Apartman yöneticiliğine seçilirken,
- Mutlaka görev alanınızı gösteren bir
yönetim planın apartman genel kurulunda onaylatmanız gerektiğini,
onaylatmadığınız takdirde kat mülkiyeti kanun 35. maddesinde yer alan
geniş kapsamlı bir görev sorumluluğu ile karşı karşıya kalabileceğinizi
- ve bu geniş sorumluluk nedeniyle
apartman işlerine yetişemediğiniz durumlarda görevinizi ihmal ettiğiniz
yönündeki tenkitlerle karşı karşıya kalabileceğinizi unutmayınız.
- Kat Mülkiyet Kanunun 32. Maddesine
istinaden; Yöneticiliğiniz başlamadan önce yöneticiliği biten yöneticiden
elinde bulunan defter ve belgeleri tutanakla teslim alınız.Kat Mülkiyet
Kanunun 32. Maddesine istinaden Yöneticiliğiniz bitiminde elinizde bulunan
defter ve belgeleri yeni yönetime bir tutanakla teslim ediniz.
- KMK 36. Maddesine istinaden;
Yöneticiliğiniz süresince normal yönetim giderlerine katılmayacaksanız. Bu
konuyu yönetim planında mutlak surette belirtmeniz gerekmektedir. Belirtmediğiniz
takdirde, sizden sonra gelen yönetimler hissenize düşen normal yönetim
giderinin yarısını faizi ile birlikte sizden talep edilebileceğini
unutmayınız.
- KMK 36. Maddesine istinaden; Karar
defterinizi noter tasdik ettirmeniz gerekmektedir. Karar defterine
apartman ile ilgili yapılan toplantılarda alınan kararların yazılması
gerekmektedir. Apartman ya da site toplantılarında alınan kararların
geçerli olabilmesi için apartman sakinlerinin katılımının yarıdan fazla
olması gerektiğini unutmayınız.
- KMK 35. Maddesine istinaden;
Yöneticiliğiniz süresince topladığınız paraları ve avansları gerektiğinde
almak üzere bir bankada kendi adınıza ancak apartmanınızın yöneticisi
sıfatı gösterilmesi suretiyle hesap açtırınız.
- KMK 36. Maddesine istinaden; gelir ve
gider kalemleri için noter tasdikli İşletme defteri tutmanız gerekmekte
olup tutulacak defterin işletme defteri olması yeterlidir. Apartman
Yönetimlerinin Vergi Usul Kanununa göre defter tutma yükümlülüğü
bulunmamaktadır.İşletme defterinin sol tarafına giderleri sağ tarafına gelir
kalemlerini yazmanız gerekmektedir.Apartman için yapılan giderleri mutlak
suretle bir belgeye dayandırmanız gerektiğini unutmayınız. Yaptığınız
harcamaları fatura fiş düzenleme kapsamında olan kişilerden almış iseniz
mutlak suretle fiş ve faturanızı alınız. Bu kapsam dışında yapılan
harcamalarınızda ise gider pusulası düzenleyiniz ve işi yaptırdığınız
kişinin isimi, soyadını, adresini ve imzasını mutlak suretle gider
pusulasında olması gerektiğini unutmayınız.Apartman Gelirleri genellikle
aidatlardan oluşmakta olup tahsil ettiğiniz aidatlara karşılık makbuz
düzenleyiniz ve makbuzun üstünde kimden, hangi daireden ve hangi aya
olduğuna dair bilgileri mutlak suretle yazınız.
- Apartman yöneticiliği, yapmanız
gereken durumlarda;
Yukarıdaki hususlara dikkat etmeniz ileride çıkabilecek
sorunların önüne geçilmesini sağlayacak olup,yaptığınız giderleri
belgelendirmekte gerekli özeni göstermediniz durumlarda apartman genel
kurulunda aklansanız dahi Görevi suistimal ve yedieminliği suistimal suçları
ile asliye ceza mahkemelerinde yargılanma durumda kalabilirsiniz.
Örnek bir Yargıtay Hukuk Kararı ve Yargıtay Ceza Kurulu Kararı
aşağıdaki gibidir.
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/9052
Karar: 2011/10094
Karar Tarihi: 13.10.2011
ÖZET:
Yöneticinin ibrası, sonradan
ortaya çıkan usulsüzlükler nedeni ile kat maliklerini uğrattığı zarardan
sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, bilirkişi kurulundan davalının
yöneticiliği döneminde yapmış olduğu harcamalar, kendi ihmali sebebiyle
herhangi bir zarara sebebiyet vermiş olup olmadığı, apartman gelirlerini
gösteren tüm defter, belge, fatura ve sair belgelerle tarafların delilleri
toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yöneticinin ibra edilmiş
olduğu gerekçesiyle davacının isteminin reddine karar verilmiş olması doğru
görülmemiştir.
T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2000/11-183
Karar: 2000/183
Karar Tarihi: 10.10.2000
ÖZET:
Her ne kadar hukuk
mahkemesinde sanığın apartman yönetimine borçlu olduğuna karar verilmiş ve bu
hüküm kesinleşmiş ise de; sanığın yönetici olduğu dönemde kat maliklerinden bir
kısmı ile aralarında yönetim tarzı konusunda anlaşmazlıkları bulunduğu, bir
kısım alacakları ancak yargı kararı ile tahsil edebildiği, bir kısım
harcamaların ise belgelendirilmesinin mümkün olmadığı, sanığın apartmana borçlu
olduğu saptanan miktarı kendisine haksız menfaat sağlamak için değil, borçlu
olmadığı düşüncesiyle hesapta bulundurmadığı, borçlu olduğunun bildirilmesi
üzerine katim veya inkar yoluna gitmeyip yasal faizi ile birlikte apartman
hesabına yatırdığı anlaşılmakla olay hukuki nitelikte olup güveni kötüye
kullanma suçunun yasal öğeleri itibariyle oluşmadığı gözetilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder