde KDV Kanununun
58. maddesi uyarınca kurumlar vergisi matrahınızın tespitinde gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.” (GİB.
Ankara VDB’nin, 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-164-402
sayılı Özelgesi)
• “Tasfiyeye giren şirketinizin mevcutlarını işi terkten önce
satış vb. yollarla tasfiye ettiği takdirde teslim bedeli üzerinden, mevcutlar
tasfiye edilmemişse işletmeden çekiş göstererek emsal bedeli üzerinden KDV
hesaplayıp beyan etmesi gerekmektedir. Hesaplanan bu vergilere rağmen
indirilemeyen bir tutarın kalması halinde, söz konusu tutarın iadesi söz konusu
olmayacaktır.
Dolayısıyla, tasfiyeye giren şirketinizin tasfiye sonucunda
devreden KDV’sinin bulunması halinde indirim imkanı kalmayan bu tutarın,
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün
bulunmaktadır.”(MB. Sivas Defterdarlığı’nın, 17.8.2011 tarih ve
B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-2-12-5 sayılı Özelgesi)
Yılmaz SEZER YMM-DÜNYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder