SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERİN
“ BEYANNAME VERMEK” YOLUYLA VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNA İŞTİRAK
İLE SUÇLANMASI
Muhasebe, işletmelerin varlıklarının ve kaynaklarının
oluşumunu, bunların kullanılma biçimini, işletmelerin yaptığı işlemler
sonucunda bu varlıklardaki ve kaynaklardaki değişmeleri, işletmelerin mali
durumlarını açıklayacak bilgileri sağlayan ve bu bilgileri ilgili kişi ve kurumlara
ileten bir bilgi sistemidir.
Bu
işleri meslek olarak yapanlara da muhasebeci denir.
Muhasebecilik
mesleği Ülkemizde 3568 sayılı SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ
MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU’ na göre “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” unvanı almış
kişilerce yapılabilmektedir.
3568 sayılı kanunun 2-a maddesinde, mali müşavirlik mesleğini
tanımlanmış ve mesleğin konusu belirtilmiştir:
“Gerçek
ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;
a)
Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince,
defterlerini tutmak, bilanço
kâr-zarar
tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri
yapmak.
b)
Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî
mevzuat ve bunların
uygulamaları
ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.
c)
Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil,
denetim yapmak,
malî
tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve
benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak.
Yukarıda
sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci malî
müşavir denir.
Gerçek
ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmeler ( mükellefler) ile serbest
muhasebeci mali müşavirler
(
meslek mensubu) arasındaki iş ilişkisi, 3568 sayılı kanunun 2-a
maddesinde belirtilen iş ve işlemlerin yapılması üzerinedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Kaçakçılık Suçları ve
Cezaları” başlıklı 359. Maddesinde belirtilen suçları işlediği iddiasıyla
hakkında vergi tekniği raporu veya vergi inceleme raporu hazırlanan
mükelleflerle birlikte bu mükelleflerin mali müşavirleri hakkında da
kaçakçılığa iştirak suçu raporu düzenlenmektedir.
Son
günlerde yaygın hale halen bu iştirak suçu raporları birçok meslek mensubunu
zor durumda bırakmakta ve ciddi mağduriyetlere sebep olmaktadırlar. Beyanname
vermek yoluyla vergi kaçakçılığına iştirak suçlamasıyla karşı karşıya kalan
meslek mensupları hakkında ceza davası açılmakta, meslek odalarınca da disiplin
kuruluna sevk edilmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi bir de vergi ziyaı cezası
tarhiyatıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.
İştirak
suçu raporlarının çoğunda meslek mensubuna yapılan suçlamalardan, sadece
” beyanname vermek yoluyla suça iştirak” suçlamasının yargısal sonuçlarını ele alacağım:
“ Beyanname vermek yoluyla “ suç işlenebileceği , Türk Ceza
Kanununu ve Vergi usul Kanununu hazırlayanların aklına gelmemiş; sadece Vergi
Müfettişleri, bu müthiş suç eylemini keşfetmiştir!!!!.
Vergi
müfettişlerince hazırlanan, çoğu zaman meslek mensuplarını haksız ve hukuksuz
yere mağdur eden, vergi tekniği raporlarında başkaca bir somut delil
bulunmaksızın sadece “beyanname vermek yoluyla suça iştirak”
suçlamasında bulunmak haksızlıktır; hukuksuzluktur.
Mükellef ve meslek mensubu arasındaki iş sözleşmesinden
kaynaklanan bir yükümlülüktür. 3568 sayılı Kanunun 2/a. Maddesinde bu
yükümlülük tanımlanmış; görev olduğu belirtilmiştir.
Hukuken geçerli başkaca bir somut delille ispatlamadan sadece “
mükellefin beyannamesini vermek yoluyla suça iştirak” suçlamasını yapan Vergi
Müfettişleri, beyanname vermek eyleminin meslek mensubunun yükümlülüğü ve
görevi olduğunu görmezden gelmektedir. Bu suçlama, 3568 sayılı
yasanın 2. Maddesine de aykırıdır çünkü meslek mensubunun, yasada belirtilen
görevini yerine getirmesi nedeniyle suçlanması durumu söz konusudur. Yasanın
bir yükümlülük olarak verdiği görevi yapmak, suç unsuru olarak kabul
edilmektedir.
“Beyanname vermek yoluyla kaçakçılığa iştirak” suçlamasıyla itham edilen meslek
mensuplarını rahatlatacak yargı kararları bulunmaktadır.
·
Adana 12 Asliye Ceza Mahkemesi, 14.03.2014 tarihli E:2013/587
Esas,
K:
2014/313 sayılı kararında:
“ sanık hakkında 2008 ve
2009 yıllarında sahte belge düzenlemek süretiyle vergi kaçakçılığı suçuna
katılma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de;
sanığın serbet muhasebeci olduğu, gelen belgeleri e-beyan ile ilgili vergi dairesine
beyan etmekle yükümlü olduğu, belgenin gerçekliğini ya da sahteliğini
araştırmak yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmakla maddi unsur yönünden
oluşmayan atılı suçtan CMK 223/2-a maddesince BERAATINA,” şeklinde hüküm kurmuştur.
·
Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi, E:2010/735 esas, K:2012/282
sayılı kararında:
“ 3568 sayılı Serbest
Muhasebeci ve Yeminli Mali Müşavirlik kanununun mesleği konusu başlıklı ikinci
maddesinin, genel ve kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri
uyarınca defterlerini tutmak, bilanço kar ve zarar tablosu ve beyannameleri ve
diğer belgeleri düzenlemem ve benzeri işleri yapmak gibi yükümlülükleri
bulunduğu sanık meslek mensubunun herhangi bir işyerinde bağlı olmaksızın mali
müşavir olarak mesleğini sürdürdüğü ve diğer şirket ve kişilerin de mali
müşavirliğini yaptığının anlaşıldığı, sanığın sahte ve yanıltıcı belge
düzenlediği konusunda sanık aleyhine tam bir tespit yapılamadığı, vergi
denetmelerinin raporlarının kanaate dayandığı ve somut delile dayanmadığı ……
Gerekçesiyle
213 sayılı yasaya muhalefet suçundan sanığa yüklenen suçu işlediği sabi
olmaması nedeniyle CMK nin 223/2-e maddesi gereğince BERAATINA” şeklinde hüküm kurmuştur.
·
Danıştay 4. Dairesinin konuyla ilgili
olarak verilen 22/2/2001 tarih veE:2000/550- K: 2001/518 sayılı kararında geçen paragrafta:
“Davacı serbest muhasebeci mali
müşavir olup, mali müşavirliğini yaptığı şirketler adına, belge basımı için
izin başvurusunda bulunmak, beyanname vermek, şirketleri bazı konularda temsil
etmek mesleğin gereği olup, bu faaliyetler dışında adı geçen şirketleri sahte
fatura kullanmaya azmettirdiği yolunda bir tespit bulunmadığından davacı adına
kesilen cezada isabet görülmemiştir. “ şeklinde karar verilmiştir.
Sonuç
olarak, 3568 sayılı yasanın 2/a. Maddesinde belirtilen mesleki görevlerini
yerine getirmiş olması nedeniyle meslek mensubunun başkaca bir delil yok ise
sadece “beyanname vermek” gibi görevi nedeniyle vergi kaçakçılığı suçuna
iştirak ile suçlanmasının haksız, hukuksuz olduğu yargı kararlarınca da
belirlenmiştir.
(
Bu yazıma ilişkin her türlü görüşü ve eleştiriyi dikkate alacağımı belirtmek
isterim.)
SMMM HAKAN SAYILIKAN
smmhakansayilkan@hotmail.com
21.01.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder